|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
29-03-2009, 11:16 | #1 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 |
MADRİD- Maçın başlamasına dakikalar var. Barnebao'nun tribünleri azgın bir deniz gibi dalgalanıyor. Son Avrupa şampiyonunun coşkulu, büyülü ve vakur futbol arenası bizlere buradan zaferle ayrılmanın ne denli zor olduğunu haykırıyor. Şayet iflah olmaz bir gerçekçi iseniz böyle bir maçtan galibiyet bekleyemezsiniz. Yani cesaret kostümlerini kuşanarak hayale sımsıkı sarılmanız gerekiyor. Çünkü futbol bazen hayalcileri mahcup etmeyen bir oyun. Açıkçası son basın toplantısındaki Fatih Terim'i görünce umutlarımız artmıştı. Hoca rahattı, kendinden emindi ve de çok formdaydı. İspanya'nın ve Milli Takım'ımızın 'performans durumunu hatırlatarak kendisine yönelttiğim "Bize kontrol futbolu oynayan bir Türkiye mi, yoksa rakibin gücünü, kalitesini bir kenara bırakarak önce kendi şarkısını söylemeye çalışan bir Türkiye mi seyrettireceksiniz?" şeklindeki soruma cevap verirkenki heyecanı ve daha sonra açıkladığı on bir, tahminlerimizden daha büyük bir cesareti resmediyordu. Ve hakem 'başlayın düdüğünü' çaldığında gördük ki Milli Takım'ımız karşılaşmaya her bakımdan çok iyi hazırlanmış. Eğer, Nihat kendi vasatını yansıtan bir vuruş yapabilseydi İspanya savunmasının arkasına sarkma girişimimiz henüz 6. dakikada meyve verecekti. Topu son derece ekonomik kullanan, çabuk bir şekilde boş alanlara sarkarak pozisyon bulmaya çalışan bir Türkiye vardı sahada. Özellikle İspanya savunmasının sol tarafından gayet başarılı sızmalar yaptık. Şayet top kontrolü ve son vuruş becerisi açısından Nihat, Semih ve Arda daha iyi performans gösterebilselerdi Milli Takım'ımız, devreyi iki hatta üç gol bularak tamamlayabilirdi. İspanya topu gezdiren ve oyuna hükmeden bir takım. Böyle görünmelerine sadece tehlike çemberinin dışında müsaade ettik. Çok uğraşmalarına rağmen Xavi, Alonso ve Senna Torres ile Villa'yı derin isabetli toplarla bir türlü buluşturamadılar. Çünkü mükemmel bir takım savunması uyguladık. Kanatlara inmek istediler, başaramadılar. Çünkü Milli Takım'ımızın ofansif ayakları, top rakipteyken savunmaya kusursuz bir şekilde eklemlendi. İbrahim Üzülmez rakibi karşısına aldığında kademesinde Arda vardı. Gökhan sıkıştığında Tuncay yanı başındaydı. Ayrıca Milli Takım'ımızda duran topları ve taç atışlarını kimin nasıl kullanacağı ince işçilik kıvamında çalışılmıştı. Bu muhteşem takım duruşuna rağmen ilk yarıda gol bulamayışımız büyük talihsizlikti. Koca 45 dakikada sadece bir pozisyon verdiğimiz İspanya ikinci yarıda bir duran top neticesinde öne geçti. Başka türlüsü pek mümkün görünmüyordu zaten. Golü yedikten sonra denge kıvamından biraz uzaklaştık. Oyunu forse etmek istedik. Ancak İspanya ivmeyi sürekli yükselterek tam bir hakimiyet kurdu. Terim'in gole dönük hamleleri de işe yaramadı. Maçı kaybettik ama özgüvenimizi kazandık. Ali Sami Yen'deki buluşmada gülen tarafın Türkiye olması hiç de zor değil. Hayri Beşer | ||
|
29-03-2009, 15:41 | #2 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | en kötüsü macın hakkı beraberlikti | ||
29-03-2009, 22:25 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2008 Yaş: 32
Mesajlar: 2.678
Tecrübe Puanı: 19 | 90.000 kişiyi toplamışlar,ellerinde bir borazan mıdır nedir? Öttür de dur... Olmadı bayrak salla ... Kusura bakmasın ama İspanyollar 90.000 kişi ile yapamadıklarını,Türkiye'de kendileri yaşayacaklar ... 23.000'ne karşı İstanbul'daki maçta en kötü sonucumuz beraberlik olur.Ben ,ilkerin takımı olan bir ülkenin vatandaşı oalrak söylüyorum." İspanya'yı yeneceğiz . "
__________________ Göklerden daha mavi denizlerden daha derin topraktan güzel kokan ne ola Rüzgardan daha serin başaklardan daha nazlı ay ışığından ılık ne ola Ahu gibi gözleri baktıkça yürek yakan yar ola Cennet bahçesi kokan göğsünde çiçek açan yar ola | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |