|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-08-2010, 08:22 | #3501 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 42 |
Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'nin ağustos sayısında siyah-beyazlı camiaya seslenen başkan Demirören, umut dolu mesajlar verirken Quaresma ve Nihat Kahveci çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yeni bir sezon için yeni umutlarla yola çıktıklarını belirten Demirören, şunları kaydetti: "Beşiktaş ailesine yeni katılan isimlerle kadromuzu güçlendirdik. Takımımıza göstereceğiniz inançlı, Avrupa'ya nam salmış desteğinizi izlemek ve takımımızla birlikte büyümek için artık günleri saymaya başladık. Dünya yıldızlarından oluşan bir takım için elimizden geleni yaptık. Futbol takımımızı Portekiz'in ve dünyanın yakından tanıdığı Ricardo Quaresma ve İspanya futbolunun en önemli ismi Guti ile destekledik. Bundesliga'nın köklü kulüplerinden Stuttgart'ta forma giyen Hilbert ve Denizlispor'dan genç kaleci Cenk'in de kadromuza güç katacağına inandık. Takımımızı, Avrupa futbolunun en kariyerli isimleri arasında yer alan Sayın Bernd Schuster'e emanet ettik." "HEPİMİZİN HAYALİNDEKİ TAKIMI KURMAK BİZİM İÇİN ÇOK KOLAY OLMADI" Dergideki yazısında siyah-beyazlı taraftarlara da seslenen Demirören, "Hepimizin hayalindeki takımı kurmak bizim için çok kolay olmadı. Transferlerde emeği geçen tüm yönetim kurulu üyelerime teşekkür ediyorum. İnsanüstü bir çabanın ürünü olan bu takıma olan desteğinizin tüm sezona yayılması ve sizi siz yapan 'iyi günde de, kötü günde de yanında olmak' duruşu ile bizleri destekleyeceğinize şüphem yok" ifadelerini kullandı. Yıldırım Demirören, şunları kaydetti: "Artık söz sırası siz büyük Beşiktaşlılarda. Tribünlerdeki yerinizi alacak, takımınızın güzel oyununu izleyecek ve böyle bir takıma sahip olduğunuz için kendinizi şanslı hissedeceksiniz. Beşiktaş tarihinin en iyi kadrosunu oluşturduğumuz bu yeni sezonda hedefimiz, Türkiye sınırları dışından da bir kupayı müzemize götürmek. Bu beklenti içinde, hiçbir fedakarlıktan kaçmadan, teknik kadromuzun isteği doğrultusunda oluşturduğumuz takımımız bizi beklenen ve özlenen şampiyonluklara taşıyacaktır." "BİRLİK MESAJLARIM ISRARLA VE İNATLA DEVAM EDECEK" Yeni sezonun öncelikle kendi camiaları içinde birlik ve bütünlüğü beraberinde getirmesini dileyen başkan Demirören, şunları kaydetti: "Camianın tamamını kapsayacak enerji ve gücü toplamış olan ben ve yönetim kurulum, tüm spor dünyasına net ve güzel mesajlar vermek için hazır. Kendi doğasında birlik ve beraberliği barındıran Beşiktaş camiası, tek bir şemsiye altında toplanmalı ve rakiplerine net bir resim vermeli. Birlik mesajlarım ısrarla ve inatla devam edecek. Devamlılık arz edecek bir başka konu ise destekleri ile tüm dünyaya emsal olan Beşiktaş taraftarının tüm takımlara centilmenlik içeren davranışlarının devamı olacak. Takımlarını destekleyen, ancak maç sonunda, sonuç ne olursa olsun Beşiktaşlı duruşu ile rakibini de alkışlamasını bilen sizler, bu duruşun ilerleyen nesillere devamını sağlayacaksınız. Bu vesile ile yeni sezonun tüm kulüpler için hayırlı olmasını diliyorum. Yeni sezonda bizler yönetici olarak özellikle maç sonlarında verdiğimiz demeçlerle camialarımızı yönlendirdiğimizi unutmamalı ve tüm futbol ögelerine destek olmalıyız." Yazısının sonunda, sağlık sorunları nedeniyle görevi bırakmak