Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Makaleler

Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform.

Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04-06-2009, 14:04   #1
Fransa KaRTali
 
NdeR 1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Lekesiz, Tertemiz!..

'İnceci Yusuf', ikinci baharını yaşarken en kritik maçlarda Beşiktaş'ı sırtladı Öyle sezon yaşandı ki tek şaibe söylentisi bile çıkmadı. Kora kor bir mücadele oldu .
Yusuf'un gelişi tıpkı Holosko'nun transferine benziyordu. Son anda yapılmıştı ve "Bu da alınır mı!" eleştirileri gırla gidiyordu... Ben dahil birçok kişi Yusuf konusunda yazdıklarını, söylediklerini yutmak zorunda kalacağını o günlerde hiç ama hiç bilmezken, Alman Panzeri Ernst sayesinde de Beşiktaş'ın orta sahası bambaşka bir hale bürünüyordu. O bölgede her maçta ayrı şekilde çuvallayan Cisse, yanına Ernst'in gelmesiyle coşarken, Denizli, çift santrfor takıntısı, Delgado hayranlığı arasında gidip gelişlerini sürdürdü. Üstelik bu kadarla da kalmadı.
"Ben savunmanın göbeğinde daha iyi oynuyorum" diyen Sivok'a birçok maçta adam kovalatan Mustafa hoca, Ernst'in "Onunla birlikte çok daha iyi oynuyorum" şeklindeki açıklamasına rağmen olmayacak zamanlarda Cisse'yi kulübeye çekerek sürpriz yapıyordu. Aslında bu sürprizden öte şapkadan tavşan çıkarmak diye özetlenebilecek bir durumdu. Bu konuyu aşağıda sözü edilecek her maçta bir şekilde gündeme getireceğimiz için şimdi bu satırlarda çok fazla derine inmeye gerek görmüyorum. Ligin ikinci yarısına da Antalya galibiyetiyle başlayan Beşiktaş, ardından Konya ve Trabzon beraberlikleriyle şok yaşadı. Bu iki maçta da tek santrforla oynayan Denizli, bana göre Konya maçındaki kısırlığın tek sorumlusuydu. Trabzon karşısında pozisyon anlamında bolluk olsa da galibiyet golü bir türlü gelmeyince çok krıtik bir maçta iki puan da uçup gitmişti. Gaziantep maçında çift santrfora dönen Denizli, kolay galibiyetin ardından "Zaman zaman çift santrfor oynayabiliriz" diyordu. Çok kısa bir süre önce "Çift santrfor bizim sistemimizde yok!" diyen bir teknik adam için bu önemli bir açıklamaydı ve Denizli'nin şampiyonluk yolunda bu tür kaprislerle bir yere varılamayacağını gördüğünü kanıtlıyordu, ya da biz öyle sanıyorduk. Çünkü ileri uçtaki hatasını farketmiş olsa bile sistemi doğru kullanmasını engelleyen Delgado'dan vazgeçmemesi Beşiktaş'ın elini kolunu bağlıyordu. Delgado'nun hiçbir katkı sağlamaması, Tello'nun da "Özgür kız!" rolüne soyunması nedeniyle Beşiktaş orta sahası bir tek Ernst'in gayretine kalıyordu. Hal böyle olunca, hele bir de yanında Cisse olmadığı zamanlarda Alman oyuncu da çaresiz kalıyordu. İstanbul Belediye, Hacettepe, Gençlerbirliği ve Sivas maçlarının ilk yarıları Delgado sendromu, tek santrfor takıntısına geri dönüş, Holosko'yu yedek bırakma, savunmanın göbeğinde her hafta değişiklik yapma, Serdar Özkan'dan kahraman yaratma gibi sihirbazlık numaralarıyla "çöpe giderken" Denizli ancak ikinci yarılarda gerçek dünyaya dönüyordu. Birçok maçta Delgado çıkıp Yusuf girdikten sonra işlerin düzelmesi kesinlikle bir tesadüf değildi. Öbür taraftan ikinci yarılarda bile olsa doğruların yapılması Kartal'ı zirvenin en iddialı ikinci takımı konumuna getirmeye yetmişti. Bir de ilk 45 dakikalar harcanmamış olsa ligin ne kadar erken biteceğini varın siz tahmin edin... Her neyse, Kartal sol sinyali yakmış ve önündeki rakiplerini teker teker geçerek ikinci sıraya yerleşmişti. İlk yarı sonundaki kötü manzaranın şokunu atlatan camia yavaş yavaş şampiyonluğu konuşmaya başlamıştı.. Kritik Sivas maçında da boşa giden ilk yarının ardından ikinci devrenin ortalarında giren Yusuf'un asistiyle beraberliği kurtaran Denizli, aslında çok kolay kazanabileceği maçı üç gündür anlatmaya çalıştığımız önyargılarla ancak beraberlikle sonlandırabilmişti... Kayseri, Kocaeli galibiyeti derken Bursa karşısında alınan golsüz beraberliğin mazeretleri arasında ilk sıraları yine yukarıdaki eleştiriler işgal ediyordu. Bu beraberlik "Beşiktaş'ın fikstürü çok zor!" teranesinin kalan haftalarda çok daha rahat şekilde tekrarlanmasına neden olurken, zorlu Eskişehir deplasmanında alınan üç puan moralleri yeniden yükseltti. Artık herkes Fenerbahçe derbisine odaklanmıştı. Bu büyük maç öyle bir zamana denk gelmişti ki bir anda kafaları karıştıracak şekilde gündem değişti. Fenerbahçe ligde, Beşiktaş ise kupada iddiasızdı ve iki takım 10 gün içinde lig ve kupada karşılaşacaklardı. Lig maçından üç gün önce o güne kadar oturup kahve bile içmemiş olan başkanlar Aziz Yıldırım ile Yıldırım Demirören'in, "Kupa maçını İstanbul'da oynamayı görüştük" mazeretiyle sosyete restoranında yemek yemeleri kafaları allak bullak ediyordu... Bir yanda yeni kutsal ittifak söylemleri, öte yandan "Kupa bizim, lig senin" iddiaları (Ben de bu yemek gereksiz ve yanlıştı, öküz altığında buzağı arayanlara fırsat verildi diyenlerin tarafındaydım) ortalığı kasıp kavuruyordu. Maç öncesi Denizli son antrenmanda futbolcularına "Her şeyi bir yana bırakıp beni dinleyin" diye sert bir ses tonuyla hitap ediyordu. "Başka bir hesap yapmayın, kalan beş maçta 15 puan alırsanız kesinlikle şampiyon olursunuz. Eğer 15 puan alır da şampiyon olamazsanız ben bu işi hiç bilmiyorum. Teknik adamlığı bırakacağım" diye iddialı bir söylemde bulunuyordu.. Bir yanda başkanın yemeği akıllara takılırken diğer yandan da hocanın söylemi kulaklarda çınlıyordu. Böyle bir ortamda Beşiktaş helva gibi dağılırken, Fenerbahçe hiç iddiası olmayan maçta ezeli rakibini bir kez daha yenerek hem şampiyonluk yarışında yaralıyor, hem de kupa maçı öncesi ezici bir üstünlük kuruyordu. Moraller mürteci kıvamında, yüreklerde isyan kabarcıkları, deyim yerindeyse Beşiktaş üflesen düşecek duruma gelmişti... İşte böyle bir ortamda büyük tecrübesini konuşturan Mustafa Denizli hem söylemleri hem de eylemleriyle herkesi yeniden hedefe kitlemeyi başardı... Saha içindeki birçok yanlışını sürekli eleştirdiğim Denizli, süreci yönetme konusunda ise neredeyse hiç hata yapmadı. Akıl dolu söylemlerle camiayı sakinleştirirken, oyuncularını tekrar hedefe kitlemek için iki başkent takımı (Ankara ve A.Gücü) ile oynanacak lig ve İzmir'de Fenerbahçe ile yapılacak kupa finali için takımı 10 günlük bir kampa aldı. Tüm futbolcular yakın markajdaydı. Denizli her maçı tek tek düşünüyor ve beyinlere bunu her gün defalarca kazıyordu. Beşiktaş, Ankaraspor'u 4-1'le ezip geçti. Sivasspor'un kendi sahasında