![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
![]() |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
![]() | #1 | ||
![]() Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 40
Mesajlar: 4.674
Tecrübe Puanı: 21 ![]() |
Beşiktaş’ın 8-0’ın altından kalkıp bugün zirvede olması mucizedir İlk 14 hafta 25 futbolcu kullanıp 7 puan geriye düşen Sağlam, 2. yarı 10 oyunculuk iskeleti buldu. Bu istikrar hücum zenginliğiyle birleşince yeni Kartal doğdu. Sevgi bağları da cabası! 6 KASIM’IN sadece G.Saray (FB’ye 6-0 yenildiler) için tatsız hatırası yok. Malum Beşiktaş da geçen 6 Kasım’da Liverpool’dan 8 gol yemişti.. O talihsiz günü Ertuğrul Sağlam, ’İş kazası’ olarak yorumlamıştı. ’İstifa’ diyerek kelle talep edenlere de ’Cenaze evinde düğün yapmak isteyenler var’ diye sert çıkmıştı... ’İyiler sendeler ama yıkılmazlar’ söylemi gülümsetmişti ona inanmayaları... 3 gün sonraki Sivas maçı ise taraftarın şu patlamasıyla tavan yapmıştı: ’Sinan’ı da al git, Sinan’ı da...’ *** Liverpool-Trabzon hattı arasında tam 130 gün var. Yani 4.5 ay bile değil... O gün lider G.Saray’ın 7 puan gerisindeki Beşiktaş, şimdi 1 puan önünde. Daha önemlisi Bursa deplasmanıyla başlayan 12 haftalık seride 11 galibiyet alıp, 3 puan kaybetmişler... Hesap ise çok ilginç.. İlk 14 hafta 17 puan kaybeden bir takım, sonraki 12 maçta sadece ve sadece Cisse’siz gittiği, Tello’nun oyundan atıldığı Kayseri’de 3 puan bırakmış... 8-0’ın altından kalkıp bu noktaya gelmek ciddi bir başarıdır. Beşiktaş duruşu dedikleri bu inanç olsa gerek. Peki, ’hamaset’i bir yana bırakalım. Ne değişti Beşiktaş’ta? Başarılı 12 haftalık seriye baktığınızda dikkat çekici bir tablo var. Üzülmez 12, Tello, Delgado, İ.Toraman, Ali Tandoğan 11, Nobre, S.Özkan 10, Rüştü 9, sonradan gelen Holosko ve sakatlanan Cisse 8’er maça çıkmış onbirde. 10 oyuncu var maçların yüzde 80’inde oynayan... Oyun ezberi böyle oluşur zaten. Daha da önemlisi.. İlk yarı Ertuğrul Sağlam 25 farklı oyuncu kullanmış.. İkinci yarı bu sayı 19.. 6 oyuncu farkı ciddi bir rakam. Ki Gordon, Cisse, Kaş, Bobo’nun sakatlıkları olmasa rotasyon daha da azalacak. Daha önemlisi bu seride oynanan tek sistem sözkonusu: 4-3-3’ün 4-1-3-2 versiyonu... Tablo açıkça gösteriyor ki, rotasyon, sistem arayışından kurtulmuş, sakatlıklar ve cezalılara rağmen istikrarı bulmuş bir Beşiktaş var ortada. Zaten Beşiktaş’ı Beşiktaş olmaktan uzaklaştıran da 2004’ten bu yana süregelen bu istikrarsızlık, futbolcu değirmenliği değil mi? *** Teorik şifreleri sürdürelim. Ertuğrul Sağlam’ın Beşiktaş’ı eskiden rakip kaleye 3-4 kez gidiyordu. İlk 14 hafta alınan 7 galibiyetin 5’i 1-0 mesela. Şimdi tablo aynı mı? Beşiktaş’ın şut sayısı 10’dan 14’e zıplamış yine.. Bugün Nobre’yi yaratan faktör Holosko mu sadece Allah aşkına? Rakip 18 içinde cirit atan takıma dönüşmekti asıl olan. Bugün gol ortalaması 1.29’dan (17maçta 22), 2.2’ye (9 maçta 20) sıçrayan bir takımdan bahsediyoruz. Oysa Beşiktaş’ın savunması yine çok hata yapıyor, yine çok pozisyon veriyor... Metamorfoz budur. Tüm bunları başarırken sahip olduğunuz gerçekler de cabası.. Örneğin Baki’yle Gökhan Zan’la bu işi başarıyorsunuz. G.Saray, F.Bahçe Baki’yle şampiyonluğa oynayabilir mi? Cisse sakat, çakma ön liberolarla yola devam ediliyor. Dunga’nın beğendiği Bobo’dan verim alınamıyor. Evet, Beşiktaş zor kazanıyor. Her hafta futbol oynamadığı için eleştiriyoruz. Haklıyız da! Ama Beşiktaş bugün liderse, birşeyleri doğru yaptığı için. İnce çizgi de önemli... Bu ülkenin doğrusunu yapıyor, rakipleri bozarak, sahada kaos yaratarak kazanıyor... *** Bu işin teorik açılımları tabii ki.. Duygusal yönü de önemli. Mesela Ertuğrul Sağlam’daki değişim... Evet, hâlâ bir stajyer teknik direktör.. Ama o Holosko’nun ayağını bağlıyor icabında! Baki’ye amigoluk yaptırmıyor. ’Taktik veren’, golü kutlamayan Rico’yu oynatmıyor... Mesaj veriyor.. Oysa az kavga etmedi ilk yarıda yabancılarla.. Zira, ‘Gitsin’ denen Engin de ‘sudoku’ oynamıyor... İşin özetine gelince. Peki bu başarı tesadüf mü? Bunu da sezon sonu göreceğiz... Bir Bilgi BEŞİKTAŞ’TAKİ çıkışı Holosko’ya bağlayanlar çok. Evet, onun hücuma kattığı zenginlik tartışılmaz. Ama asıl mesele Nobre ve Delgado’daki değişim. Dalgado’dan başlayalım. Geçen yılı 4 gol, 3 asistle kapatmış. 