zorunda kalan eski teknik direktör Mustafa Denizli'ye siyah-beyazlı takıma katkıları nedeniyle teşekkür eden Yıldırım Demirören, "Her zaman kalbimizde, Beşiktaş'ın içinde ve yanında olacağına inandığımız Sayın Denizli ile yaşadığımız çifte kupa zaferinin bu sezon sayısının artacağı temennisi ile..." ifadelerini kullandı. QUARESMA: "CAMİAMIZA BÜYÜK MUTLULUKLAR YAŞATACAĞIM. BUNU HEP BERABER YAPACAĞIZ" Beşiktaş'ın yeni transferi Ricardo Bernardo Quaresma, sahada olduğu süre boyunca takımı için her şeyini vereceğini vurgulayarak, "Ben buraya Beşiktaş'ı ileri taşımak için geldim. Camiamıza büyük mutluluklar yaşatacağım" dedi. Siyah-beyazlı kulübün dünyaca ünlü Portekizli futbolcusu "Q7" lakaplı Quaresma, Türkiye'deki ilk röportajını Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'ne verdi. Derginin ağustos sayısına konuşan Querasma, kendisinden çok şey bekleyen siyah-beyazlı camiaya umut dolu mesajlar verirken, "Camiamıza büyük mutluluklar yaşatacağım" iddiasında bulundu. "Q7" şunları kaydetti: "Ben buraya Beşiktaş'ı ileri taşımak için geldim. Camiamıza büyük mutluluklar yaşatacağım. Bunu hep beraber yapacağız. Geldiğimden beri kendimi çok mutlu hissediyorum ve bu mutluluğun getirdikleriyle taraftarlarımızın beklediği kupaları kazanacağız. İmza töreninde söylediğim 'Şampiyonluk için kanımı akıtacağım' sözünü burada da tekrarlamak istiyorum. Sahada olduğum süre boyunca takım için her şeyimi veririm ve bunu da yapacağım." "MUTLU OLACAĞIM YERİN BEŞİKTAŞ OLDUĞUNU ANLADIM" Beşiktaş'a transfer sürecini anlatan Quaresma, "Teklifi menajerim bana ilettiğinde düşüneceğimi söyledim. Çünkü Inter'den ayrılmak istiyordum. Bunun üzerine görüşmeler başladı. Beşiktaşlı yöneticiler benim çok önemli olduğumu hissettirip güvendiklerini söylediler. Ben de imzayı attım ve şu anda çok mutluyum. Ayrıca söylenildiği gibi Fenerbahçe ya da başka bir takımdan teklif almadım" dedi. Transfer sürecinde başkan Yıldırım Demirören'in kendisiyle konuşmak için yanına geldiği hatırlatılan Quaresma, "Kendisini yanımda görmek büyük bir onurdu. Onların bana güvendiğini görmek benim için en önemlisiydi. Tabii ki beni isteyen birçok takım vardı ama başkanla konuştuktan sonra mutlu olacağım yerin Beşiktaş olduğunu anladım" ifadelerini kullandı. "Q7", "Başkanımız 'Schuster imzaladı, sen de imzalayacaksın' dediğinde çok mutlu oldum. Zamanında büyük futbolcuydu, şimdi de büyük bir hoca. Onunla çalışmak, onun tarafından eğitilmek bana mutluluk veriyor" dedi. BJK İnönü Stadı'nda kendisi için düzenlenen imza törenini de değerlendiren Portekizli yıldız, "Bir futbolcunun en çok isteyeceği şey; sahaya girdiğinde isminin bağırılması, taraftarların onu beklediğini bilmesidir. Ben bunu o gün sonuna kadar yaşadım ve hayatıma damga vuran olaylar arasına girdi. Kendimi Beşiktaşlı, onların parçası gibi hissettim" ifadelerini kullandı. "BANA NEREDE OYNAYACAĞIMI SÖYLESİNLER YETER" Quaresma, "En verimli kullanılacağın oyun biçimi sence nedir?" şeklindeki bir soruya, "Fark etmez... Bana nerede oynayacağımı söylesinler yeter" diye yanıt verdi. Vikingur karşılaşması ile ilk kez resmi bir maçta Beşiktaş taraftarının karşısına çıkan Quaresma, müsabaka öncesi taraftarlara "üçlü" çektirdiği an ile ilgili olarak, "Açıkçası Portekiz'de de insanlar futbolla çok ilgili ama Türkiye'deki gibi değil. Bu nedenle beni çağırdıklarında tedirgin