|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
31-05-2008, 11:08 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Çarşı ruhu “İş zamanı çalış, oyun zamanı oyna“ öğretisiyle büyütülen modern insana, ılımlı ve ölçülü olmanın erdem olduğu da belletildi. Böylece insan, makul ve kabul edilebilir birine dönüştürülürken, en temel ihtiyacı olan ‘özgürlüğü’ de iş dışındaki zamanına hapsedildi. Öyle ki, maça gitmek gibi basit bir hafta sonu etkinliği özgürlük yanılsaması yarattı. Bu psikolojik temelli sosyolojik girişi, kendini fesh ettiği açıklanan “Çarşı“ fenomenine bir başka açıdan bakmak için yaptım. ‘Çarşı’, tartışmasız Türkiye ‘tribün kültürü’nün en özel grubudur. Onu özel kılan, futbolun aslında hayatın ta kendisi olduğunu öyle derin analizlere gerek olmadan gösterebilme yeteneğidir. ‘Çarşı’, hangi takımı tutarsa tutsun ticarileşen futbolda taraftarın, ‘müşteri’ konumundan çıkarılması projesinin aydınlatma fişeğidir. Kendiliğinden gelişen ve doğrularını kendi yürüyüşü içerisinde oluşturan ‘Çarşı’nın elbette alacak daha çok yolu var/vardı. Oyunun tüketime değil, bir kültürel varlık olarak özgürleşme uğraşı içindeki insana ait olduğunun minik müfrezesidir ‘Çarşı.’ ‘Bağımsız taraftar inisiyatifi’ fikrinin feneridir. Son tutumu bile öğreticidir. Türk siyasi hayatında iktidardan gönüllü olarak uzaklaşabilme erdemini gösteren kaç kişi ya da gruptan bahsedebiliriz? ‘Çarşı’ bunu da yapmış gönülsüz, kırgın, istemeden bile olsa tribünün demokratikleşmesinin yolunu açmıştır. ‘Allah affeder, Çarşı affetmez’ ‘Çarşı’, oyunu işe, işi oyuna çevirmeye gayret ettiği için lanetlidir. Ilımlı değil radikal, ölçülü değil serttir. Bu anlamda geleceği savunurken iddiasını da, “Allah affeder, Çarşı affetmez” diye koyar ortaya. Ama aynı zamanda imrenilendir de. Çünkü, şehit cenazesinin acısıyla savaş karşıtlığını, çağın tedavisiz hastalığı ırkçılıkla çevre sorununu insanların kendilerini en özgür hissettikleri yerlerden olan statta onların kalbine ve aklına indirebilmenin bir yolunu her zaman bulmuştur. Bu noktaya bilerek ya da el yordamıyla gelmiş olmaları ‘Çarşı’ fikrindeki ‘ilerici potansiyeli’ değiştirmez. Tribüne gidip ‘ılımlı ve ölçülü’ olmamakta ayak direyen insanları holigan/fanatik diye yaftalamak kolaycılığına düşmeden, ama lümpenliğin faşizmin teşrifatçısı olabileceğini de unutmadan, ‘Çarşı’nın varoluşunun yaratıcı, dönüştürücü, ilerici yanlarını ihmal ederek futbol da hayat da kolay anlaşılamaz. Peki şimdi ne olacak? ‘Çarşı’ eğer benim anladığım gibi ise kendi içindeki sorunlarını tartışarak çözecek ve yoluna yıllardır söylediği şarkısını avaz avaz bağırarak devam edecek; “Bu sevda bitmez hasret bitmez/ İsteyen gider hiç fark etmez/ Bu alemde Çarşı herkese karşı/ Allah affeder Çarşı affetmez..” Yok değilse, hep kazananlar bir kez daha kazanmış olacak. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |