Maç öncelerindeki verilerle yapılan yorumlar o veriler ancak maçta da aynen geçerliğini sürdürürse yerine oturuyor, yoksa sanallıktan kurtulamıyor. Maç favori gösterilen Beşiktaş’ın yönlendirmesiyle oynanmadı, Aragones’in öngörüleri doğrultusunda oynandı. Dede, cezalı ve sakat olan Lugano, Önder ve Edu’dan doğan savunma açığını Gökhan Gönül’ü stoper yaparak kapamayı denedi. Topa çok sahip olmayı ilke edindi. Kazanmak zorunda olan Beşiktaş’ın üzerine gelmesini bekledi ve çabuk atakla, gol kısırlığı çeken iki gol kralına top gönderdi.
Beşiktaş kapalı savunmaya karşı hücum etti, hücumda iyi pas yapamadı, çok top yitirdi ve rakibine geniş alanda hücum etme olanağı tanıdı... Fenerbahçe’nin savunma adamı sıkıntısı çekmesinden doğan zaafını hiç kullanamadı. Rakip kale önünde çoğalması yalancı bir çoğalmaydı.
Mustafa Denizli Beşiktaş’ın böyle oynadığı ilk yarılardan sonra takımı ayağa kaldırabilmişti. İkinci yarıya Delgado ve G.Zan’ın yerine Yusuf ve Cisse’yi alarak başladı.
Bu değişiklik Beşiktaş’ı oyununa hiçbir olumlu katkı yapmadı ve Fenerbahçe aynı rahatlıkla, alan daraltarak savunmayı geniş alanlar kullanarak hücumu sürdürdü. Savunma direnci ile karşılaşmadan ikinci golünü buldu. Hadi diyelim ki Beşiktaş kaybetme kaygısı ile tedirgin oynuyordu. Hele ikinci golü yedikten sonra böyle bir endişenin ortadan kalkması, takımın içine düştüğü durumdan kurtulmanın çabasını göstermesi gerekiyordu. Bunu istedi, ama oyunu yanlışlarından arınmadan sürdürdü. Birkaç oyuncunun verimi biraz arttı, o kadar.
Beşiktaş Sivas’ın yenilmesi ile bir hafta önceki gibi şampiyonluk şansını elinde tutuyor. Ne var ki ‘olabilirlik oranı’ düşüyor. Önümüzdeki haftada iki lig maçının arasında bir de kupa finaline çıkacak. Bu futbolu ile Kupa da gider, şampiyonluk da... Hatta lig ikinciliği bile tehlikeye girer.
Güven Taner