|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
22-01-2008, 22:04 | #1 | ||
Banned Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 39
Mesajlar: 1.503
Tecrübe Puanı: 0 |
Birkaç yüzyıl önce Papa bütün yahudilerin Roma'yı terk etmelerigerektiğine karar verir. Doğal olarak Yahudi toplumundan büyük bir tepki gelir. Bunun üzerine, Papa ile Yahudi toplumundan önde gelen birisiyle karşılıklı dini bir muzakere yapmalarını önerir. Yahudiler kazanırsa kalacaklar, Papa kazanırsa gidecekler. Yahudiler çaresiz kabul eder ve temsilci olarak Moiz'i seçerler. Ancak Moiz'in Papa ile aynı dili konuşamaması nedeniyle muzakere de konuşmak yerine sadece işaret dilinin kullanılmasını teklif ederler. Papa kabul eder. Muzakere günü geldiginde iki taraf karşılıklı yerlerini alırlar ve karşılıklı olarak bir süre bakıştıktan sonra Papa elini kaldırarak 3 parmağını gösterir. Buna karşılık Moiz tek parmağını kaldırır. Papa parmaklarını sallayarak başının etrafinda cevirir. Moiz ise parmagiyla yeri isaret ederek oturdugu yeri gosterir. Papa yanındaki cantadan bir parça ekmek ve şarap cıkartnca Moiz de bir elma çıkarrtır. Bunun üzerine Papa ayağa kalkarak "Ben pes ediyorum, Yahudiler kalabilirler" der. Muzakere sonrasinda Papa'nin etrafina toplanan kardinaller Papa'ya ne oldugunu sorduklarinda Papa; Ben once 3 parmağımı gosterip Kutsal Ucluyu isaret ettim. Buna karsılık o bana tek parmağını gösterip her iki dinin de tek tanrıyı tanıdığını söyledi. Ben parmaklarımı sallayıp başımın etrafında çevirerek tanrının bizim etrafimizda olduğunu gösterdigimde o da oturdugu yeri işaret ederek tanrının onların durdugu yerde de olduğunu işaret etti. Ben kutsal ekmek ve şarap çıkartıp tanrınn bizim günahlarımızı baışladığını göstermek istedigim zaman da hemen bir elma çıkartıp bana ilk günahi hatırlattı. Her seye bir cevabı var. Ne yapabilirdim ki?" Ayni sırada Yahudi cemaati de Moiz'in etrafını sarmış ona nasıl başardığını soruyorlardı Moiz; " Önce bana 3 parmağını gosterip 3 gun icinde burayi terk etmemizi istedi. Ben de ona bir tekimiin bile ayrılmayacağımızı söyledim. Sonra bütün şehrin Yahudilerden temizlenecegini söyledi. Ben de, hic bir yere gitmeyip olduğumuz yerde kalacağımızı soyledim" "Sonra ne oldu?" diye kalabalık heyecanla sormuş. "Valla,sonrasını ben de pek anlamadim. Papa biraz hiddetlendi ve oğle yemeğini çıkarttı. Bunun uzerine ben de benimkini çıkarttım. Hepsi bu!.." İNSANLARIN NE KONUŞTUĞU DEĞİL NE ANLADIĞI ÖNEMLİDİR. YA SENİ ANLAYAN BİRİ İLE KONUŞ YA DA ANLAŞILMIYORSAN SUS Kİ, KONUŞTUĞUN KİŞİYE BİR DE KENDİNİ ANLATMAK ZORUNDA KALMAYASIN!.. | ||
|
22-01-2008, 23:00 | #2 | ||
Dişi Kartal Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 1.845
Tecrübe Puanı: 20 | Kişilerin bizi anlaması neden önemli? Biz ancak düşündüklerimizde "tam" değil isek, "onay" bekleriz. "Başkalarının beni anlamaması beni diye rahatsız ediyor" diye düşünelim. "diğerleri beni onaylamıyorsa ben onların onayladığı gibi davranmak durumunda mıyım". Bir deneyimimi paylaşmak istiyorum: Çok ama çok emin isek, niyetli isek, bizi kimse durduramıyor. Kendiliğinden destek koşullar oluşuyor. Kapılar açılıyor. Buna eminim. Tek koşul var. Bizim niyetimiz ve "tam”lığımız. Hani oruç tutanlara da sorulur ya, niyetli misin diye. Önemli olan "oruç" değildir, "niyettir". Niyet olmadan, oruç sadece açlıktır. D.Cüceloglu
__________________ Türküler Sustu , Halaylar Durdu Hüzün Geldi Baş köşeye kuruldu Yoruldu Yüregim , Yoruldu | ||
24-01-2008, 09:22 | #3 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 129
Tecrübe Puanı: 17 | walla güzelmiş özellile de ==> İNSANLARIN NE KONUŞTUĞU DEĞİL NE ANLADIĞI ÖNEMLİDİR. YA SENİ ANLAYAN BİRİ İLE KONUŞ YA DA ANLAŞILMIYORSAN SUS Kİ, KONUŞTUĞUN KİŞİYE BİR DE KENDİNİ ANLATMAK ZORUNDA KALMAYASIN!.. çokk hoş
__________________ "Bir Kere Gittin Ya Artık Bin Kere Dönsende Boş...Sen Bende Bittin Artık Ömrünce Sevsende Boş... " | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |