Kar golleri kesmedi (Gülengül Altınsay) | | Beyaz karın üzerinde kırmızı top aradı gözlerim. Ya da turuncu. Eskiden saha karla kaplandı mı çıkardı ortaya kırmızı “kış topları”... Yılbaşı süsü gibi. Ama malum bu tarz şeylere sponsorlar karışıyor artık.
Beyaz zemin üzerinde zor görülen bir topla başladı mücadele. Ankaraspor kalecisi Senecky de üstüne gelen topu pek görememiş olmalı ki Beşiktaş böylece kolay öne geçti. Hem de maçın daha 11. dakikasında, Nobre’nin fırsatçılığıyla. İkinci yarı defanstan dönen bir uzun topu Holosko tamamlayınca iyice rahatladı Beşiktaş. Ne var ki rehavet iyi bir şey değil. Her zaman maçı son anda döndüren Kartal bu kez son beş dakikada gelen iki kafa golüne teslim oluveriyordu. Akılları yine gol yiyince geldi, biliçsizce yüklendiler ve mucize bir galibiyet aldılar.
Oysa rahattı maç başında Kartal. En kritik noktanın adamı Cisse dönmüştü takıma. Bu iyi bir şeydi tabii. Defansta İbrahim Toraman-Gökhan Zan birlikte ilk onbirdeydi. Bu da iyi bir şeydi. Ne ki Toraman göbekte değil sağbekte görev yapacaktı. Zorunluluktan. Sol kanatta İbrahim Üzülmez’e eşlik eden ise genç Aydın’dı. Tandoğan-Cisse-Aydın üçlüsü zor zeminde takıma bayağı güç kattı. Tabii ki gözler daha çok son dakika transferi Gordon’un üzerindeydi. Hırvat oyuncu defansın göbeğinde göreve başladı. Ne de olsa boyu uzundu (! ) Malum bizde “savunmacı” deyince hıza değil boya bakılıyor hâlâ. Gordon sade oynamayı seçti, topu kesmekle ve tehlikesiz yerlere atmakla yetindi. Ancak boyun değil hızın önemli olduğunu onun yetişemediği iki Ankara golünde gördük.
Ankarasporlular açık oynadılar ve gol aradılar. Özellikle 2. yarıda uzun toplarla çıkmayı denediler. Sonunda ellerine geçirdikleri bir puanı şanssız bir biçimde kaçırdılar. Ankara’daki maçta son anda yedikleri golü hakem saymamış, bir puan almışlardı. Bir tür ödeşme oldu kimbilir.
Kıssadan hisse: Demek ki puan kaybettiğinde bozuk zemini bahane etmeyeceksin. Koşacaksın, mücadele edeceksin. Ama son saniyeye kadar. |