Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Gündem Dışı > Kültür ve Sanat

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18-08-2008, 18:12   #1
 
jaSmin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Cumhuriyet evde başlar





Turgut Özakman belki de Cumhuriyet tarihinde bir rekora imza atacağını tahmin etmemişti

Şu Çılgın Türkleradlı kitabını 50 yıllık bir çalışmanın ardından 2005’te piyasaya çıkaran Turgut Özakman belki de Cumhuriyet tarihinde bir rekora imza atacağını tahmin etmemişti

Kurtuluş Savaşı’nın anlatan kitap haftalarca en çok satanlar listesinin bir numarasını kimseye kaptırmadı. 78 yaşındaki hukukçu, öğretim görevlisi Özakman, şimdi ise “Cumhuriyet” adlı kitabını okurlarıyla buluşturmak için gün sayıyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan, şu günlerde hiç de hoşnut olmayan Özakman, tüm olanların ana nedeninin “eğitimsizlik” olduğunu vurguluyor. Tarih bilmemek, Batı’ya bağımlı hale gelmek, Atatürk yolundan sapmak... Bunlar Özakman’a göre karşımıza çıkan olumsuzlukların nedenlerinden birkaçı. Peki ne olacak sorusuna ise temkinli yaklaşıyor: “Şimdi artık paradigmalar bütünüyle değişti. Onun için bir tahminde bulunmak artık benim için çok zor. ‘Yarın bu olacaktır, önümüzde şöyle şöyle olaylar vardır’ diyemiyorum” diyor. Ve ekliyor, “Biz sağlıkla sağlıksızlığın arasında bir çizgide duruyoruz. İyilikler diliyorum, dua ediyorum”.

Neler yapıyorsunuz şu anda? Yeni bir kitap projeniz var değil mi?
Cumhuriyet dönemini yazıyorum.
Şu Çılgın Türkler”, Kurtuluş Savaşı’nı anlatıyordu. İzmir’e girişte bitmişti. Şimdi ondan sonraki kısmı, yani Atatürk’ün ölümüne kadar olan dönemi yazıyorum. Sizin kuşağınızın hiç bilmediği bir dönem bu.

Neden bilmiyoruz bu dönemi?
Bu eğitimin kusuru. Bir kere bizim milli eğitimimiz, milli değil. Gerçek anlamda da bir eğitim değil. Biz tarihi bilsek, Türkiye’deki bu bloklaşmanın çoğu biter. Tarih bilmediğimiz için “Atatürk dine karşıydı” diyorlar. İnananlarla karşı karşıya duruyoruz. Yaşlısı, genci, kadını, erkeği bu kadar birbirinden ayrılmış bir toplum, millet olabilir mi?

Nasıl millet olacağız peki?
Tarih birliğimizi sağlamamız lazım. Doğru olan ne ise onun etrafında toplanırsak birçok yapmacık sorun biter. Ya da biteceğini umut ediyorum.

Türkiye nereye gidiyor?
Siz yakın zamana bakarak konuşuyorsunuz. Ben yaşım gereği son 50 yılı rahat konuşabilirim. Bundan 15-20 yıl öncesine kadar benim kuşağım, aşağı yukarı ne olacağını kestirebiliyordu. Şimdi artık paradigmalar bütünüyle değişti. Onun için bir tahminde bulunmak artık benim için çok zor. “Yarın bu olacaktır, önümüzde şöyle şöyle olaylar vardır” diyemiyorum.

Olacaklar hakkında neredeyse herkesin bir fikri var...
Dün akşam televizyonda bazı olgun insanlar bir aradaydı. “Neler olabilir” diye konuşuyorlar. Cesaretlerine hayran kaldım. Onlar sanki elleri ile tutmuş gibi neler olabileceğini iki üç ihtimale bağlayıp konuşuyor. Hayır, bu toplum şu anda öyle 2-3 ihtimale bağlayıp konuşulacak bir toplum halinde değil. Biz, sağlıkla sağlıksızlık arasında bir çizgide duruyoruz şu anda. Ben de iyilikler diliyorum, dua ediyorum.

Peki ya son gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz hep tarih yaşadık. Olağan günün keyfini hiç yaşamadık. Son olanlar kısmı ilk defa böyle şeyler yaşayanları şok ediyor olabilir, ama bizi etmiyor. Zaten bunların içinden büyüdük geldik.

Geçmişte de böyle şeyler yaşadık diyorsunuz...
II. Dünya Savaşı’ndan sonra çok partili döneme girdik. Demokrasiyi çok partililik ve seçim sanıyorduk. Onun için sevindik. Bunun demokrasinin dörtte biri olduğunu sonradan öğrendik. Hâlâ da Türkiye’de pek çok insan çok partililiği ve seçim olmasını demokrasi zannediyor. Bu demokrasi değil. Bu eksik bir demokrasi.