oldum. Ne yapacağımı bilemedim. Ama sonucu güzel oldu" dedi. Vikingur maçında değerlendiremediği penaltının kariyerinde kaçırdığı ilk penaltı olduğunu söyleyen "Q7", "Çok kötü vurdum, kaçırmamalıydım. Atmam lazımdı" değerlendirmesini yaptı. Sıklıkla yaptığı ayağının dışıyla sert şut ve kendine has topuk pasları hatırlatılan Quaresma, "Doğarken ayaklarım kapalı olduğu için dışarı açma gibi bir eğilimim oluyor (gülüyor). Ayrıca diğer futbolcuların yapmadığı şeyleri denemeyi de seviyorum. Bir de başarılı olunca çok mutlu oluyorum" şeklinde görüş belirtti. Portekiz'in bir diğer popüler futbolcusu Ronaldo ile sürekli kıyaslanması hatırlatılarak, aralarında kişisel olarak rekabet olup olmadığı sorulan Quaresma, "Hayır, aramızda bir rekabet yok. Onun kendi yetenekleri var, benim kendi yeteneklerim. Bir çekişme yaşamıyoruz. Kendisi çok iyi bir futbolcu olmanın yanı sıra harika bir insan. Buradan onun için en iyi dileklerimi sunuyorum" dedi. "ÇOK YOKSUL BİR AİLEDE BÜYÜDÜM" Quaresma, çocukluğunun yoksulluk içinde geçtiğini vurgulayarak, hayatını, "Hem yoksulluğun dibini, hem de zenginliğin zirvesini yaşadım" diye özetledi. Portekizli futbolcu, çocukluk dönemiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: "Çok yoksul bir ailede büyüdüm. Yaşadığımız bölgede uyuşturucu dahil aklınıza gelebilecek her türlü kötü alışkanlık yaygındı. Bu sebeple o hayatı iyi biliyorum. O hayattan çok şey öğrenerek bugünlere geldim. Hem yoksulluğun dibini, hem de zenginliğin zirvesini yaşadım. Yaşadıklarımdan hep ders çıkardım. Bunların ne anlama geldiğini ve benim için önemini ayrı tutarım." Gecekonduda büyüdüğünü, küçüklüğünün tek odalı bir evde geçtiğini anlatan "Q7", "Hayatımızı zar zor idame ettirebiliyorduk" dedi. "KÜÇÜKKEN FUTBOLU SEVMİYORDUM" Küçükken futbolla hiç ilgilenmediğini belirten Quaresma, şunları kaydetti: "Aklımda sadece o bölgede beraber büyüdüğüm çocuklar gibi kötü alışkanlıklar vardı. Onlara özeniyordum, sadece onlarla vakit geçirmek istiyordum. Ağabeyim ise futbol oynuyordu ve bir gün beni de antrenmana götürmek istedi. 'Çok istiyorsan gelirim ama futbolu sevmiyorum. Boşu boşuna götürme' dedim. Yine de gittik ve beni kendi antrenörüyle tanıştırdı. Ondan antrenmana katılmamı rica etti. Israrla istemediğimi söylesem de kendimi o ilçe takımının altyapısında buldum. Daha sonra Sporting Lizbon ağabeyimi kadrosuna katmak için geldi. Ona 'Futbol oynayan bir kardeşinin daha olduğunu duyduk' dediler. Ben hala futbolu sevmiyordum ve ciddiye almıyordum ama iki gün sonra imzayı attım. 17 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası'nda Portekiz'le şampiyon olduktan sonra da hayatımın birparçası oldu." "12 yaşındayken futbolu bırakıp hokey oynamak istemiştim" diyen Quaresma, "Anneme bunu söylediğimde 'Eğer futbolu bırakırsan; birincisi hokey oynamana izin vermeyeceğim, ikincisi dışarı çıkamayacaksın, üçüncüsü arkadaşlarınla görüşemeyeceksin' dedi. Tabii Avrupa Şampiyonası'nda iki gol atıp şampiyonluğu yakaladıktan sonra Sporting Lizbon'a döndüğümde bana B takımda oynama şansı verdiler. Orada 24-25 yaşında oyuncular vardı ve o an işin ciddiyetini kavradım. Artık profesyonellerle birlikteydim" ifadelerini kullandı. Ağabeyinin şimdi küçük bir takımda oynadığını belirten "Q7", "Bütün hayatını benim iyi olmam için feda etti" dedi. Dört yaşındayken annesiyle babasının