BEŞİKTAŞ bu yıl çok kötü bir sezon geçirdi. Taraftarlar gelecekten umutsuz çünkü takım öncelikle Avrupa Şampiyonlar Ligi’nde hüsrana uğradı. Sonra Fortis Kupası’nı üçleyemedi. Ve 5 yıldır beklediği şampiyonluğu da yakalayamadı. Son maçta Inter Toto’ya kalmıştı ki Trabzon-Fener maçı sonrası teselli olarak UEFA’ya gitmeye hak kazandı. Beşiktaş’ın bu sezonki analizini yaparsak; başarılı mı derseniz, tüm Beşiktaşlılar’ın vereceği tek bir cevap var: Hayır... Hayır... Hayır!.. Aslında takım sezon başında sıkıntılı bir kadroyla yola çıkmıştı. Sağ ve sol kanatta arıza vardı. Orta sahanın beyine ihtiyacı vardı. Holosko’nun da ateşleyici bir role ihtiyacı vardı. Ama Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin; aksayan doğru yerlere, yanlış transferler yapınca, hatalar da üst üste geldi. Sağlam ve yönetim başarısız bir sezon geçirdi. Bir de şunu söylemek isterim; bir takım 137 hafta sonra öyle veya böyle liderliği yakalıyorsa ve bitime 5-6 hafta kala bu imkanı kullanamıyorsa burada beceriksizlik, hata ve lobisizlik yatıyor demektir. Gelelim Vestel maçından sonra Sağlam’ın konuşmasına: Diyor ki “benim istediğim Helguera, Vassel ve Boumsong gibi futbolcuları alamadık çünkü yöneticiler, menajerlerinden randevu alamadı. Ve paramız Holosko’ya yetti.” Beşiktaşlılar bana şunu sordu: Hayri Ülgen, sen camianın tabanı ile tavanı arasında bir iletişim kö
prüsüsün. Koskoca Beşiktaş Yönetimi bir menajerden bile randevu alamıyorsa; bu Beşiktaş’ın küçüldüğünü mü, yoksa beceriksizliğini mi gösterir? Buna rağmen eğer yönetim Sağlam’ı yalanlayamıyorsa reklamdaki gibi ‘yöneticimiz uyuyor mu’ derler?