Mustafa Denizli'den Taş - Sanlı Sarıalioğlu | | Mustafa Denizli, Kayserispor maçından sonra " Defans ağırlıklı oyuncularla oynamak, defans yapacağız anlamına gelmez" dedi. Sevgili hocamız bazı yorumculara taş atmış. Ben de o taştan nasibimi aldım. Ancak itirazımı da elbette belirteceğim. Sivok, Ferrari, Fink, Ernst, Ekrem ve 3 İbrahim... Etti mi size 8 oyuncu. Bunların ofansif etkinliği az hatta çok az değil mi? Peki, Kayseri'de çıkan on birde hangi oyuncuların gol atma olasılığı fazlaydı? Bobo ve Tello'nun dışında başka birini söyleyebilir miyiz? Bu arada hemen belirtelim, Tello sezon başından bu yana çok formsuzdu ve de sadece tek golü vardı.
İşte böyle bir tabloda herkesin ortak merakı, "Beşiktaş nasıl gol atar?" şeklindeydi. Tello ve Ekrem bu sezon ikinci gollerini attılar. Kayserispor da tek golde kalınca 3 puan Kartal'ın oldu.
Şimdi işin perde arkasını inceleyelim: Nobre, çocuğunun hastalığı nedeniyle İstanbul'da, Batuhan A2'de ve Holosko, Yusuf, Tabata, Nihat kulübede. Kusura bakmayın skor ne olursa olsun bana hiç kimse bu oyuncuların aynı anda kulübede oturmasının mantığını anlatamaz.
Futbolda iki hedef var. Biri kendi kalen, diğeri de rakibin kalesi... Ve sen rakibin kalesini düşürmek için elinde olan silahları cephe gerisinde saklıyorsun.
Denizli'nin sözlerine katılmıyorum. Defans ağırlıklı oyuncular takımda büyük çoğunluğu teşkil ediyorsa, ofansif zenginlik sağlanamaz. Hele hele bir de gol yiyip geri düşersen, kapanan rakip karşısında çok zor pozisyon bulursun. Erken gol ve Kayserispor'un önemli oyuncularından yoksun olması Beşiktaş'ın işini kolaylaştırdı.
Tamam, çok önemli bir virajı Kara Kartal kazasız belasız atlattı. Tebrik ederiz. Ancak unutulmasın ki bu kadro yapısıyla her zaman papaz pilav yemez. |