Beşiktaş nerede kaybediyor? (Gürcan Ulusoy) | | Geçtiğimiz sezon Kayserispor’un başında olan Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş’tan iki maçta toplam üç puan koparmayı başarmıştı. Sezon başında Sağlam Beşiktaş’a geldi, yerine ise Tolunay Kafkas geçti. Bu sezon ise Kayserispor’un Beşiktaş maçlarında aldığı puan sayısı; dört. Bu basit hesapla Kayserispor’un Ertuğrul Sağlam’ın yokluğunu hissetmediğini söyleyebiliriz. Peki Sağlam Beşiktaş’a ne katkı yaptı?
Aylarca Beşiktaş’ın stoper ihtiyacı konuşuldu durdu. Mevcut stoperlerin performans ve özgüven kayıpları bir yana, takımdaki tüm eksiklerin stoperlerin yetersizliğinden kaynaklandığı gibi bir de kanı var. İşte Beşiktaş’ın şampiyonlukları kaybettiği noktalardan biri burası. Yanlış teşhisle doğru tedavi yapılmaz. Bir oyuncunun iyi veya kötü olması öznel bir yorumdur. Bu noktada oyuncuları değerlendirirken milli takımlarında yer alıp almamaları çok ciddi bir kriter olabilir. Beşiktaş’ın, ısrarla transfer yapması istenen stoper mevkiinde iki tane milli oyuncusu var. Zaten milli takıma verilen oyuncu sayısı da maksimum; dört. Bu şartlar altında Beşiktaş’ın elindeki en iyi yerli oyuncuların, stoperler olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, Ali Tandoğan, Serdar Özkan Milli takımda yer bulamıyorlar. Oysa biz, İbrahim Toraman( her ne kadar son kadroya seçilmese de as oyuncu olduğunu reddedecek değiliz) gibi milli bir oyuncu yerine yabancı oyuncu alıp, yine Ali Tandoğan’la maça başlayabiliyoruz. Benim kadro planlamasından anladığım, eldeki yerli oyuncuları, pozisyonlarına göre yerleştirip kalan yerlere yabancı oyuncular monte edilmesidir. Örneğin, Bobo ve Nobre gibi Türkiye’de oldukça etkili iki forvet varken 5 milyon euro’yu başka bir forvet için harcamamaktır.
Beşiktaş kulübünün yönetsel anlamda öyle ciddi sıkıntıları var ki, onlar dururken Tello’nun kırmızı kartını, Cisse’nin yokluğunu konuşmak açıkçası bana biraz da komik geliyor. Siz gerçekten şampiyonluğun Fenerbahçe, Galatasaray, Sivas, Kayseri maçlarında kazanılıp kaybedildiğini mi sanıyorsunuz? Günümüzde şampiyonluklar, transfer sezonlarında kazanılıyorlar. O dönemlerde doğru işler yapan kulüpler başarıyı elde ediyorlar. İstisnalar olmuyor mu? Oluyor. Örneğin iki sezon önce Galatasaray’ın şampiyonluğu gibi. Evet, bugün kabul etmeliyiz ki o şampiyonluk ta bir istisna idi. Zira ertesi sene Fenerbahçe yine şampiyonluğa oynadı ve kazandı. Bu sene de en büyük favori. Öyle gözüküyor ki seneye de favori olacak. Şampiyonlukları kazanır kaybedersiniz, önemli olan sahaya favori olarak çıkmaktır. Sahada her sonuç olabilir, Liverpool’u da Barcelona’yı da bir maçta yenebilirsiniz ama ertesi maç Liverpool, Barcelona hala favori olan taraftır. Özetle Beşiktaş, bu ligin favorisi değildir, üzerinde düşünülmesi gereken de budur…
Artık tren kaçtı, transfer sezonu kapandı. İkisi de müthiş futbolcular olabilir ama Holosko ve Gordon’a verilen paralarla orta sahada oyunun iki yönünü de oynayabilecek bir oyuncu ve bir sol bek alınsaydı bugün çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Hem forvet bölgesindeki şişkinlikten Holosko gibi asli meziyeti gol atmak olan bir oyuncu sağ tarafta kullanılmaz, hem de Cisse olmadığında orta saha halı saha kıvamına gelmezdi.
Unutmadan hatırlatayım, ligin ikinci devresinde sağ bek oynayacak oyuncu İbrahim Toraman olacaktır. Ne eşsiz bir transfer politikası değil mi? |