ayrıldığını anlatan Quaresma, "Babamla da görüşüyorum, ilişkim sağlam, onu çok seviyorum ama annem gibi değil. Çünkü annemin neler çektiğini gördüm" diye devam etti. Quaresma, "Ailem için gerekirse canımı bile veririm. İkinci kez düşünmem. Saha içinde soğukkanlıyım, hiçbir şeyden korkum yok. Çünkü bu hayatta her şeyi gördüm. Tabii insanlar beni genellikle sahada gördükleri için duygusuz olduğumu düşünebilirler. Ama işin içine ailem girdiğinde her şey farklılaşır" dedi. NİHAT KAHVECİ: "İYİ BAŞLADIĞIMIZ TAKDİRDE BU SEZON LİGE VE AVRUPA KUPALARINA RENK KATACAĞIMIZ KESİN" Beşiktaşlı futbolcu Nihat Kahveci, çok kaliteli bir kadroya sahip olduklarını belirterek, "İyi başladığımız takdirde bu sezon lige ve Avrupa kupalarına renk katacağımız kesin" dedi. Tecrübeli futbolcu, Beşiktaş Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi'nin ağustos sayısında yer alan röportajında, geçen sezon iyi bir performans sergileyemediğini belirterek, "Geçen sezon iyi şeyler yaptığımı söylersem yanlış olur. Ama kötü bir Nihat bile bazı şeyleri gösterdi. İyi bir Nihat'ın neler yapacağını herkes biliyor. Bu sezon güzel transferler yapıldı. Hem hoca hem de yabancı oyuncu anlamında. Önemli olan iyi başlamak diye düşünüyorum. İyi başladığımız takdirde bu sezon lige ve Avrupa kupalarına renk katacağımız kesin. Çünkü o kalitede futbolcularımız var. Bunun ipuclarını Vikingur ile oynadığımız UEFA Avrupa Ligi maçında da verdik" ifadelerini kullandı. "DAHA İYİ TEKLİFLER OLMASINA RAĞMEN BEŞİKTAŞ'I TERCİM ETTİM" Nihat Kahveci, İspanya'da oynarken kendisine daha iyi teklifler yapılmasına rağmen Beşiktaş'ı tercih ettiğini söyledi. Profesyonel futbolculuk hayatında Beşiktaş, Real Sociedad ve Villarreal takımlarının formalarını giydiğini anlatan Nihat, şunları kaydetti: "9 sene önce giderken de 'Türkiye'ye tekrar dönersem Beşiktaş'ta oynarım' dedim ve öyle de yaptım. Tabii ki insanlar 'İyi kontrat yaptı, geldi' diyebilir ama ben zamanında da söyledim. Daha iyi teklifler olmasına rağmen Beşiktaş'ı tercih ettim. İyi kazanıyorum ama sebep bu değil. Beşiktaş'ın benim için önemi çok büyük. Çünkü 8 sene yurt dışında oynadığım dönemde de herkes beni 'Beşiktaşlı Nihat' olarak andı ve benimle bu şekilde gurur duydu. Bu benim için çok büyük bir şey. Bunun üstüne katarak, önümüzdeki sezon iyi bir Nihat izlettirmek istiyorum." "ABDEST ALMADAN MAÇA ÇIKMAM" Röportajında maç öncesi ve sonrasında yaptıklarını da anlatan tecrübeli futbolcu, "Rakip kim olursa olsun, bütün hafta boyunca o maçı düşünürüm. Hiç ayırt etmem, aynı şekilde ciddiye alırım. Tabii ki her futbolcu gibi benim de maçtan önce yaptıklarım vardır. Mesela maça abdest almadan çıkmam. Sahaya sağ ayağımla çıkarım. Maç sonrasında galibiyeti de mağlubiyeti de çok yoğun yaşamamaya dikkat ederim. Elbette galibiyete çok sevinir, mağlubiyete çok üzülürüm ama fazla abartmamaya çalışırım. Çünkü bilirim ki, bir hafta sonra yine maç var ve ona da en kısa zamanda hazır olmamız gerekiyor" değerlendirmesini yaptı. Nihat, dışardan bakıldığında futbolcuların yaşantısının güzel gözüktüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama o kadar güzel bir yaşantımız yok. Hep belli başlı şeyleri yapıyoruz. Yememiz, içmemiz, uyumamız, uyanmamız hep belli standartlara göre oluyor. Ben de herkes gibi bazen kalabalığa girip eşimle, çocuğumla dolaşmak istiyorum. Maalesef o rahatlığımız yok. İnsanlar, hafta sonu çıkıp eğlenirken, biz kampta maçı bekliyoruz. Bu 10 sene, yani kısa bir dönem böyle. 