alen markaryan: ''Menfaatler!'' | | İkibinaltının ya da üstünün umutlarla dolu öteki yarısıyla yeni yeni merhabalaşmaktayız. İçimiz ince ince kıpraşmakta. Bu sefer olur mu sorusunun mantıklı doğruları, üç senedir gerginleşen yüz hatlarımızı gevşetmiş. Yani mutluluğun resmini çizmeye çalışıyoruz. Fırçalar, Delgado'yu çiziyor bütün şehre. Ve tualler ağlamakta. Artık konuşarak değil, çıkıp sahada savaşarak gündeme gelecek bir takımın hayallerini kurarken, arınmışken (!) ve kurtulmuşken (!) mutlu oluyoruz. Beşiktaş tribünlerinin yegane isteği olan yalnızca ve daima mücadele; Tigana'nın ağzında şekilleniyor. "Öyle bir kondisyonumuz olacak ki, rakiplerimizi adeta ezeceğiz!" Lakin aklımızın bir köşesinde, alınacak yabancının hangi mevkide olacağı mevzuu var. Gönlümüz ve tecrübelerimiz, defansı toparlayabilecek, açıkları kapatabilecek, bu işin ehli bir vatandaştan yana. Biliyoruz ve gördük ki defası iyi takımlar, başarıya daha yakın. Ama bütün bunlar Tigana'nın işine karışılıyor anlamına gelmemeli. Işık tut, yak ve yol ayrımlarını tercih sebeplerine bırakmak ilkelerimiz Beşiktaş menfaatleri uğrunadır. Velhasıl son kelamım ise bir kavram kargaşasıyla ilgili. Daum'un Beşiktaş'a ikinci gelişinde, 'ben olsaydım'la başlayan, 'içeri sokmazdım'la biten kahramanlık hikayeleri dinlemiştik. O Daum, F.Bahçe'ye gittiğinde herkes köşesine çekilmiş, bu sefer Daum kahraman ilan edilmişti. Es geçtik! Peki İbrahim Kutluay'ın dönüş sinyallerinde, F.Bahçeli olduğuna kesin gözüyle bakanlar şu sözü hatırlıyorlar mı? "Bu adam ben varken bu kulüpten içeri asla giremez!"
__________________ fb öfkemsin gs nefretimsin ! |