|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
15-08-2008, 09:52 | #1 | ||
hüngürella Üyelik tarihi: May 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.146
Tecrübe Puanı: 23 |
Kurada Beşiktaş’la eşleşene kadar, Siroki diye bir takımın varlığından bile haberim yoktu. Yabancı takımları çok yakından takip eden ‘iddaa’ tahmincileri bile, ilk defa duymuşlardır. Bu tür ekiplere, ‘Sıradan bir takım’ derler ya; onun bile altında düşük seviyeli bir ekip Siroki... Düşünün; kalecisinin rakip alana vurduğu top, dönüp kornere dönüştü. Komik ötesi bir durum! Beşiktaş böyle bir rakip karşısında, 1-0 öne geçene kadar 0 kalitede oynadı. Bir tek Delgado uğraşıyor, didiniyor ve göze hoş gelen dalışlar, sprintler, ortalar yapıyordu. Gerisi hikaye! Takım, yerlerde sürünüyordu. Ama Uğur İnceman’ın sağdan şık hareketlerle sokulup, sol kanattaki Aydın’a uzattığı top, onun ortasıyla Delgado’nun şık golüne dönüştü. Böylece; ilk kez takım oyununun sonuna kadar getirdiği organize atak, erken ödüllenmişti. *** Gol, her zayıf takım gibi Siroki’nin de direncini kırmıştı. Rakibin moral bozukluğu yaşaması, Beşiktaş’ın rahat hareket etmesine olanak tanıdı. Ama bu rahatlık, hafif bir tempo yükselişi getirse de asla beklenen kaliteyi getirmedi. Beşiktaş, Siroki gibi bir takım karşısında açık ara olması gereken güç farkını; herkese onaylatacak ya da herkesi tatmin edecek şekilde belgeleyemedi. Oyunun, sahanın ve rakibin hakimiydi ama; futbolun hakimi değildi. Fakat vasat olması bile, tur garantisini müjdeleyen skoru getirdi. ‘O kadarı yeter’ derseniz, mesele yok! *** Ama çıkarılması gereken ders şudur... Beşiktaş iki gollü skora rağmen, ‘Ben bu futbolla ciddi bir rakip karşısında haşat olurdum’ diyecek bir eleştiri olgunluğuna sahip olmalı. Kuzguna yavrusu şirin görünmesin. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |