Fırsatı bulunca kullanacaksın! Güven Taner | | Rakibe, 8 bin nüfuslu kasabanın takımı gözüyle baka baka kendinizi hazırlandığınızda maçı izlerken bile kolayca atılmış goller bekliyorsunuz. Olmayınca da canınız sıkılıyor.
Oysa futbolda garantiler yok. Kolay rakip de yok. Rakibinin kolay olmasını değerlendirmeyi bilmek var. Rakibin zorlu olmayışı işlerin tıkırında gitmesini sağlamıyor. Onu kullanmayı becermek gerek..
Beşiktaş kendini zorlamadı. Fantezilere girdi. Futbolcular her hareketini hiç rahatsız edilmeden yapacağını sandı. Beşiktaş’ı mücadelede ‘farklı’ hissettiğimiz tek hareket dizisi vardı. Aydın soldan çok iyi sokulup çok çok iyi yere orta yaptı. Ve Delgado’nun topa gidişi, kafayı vuruşu da birinci sınıftı. Süper güzel bir gol izledik.
Beşiktaş, tempo yapmalı, açık ama sert oynayan S.Brijeg’i oyun kalitesiyle sindirmeli ve daha ilk yarım saatte turu geçecek skoru yakalamalıydı. Kartal’daki eksik işte buydu. Bobo gibi, Holosko gibi, Delgado, Aydın gibi adamlarıyla yapabilecekleri iyi hücum organizasyonlarını yapamadılar. Bunu gerçekleştirmenin arayışı içinde olamadılar. Belki fizik olarak, özgüven olarak iyiydiler; ama rakibi bulmuşken devirmenin bilinci içinde değildiler. Ertuğrul Sağlam takıma bunu vermeli.
Savunmada ilk kez birlikte oynayan Zan-Sivok ikilisinin uyumsuzluğundan korkuluyordu. Aslında yalnız onlar değil, geri dörtlünün tümü ilk kez bir arada olacaklardı. Onların yetersiz kalacağı endişesi vardı; ama asıl uyumsuzluk endişe olmayan yerde, Bobo-Holosko ikilisinde yaşandı.
Sağlam, sezonun ilk resmi maçında gol yememeye yönelik bir oyun hedefledi. Dış sahadan getireceği avantajı bu anlayışa bağladı. Bu da bir bakıştır ama Beşiktaş’ın önemli hedeflere ulaşabilmesi için daha kendine güvenen ve bu güvenin içini dolduran bir takım olmaya gereksinmesi var.
__________________ |