26. haftada takıma katkısı 6 gol, 3 asist... Nobre’nin geçen yılki 8 gol, 1 asistlik performansını şimdiden 9 gol, 1 asistle geçtiğini de görüyoruz. İşte fazla söze gerek bırakmayan istatistikler... ***** Türkiye’de işler böyle yürüyor! KASIMPAŞA’NIN Bld.’yi yendiği maçtaki olaylar aslında Türkiye’nin aynası.. Yıllarca 2. ve 3. ligde izlediğim manzaraların Süper Lig versiyonuydu.. Soyunma odası sıkıştırması yani şiddet taktiği... Paşalılar, işçileri dövmeye çalışıyor. Bu kaba kuvvetin bu ülkede daima olmasa da kimi zamanlarda kazandığı gerçeğini bilmeyen yok. İçimiz dışımız şiddet dolu zaten.. Acaba Kasımpaşa, maçlarını Olimpiyat’ta değil de R.Tayyip Erdoğan’da oynasaydı tüneller hep böyle fedai mi dolacaktı? ***** ALEX o çalımları Dunga’ya atıyor BU sezonun çalımını Alex attı. İki Konyalı’yı Hanya’ya göndererek. Alex’teki patlamayı kaptanlığına bağlayanlar var. Ancak o bunu ’Alâkası yok’ diyerek yalanladı. Olayın sırrı Avrupa’da son demlerini oynaması... Çünkü yaşı 31 ve yol haritası belli. 2009’da dönüyor Brezilya’ya... Ve o da biliyor ki, çok istediği Brezilya formasını giymesi zor. Zaten Kaka, Pato, Diego, Anderson, Juninho var Alex’in önünde. Ancak gerçek şu ki, Dunga Alex’i beğenmedikçe o her çalımı Dunga’ya atıyor sanki. Kazanan da F.Bahçe oluyor haliyle... ***** Oğuz Sarvan, Selçuk Dereli’yi de F.Bahçe’ye ver! MHK için ’Maalesef ölü doğdu’ yorumunu yapmıştım. 3 haftalık hakem atamaları tartışılıyor şimdi. Son bombayı Bülent Yıldırım’la patlattı Oğuz Sarvan. Oysa onun en büyük silahı adil atama sistemiydi. Bu işi biliyordu çünkü... Fakat Yıldırım’ın aynı takımların iki maçına verilmesiyle şunu öğrendik. Bir hakem bir takım aleyhine hata yapmışsa, daha sonra onu telafi etmeye çalışıyor. Bu psikolojik bir travma, baskı olmalı. Her hakem için geçerli olmayabilir. Bunun esas testi ise Selçuk Dereli’nin F.Bahçe maçına atanmasıyla mümkün.. Ne dersiniz sayın Sarvan? ***** Kilitlenen ligin anahtarlarI! LİGDE yıldızların coşmasının sırrı ligin kilitlenmesi. Dip ve zirvedeki sıkışma mücadele futbolunu doğuruyor. Haliyle de kıt olan kalite azalıyor... Bu düğümlenmede şifre çözücülere kalıyor iş. Alex, Deivid, Delgado, Holosko, Ümit Karan, M.Yıldız gibi yetenekler de zaten bu günler için alınmadı mı? ***** Acımasız Toraman ve Lincoln! İBRAHİM Toraman’ın rakiplerine her dalışı faullü.. Hatta acımasızca. Meslektaşlarına karşı böylesi saldırı yanlış. Olaylardan en muzdaribi de Lincoln.. Bugün Lincoln’ün yerden kalkmayışını tartışıyoruz.. Ama adam haklı! Hürriyet’in o müdahaleleri hiç de kuralına uygun değildi! Lincoln de Alex gibi sistemi (gizli basma) çözerse, gel de çık işin içinden. ***** Futbola ‘keş arı’ projesi lazım KENDİMİ ’emek hırsızı futbolcular’ın detektifi olarak görmeye başladım artık.. Onlar balıklama denize daldıkça ben de inadına yazacağım... Bu haftaki balıkçılar Burak Yılmaz ve Barış Özbek.. İkisi de zaten mimli.. En iyisi belki de şu İstanbul Milli Eğitim Müdürü’nün keş arı projesini ’atlayan’lar için uygulamak! Arı sokması hiç fena fikir gibi durmuyor hani... ****** “Formanı alabilir miyim? Kendim için değil sakat bir arkadaşım için. Yoksa istemem valla.!” (Türkçe bilmeyen Maldonado’dan birisinin forma isteyiş tarzı) ***** “Bana taktik maktik sormayın. Hiç o konulara girmeyelim. Feldkamp varken de farklı değiliz. Çünkü onunla konuşarak hareket ediyoruz biz” | ||
![]() | ![]() |
|
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |
![]() | ![]() |