Beşiktaş, uzun ve de sıkışık trafikte yalpalayarak yol almaya devam ediyor. Bu trafikte iki kaza yaptı, iki yara aldı. Ali Sami Yen'deki kaza bir dolu gerçeği ortaya koydu. Beşiktaş; agresif, disiplinli, koşarak oynamıyor, organize olamıyor. Beşiktaş'ın, yanlışlardan arınması durumunda, Marsilya'da aldığı yarayı bugün İnönü hastanesinde göreceği tedavi ile kapatması mümkün. "Porto" adlı ilaçla iyi pansuman yapılırsa yara şifa bulur. Avrupa yolunda devam etmek isteniyorsa Liverpool kalitesine yakın Porto engelinin aşılması şart. Böyle bir başarı "Şampiyonlar Ligi'ne devam" dedirtebilir, o da olmazsa UEFA Kupası yolunu açabilir. Gözler yine Delgado'da
Gelelim dört takımın takıldığı kısa metrajlı oyunun öteki boyutuna, yani "bugünkü maçın adamı kim olur?" sorusunun yanıtına. Bugünkü maçta gözler yine Delgado'da olacak. Arjantinlinin futboluna kimse bir şey demiyor. Ancak nedendir bilinmez Turkcell Süper Lig'de bir şey oynamıyor. Oyuna kendini vermiyor. Ama o aynı Delgado, "Avrupa'nın yıldızı" olarak, "Zürih fatihi" apoletini takıyor! Zürih destanından sonra Delgado'yu ara ki bulasın... Aslında salt Delgado değil, yarım yamalak Ricardinho ile Cisse'nin dışındaki öteki yabancılar da ne yurtta ne Avrupa'da Beşiktaş'a dört dörtlük verim sağlamıyorlar. Bir tek Tello, takımı taşıyor. Bobo, parasına zam gelince küslüğü bıraktı. Ama kayıp! Oynasa çabuk, hareketli, rahat adam eksilten, kaleye dik giden özellikleriyle etkili silah. Ve elbette "Beşiktaş demek Delgado, Bobo demek" olmamalı. Futbol takım oyunudur! Futbolcular bugün de bu sorumluluğun bilincinde, disiplinli, agresif olmazlarsa Beşiktaş'ın hem Avrupa'daki alışverişi biter, hem de kasasındaki hesap defteri milyonlarca dolar zararla kapanır! Osman asLan |