Demokrasi nasıl olmalı?
Demokasi şiddetle hukuk devleti olmaktan, gerçekten laik olmaktan, insanın birey olmasından, toplumsallaşmış olmasından geçer. Cumhuriyet evden başlar. “Evlerimiz Cumhuriyet mi, değil mi”, bir de ona bakmak lazım.

Geçmişe dönersek bugünlere nasıl geldik?
Bizi çok sevindiren ve şaşırtan olaylar zinciri içinden çabalayarak bugüne geldik. Yani ister istemez bizim belki de hak etmediğimiz bir olgunluğumuz oldu. Çok sıkışınca tarihimizden de alışkın olduğumuz çok kolay bir çözüm yolu birden bulunuyor. Ya taraflar uzlaşıyor, ya da bir taraf çekiliyor. Türkiye’de 60’lı yıllarda işsizlik o kadar çok artmıştı ki, büyük bir sosyal patlama bekleniyordu. Ve o zaman birdenbire Almanya Türk işçisi istedi. Tehlikeyi atlatmış olduk.

Türkiye’nin sorunu nedir?
Asıl sorun şu anda yaşananlar değil... Asıl sorun biz sahiden hukuk devleti miyiz, laik miyiz, cumhuriyet miyiz, bağımsız mıyız, sosyal devlet miyiz. Onları bir tartışmamız lazım. 1922’de Türkiye emperyalizmi, yardakçıları, işbirlikçileri, hizmetkârları yendi. Önünde iki yol ağzı vardı. Biri “İstanbul’a gidip ülkeyi kurtardık, orduyla birlikte size dönüyoruz”du. Bir yol da yeni bir devlet kurup yürümekti. İkinci ve doğru yol seçildi. Yeniden kurban olmamak, onursuz kalmamak için bir şeyler yapılması gerekiyordu. Bir uygarlık projesidir bu. Akla özgürlüğünü vermek.

Ama şimdi durum pek de öyle değil?
Atatürk’ten sonraki liderlerin tümü, benim gözlemim bu, kendilerini Atatürk’ten daha akıllı, daha bilgili sandılar. Bunlar Atatürk yolundan ayrıldılar ve işte bakın bugünkü durumdayız. Atatürk gece düşünüyor, sabahleyin uyguluyor diye bir şey yok. Atatürk’ü diğer tüm arkadaşlarından ayıran, mütemadiyen okuması, dersine çalışması. Hiç kimse onun gibi çalışmadığı için onun dediği oluyor. Bunun adı bilginin diktatörlüğüdür. Bilenin dediği olur.

Hâlâ Atatürk yolunda olduğumuzu söyleyebilir miyiz?
O yoldan biz ayrıldık. Bilenlere sordum, aldığım cevaplara göre söylüyorum, dünyada borçla kalkınmış hiçbir ülke yok. Yabancı sermaye olmalı, ama bu imtiyaz istememeli. Hizmet sektörüne talip olmuş yabancı sermayenin bize katacağı hiçbir şey yok. Şimdi bizde liberal ekonomiye geçiş, kapitalizmin tüm gereklerini yerine getirme, küreselleşmenin bütün karşılığını uygulama gibi bir akım var. Amerika, Fransa, İngiltere, Almanya’da toplam kamu sektörünün oranı yüzde 30. Bunu bize niye söylemiyorlar. Bizim en devletçi olduğumuz zaman kamu sektörümüzün milli varlığının içindeki oranı yüzde 26.5’tu. Bunları satarak kimden aferin almak istiyoruz.

Sizce eğitimdeki sıkıntılar neler?
Eğitimde milli olmaktan çıktık ve eğitimi ikiye böldük. İmam Hatip okulu gibi bir okulun varlığına ihtiyaç vardı, ama bu sayıda mıydı? Oradan dindar mı çıkıyor, dinci mi çıkıyor? Cumhuriyet düşmanı mı, dostu mu çıkıyor? Cumhuriyet dostu çıkıyorsa hiç mesele yok. Cumhuriyet’e karşı çıkıyorsa, o zaman bir devlet kendi temelinin altına dinamit koyar mı? O zaman bu eğitimde bir yanlışlık var, onu düzeltelim. Çift eğitim olmaz.

Türkiye’deki insanlar farklı kutuplara çekiliyor mu?
Laiklik konusunda Türkiye çok dikkatle durmalı. Bir arkadaşımız var, yazar... Ankara’dan İstanbul’a göçtü. Başı açık, ev arıyordu. Uzun bir zaman ev baktıktan sonra beni aradı: “Üsküdar’dan Beykoz’a kadar başı açık bir şekilde ev bulamadım. Kimse bana evini kiralamadı” dedi. Bu çok acı bir olay. Bu mahalle baskısı değil. Devlet de, basın da, şirket de, mahalle de bu işin içine giriyor. Bu, aralarında çok derin farklar olan karşıt gruplar yaratır. Sonra biz bunları bir araya tekrar getiremeyiz. Küçüklüğümde, gençliğimde Kürt, Türk, Alevi, Çerkez vardı. Ama bunlar hiç konuşulmazdı bile. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin insanlarıydık. Geleceğe birlikte bakıyorduk.

Sizce Cumhuriyet tehlikede mi?
Yok canım. Ama, bizim özlediğimiz, Atatürk’ün kurduğu, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşan Cumhuriyet ile bir ilgisi olmuyor bu gidişin. Sayısal başarılar olur, ama bir toplumu sayılarla anlatılan nitelikler onun ileri olduğunu göstermez. Devletin 5 yıllık planlarına bakın. Sanatla, kültürle ciddi anlamda ilgisi bile yok. Bu toplum merhametli, sevginin ağırlıkta olduğu bir toplumdu. Bugün öyle değil.

Batı şu anda nerede duruyor?
Batı deyince Lloyd George’u, Bush’u düşünmek gerek. Emperyalist bir yanı var. Batı, bütün dünyanın sömürebileceği alan olmasını, karşısında düşünce duvarlarının olmamasını istiyor. Dünyanın geleceği için bazı kararlar almışlar, onu uygulamaya çalışıyorlar. Yaşamak için bizi feda etmek, onun sisteminin kaçınılmaz gereği. Bize düşen de kendimizi korumak olur. Hakkımızı savunmayı bilirsek mesele yok. Bu yine bizi yönetenlerin tarihimizi bilmemesine dayanıyor. Ali Babacan’ın tarih okumadığını sanıyorum. Okusa o üslupta konuşmaz. Cahilliğin sefasını sürüyoruz.

İngiliz The Economist dergisinin “Kemalist gömlek Türkiye’ye ağır geldi” diye bir manşeti vardı.
Onlar böyle söylemek istiyor. Yeni dünya planında milli duruş sahibi bir ülkeye mutlaka tavır almak zorundalar. Başka şansları yok. Tam bağımsızlık diye bir düşüncenin sahibi ülke, bunun için savaş verilmiş. Bu iktidar bu hafta sonunda Bolu’ya gitse, dürüst tarih kitaplarını açıp çalışsalar, “Vay canına deseler”, Ankara’ya dönseler ve Atatürk yolunun gereklerini yapmaya karar vererek yürümeye başlasalar... Hangilerini geri alacaklar acaba. Bunu hesaplamadan siz parmağınızı verirseniz, bedeninizi kurtaramıyorsunuz.

Türkiye’de şevkat kalmadı
İlhan Selçuk’un sabah erken saatlerde Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasına Özakman tepkili: “Türkiye’de şevkat kalmadı. Bu kalmadığının delili. Sabaha karşı 04.30’da 83 yaşındaki bir adamın evini basacaksın. Uyku sersemi insan, o kimbilir kaç ilaç içerek yatıyordur. Onu apar topar götüreceksin. Televizyonda Erol Mütercimlerin konuşmasını dinledim. İlhan Selçuk’tan 30 yaş genç bir adam, ama harap olmuş. O yaştaki bir insanı ifadesini alıyosun. Bunların çok kolay yolları var. Bunların yapılmamış olmasının, bir hukukçu olarak bizim aldığımız eğitime ve terbiyesine uymadığını düşünüyorum. Bu kaba, polis kabası... Ama Mütercimler de polisler çok nazikti diyor. Polis bu kadar nazikse, ona emir verenler de nazik davransa. Zaten o iddialar, birinin kaçmasını gerektirecek iddialar değil bence.”

Yöneticilerin tarih dersine çalışması gerek
Özakman’ın “İkinci Cumhuriyetçiler” hakkındaki düşünceleri şöyle: “Tarih derslerine çalışmaları gerektiğine inanıyorum. Tarihe ilgi duymamışlar ya da iyi bir eğitim almamışlar. Türkiye’nin kurtuluşu, Osmanlı’nın son yüzyılı... Bu konular hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmiyorlar galiba. Üstelik de 1-2 kitabı okuyarak bu çok yönlü dönemi kavramak mümkün değil. Bizi yönetenler, aydınlarımız, bazı üniversite hocalarımızın tarih bilgilerinin eksikleri onları akla aykırı kararlar vermeye itiyor. Bazıları tarihi roman yazıyorlar, ama içleri süslü değil.
(Destan Harmancı)
jaSmin Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 21:01 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580