Ne kolay, ne de zor! Ali Sami Alkış | | Bu maçta şike olacağı yönünde, gündeme damgasını vuran iddialar oldu. Doğrusunu isterseniz; maçın ilk 25 dakikası, ‘Acaba doğru mu?’ kuşkularına yol açacak kıvamda geçti. Çaykur Rizespor sürekli bastırıyor, Beşiktaş kaderine razı bir şekilde silik bir görüntü sergiliyordu. Üstelik, 1-0 geriye de düşmüştü.
İlk 25 dakika sahada olmayan siyah-beyazlılar, bu dakikadan itibaren oyuna ağırlığını koymaya başladı.
İbrahim Toraman’ın kafası, Serdar Özkan’ın deli-dolu dalışları, Holosko’nun keskin şutları; Beşiktaş’ı bir anda maçın hakim durumuna getirdi.
Serdar; ilk göz doldurduğu günlerdeki gibi ele-avuca sığmıyor, Rize savunmasına hançer gibi saplanıyordu. Fakat bu göze hoş görünen çabaları, garip bir şekilde etkin üretime dönüşemiyordu. Sadece göze hoş görünüyordu... Ayrıca, ikinci yarıda biraz duruldu.
***
Rizespor’un bazı atakları; kurgu ve uygulama açısından Beşiktaş’tan daha açık, daha net, daha organizeydi. Karadeniz ekibinin futbolunu beğendim.
Önceki maçlarda, Delgado’nun oyuna girmesinden sonra Beşiktaş’ın daha etkin bir futbola başladığını, çok net görüyorduk. Ama bu kez, Beşiktaş, kendini zaten önceden toparlamıştı.
Hakkını yemeyelim, Delgado gene iyiydi. Sadece, eskisi gibi Beşiktaş’ın havasını, oyun anlayışını tek başına ve tümüyle değiştiren kilit adam değildi. Kişisel olarak iyiydi ve golünü de attı.
Önemli olan da bu!
***
Beşiktaş’ın yediği golde, Rüştü’nün açık hatası vardı. Çok havadan gelen ve kendisini geçen topun peşinden koştu. Yerinde dursa müdahelesi sonuç verebilirdi. Rüştü hatalarını gene sıklaştırmaya başladı. Dikkat!
__________________ |