![]() | |
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
![]() | #7 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| AHLÂK VE VASIFLARI Sultan Alparslan iyiliği, merhameti, düşkünlere yardımı ile tanınmıştır. İslâmiyet’e ve cihada son derece bağlı idi. Allah’tan korkar, her işinde O’na tevekkül ederdi. Çok cesur, yiğit, kudret ve azamet sahibi bir kişiliğe sahipti. Heybetinin yanında adeleti ile de ün yapmış, affedici ve müsamaha sahibi olduğunu defalarca ispatlamıştı. Çok dindardı ve dinî hükümlerin tam sadakatla uygulayıcısı olarak tanınıyordu. Onun bu yönü, halk arasında veli derecesine yükseltilmesine ve şahsına pek çok kerametler isnat edilmesine sebep olmuştur. İslâmiyet’in henüz girmediği ülkelerde fethettiği her şehre derhâl bir cami yaptırdığı, askerî faaliyetlerinden dolayı yeterince fırsat bulamadığı imar işleri ile ilim, fikir ve sanat adamlarını toplayıp devlet himayesi altına almak gibi sosyal faaliyetleri de veziri Nizâmül-Mülk’ün eliyle yürüttüğü bilinmektedir. Jurnalcilerden biri veziri Nizâmül-Mülk aleyhinde bir yazı yazmış, yazıda Sultan’ın memleketlerinde ne kadar malı olduğunu ve ne gibi vergiler aldığını anlatmıştı. Yazı, Alparslan’ın namaz kıldığı yere bırakılmıştı. Sultan onu alıp okudu, sonra da Nizâmül-Mülk’e verip: “Bu mektubu al, eğer bunu yazanların yazdıkları doğru ise ahlâkını güzelleştir, durumunu düzelt; eğer yalan söylüyorlarsa onların hatalarını bağışla ve onları öyle mühim işlerle meşgul et ki, insanları aldatmaya vakit bulamasınlar” dedi. Bu sözü, onun keskin zekâsı ve merhametine bir delildir. Alparslan çok sadaka verirdi. Her Ramazan ayında onbeşbin dinar sadaka dağıtırdı. Sarayında, günde elli koyun kesilen bir imaret bulunurdu ve ayrıca adları listeler halinde tanzim edilen fakirlere harçlık dağıtılırdı. Bununla beraber ülkesinin hiçbir yerinde cinayet ve gaspçılık olmamıştır. | ||
![]() |
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ![]() |