|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
23-01-2010, 01:18 | #1 | ||
forumun death metalcisi Üyelik tarihi: May 2009 Yaş: 38
Mesajlar: 3.542
Tecrübe Puanı: 22 |
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, ki tribünlerdeki ünlü ‘kuru temizleme’ harekatıyla da tanınmaktadır, onlarca veciz çıkışından birini daha yapmış ve buyurmuştur; “Beşiktaş’ın gerçek sahibi 22 bin kongre üyesidir..” Haliyle ben ve benim gibi, iktidar olma meselesiyle derdi olan ve iktidar hırsının bizzat ‘iktidarın’ kendine yaradığını düşünen bütün Beşiktaşlılar’ı, Beşiktaş’ın ‘gerçek sahipliği’nin dışına koymuştur. Ben ve tanıdığım bir sürü iyi insan, iyi Beşiktaşlı, değil ‘kongre üyesi’, kulübe üye bile olmadığımız için, sinek kadar değeri olmayanlar sınıfına dahil olmuş oluyoruz doğal olarak Demirören’in gözünde. Oysa iş lafa geldiğinde sık sık “büyük Beşiktaş taraftarı”ndan söz edenler tahmin edebileceğiniz gibi Demirören gibi ‘iktidar’la alış verişi olanlardır. “Yeni forma yaptık koşun alın” diyen de keza o ve ekibidir. “Kombineler tükenmeden kapın” dediği insanların ya da televizyon başında avuçlarının içi terleyerek, tırnaklarını yiyerek, sandalyede hop oturup hop kalkarak, sigara üstüne sigara yakarak Beşiktaş’ı izleyen milyonlarca insandan hiçbiri ne üye, ne kongre üyesidir. Demek ki, o kadar insan Demirören’in gözünde Beşiktaş’ın sahibi sayılmıyor da İnönü’yü bile dolduramayacak bir kalabalığı oluşturan ‘22 bin kişi’ sayılabiliyor. Bu ‘gaz verme’ halini iyi biliriz hepimiz. Şarkıcılar vardı eskiden gazinolarda, müşterilere “Beni siz yarattınız” diyen. Bu dil fazlasıyla o dile benziyor . O nedenle o 22 bin kişiden biri olmadığım için şimdi kendimi daha iyi hissediyorum ve o 22 bin kişi için üzülüyorum. İradeleri dışında da olsa, bizim gibi kulübe üye olmayan ama samimiyetle Beşiktaş için iyi şeyler isteyen, bunu her fırsatta dile getiren insanlarla sanki karşı karşıya duruyorlarmış gibi oldu bir anda. Oysa biliyorum ki onların bu bahiste hiçbir dahli yok. O nedenle ‘biz’ şanslı, ‘onlar’ şanssız durumda kaldılar ister istemez. Hâlbuki... Beşiktaşlı hırslı değil azimlidir. Kısa vadenin değil, uzun upuzun ve iyi bir yaşam vaadinin insanıdır. Hedefi ne olursa olsun ‘kazanmak’ değildir, öncelikle oynamak ama kazanmak için oynamaktır. Ötekine saygılıdır. Samimidir... Kendidir... Farklıdır... Farkını akılla, merhametle, bilgiyle ortaya koymaya gayret edendir. Bütün bunlar en azından benim, bizim için böyledir, böyle olmalıdır. İktidar hırsımız olmadığı için hatta iktidarlarla meselemiz olduğu için bizi Beşiktaş’ın gerçek sahibi saymayanlar da Beşiktaşlıdır. O nedenle nasıl “futbol asla sadece futbol değildir”, her Beşiktaşlı da asla sadece Beşiktaşlı değildir. Rahatlıkla söyleyebilirim ki, ben, Cem Dizdar, kongre üyesi değilim ama hayatta başka bir çok şey olduğum gibi “hakiki bir Beşiktaşlıyım” ve kalbimdeki, aklımdaki, ruhumdaki Beşiktaş’ın gerçek sahibiyim... | ||
|
23-01-2010, 13:00 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 63
Mesajlar: 4.095
Tecrübe Puanı: 35 | Son derece populist ve trübüne oynayan bir yazı..aklınca eski sol jargondaki "imtiyazlı burjuvazi" yi Beşiktaş'ın kongre üyeleri ile özdeşleştirmiş ve işin aslını astarını bilmeyenleri etkilemeye çalışmış... Yalan söylüyorsun Cem Dizdar yalan!..,Beşiktaşımın menfaati için bir kere bile oynatmadığın kalemini taraftarı kışkırtmak için kullanıyorsun...ve bilgisi olmayan taraftarı da kışkırtıp yarattığın kaostan haber çıkarma peşindesin.. Yalan söylüyorsun Cem Dizdar ; neden mi.. Ülkemiz de dernekler yasası vardır ve tasvip etmememe rağmen Beşiktaş ta bu ülkedeki tüm dernekler gibi bu yasanın öngördüğü sisteme göre yönetilir..yani tüzüğü gereği ,3 yılda bir yapilan seçimlerde kongreden en çok oyu alan grup 3 yıl için icraatı gerçekleştirir..peki kimdir bu kongre üyeleri;uzaydan mı gelirler,başka bir ülkeden mi gelirler ..hayır bu ülkenin insanlarıdırlar ve iç tüzüğün öngördüğü şartları yerine getirerek oy kullanma hakkına sahip olmuşlardır.. Demirören bu kulübün en başarısız başkanıdır ama söylediği bir söz ancak bu kadar çarpıtılır.. "Bu kulübün sahibi kongre üyeleridir" sözündeki " sahiplik" kelimesinin, bir "mülki aidiyet" ifade etmediğini , bal gibi bilmesine rağmen ,sinsice bir yançizme ile ,Beşiktaş kongresini ;Fransız aristokrasisi,kendisini de o gruba karşı çıkan Jan Jaques Rousseu gibi göstermektedir..Halktan yana ,trübünden yana gözükerek reyting peşinde koşan bu zat,Beşiktaşın hakları gaspedilirken neredeydi.. Arkadaşlar;Beşiktaş sadece bir spor kulübüdür..asla ve asla bu yazar bozuntusunun ifade ettiği gibi ihtilal yapılması gereken bir ülke değildir,çok kötü yönetilmiştir ve tüzüğü gereği yapılacak kongresinde oy kullanmaya hak kazanmış kişilerin delegasyonu ile bu yönetim bitecektir..Bu kulübün sahibi tabiiki kongre üyeleri değildir..ama trübündeki taraftar da değildir..Kulüplerin sahibi yoktur,yöneteni vardır..Yönetenlerin de belirlendiği yer vardır.. 1980 li yıllarda g..korkusu ile saklanıp bugünlere gelen Cem Dizdar korkak solcuların kışkırtması ile bu kulüp kaosa sürüklenmemelidir. Cem Dizdar gibilerin yarattığı kaoslar sadece kulübümüzü medya ya malzeme yapar.. Oyuna gelmeyelim..
__________________ "iki özel tutkum;İstanbul ve Beşiktaş" Konu Karetta2002 tarafından (23-01-2010 Saat 13:02 ) değiştirilmiştir.. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |