Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10-07-2007, 19:21   #1
 
soulless_BJK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Thumbs up İlginç Bir Hikaye

GERÇEK HAZİNE
Ali, uzun yıllar boyunca dedesinden bir hikâye dinleyerek büyümüştü. Hikâyede bir defineden bahsediliyordu. Define altınla dolu bir sandıktı. Ama bu sandığa ulaşmak öyle kolay değildi. Başka define hikâyelerinden farklıydı bu hikâye. Kâğıtların üstüne çizilmiş esrarengiz haritalar yoktu ortada. Altın sandığına ulaşmak için ilginç bir yol izlenmeliydi. Kırk iyilik yapmak gerekiyordu bunun için. İyiliklerin her birinin kırkar canlıya yönelik olması gerekti.
Ali, dedesinden dinlediği hikâyenin tesirinde öyle kalmıştı ki, dedesinin vefatının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, bunu unutmamıştı. Kararını vermişti; bu defineye ulaşmak zor olsa da, deneyecekti. Üç yıl boyunca bu iyilikleri yapmak için çok uğraştı. Kırk fidan dikti. Kırk çocuğu giydirdi. Kırk hastaya baktı. Kırk yaşlının işlerine koştu. Yaptığı iyilikler sayesinde etrafta çok sevilen biri olmuştu. O da bu durumdan memnundu. Adı yörede "Hızır Ali"ye çıkmıştı.
Tam otuzdokuz kez kırkar canlıya iyilik etmişti. Şimdi kırkıncı kez farklı bir iyilik yapmalıydı. Ama bir türlü aklına yaptıklarının dışında bir şey gelmiyordu. Haftalarca düşündü bulamadı. Sonunda gidip bir yol kenarına oturdu. Yoldan gelip geçen insanlara soracaktı. Ali, kime yapması gereken son iyiliğin ne olabileceğini sorduysa, ya onu deli sanıp cevap vermediler ya da yine yaptığı iyiliklerden birini söylediler. Ali, çaresizlik içindeydi.
O gece yine sıkıntıyla yola çıkıp bir kenara oturmuştu. Yıldızlarla dolu gökyüzü, dolunayın da tesiriyle ortalığı aydınlatıyordu. Düşüncelere dalmıştı. Uzaktan uzağa köyün tek tek yanan ışıkları görünüyordu. Arada bir köpek havlamaları duyuluyordu. Tam o sırada birisi seslendi:
- Hey evlât, gel bana yardım et.
Ali, sesin geldiği yöne irkilerek döndü. Oldukça yaşlı, saçı-sakalı bembeyaz bir ihtiyar adam orada duruyordu. Sırtındaki çuvalı ağır ağır yere bırakıp yorgun sesiyle tekrar seslendi.
- Evlâdım! Şu çuvalı tepedeki kulübeye çıkarmam gerek. Ama gücüm kalmadı. Uzun yoldan da geliyorum. Hadi bir yardım et de çıkaralım.
Ali, aylardır düşünüp durduğu iyilik için bir fırsat olabilir mi diye bir an düşündü. Ama hemen bu düşüncesinden vazgeçti. Nihayetinde karşısındaki tek bir kişiydi. Oysa onun iyilikleri kırkar canlıya olmalıydı.
Ali yine de:
- Peki olur, dedi yaşlı adama. Sana yardım edeceğim.
Çuvalı sırtına aldı. Ve tepeye çıkmaya başladılar. Yaşlı adam sordu:
- Orada oturmuş, öylece ne düşünüyordun evlâdım?
- Ah, ah! Bir bilseniz, dedi ve hikâyesini anlattı.
Yaşlı adam gülümsedi:
- Senin için çok mu önemli altınlar?
- Elbette, dedi Ali. Çocukluğumdan beri bu hikâyedeki altınlara ulaşma hayaliyle büyüdüm. Ama işte bir türlü yapmam gereken kırkıncı iyiliği bulamıyorum.
- Biraz değişik bir hikâye, dedi yaşlı adam. Dedenin doğru söylediğinden emin misin? Nihayetinde bu sadece bir hikâyedir belki.
- Ali'nin yüzü ciddileşti.
- Dedem dediyse doğrudur. O hiç yalan söylemezdi. Mutlaka altın sandığı var. Ve ona ulaşmanın yolu da bu.
Yaşlı adam yine gülümsedi:
- Peki öyleyse. Yarın akşama kadar benimle kalırsan sana bu kırkıncı iyilik için yardım ederim.
- Ali, sevinçle kabul etti. Kısa süren bir yolculuktan sonra tepedeki kulübeye varmıştılar. Ali, çuvalı yaşlı adama teslim eti. Adam da kapıyı açtı. Ona yatacak yer ve biraz da yiyecek verdi.
- Yarın, dedi, erken kalkacağız. Biraz uyusan iyi olur.
Ali söyleneni yaptı. Ertesi sabah erkenden kalktılar. Yaşlı adam çuvalı genç Ali'nin sırtına verdi, birlikte aşağıdaki köye indiler. Ev ev dolaşmaya başladılar. Sabahın bu saatinde ortalıkta kimse yoktu. Her evin kapısının önüne geldiklerinde yaşlı adam çuvaldan bir paket çıkarıp bırakıyordu. Böylece tam kırk kapı dolaştılar. Son kapıya da bir paket bırakınca yaşlı adam Ali'ye dönerek:
- İşte istediğin oldu, dedi.
Ali merakla:
- O paketlerde ne vardı?, diye sordu.
