Son 20 maçtaki performansına bakarak "Dinamo" gibi bir takım bekliyorduk Bükreş'te. Ama, sıradan bir takım izledik. Geçelim maça. Beşiktaş'ın Fransız'ı yine bir sistem faciası yaratmış, Koray'ı sağ kanada yerleştirmişti. Vallahi yarın İ. Üzülmez'i forvete, Ricardinho'yu kaleye, Delgado'yu da stopere koyarsa şaşırmam. Delgado demişken, Kartal'ın en başırılı ismiydi Arjantinli yıldız. Verdiği paslar ve attığı şutlar yerini buluyordu. Ama o da şanssız günündeydi. Beşiktaş ilk yarıda kendi kazdığı kuyuya düştü. Ofsayt taktiği uyguladığı pozisyonda Dinamo bir kez geldi, golünü attı ve gitti. Kartal'ın golü gecikmeli de olsa ikinci yarının başında geldi. Burak da oyuna dahil olunca ikinci gol şansı iyice arttı temsilcimizin. İnatçı Fransız Ama sahneye yine Tigana çıktı. Solda oynayan Kleberson'u kulubeye çeken Fransız, sağ kanadın genç yıldızı olan, tabiri caizse sol ayağını sadece yürümek için kullanan Burak'ı sol çizgeye yolladı. Hayatımda bu kadar inatçı bir hoca görmedim. Böylesine ağır bir zeminde oynanan etkili futbola rağmen alınan mağlubiyetin tek nedeni Tigana'dır. Çünkü, sahada Runje'den Bobo'ya kadar herkes elinden gelenin en iyisini yaptı. Kulübesinde İbrahim Akın ve Gökhan Güleç gibi golcüleri olan Tigana'nın, telafisi olmayan maçta bu oyuncuları yanında oturtmasının adı cinayettir. Bu katliama Slovak hakem de ağır bir penaltı kararıyla eşlik etti. Sanığı ve tanığı belli olan bu cinayet cezasız kalmamalıdır. |