Lider olmak önemlidir Atıf Keçeci | | Beşiktaş'ta geçen hafta yapılan Divan Kurulu toplantısından sonra, konuşmaların içerisinden bir tanesi manşetlere taşındı. Başkan Yıldırım Demirören'in bir kısmı toplantının açılışını yapan divan başkanı Yalçın Karadeniz'e cevap olmak üzere, açıklamaları gündeme damgasını vurdu.
Sayın Karadeniz, Beşiktaş'ın üçüncülüğünün başarı gibi gösterilmesini yanlış buluyordu. PAF takımının uzun aradan sonra kendi ligindeki başarısızlığına dikkat çekiyordu. Kulüpte birlik ve sevgi bağının giderek kaybolmasından yana endişelerini dile getiriyor, acı gerçekleri sıralıyordu.
Sayın Yıldırım Demirören'in en önemli açıklaması, Beşiktaş İnönü Stadı'nın yapımıyla ilgili olanıydı. Başkan, "Üst kademedekilerin bana söyledikleri, stadın yapımını engelleyenlerin Beşiktaşlı olduklarıdır. Bu beni üzdü." ifadesini kullandı. Ve bu sözler salonda buz gibi bir hava estirdi. Konuşan sıradan bir kişi değil, kulüp başkanıydı. Başkanlık reye dayalı bir kazanım olmasına rağmen liderlik başka bir şeydi. Temsil ettiği topluluğa sahip çıkmak en önemli görevlerindendi. Oysa bu ithamlarla tüm bağlı olduğu grubu zan altında bırakmıştı. İnsanlar, aralarında toto oynar gibi, "o mudur, bu mudur?" gibi karşılıklı isimler üzerinde tahmin yapar oldu. Başkan Demirören, şimdi bu isimleri açıklamak zorunda. Eğer bu isim veya isimleri açıklamazsa, kendisi zor durumda kalır. İddiaları somut bir biçimde göz önüne sermeyerek bu şekilde 'çamur at izi kalsın' taktiği kendisine ağır bir suçlama olan 'iftiracı' damgasının vurulmasına sebep olur. Daha önceleri de, Fulya ve stadın tadilatı esnasında işler uzayınca benzer sözler o günlerde de dile getirilmişti. "19 Mayıs'ta kazmayı vuracağız." deyip yerine getirilememesinin sorumlularını bu sözlerle sanal kişilere yüklemek hiç de şık olmamış ve bir lidere yakışmamıştır. Gerçek liderlik böyle anlarda ortaya çıkar. Temsil ettiği toplumun, çevresindeki bir seyahati bile menfaat olarak gören değişik kurullardaki üyeler dahil kişilerden oluşmadığını idrak etmek zorundadır. Divan toplantısında konuşulan bazı yolsuzluklar ve de Fulya projesindeki kiralama işlerindeki piyasa değerlerinin çok altında fiyatlarla sözleşmeler yapılması gündeme geldi. Bu değerlerin düşük olmadığını anlatmak üzere sabırsız biçimde konuşma yapmak isteyen son iki yedek üyeden biri olan Mahir (Maryo) Berk, konu 17.000 m²lik ofis ve otel alanları ile 3000 m²lik shoping center ve food court alanları iken o kalkıp hipermarket kiralarından örnekler vermeye kalktı. Oysa salonda bulunan ve Cevahir AVM'de dükkanı olan eski divan başkanı Şeref Nasır burada kendisinin 120 dolar M2 bedel ödediğini örnek olarak veriyordu. Mahir Bey bu AVM'nin yapımcısı ve yakın zamana kadar işleticisi olan ve 600'e yakın dükkanının kiralanmasında imza sahibi olan Aydoğan Cevahir'i de işi bilmemekle suçlayarak herkesi güldürdü. Bitiriş cümlelerindeki duygusal laflar karşısında öncelikle kendisini alkışlayan yönetim kurulu üyeleri arkadaşlarına destek verdiler. Mahir Berk sonra bazı gazetecilere "nasıl cevap verdim ama" diye laflar etmiş. Yazık koca Beşiktaş'ı yönetmeye kalkan fotoğraflara bak. Kendini yönetemeyen insanlara görev verilmiş. Başkan en azından bu sefer işin farkında ki transferle ilgili tüm görüşmeleri sadece Sinan Engin'le birlikte yapıyor.
__________________ |