Kartal baskını (Sanlı Sarıalioğlu) | | İlk yardaki 11'e 11 kapışmaya futbol demem, diyemem. Al birini, vur ötekine. Hepimize “Dağ fare doğurdu” dedirttiler. Futbol adına hiçbir şey görmedik. Ne doğru dürüst bir organizasyon, ne göze hoş gelen hareketler, ne şut, ne gol, hiçbir şey yoktu. Gelelim ikinci yarıya. Of of of.. Öyle bir ikinci yarı ki Kartal baskını vardı. Neresinden bakarsanız bakın her şey dört dörtlük. Savunma güvenliği kusursuz. O her maçta gol yiyen Beşiktaş bu kez kalesini duvarla örmüş. Çok adamla kapanma, birebir markaj, kademe, yardımlaşma ne ararsanız hepsi 10 üzerinden 10. Belli ki bu kez rakibe geçit vermeme yönünde son derece kararlılar. Belli ki galip gelmeyi kafalarına koymuşlar. Anormal bir inanç, yüreklilik, başkaldırma, adeta bir isyan. Orta alanda savaşan savaşana. Tekmeye kafa uzatma var ya işte her bir Beşiktaşlı bu şekilde. Topu kaybeden tekrar kazanmak için ölümüne uğraş veriyor. Herkes her yerde. Toplu savunma, toplu hücum baş prensip olarak benimsenmiş. Galatasaray'ın hemen hemen girdiği pozisyon yok. Buna karşılık Beşiktaş'ın diğer gözü rakip kalede. Her atağında Cimbom darmadağınık. Tek gole bakmayın. En az iki üç fark olurdu. Her hücum girişimi pozisyonla sonuçlanıyordu. Nobre çok çok iyi oynadı. Ancak çok da kaçırdı. Holosko bir acayip adam. Uzaylı gibi, nereden nasıl gireceği belli değil. Yılan gibi kıvrılıyor, aradan kayıp gidiyor. Tut tutabilirsen. Çoğu kez Servet ile Song'u kafa kafaya vurdurdu. Delgado 45-77 arası başkomutanlık rolünü üstlendi. Çok ince işler yaptı. Yorulunca kenara alındı. Serdar Özkan taze kan olarak orta alanı daha da güçlendirdi. İbrahim Toraman ön liberoda kesici olarak mükemmeldi. Rakibe göz açtırmadı. Pas dağıtımında aksadı. Olacak o kadar. Toraman'ın yeri değil orası. Gökhan Zan müthiş bir cengaverdi. Hakan Şükür'le inanılmaz boğuştu. Ayrıca nerede gedik varsa oraya kapattı. Ah bir de topu iyi kullanabilse. Rüştü çok kritik iki pozisyonda yerinde müdahaleler yaptı. Özellikle de Baki'nin geri pasında Hakan Şükür'e gol şansı tanımadı. Beşiktaş golü attıktan sonra futbolunu daha da güzelleştirdi. Futbolcuların özgüveni arttı. Galibiyete şartlandılar ve de inandılar. Tribündeki taraftar da müthişti. Gerçekten onlar anormal bir koro. Ölüyü bile diriltirler. Galatasaray ikinci yarıda da ilk yarıda olduğu gibi hiçbir şey oynamadı. En ufak etkinliği yoktu. Yenilgiyi kabullenmişlerdi. Çaresizlik içinde 90 dakikayı tamamladılar. Beşiktaş bu sezon ilk kez zirveye oturdu. Şimdi 10 maçlık bir maraton var. Bu görüntü bozulmazsa Kara Kartal tepedeki o koltuğu kolay kolay bırakmaz. |