25-35 yaşları arasında, diğer maddi imkanı iyi olan gençler gibi yaşadığımız söylenemez. Ancak bu 10 senemiz, ekonomik olarak bizim 50-60 senemizi kurtarıyor. O nedenle, zorlukları fazla da dert etmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, futbolu bırakınca da bir hayat var, yine keyif yapabiliriz. Şahsen ben çok mutluyum. Sonuçta göz önündeyiz, insanlar sevgi gösteriyor, örnek alıyorlar. Bu da işimizin güzel tarafı." "FUTBOLCU OLMAYI HİÇ DÜŞÜNMÜYORDUM" Nihat Kahveci, çocukken futbolcu olmayı hiç düşünmediğini dile getirerek, "Çocukken kendime ait futbol topum hiç olmadı. İlk kramponum da Esenlerspor'a gittiğimde oldu. Futbolu gerçekten çok seviyordum ama futbolcu olmayı hiç düşünmüyordum. Mesela yazın sokakta hep maç yapıyorduk. Ama lisanslı olarak futbol oynamayı hiç düşünmedim. Liseye başladığımda arkadaşların tavsiyesiyle amatör bir takım olan Esenlerspor'a gittim. Lise bitti, Beşiktaş altyapısına geldim. İkinci senemde de A takıma yükseldim" ifadelerini kullandı. Birlikte çalıştığı bütün antrenör ve teknik direktörün kendisine bir şeyler kattığını anlatan Nihat, "Ama benim hayatımın en önemli anı sanırım PAF takımından A takıma çıkmam olmuştur. O da Toshack zamanıdır. Sadece ben değil, benimle birlikte 6-7 oyuncu A takıma yükselmişti. Çıkmakla kalmadık, Toshack bize şans da verdi. Bu şansı değerlendirdik ve yolumuz açıldı. Tabii ki sonradan beni takip edip, İspanya'ya da götürdü. Benim için en etkili isim diyebilirim" şeklinde görüş belirtti. Tecrübeli futbolcu, kazançlarını gayrimenkul sektöründe değerlendirdiğini de anlatarak, "Ben birikimimle genelde ev alıyorum. Bunun yanında her insan gibi ben de elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum. Bazılarını memnun ediyoruz, bazılarını edemiyoruz. Sonuçta herkesin memnun olması da zor bir şey" diyerek sözlerini tamamladı. Hürriyet | ||
|
03-08-2010, 11:36 | #3502 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
Beşiktaş`ta adı sürekli gönderilecekler listesinde geçen,ancak kamp döneminde göstermiş olduğu performans ile Schuster`in beğenisini kazanan Zapo takımda`da kaldı Haber1903`e konuşan Çek oyuncunun menajeri Ömer uzun takımdan ayrılıp ayrılmayacağı merak konusu olan tecrübeli stoper ile ilgili şu açıklamaları yaptı... SCHUSTER İSTEDİ ZAPO KALDI "Alman teknik adam Schuster oyuncu ile Victoria Plzen maçı öncesi yüz yüze görüşerek,performansından memnun olduğunu ve kendisinin bu sene takımda kalmasını istediğini iletti.Zapo bu görüşmenin ardından takımda kaldı diyebiliriz.Biliyorsunuz Zapo`yu Eskişehir ve Bursa kulüpleri ısrarla istiyorlar ama oyuncunun tercihi çok çalışıp Beşiktaş`ta kalmaktı.Sanırım Schuster Zapo`nun bu isteği ve arzusunun karşılığını vermiş oldu.Çok büyük bir değişiklik olmaz ise Zapo önümüzdeki sezon Siyah Beyazlı forma altında mücadele edecek" ifadelerini kullandı. HABER1903 | ||
03-08-2010, 11:38 | #3503 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | Hâla Kesinleşmiş Bir Şey Yok Zapo'da Gidebilir Ferrari'de Ben Bu Açıklamaların Bir Pazarlama Stratejisi Olduğunu Düşünüyorum En Azından Net Bir Bilgi Gelene Kadar . Günler Önce Zapo'nun Es-Es Başkanıyla Görüşüp Anlastığını Tek Sorunun Schuster'ın Git Yada Kal Demesi Olduğunu Belirtmiştim Bakalım Bu Hafta Netleşicektir . | ||