İstanbul Büyükşehir Belediye'ye yenilmesi Kartal'ı hiç ummadığı bir anda liderlik koltuğuna oturturken, futbolcuların motivasyonlarını da özgüvenlerini de arttırıyordu. Maç sonrası "Artık arkamızdan gelenlerin işleri daha zor!" diyen Denizli bu sözlerle tecrübesiz Sivasspor'u baskı altına alacağını adı gibi biliyor ve bunu da başarıyordu. O moralle gidilen İzmir'de maç konuşmasında ligdeki Fenerbahçe yenilgisinin altını kalın harflerle çizen Denizli, rakibin galip durumdayken nasıl zamana oynadığını, bir taç atışının kaç saniye sürdüğünü, Roberto Carlos gibi tecrübeli oyuncuların her duran topta zamanı nasıl erittiklerini ince ince anlatmış ve "Bu maçı kazanmanızı çok istiyorum" demişti. Beşiktaş inanılmaz bir hırsla, bu kez de Fenerbahçe'yi 4-2 yenerken hem rakibinin 26 yıllık kupa özlemini uzatıyor, hem kendi moraline moral katıyor, hem de ezeli dostuna "Beni yenmeyi alışkanlık haline getiremezsin!" mesajı veriyordu. Ankaragücü galibiyetinin ardından Galatasaray derbisine hazırlanmaya başlayan Beşiktaş'ta Denizli gözünü bir an olsun futbolcularının üzerinden ayırmıyordu. Bir yemek sırasında, Toraman diğer arkadaşlarına göre biraz daha durgundu. Normal şartlarda kimsenin fark etmemesi gereken bu durumu biri fark ediyordu. Yemek sonrası odasına istirahate çekilen yıldız futbolcu çalan telefona baktığında Mustafa hocanın "Oğlum bana gel de biraz konuşalım" şeklindeki sözleriyle karşılaşıyordu. Denizli, futbolcusuna durgunluğunun nedenini soruyor ve "Herhangi bir özel nedeni yok, maç stresi hocam" cevabını alınca da şöyle diyordu: "En iyi takımdasın ve en iyi olduğun için buradasın. Bırak rakiplerin seni düşünsün." Hocasının bu sözleri Toraman'ın kafasını inanılmaz şekilde rahatlatırken, milli futbolcunun uzun süre "Hocam bu kadar insan içinde bendeki ufacık değişikliği nasıl fark etti" diye düşünmesine de neden oluyordu. Böyle bir ortamda hazırlanan ve artık şampiyonluk çok yakın olduğu için eliayağına dolaşan Beşiktaş her şeye rağmen Yusuf'un golüyle bu zorlu derbiyi kazanıyordu. Artık son bir adım kalmıştı... Geçmek bilmeyen bir hafta yaşanıyordu. Herkes heyecanlıydı ama Denizli şampiyonluk hakkında bırakın konuşmayı, hayal kurmayı bile yasaklamıştı. Denizli maçı öncesi başkan Demirören soyunma odasına deyim yerindeyse "özel izinle" giriyor ve futbolculara moral veriyordu. Beşiktaş bu çok kritik maça, Mustafa hocanın süreci çok iyi yönetmesiyle her türlü gerginlikten uzak çıktı ve beklenenin tam aksine hazırlık maçı havasında rahat oynadı. Bir beraberliğin bile yettiği maçta Holosko'nun golüyle öne geçen siyah-beyazlılar, Toraman'ın harika sol ayağıyla attığı müthiş golle sezona noktayı koyuyor ve "Şampiyonluk benim, kupa benim" diyordu. Evet bu iş bitmişti... 106 yıllık tarihte, ikinci kez İKİZ KULELER dikilmişti.

TURGAY DEMİR/ FOTOMAÇ
__________________
' çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat
yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş
milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini
ve daha sonra da istikbâllerini kaybetmeye
mahkumdurlar '
Mustafa Kemal Atatürk
NdeR 1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 23:40 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580