|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
|
Makaleler Medya dan Beşiktaşımız ile ilgili Köşe Yazılarının Tartışıldığı Platform. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
09-06-2009, 15:24 | #1 | ||
Üyelik tarihi: May 2006 Yaş: 43
Mesajlar: 753
Tecrübe Puanı: 18 |
İnsanlığın en büyük ayıplarından biri olarak kabul edilen “kölelik dönemleri” ne yazık ki geçmişin tozlu sayfalarında kalmamış… Herhangi bir mal ya da mülk gibi alınıp satılan âdemoğlu, bu ticaret sonucu “sahip”ini bulur, artık onun hizmetindedir yani “köle”sidir… Köleliğin insani ve ahlaki olmadığı ilk olarak aydınlanma çağında anlaşılmaya başlanmıştır. Abraham Lincoln’nün 23 Ağustos 1865 yılında resmen yasaklamış olmasına rağmen dünyada 30 milyona yakın köle olduğu tahmin ediliyor. Anlaşılan odur ki “aydınlanma” çağın ilerlemesiyle aşılacak bir şey değil bazıları için; bırakın milenyumu, uzay çağını, güneşten birinci derecede elçi bile gelse aydınlanma bir tarafa, tepelerinde ampul bile yanmıyor. Bir inatlaşma uğruna gencecik bir çocuğun duygularını bir kenara koyup ona köle, muamelesi yapmak insanlık suçudur. Manavdan “hurma” mı alıp satıyorsunuz? Önce, insan olmak gerekiyor zorla güzellik olmaz. Farz edin Mehmet’i zorla Fenerbahçe’ye “sattınız” o futbolcudan ne kadar verim bekliyor ki alan taraf! Ama sizlerin gözünü para, karşı tarafın gözünü de hırs bürümüş durumda. Bütün bir sezonun başarısızlığını “Topuz” başarısıyla taraftarına unutturmak isteyen Aziz Yıldırımın bunu adeta gövde gösterisi haline getirme nedeni tamamen bundan kaynaklanmaktadır. Kayserispor yöneticileri, bunca yıl emek vermiş, çocuklarına karşı nasıl bu kadar acımasız ve düşmanca davranabiliyorlar anlaşılır gibi değil. Duygu, vicdan, merhamet, sevgi, inanç, şefkat, erdem, adalet, adına içinizde hiçbir şey kalmamış. Herhalde duygu ve sevgi tutulması geçiriyorsunuz, yazık, gerçekten sizler için üzülüyorum. Bu işin sonucunda yaralanan, zarar gören kişi Mehmet olmasın, sadece özgürce seçimini yaptı diye cezalandırılan kişi o olmasın. Zincirlerini kırdı, prangalarından kurtuldu, düzeni bozdu… Büyüklerinin ona uygun gördüğünü değil, gönlünden geçeni yaptı. Rahat bırakın Mehmet’i… Sevgili arkadaşım Sezen Aksu’nun her dinlediğimde gözyaşlarıma engel olamadığım “memet” şarkısından birkaç satır geldi aklıma… “Memet, bizde bilemiyoruz, memet, Böyle mi sürecek bu ilelebet. Değişir mi bu dünya, döner mi devran? Ama sen ümit etmeye devam et… Kendini de, bizi de, dünyayı da affet...” Belki değişir bu köle ticareti, bilemiyoruz? Bu dayatmalar, bu mahalle baskısı, medya zorlamaları, tehditler, yazılanlar, yazılmayanlar, renkli formalar, Beşiktaş’ta oynarsan seni sakatlamaya yemin edenler, yalanlar, dolanlar, senden büyük ağabeylerinin öğütleri, gazeteler, televizyonlar, bonservisler, hurma ağaçları, Yozgat’ta önerilen çiftçilik hayatı için… Bu dünyayı affet Mehmet… ITIR ESEN / HABER1903 | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |