15-08-2009, 11:19
|
#1 |
Gogo
Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 41
Mesajlar: 5.649
| Sorumlu: Yıldırım Demirören... | | Süleyman Seba’nın kesintisiz on altı yıl boyunca başkanlık yaptığı dönemde Beşiktaş Kulübü’nün tüm işlerini üstlenip, yürüten üç önemli isim vardı. Kulüp müdürü Şevket Yorulmaz, yardımcıları Cemil Ulusel ile Tuncer Ökten... İlginçtir, elden çıkarılıp günü kurtaran taşınmazlara da o dönemde sahip olmuştu Beşiktaş. Bu üçlü ile sorunlar kökünden çözüldüğü gibi yıllar içinde göze batan aksama da yaşanmamıştı. Çağa ayak uydurma, kurumsal kimliğin oturması adına istihdamın artması, yeni departmanların kurulması, iyi eğitim görmüş, dil bilen genç insanların miatlarını doldurmuşların yerini alması kaçınılmazdı. Öyle de oldu... Kaldı ki o yıllarda kimi dinlesen; Süleyman Seba’nın ‘geri kafalılığından’, yönetim kurulu üyelerinin ‘yetersizliğinden’, kulüp çalışanlarının ‘iş bilmezliğinden’ yakınırdı, kaş göz arasında. Geçiş dönemi yaşandı ve önce Serdar Bilgili ardından da Yıldırım Demirören dönemlerinde kulüp çalışanlarının sayısı, enflasyon ile aynı oranı arz etti... Beşiktaş artık çağ atlamıştı! ‘Örümcek beyinli’ başkan, ona ‘çıkarsız’ ama daha dikkate alınması gereken; başkanına yürekten bağlı yönetim kurulu üyeleri ve ‘yaşlı’, o da yetmezmiş gibi ‘işe yaramayanlar’ gitmişlerdi...
Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören’i ne zaman görsem yanında bir değil, iki değil, hepsi kravatlı ve ceketli dolu insan!.. Çoğunu tanımıyorum, ne iş yaparlar onu da bilemiyorum. Ama gözlemlediğim kadarı ile uğraşları, başkanın yanında dolanmak! Sanıyorum bir de onu mutlu etmek! Ayrıca bir spor kulübünün başkanı neden bu kadar çok insanla dolaşır, onu da anlamış değilim. Ama mutlaka vardır nedeni! Beşiktaş, Süleyman Seba kulüp binasından çıkıp tek başına yürüyerek evine gittiği günlerde geri kalmıştı da şimdi ileriye mi gitti? Üç çalışanı ile çağ dışıydı, şimdi çağdaşlığı mı yakaladı? Yabancı transferi o yıllarda sorundu da şimdi yanılgılar yaşanmıyor mu? Bakınız geçmişe; Süleyman Seba yönetimleri on altı yıl boyunca kaç yabancı futbolcu transfer etmiş, kulübün kasasından kaç lira çıkmış, karşılığında kaç kupa kazanılmış. Yıldırım Demirören yönetimlerinin bilançosunu da çıkarmak gerekli tabii ki! Arada bir uçurum oluşacak. Bir zahmet, mesafeyi; ‘Ahmet Dursun, Süleyman Seba gitsin’ çığırtkanlığı yapanlar ölçüversin! Çağdaş olmanın açılımı bu ise durum Beşiktaş adına vahimin de ötesinde. Yüzlerce çalışan ile gelinen nokta düşündürücü! Sportif başarı kalıcı değil, gelip geçici olan yanı. Beşiktaş’ın geride kalan sezonu iki kupa ile noktalaması, yaşadığımız gün ne ifade etmekte?
Şimdi gündemi, ‘10.5 numara’ olarak tanımladıkları ancak henüz gerçekleştiremedikleri ‘malum’ transfer oluşturmakta. İki kupa mazide kaldı, coşkusu belleklerdeki tazeliğini yitirdi. “Süper Kupa oynanmadan Beşiktaş’a verilmeliydi” diyen mi ararsınız, düğün töreninde ‘yakın’ arkadaşı ile tartışıp haber olanı mı? Gelinen nokta iç acıcı olmadığı gibi çoğu zaman da Beşiktaşlılara ‘acı’ vermekte. On bir ay önce ‘Mustafa Denizli manevrası’ ile en akılcı hamlesini yapan Yıldırım Demirören için rüzgar terse esmeye başladı. Beşiktaş, ‘ayrıcalığı’ olan saygınlığını büyük hızla yitirmekte. Düşündürücü olanı ise hızın giderek artması. Çözüm ne tribün müdavimlerinde ne de Beşiktaş’a gönül verenlerde. Sorumluluğun tümü Yıldırım Demirören’e ait doğal olarak çözümün de!.. Asena Özkan |
| |