03-08-2010, 11:48 | #3505 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 35
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | Ferrari Ka-La-Cak ! Eğer Giderse Büyük Sürpriz Olur . Ve iyi Bir Fiyata Gider Onun Haricinde Gitmeyecek . | ||
03-08-2010, 11:49 | #3506 | ||
1903-1984-2008 Üyelik tarihi: Oct 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 10.250
Tecrübe Puanı: 33 | Gitmeli.! | ||
03-08-2010, 13:06 | #3508 | ||
Üyelik tarihi: Jun 2009 Yaş: 41
Mesajlar: 299
Tecrübe Puanı: 16 |
Yabancı sayısını düşürmeye çalışan Beşiktaş'ta, Holosko'nun Trabzonspor'a transferi Şenol Güneş engeline takıldı !.. Lig TV'den Atakan Kurt'un haberi: İki kulübün başkanlarının Holosko'nun bonservisiyle bordo mavili takıma transferi konusunda prensip anlaşmasına varmasına rağmen, Trabzonspor'un tecrübeli hocasının Slovak yıldıza vize vermediği ortaya çıktı !.. Edinilen bilgiye göre Yıldırım Demirören ile Sadri Şener, Holosko konusunda 2.5 Milyon Euro bonservis bedeli için el sıkışmasına rağmen Şenol Güneş'in bu oyuncuyu istemediğini belirtmesi üzerine transfer yattı. (Lig TV - Atakan Kurt) | ||
03-08-2010, 18:55 | #3509 | ||
.::Huzur::. Üyelik tarihi: Oct 2009
Mesajlar: 715
Tecrübe Puanı: 21 | Zapo'nun Beşiktaşta kalmayı istemediğini düşünüyorum. Bu yüzden gitmesinin takım için daha iyi olacağı kanaatindeyim. Ferrari'nin ise kalması gerek. Onu göndermek aptallık olur.
__________________ . Siz onları üzdünüz,siz onları kapının dışına sürdünüz..Onları ağlattınız,saçlarını dağıttınız,rüzgarlara bıraktınız..Siz bıçaklar sapladınız,sessiz olun deyip ağızlarımızı kapadınız. O yaşlı başlarınızı kaldırın!..Ve hem yaşınızdan hem de başlarınızdan utanın!.. Evet ! | ||
04-08-2010, 08:36 | #3510 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 42 |
Ricardo Quaresma ve Jose Mari Gutierrez’i renklerine bağlayarak, transferde tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Siyah-Beyazlı Yönetim’in, Robinho konusunda da ince bir taktik uyguladığı bildirildi. Beşiktaş Kulübü Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı, Brezilyalı futbolcu için şu anda herhangi bir girişimleri olmadığını açıklayıp, “Yazılı ve görsel medyada Robinho konusunda çeşitli haberler yer almaktadır. Müteaddit defalar resmi internet sitemizden bu oyuncunun transferi konusunda artık bir girişimimizin olmadığını açıklamış olmamıza rağmen benzer haberlerin çıkması üzerine, bu oyuncunun gündemimizden düştüğünü bir kez daha kamuoyunun bilgisine sunarım” ifadesini kullandı. Ancak işin aslının öyle olmadığı öğrenildi. Beşiktaş’ın tıpkı Quaresma transferinde olduğu gibi aşırı isteklerde bulunan hem Robinho hem de kulübü Manchester City’e vazgeçmiş imajı vermeye çalıştıkları belirtildi. Başkan Demirören’in rüyası... Rest çekerek, blöf yapan Siyah-Beyazlılar, karşı tarafın reaksiyonuna göre yeni bir girişimde bulunacakları kaydedildi. Kara Kartal, Portekizli süperstarın transferinden vazgeçtiklerini açıkladıktan bir hafta sonra işi bitirip, resmi imzayı attırmıştı. Beşiktaş eğer Q7’de uyguladığı taktik tutarsa, Başkan Demirören’in rüyası olan Robinho transferini gerçekleştirip, 3. dünya yıldızını İnönü’ye getirmeyi hedefliyor. Fanatik | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 18 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 18 Misafir) | |
| |