![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yapılan sorgulama ve soruşturmalar sonucunda 200’e yakın kişinin muhakemesinin süratle yapılması kararlaştırılmıştır.Tutuklananları bu şekilde kısaca özetledikten sonra şimdi sorgulamalar ve karar aşamalarından kısaca bahsetmek gerekmektedir. Menemen Olayı’nın elebaşlarından olan ve Müftü Mescidindeki yeşil bayrağı alıp meydana çıkararak 23 Aralık 1930 gününün sabahından itibaren irtica hareketini başlatan Nalıncı Hasan (idam cezası verilmiş, ancak yaşının küçük olmasından dolayı 24 sene hüküm giymiştir) ismindeki mürteci,yapılan sorgulamasında “… İstanbul’da Laz İbrahim Hoca (idam edilmiştir) vasıtasıyla Şeyh Esad’ı ziyaret ettiğini,bir süre Erenköy’deki köşkünde misafir kaldığını,bu zaman zarfında köşkteki konuşmaların hükümet aleyhinde olduğunu,orada bulunan Laz İbrahim Hoca’nın da “şapkaların atılacağına,feslerin giyileceğine,halifeliğin geleceğine,tekkelerin yeniden açılacağına” dair sözlerini duyduğunu belirtmiştir. Mahkemede hakkında idam kararı verilip çok yaşlı olduğu için 24 sene hüküm giyen,ancak tutuklu bulunduğu sırada ölen Erbilli Şeyh Esad’ın yapılan sorgulamasında “Nakşibendi tarikatındayım.60 senedir bu tarikata mensubum.Ancak hükümetin çıkardığı tekke ve zaviyeler kanunundan sonra tarikatla bir ilgim kalmadı.Erenköy’deki yalıda sade bir hayat yaşamaktayım” demiş;masum olduğunu,hükümete karşı olmadığını sözlerine eklemiştir.[33] | ||
![]() |
|
![]() | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Kaydetmeye değer iki önemli nokta da,Divan-ı Harp Örfi Savcı yardımcısı A.Fuat Bey’in esas hakkındaki mütalaasında yer alan,Menemen Olayı’nın birçok sanığının çıktığı Horozköyü halkının %80’inin İbrahim Hoca’nın müridi olarak Nakşibendi tarikatına katılmış olmalarına karşın 1924’te Türkiye’ye göçmüş olan bu Rumelili topluluğun çoğunun 30’lu yaşlarında olmalarına karşın aralarında hala abdest almayı ve namaz kılmayı bilmeyenlerin bulunduğu,hatta bazılarının Allah’ın İstanbul’da olduğunu sandıkları bilgisi ikincisi ise dünyadaki tüm Yahudileri Müslüman yapma misyonunu üstlenen Derviş Mehmet ve arkadaşlarının eylemlerini destekleyen ve Menemen Olayı sonrası suçu sabit görülerek idam cezasına çarptırılanlardan birinin de Josef Biton adlı bir Yahudi olmasıdır.Ayrıca SCF’nin Menemen Olayı ile ilişkilendiren olgu,kendini o denli güçlü duyumsatmıştır ki,Divan-ı Harp soruşturmalarnda sanıklara SCF’nin olaylı İzmir gezisine katılıp katılmadıkları bile sorulmuştur.[34] Divan-ı Harbin yaklaşık bir ayı aşkın soruşturma ve tutuklamalarından sonra 3 Şubat’ta idam hükümleri uygulanmaya başlanmıştır.İdama mahkum olan 28 mahkumdan Mehdi’nin arkadaşı Mehmet Emin,Menemenli Jozef,Manisalı Hacı Paşazade Ragıp,Manisalı Şeyh Rafız Ahmet,Alaşehirli Şeyh Ahmet Muhtar,Manisalı tatlıcı Hüseyin,Şeyh Esad’ın oğlu Mehmet Ali hükümet meydanında,Menemenli Ramiz,Menemenli Hüseyin,Menemenli Osman,Manisalı İbrahim,Laz İbrahim Hoca’da istasyonda,Bozalanlı Koca Mustafa,Bozalanlı Hüseyin,Şimbilli Mehmet,Menemenli İbrahim,tabur imamı Hoca İlyas,Manisalı Topçu Hüseyin,Manisalı Süleyman Çavuş,Bozalan’dan Hacı İsmail,Menemenli Süleyman,Manisa’dan kahveci Mustafa isimli kişilerde tuzpazarında ve bedesten ile sinema önünde asılmışlardır. İdam edilenlerin yanında 24 sene,15 sene,3 sene,1 sene gibi cezalara çarptırılan kişilerde bulunmaktadır.Olayda ihmalkarlığı görülen Manisa Belediye Başkanı ve Menemen Jandarma Komutanı ise sorgularından sonra serbest bırakılmışlardır.Sorgulama ve tutuklamalar ve idam hükümlerinin uygulanmasından sonra da devam etmiştir.Bunlardan Balıkesir’de yakalanan 25 kişiden kadın olan 9’unun göğüs ve baldırlarında barut ile işlenmiş ayetler bulunduğu ortaya çıkmıştır.Nakşibendilik adı altında bu gibi faaliyetlerde bulunan Tevfik Hoca tutuklanmıştır.Konya’da da tutuklamalar olmuştur.Şubat 1931 gazetelerinde ayrıntılı bir biçimde anlatılan[35] bu sorgulamalarda Balıkesir,Alaşehir,Konya vb. birçok ilden olayla ilgisi olduğu düşünülen birçok kişi mahkemeye çıkartılmış,bir kısmi tutuklandığı gibi bir kısmı da beraat etmiştir. | ||
![]() |
![]() | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| SONUÇ 23 Aralık 1930 sabah 6 sularında başlayıp,9 gibi biten birkaç saatlik bir olayın bu denli geniş bağlantılara sahip olması şaşırtıcıdır.Hatta Menemen Olayı’nın hazırlayıcısı olan Nakşibendi tarikatı lideri Şeyh Esad’ın yurtdışı bağlantısı ile ilgili olarak Askeri Mahkeme Başkanı General Mustafa Muğlalı,verdiği beyanatta “Şeyh Esad,hilafet komitesiyle alakasına dair bir itirafname hazırlıyordu.Bu münasebetle İngiliz casusu Lawrence ile münasebette bulunduğunu da doğrulamaktaydı.Fakat,hastalığı bunu yazıp bitirmesine engel olmuştur” demiştir.[36]Ayrıca yakalanan bir kişinin cebinden olayla ilgisi olduğu düşünülen Rumca yazılmış bir mektup çıkmış,mektup çevirilmiş ancak içeriği açıklanmamıştır. Yalçın Küçük ise,Türkiye üzerine tezler adlı kitabının 1. cildinde olay hakkında çok değişik bir yorum yapmaktadır.Küçük’e göre;Menemen Olayı,Kemalist rejimi rayına oturtmak için önceden hazırlanmış bir senaryodur.Zapt-ü rabt altına alınmak istenen toplumun ekonomik sıkıntılarını örtbas etmek için rejim karşıtı bir ayaklanma gerekli görülmüştür.Bu nedenle Menemen ilçesi ve Kubilay bilinçli bir şekilde arbedeye sürüklenmiş,onun şehit edilmesiyle hükümet rejim karşıtlarını denetim altına alarak askıcı politikasını meşrulaştırmıştır.[37] | ||
![]() |
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |