|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
01-02-2007, 04:31 | #1 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 |
Eller, vücudumuzun en değerli organlarından. Ellerimizle yazıyoruz, tokalaşıyoruz, saçlarımızı tarıyoruz, bardağımızı tutuyoruz, sevdiğimize dokunuyoruz. Bunlar ilk akla gelenler. Peki bu derece önemli bir fonksiyona sahip ellerimize ne derece değer veriyoruz? Güzelleşmek için krem sürmekten veya manikür yaptırmaktan söz etmiyoruz. Bizim kastettiğimiz, hangimiz elleri ağrıdığında doktora gitme ihtiyacı duyuyor? Aslında çok basit ve önemsiz gibi gelebilir ama el sorunları, geç teşhis veya uygun olmayan tedaviler sebebiyle kişilerin hayat kalitesini etkileyen çok ciddi sorunlara yol açıyor. Acıbadem Hastanesi El Cerrahisi Uzmanı Dr. Ufuk Nalbantoğlu, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, el sorunlarının başında, tıp dilinde "Karpal Tünel Sendromu" olarak bilinen sinir başı sendromunun geldiğini belirterek, "Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülen bu hastalık, baş parmak ve yanındaki üç parmağın duyusunu veren, baş parmak fonksiyonlarını sağlayan "median" sinirini etkileyen bir sorun. Median sinirinin el bileğinde, parmakları hareket ettiren tendonlar ile birlikte içinden geçtiği 'Karpal Tünel'de baskıya uğraması sonucu bu hastalık gelişir" dedi. 'KARPAL TÜNEL SENDROMU'NUN BELİRTİLERİ Parmaklarda uyuşma, güç kaybı ve ön koldan omuza kadar yayılan ağrılar ile kendini gösteren bu hastalıkta genellikle geceleri uykudan uyandıran uyuşma ve ağrılar görüldüğünü ifade eden Dr. Nalbantoğlu, "Önceleri hafif şiddette olan ve çok sık görülmeyen bu belirtiler, el ve bilek dinlendirildiğinde ortadan kaybolabiliyor. Ancak, sinirin üzerindeki baskı arttıkça, kişi bu belirtileri daha sık ve daha şiddetli hissedebiliyor" diye konuştu. Dr. Ufuk Nalbantoğlu, bu dönemde gerekli tedbirler alınmazsa sinirde kalıcı hasar meydana geldiğini vurgulayarak, "Sonrasında el fonksiyonları ile duyusunun yeniden tam onarılması mümkün olmaz. Tedavi olarak başlangıçta tıbbi yöntem ve gece atelleri kullanılır. Yeterli iyileşme sağlanmayan durumlarda cerrahi yöntemler uygulanır. Cerrahi anlamda karpal tünel gevşetilmesi yapılarak sinir üzerindeki baskının ortadan kaldırılması sağlanır" şeklinde konuştu.
__________________ | ||
|
01-02-2007, 04:31 | #2 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | 'TENDİNİTLER'E DİKKAT Dr. Nalbantoğlu, Karpal Tünel Sendromu'nun yanında el ağrısına sebep olan diğer faktörleri de şöyle sıraladı: 'Tendinitler, ganglion kistler (el ve bilekteki kistler) tendon iltihabı, sinir sıkışmaları, enfeksiyon ve artrit' Klavye kullananları, örgü örenleri, bahçe işi ile uğraşanları ve hamileleri en çok tehdit eden el sorununun ise tendinitler olduğunu kaydeden Dr. Ufuk Nalbantoğlu, baş parmak dahil her parmakta görülebilen bu problemi şöyle anlattı: "Parmakları hareket ettiren kirişlerin yüzeyleri çok düzgün kılıflarla çevrilidir. Bu kirişler çeşitli tünellerden geçerler. Tetik parmak probleminde kılıfların girişi daralır, kirişler kalınlaşır ve kendilerini saran kılıflara sığmazlar. Özellikle hamilelik sonrasında görülür. Avuç içinde hassasiyet, parmak büküldüğünde takılma ve kilitlenme, tendinitlerin başlıca belirtileri olarak kabul ediliyor" Dr. Nalbantoğlu, tedavide öncelikle ılık kompres ve ağrı kesiciler kullanıldığını, ödem oluştuğunda ise enjeksiyon yapıldığını bildirdi. Bu tedavilerin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale yapıldığını söyleyen Dr. Ufuk Nalbantoğlu, "Ancak bu operasyon korkulacak bir ameliyat değil. Operasyon sonrası hasta aynı gün elini kullanabiliyor. Sadece gerekli görülen hastalara fizik tedavi uygulanıyor" dedi.
__________________ | ||
01-02-2007, 04:31 | #3 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | El bileğini fazla kullanan kişilerde görülen bir diğer sorunun ise 'ganglion kistler' olduğunu belirten Dr. Ufuk Nalbantoğlu, "El ve bilekte, kiriş kılıflarının sebep olduğu, eklem sıvısıyla dolu kistik oluşumlara sık olarak rastlanıyor. El ve bileğin hemen her bölgesinde görülen bu kistler aniden veya yıllar içinde oluşabiliyor. Nadiren ağrılı olan bu kitleler kötü huylu değildir. Çoğunlukla hiçbir neden olmaksızın gelişirler. Şikayetlerin derecesine göre tıbbi ya da cerrahi tedavi uygulanır" diye konuştu. Tenis ve golf gibi sporlarla uğraşanların yanı sıra, endüstriyel alanda çalışanlarda da bu tip iltihaplanmaların sıkça görüldüğünü ifade eden Dr. Nalbantoğlu, "Dirseğin iç ve dış kenarında bulunan kemik çıkıntılarına yapışan kasların yapışma inflamasyonlarıdır" diyerek hastalığı tarif etti ve ekledi: "Hastalık teşhis edildiğinde, öncelikle streching tavsiye ediliyor. Bileklik ve ilaç kullanımının yanı sıra fizik tedavi de uygulanıyor" DUPUYTRENS HASTALIĞI Dr. Ufuk Nalbantoğlu, ellerde rastlanan bu hastalığın daha çok kuzey ülkelerinde görüldüğünü kaydederek, "Avuç içi ve cilt altı dokusunun kalınlaşmasıyla, parmaklara kadar uzanan bantlar oluşur. Bu bantlar avuç içinde bir çekilme oluşturur. Tedavisi, cerrahi olarak bu dokunun çıkarılması şeklinde olur. Tedavi hastalığın seyrine göre de değişir. Cerrahi girişim sonrası uygulanan el terapisi ile fonksiyonlarda belirgin gelişme sağlanmaktadır" şeklinde konuştu. Burkulma, zorlanma, tendon iltihabı ve karpal tünel sendromu varsa, aslında kişinin kendi başına alabileceği basit tedbirler bulunduğunu vurgulayan Dr. Nalbantoğlu, "Öncelikle sürekli tekrarlamaya dayanan hareketlerden kaçınmanız gerekiyor. Klavye kullanırken kol ve bileklerinizi uygun şekilde destekleyin ve arada mola vermeye dikkat edin. Ayrıca uzmanlar, çalışma öncesi ve sonrasında ısınma ve soğumayı da dikkate alarak egzersiz yapmanızı tavsiye ediyorlar" dedi
__________________ | ||
01-02-2007, 04:31 | #4 | ||
Yardımcı Admin Üyelik tarihi: Mar 2006 Yaş: 39
Mesajlar: 23.645
Tecrübe Puanı: 10 | El ve ayak terlemesine dikkat İSTANBUL (İHA) - El ve ayak terlemeleriyle tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen, toplumda birçok kişide gözlemlenen bu şikayetin hastalara çok sıkıntılı anlar yaşatabildiğini vurguladı. Terlemenin kronik hastalıklar olarak bilinen menopoz, troid bozukluklar, tüberkülozun yanı sıra; kanser, nörolojik hastalıklar, şişmanlık, psikolojik hastalıklar gibi nedenlerden kaynaklanabileceğini ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Soner Dileklen, "Bu tür şikayetleri olan kişiler, mutlaka bir merkeze başvurmalıdır. Araştırma sonuçları bir hastalığa işaret ediyorsa, bunun tedavisi acilen yapılmalıdır" dedi. El ve ayak terlemesinde birçok tedavi yöntemleri uygulanmasına rağmen başarı elde edilemediğini, bu aşamada alternatif tedavi yöntemlerinin ön plana çıktığını belirten Dileklen, "Yapılan incelemelerde, hiçbir hastalığa rastlanmadığı durumlarda iyontofer tedavisi kullanıyoruz. İyontoferle el, ayak ve koltuk altına özel elektrotlar sayesinde özel akım verilerek ter bezlerinin daha az çalışması sağlanıyor. Bu yöntem, hem yan etkisinin az olması hem de başarısının yüzde 80-90 oranında olması nedeniyle, artık sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. İyontofer tedavisi el ve ayakların içine konduğu bir kap ve özel elektrotlarla yapılmaktadır. Tedavi 20 gün ve 20 dakikalık seanslar halinde uygulanıyor ve seansların bitiminde haftada bir devam ediyor. 3 aylık bir tedaviyle, yüzde 90'lara varan başarı sağlanabiliyor" açıklamasında bulundu.
__________________ | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |