|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
06-05-2008, 09:12 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Son dönemlerde Beşiktaş'taki başarısızlığın nedenleri tartışılıyor. Kimi yönetim kurullarından, kimi antrenman sahasının Ümraniye'ye taşınmasından, kimi Beşiktaş değerlerinin yok olmaya yüz tutmasından dem vuruyor. Yanlış teşhisle doğru tedavi yapılamıyor maalesef. Bu nedenle önce teşhisi düzgün koymak lazım. Bunun için de bünyenin yapısını iyi analiz etmek gerekiyor. Öncelikle Beşiktaş'ın hangi takım olduğunu gözden geçirmeli. Beşiktaş kimdir? Tarihinde neler vardır, başarıları nelerdir, taraftar kitlesini oluşturan bir toplumsal tabaka var mıdır, bu insanların coğrafi olarak dağılımı nasıldır? İstanbul'da yaşayan taraftarların uygunsuz hareketleri nedeniyle çıkılan Adana yolculuğu ve orada yaşananlar, bir gerçeği tekrar önümüze koydu. Beşiktaş taraftarının kim olduğunu... Adana'da doğmuş büyümüş, bırakın Beşiktaş takımını görmeyi, İstanbul'u bile belki hayatında görmemiş insanlar vardı o stadyumda. Ve o stadyumda Bursalı taraftarlara yönelik "Burası Adana, Buradan Çıkış Yok" tezahüratı yapıldı. Nedir bunun anlamı? Açalım; Adana'da doğmuş büyümüş insanlar, bir İstanbul takımıyla bir Bursa takımının karşılaşmasında bu tezahüratı yapıyorlar. Beşiktaş'ın büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? O insanların, İstanbul'un o alalade semtinin takımına nasıl sahip çıktıklarını. Beşiktaş'ın Adana'da nasıl da ev sahibi olduğunu, bunun anlamını ve değerini... Günümüzde Beşiktaş camiası içerisinde, "ufak olsun benim olsun" anlayışı hakim. Beşiktaşlıların en büyük mücadelesi de bu anlayış olmalı. Beşiktaş, Beşiktaş semtinin takımı olabilir; ama sadece Beşiktaş semtinin takımı değildir. Daha fazlasıdır, çok daha fazlasıdır. Antrenman sahası, Fulya'dan Ümraniye'ye gittiği gibi, futbol takımı da Adana'ya, Konya'ya, Edirne'ye gider. Ve asla misafir olmaz, ev sahibi olur... Fenerbahçe doğruları, yanlışlarıyla vizyonunu genişletmiş ileriye bakarken, daha da büyümenin hesaplarını yapıyor. Merak ediyorum, Fenerbahçe camiası içerisinde birileri, Fenerbahçe semtinin kulüp için öneminden, orada ikamet eden insanların ne güzel insanlar olduğundan falan bahsediyor mu? Sanmıyorum. Galatasaray'da da Beşiktaş'a benzer bir "ufak ama benim olsun" düşüncesi var ve tıkandıkları noktalardan biri de bu zaten... Beşiktaş, -eğer doldurabilirse- stadyumunu genişletmeli. Bu bağlamda, Beşiktaşlının Beşiktaş'tan sürülme projesine de inanmıyorum. İnönü Stadyumu'nda bir hayat geçirmiş insanların yüzlerce anısı saklıdır o stadyumda. Ama yeni hikayeler hep vardır ve olacaktır. Birilerinin çıkıp ta, "Beşiktaş, benim" yaklaşımını son derece kühtahça bulduğumu itiraf etmeliyim. Unutmayalım ki Beşiktaş gerçekten semt takımı olduğunda o tribünde kapalı dahil, hiçbir tribün dolmaz, yeni stada da gerek olmaz. İnsanlar istiyorlar ki, stadyum onların olsun. Bilete daha az para ödesinler, formayı daha ucuz alsınlar, aman stadyuma dokunulmasın... Herhangi bir mağlubiyetten sonra görüyoruz ki bir yandan da takımlarının yıldızlar topluluğu olmasını istiyorlar. Daha büyük yıldızlar, daha isim futbolcular, Fenerbahçe kimi aldıysa daha iyisi... Zira rakipte daha iyisi olunca doğal favori oluyor her sezon. Sen bir kazansan, o üç kazanıyor. Bugün kazandığı üç, aynı zamanda yarın kazanacağı beş anlamına da geliyor. Ama bakıyoruz ki aynı insanlar, Baki Mercimek'e, Gökhan Zan'a "futbolcu değil" yakıştırması yapıyorlar. Hep bana, hep bana anlayışı tam da bu olsa gerek. Beşiktaş'ı, Fenerbahçe'yi, Galatasaray'ı üç büyükler yapan değer nedir? Vefa nerede mesela? Beşiktaş'ı Beşiktaş yapan değer, tıpkı Galatasaray'ı, Milan'ı, Manchester United'ı dünyaca tanınır yapan değer gibi, başarıdır... O başarıların devamı için Fenerbahçe ve Galatasaray'ı rakip kabul etmek gerekir. Ve eğer Fenerbahçe gibi bir rakibiniz varsa, o rekabetin hakkını vermek zorundasınız. Başka türlü yaşama şansınız yok. Sahi Vefa nerede şimdi? Beşiktaş günümüzde semt takımı zihniyetiyle yönetildikçe ve yorumlandıkça üç büyüklerden biri olma iddiasını kaybedecektir. Bu, doğal bir sonuçtur. Aslında basit de bir tercihtir. Fenerbahçe'yi dört beş yılda bir yenip yıllarca konuşmayı içimize sindirebiliyorsak aslında hiçbir sorun da kalmıyor. Bu durumda, stadyumun da genişlemesine, gelirlerin artırımına yönelik çalışmalar yapılmasına da gerek yok. Ne güzel! Beşiktaş bizim artık... | ||
|
06-05-2008, 09:18 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 | Beşiktaş günümüzde semt takımı zihniyetiyle yönetildikçe ve yorumlandıkça üç büyüklerden biri olma iddiasını kaybedecektir. Bu, doğal bir sonuçtur. Aslında basit de bir tercihtir. Fenerbahçe'yi dört beş yılda bir yenip yıllarca konuşmayı içimize sindirebiliyorsak aslında hiçbir sorun da kalmıyor. Bu durumda, stadyumun da genişlemesine, gelirlerin artırımına yönelik çalışmalar yapılmasına da gerek yok. Ne güzel! Beşiktaş bizim artık...
__________________ Besiktas JK . | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |