|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
05-02-2007, 03:50 | #1 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Jul 2006
Mesajlar: 15.053
Tecrübe Puanı: 34 |
Heyecanların nasıl oluştuğu konusunda Schachter ve Singer tarafından ortaya atılan bu görüş, heyecanların iki faktörden kaynaklandığını öne sürmektedir: Fizyolojik faaliyet artışı (kalp ritminin yükselmesi, terleme, vb.) ve bu aktifleşmeye ilişkin atıflar. Bu iki öğe heyecanların ortaya çıkışının zorunlu ve yeterli nedenleridir. Bu teori, heyecanların temelindeki atıfların büyük ölçüde dışsal olduğunu varsaymaktadır. Daha sonraki yıllarda Valins tarafından iki faktörlü heyecan teorisinin bilişsel bir versiyonu geliştirilmiştir. Buna göre, fizyolojik canlanma faktörü zorunlu değildir, Önemli olan bunun olduğuna inanmaktır. Buna inanan kişi, bir neden arayacaktır ve bu da, heyecana yol açacaktır. Nihayet daha yakın yıllarda Weiner, heyecanların meydana gelmesinde, atıfların yeterli olabileceği görüşünü ortaya atmıştır. Ona göre başarı veya başarısızlığı yaşayan kişi, eş zamanlı olarak pozitif veya negatif genel bir heyecan hisseder. Ardından durumu açıklayıcı net bir atıfta bulunur ve bu atıf, özgül bir heyecana yol açar. Sosyal psikologlar, heyecanlar ile atıflar arasındaki bağı genel olarak kabul etmekle birlikte, heyecanların atıflardan sonra mı, yoksa önce mi geldiği konusunda farklı görüştedirler
__________________ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim . Kalbimde kalbine yok bile kinim . Bence artık sen de herkes gibisin. Eylül 2008 | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |