|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
10-10-2010, 12:01 | #1 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 718
Tecrübe Puanı: 24 |
İlk Gün Gibi Beşiktaş Ulan! Henüz bulunduğumuz hayatı bilmediğimizin, gerçeklerin farkına varmadığımızın yani ''küçük'' olduğumuzun söylendiği zamanlar. Oysa ki o zamanlarda başlamıştık biz Beşiktaş kavgaları etmeye. O zamanlarda başlamıştık kahve önlerinden kaçak maç izlemeye çalışmaya. Telvizyonu göremezdik. ''Gol !'' sesini duyduğumuzda kahve içinde Beşiktaşlı olduğunu bildiğimiz bi' abinin bu sesten sonra sevindiğini görmek yeterdi dünyaların bizim olması için. Daha sonraları bi' abimiz tarafından elimizden alınıp, sokağa atılmasına rağmen inatla devam ederik misket oynamaya. O kadar önemsizdi bizim için kazanmak ve o kadar da önemliydi bizim için mücadele etmiş olmak. O zamanlar tanımlarımız böyle değildi tabii. Cikletlerden çıkan ''şöhret'' dediğimiz kağıtlarda diğer takım futbolcularını ayırıp çıkartacak kadar saf bi' sevdamız var yalnızca. Sokağın altı ile üstü ''mahalle'' maçı yapardık. Mücadele ve teknik namına çok düşükte olsak ''ya yenilirsek !'' korkusu ile takımımıza Beşiktaş adını vermekten korkacak kadar büyük bi' sevda ile oynardık tüm maçlarımızı. Rakibimiz topu 3 kere dışarı atarsa penaltı kullanırdık. Her topun başına geçtiğimizde ya Ferdinand olurduk ya Sarı fırtına Metin olurduk. Yenilme korkusu ile Beşiktaş adını vermeye korkmamıza rağmen her pas attığımızda Şifo olduk bizler, her top kaptığımızda Recep olduk. Biz her golde Sarı Fırtınaydık. İlk okul zamanlarında ''Fenerbahçeli olmassan seni sınıfta bırakırım !'' şakalarına maruz kaldık hocalarımızdan. Bilmezdik şaka olduğunu, tek bildiğimiz ve bilmelerini istediğimizdi BEŞİKTAŞ !'tan başka kelam çıkmayacağıydı yüreğimizden. Poster bulmak imkansızdan da öteydi o zamanlar. Gazeteler yeterdi bize o zamanlar. BEŞİKTAŞ ! yazılarını makas ile en ince ayrıntısına kadar dikkat edecek kadar keskindi yüreğimiz. ..ve bi' o kadar da içten haykırırdık mahallede ki abilerimize; ''EN BÜYÜK BEŞİKTAŞ, BAŞKA BÜYÜK YOK !'' diye haykırırken. Orta okul zamanlarımızda eksta bi' defterimiz ardı. Nadiren götürüldüğümüz ya da kaçıp gittiğimiz tribünden ve abilerimizden duyduğumuz bestelerimizi yazdığımız. Gazetelerde ki BEŞİKTAŞ ! yazılarını kesip yapıştırdığımız. Hangimizin defterinin yaprağı yetti, hangimiz aşkımızı sığdırabildik o yapraklara ! Lise zamanları aşkımızı sığdıramadığımız sıramız olmuştu. Her ne kadar aşkımız sığmasa da, en temiz yeri BEŞİKTAŞ ! yazmak için ayırmıştık. Okulu asıp kaçıp gittiğimiz maçlarımız, döktüğümüz göz yaşlarımız.. ...ve sizler bilmelisiniz; bize ''küçük'' dedikleri zamanlarda inatçasına ''kocaman'' sevgi dolu hayallerimiz vardı. Her birimiz, her gece, her başımızı yastığımıza koyduğumuzda İnönü'de gözümüzü açtık. Sağ açık olduk; ortalar açtık, kaleci olduk; son anda takımı kurtardık, defans olduk; çizgiden top çıkardık, forvet olduk; Beşiktaşımız'ı yarınlara taşıdık. ..ve yine bilmelisiniz ki; Biz hâlâ misket oyanayan çocukluğumuz gibi kupalara meraksızız. Biz o şöhret kağıtlarında Beşiktaş'ın dışında olanları söküp attığımız gibi inatçıyız ! Bizler hâlâ mahalle maçlarında ki kadar kara sevdalıyız ! Bizler kafamızı yastığımıza koyduğumuz ilk günden beri BEŞİKTAŞ için mücadele etmekteyiz. ama Yeni AçıK'tan top çıkartıyoruz ama Numaralı'da sol açıktan bindirmeler yapıyoruz ama Eski Açık'tan gol olup yağıyoruz ama Kapalı'dan rakibe basıyor, avaz-avaz ortalar açıyoruz ! Biz hâlâ sizin yanınızdayız, ilk gün ki gibi BEŞİKTAŞ ! Yüklüyüz ! Aşkın bizi deli eyledi ulAn ! İlk Gün Gibi Beşiktaş Ulan!
__________________ "Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz ya da dünyamıza inecek ölüm" | ||
|
10-10-2010, 12:04 | #2 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 718
Tecrübe Puanı: 24 | adını ezberlemeden bilmektir. beşiktaşlı olduğun anı hatırlamamaktır. Daha henüz 4 yaşındayken annenin pazardan aldığı ilk formayı giydiğinde heyecandan ölmektir. 8 numaralı forma üstünde taşa vurduğunda topa vuran rıza moduna girmektir.. mahalle maçlarında "feyyaz, mrkela, ferdinand.." olmaktır. abi maça giderken gözlerinin içine bakmaktır, beni de götür dercesine.. show tv' den trt' den maçları izlerken hayatındaki ilk stresi yaşamaktır. ama bunu bilmemektir. 88 sezonu kasedini alıp "müjdee müjdee size ferdinand' tan müjde sizee" bestesini ezberleyip mahallede haykırmak, öğretmektir. her anne kucağında 52 chevrolet dolmuşlarıyla taksime akrabaya geçerken, inönü' yü üstten canlı görünce bakakalmaktır. boynunun tutulmasıdır o an beşiktaşlı olmak. arkadaşlarla ilk maça gittiğinde büyülenmek, gittikçe sevmektir.. takım her yenildiğinde, sezonu her hüsranla kapadığında, şampiyonluk geciktiğinde aksine daha da bağlanmaktır. dolmabahçe' de yürürken evinin odalarında yürürmüş gibi hissetmektir. beşiktaş ilçesini sahiplenmektir. dolmabahçe yolundan stada yürürken tarif edilemez bir heyecan, duygu hissetmektir. büyüdükçe beşiktaş' ı diğer takımlardan farklı görmektir. taraftarın takıma sevgisini kıskanmaktır, en çok ben seviyorum diyebilmektir kendine. bu çok ayrı bir şey.. futbolu bilmektir, abuk sabuk yorum yapmamaktır. ilkokuldaki maç muhabbetlerinde hep akıllı olmaktır. "en son kim koydu" nidalarına gülüp geçmektir. siyah tene, tenine siyah beyaz formayı yakıştırmaktır. başka renk düşünememektir. altay' a, juventus' a udinese' ye newcastle' a sırf renkleri yüzünden bile sempati duymaktır. sevgilinin başka takımı tutmasına bile tahammül edememektir. ilk tanıştığın insan "beşiktaşlıyım ben de" dediği anda tarif edilemez bir bağ oluşturmaktır. diğer beşiktaşlılarla iyi anlaşmaktır. bu duruma şaşırmaktır. alt tarafa "burasıı beşiktaş alayına gider" diyerek bağırdığında, alt tarafın; "uğraşma bizimle ...fener" coşkusu daha baskınsa ya da karşılıklı başka bir beste de; daha çok bağırmak istemektir. gırtlağını yırtarcasına bağırmaktır. çıkan yüksek sese, ürkütücü sese hayran olmaktır. o an tüylerinin diken diken olmasıdır.. İşte böyle bişeydir... Beşiktaş'lılık ...
__________________ "Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz ya da dünyamıza inecek ölüm" | ||
10-10-2010, 12:06 | #3 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Dec 2009
Mesajlar: 718
Tecrübe Puanı: 24 | Bir emanettir gelenek. Oğula, kıza bereketli olsun diye sunulan bir kutsal emanettir. Nerde nasıl başlayacağını bilmediğin bir oluşumdur. Hiç beklemediğin bir “kartal duRUşudur” içine yansıyan. İçinde oluşumunu tamamlayan bir magmadır. Mevsimi bilmez, iklimiz tanımaz, hava şartlarını önemsemez bu büyük patlama. İçinde yaşattığın ve o günü beklediğin büyük doğum. Nesilden nesile aktarılan bir şey’in bu denli belleklerde kalmasının, yüreklerde kazılı kalmasının Hüseyni bir kanıtıdır. En çok en değerlimizden bize kalan son mirastır Beşiktaş.
__________________ "Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz ya da dünyamıza inecek ölüm" | ||
10-10-2010, 12:07 | #4 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2009
Mesajlar: 13.850
Tecrübe Puanı: 51 | Herşeyin Üstüne , Son Cümleyi de Okuyunca Tüyler Diken Diken. Eline Koluna Emeğine Sağlık
__________________ Besiktasforum.NET KayıpKentinYakışıklısı. | ||
10-10-2010, 12:24 | #5 | ||
adige Üyelik tarihi: Jun 2009
Mesajlar: 1.101
Tecrübe Puanı: 21 | çok güzel...eline sağlık
__________________ İstanbul | ||
10-10-2010, 16:24 | #6 | ||
Savaşçı Kartal Üyelik tarihi: Jul 2007 Yaş: 43
Mesajlar: 9.555
Tecrübe Puanı: 46 | Yoldaş denilecek söz kalmamış resmen yaa..Tek kelimeyle harikaydı...
__________________ Beşiktaşlı olmayanlara sesleniyorum. Birgün bu takımı sevmeyeceksiniz ona tapıcaksınız. profeminizm hareketi engellenemez !!! milliyet blog yazıları sayfam... | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |