Hani, sinemalarda film öncesi kocaman yazılarla bir jenerik geçer, "Bu bir filanca filmidir" diye; bu yazı da "Bir Çarşı Yazısıdır." Sevinenler boşuna okumasın. Ne Çarşı, ne kâbusu, ne de yazısı biter! Bir haftadır nereye gitsem, kiminle konuşsam şu soruyu soruyorlar: "Çarşı sahiden kendi kendini kapattı mı?" Hiç kapanabilir mi? Bir kere, kimse bu garip kararı anlamadı. "Çarşı" diye isimlendirilen grup kim ki? Ahmet, Mehmet, Alen mi; yoksa Optik, Kenan, Sinan mı? Kim? Kara Kartallar'ın bu ani alınan karara ne kadar tepki gösterdiğini söylememe gerek yok. Tepkiler çığ gibi. Kendi korkularını vehim gibi gösterenlere söylüyorum. Yanlış yoldasınız.
Çarşı'nın kapısını çarşı sananlar yanılıyor, çarşı artık milyonlar... Bu gücü bu isimlerden ibaret sananlar, bu insanları "Sus!" deyince susturabilir mi? Türkiye "Çarşı" olmuş. Onları nasıl susturmayı düşünüyorsunuz? Gözyaşları önüme kadar düşüp deniz olunca duygulandım, mendile sarılıp 'bir yazı yazmak şart oldu' dedim kendi kendime. Hüznüme kelime aradım günlerce. Yaz be koçum, yaz! Ne yazarsan yaz. Çarşı hiçbir zaman Kapalı "Çarşı" olmayacak. Üzüldüm, hüznümü belli etmek için Beşiktaşlı ol diyen de yok! Üzüntü dalgalarını birazcık da sevginin yüceliğini, hangi noktaya geldiğini görmek açısından da önemsiyorum. Lamı cimi yok, bir tespitte bulunacağım: "Çarşı Grubu artık bu ülkenin sınırlarını aştı, bir dünya markası oldu." Encümen kararı gibi üç satır açıklamayla neyi kapatıyorsunuz? Büyüklüğünü göremeyecek kadar gözleri kör olmuş bunların. Bu söylediklerimin dikkate alınması için La Gazetta Della Sport gazetesinden birilerinin yazması mı gerekiyor? Türkiye'nin en büyük spor gazetesinin en büyük sayfasından haykırıyorum işte: "Bir dünya markası, bir dünya harikası taraftardır Çarşı!" Kazanırken ne kadar coşkuluysa öfkesiyle de o derece farklı. Susarak da çok şey söylediler çoğu zaman. Bazıları, komik (!) olunca pandomim yapıyor sandı. Şimdi "Çarşı'yı kapattık!" diyenlere bakıp bakıp keyiflendikleri gibi... Birileri dikensiz gül arıyorsa Çarşı'yı "gül" olarak görüyorum. Onları ne zaman seyretsem hınzır hınzır o zekâ pırıltılarıyla dolu Ortega esprisi canlanır gözümün önünde. Her daim farklı oldular, çok insani mesaj verdiler, aykırı ve muhalif oldular. Doğrularıyla gördük hep. Onları bir avuç gönüllü kurdu ama şimdi kuranların bile hayal edemeyeceği devasa bir güç oldular. Hakkari'den Hatay'a, Siirt'ten Sinop'a, Mersin'den Muğla'ya, Münih'ten Bakü'ye, Lefkoşa'dan Liverpool'a, Türkiye'den dünyaya yaygın ve organizeler. Beşiktaş'ın ruhunu, arkasındaki gücü, takındığı tavrı, üstlendiği görevi, farklı taraftar görüntüsünü bilmesem filmin bitişini, hazin kararı bir çırpıda anlarım anlamasına da bu kadar gür sesli bir gücün cılız, korkak ve ürkek bir sonla "Buraya kadarmış!" demesini normal göremem. Tam da "Asi ruhun 25. yılı" deyip coşkuyla, şatafatla kutlama yapmalarını beklerken hüzünleri yağmur yapıp kepenkleri indirmek ha... Kimse inanmaz! 1982'den beri hep dik duruşun, cesaretin sesi oldunuz, susmamalısınız! Optik ölünce ileriyi göremez olduk deyin; Alen'i söyleyin! Çarşı'yı kapatanların onları kuranlar olmadığı belli. Yoksa... Anlamıyoruz!