- Her pakette kitap vardı. Ama her eve orada oturan kişinin ihtiyaç duyduğu kitapları bıraktık. Meselâ kalbi katılaşan bir adamın evinin önüne merhametle ilgili, cimri bir kadınınkine cömertlikle ilgili, sakatlığı yüzünden hayata küsen bir çocuğunkine aslında ne çok şeye sahip olduğuyla ilgili kitaplar koyduk. Böylece tam kırk kişiye iyilik yapmış olduk. Artık altın sandığına ulaşabilirsin. İşte sana dün gece kaldığımız kulübenin anahtarı. O kulübede masanın altını kaz. Sandık orada gömülü, senindir.
Ali kulaklarına inanamıyordu. Sevinçle:
- Nihayet hayalime kavuşuyorum, dedi. Anahtarı aldığı gibi kulübeye koştu. Bir kazma bulup denilen yeri kazdı. Gerçekten de altın dolu sandık oradaydı. Sevinçle sandığı çıkarıp altınları bir çuvala doldurdu. Altınlarla aşağı inince; yaşlı adamın onu beklediğini gördü.
- Artık altınlara kavuştun, dedi yaşlı adam. Şimdi onlarla ne yapacaksın.
- Ne mi yapacağım, canım ne isterse onu alacağım. Arabalar, evler, güzel giysiler, daha neler neler. Krallar gibi yaşayıp mutlu olacağım.
- Demek böyle mutlu olacağını düşünüyorsun. Peki öyleyse sana yardım etmeme karşılık bir isteğimi yapar mısın?
- Elbette, dedi Ali.
- Tam bir yıl sonra burada buluşalım.
Ali, kabul etti. Gerçekten de Ali altınlarına kavuşunca önce çok güzel ve büyük bir ev aldı, sonra arabalar. Tatillere çıktı, dünyayı dolaştı. Güzel kıyafetler aldı. Ama tüm bunlar olurken, ilk günlerin heyecanı geçtikçe, Ali bir şey fark etmeye başlamıştı. Aklına gelen her şeyi alıyordu ama mutlu olamıyordu. Bir türlü yüzü gülmüyor, aksine etrafındaki bu şatafat onu sıkıyordu. Bir yıl böylece çabucak geçti.
Ali, mutsuz bir şekilde, yaşlı adamla buluşacağı yere geldi. Yaşlı adam biraz daha bükülmüş beliyle onu bekliyordu.
- Ne oldu evlât, mutlu olabildin mi? diye sordu.
Ali:
- Hayır, dedi. Canımın her istediğini aldım. Böyle mutlu olacağımı düşünmüştüm. Ama şimdi anlıyorum ki yanılmışım.
Yaşlı adam gülümseyerek Ali'nin sırtını sıvazladı:
- Evlâdım, dedi. Geçen yıla kadar ki hayatını hatırla. Hani hep iyilik yapıyordun. Her iyilik yaptığında, her ağlayan yüzün gülmesine, her ihtiyaç sahibinin ihtiyacının giderilmesine vesile olduğunda kalbinde beliren duygu sence neydi?
-Evet, dedi Ali. Hatırlıyorum. Ben hazineme ulaşmak için her iyilik yaptıktan sonra mutlu olduğumu hissederdim. Canlılara yardım ettikçe onların yüzlerindeki gülümseme bana da geçerdi. Yüzüm ışıldardı.
- İşte, dedi yaşlı adam, dedenin ulaşmanı istediği hazine bunu anlamandı. Ancak iyilik yaparak mutlu olabilir, çevrene faydan dokundukça yaşarsın. Kulübede bulduğun altınlar ise sadece benim yerini bildiğim altınlardı. Dedenle bir ilgisi yoktu. Bana hikâyeni anlatınca senin mutluluğun sırrını anlaman için böyle davrandım.
Ali şaşkınlıkla dinlemişti tüm bu sözleri. Demek dedesi onun için böyle bir hikâye anlatıp durmuştu.
Yaşlı adam:
- Şimdi ne düşünüyorsun?, diye sordu.
Ali gülümseyerek cevap verdi:
- Size çok teşekkür ederim, dedi. Bana gerçek hazinenin iyilik yaparak mutlu olmak olduğunu öğrettiniz. Tüm hayatım boyunca bunu unutmayacağım. Ve artık bunun için uğraşacağım.
__________________
.................................................. ..............
soulless_BJK Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-07-2007, 19:28   #2
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

tşkler daha ilginç bi son bekliodum ama
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-07-2007, 19:31   #3
 
soulless_BJK - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

önemli olan öz
__________________
.................................................. ..............
soulless_BJK Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-07-2007, 19:33   #4
 
OnuR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

valla mutluluğun tek yolu belki para deil ama...

dünya çok başka bi hale geldi..

parasızda olmuo be...
__________________




Besiktas JK






.
OnuR Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın

« İletişim | ANNE »

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 01:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580