Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Tarih (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=79)
-   -   Büyük Selçuklu Devleti (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=19953)

imparator 26-01-2007 16:19

Ileride de görecegimiz gibi Alexios Porsuk'un büyük bir ordu ile yaklasmakta oldugunu bildiginden bu kuvvete karsi yalniz kalmak istememis ve Türk'ü Türk'e kirdirmayi tercih etmis olmalidir. O belki de bu sebepten dolayi Ebu'l-Kasim'in tamamiyla güçsüz kalmasini arzu etmemisti. Alexios her halde bas basa kaldiklari takdirde Ebu'l-Kasim'i yola getirebilecegini Iznik, Izmit ve civarini onun elinden alabilecegini tahmin ediyordu.

Bütün bu olaylarin vuku buldugu tarih hakkinda yeterli bilgiye sahip degiliz. Cl. Huart Porsuk'un Anadolu'ya gönderilisini 1088 olarak tarihlemekte, onun Konya ve civarini Aksaray'i aldiktan sonra Iznik üzerine yürüdügünü, fakat basari kazanamayinca geri çagirilip yerine Urfa emiri Bozan'in tayin edildigini söylemektedir. Selçuklu tarihi hakkinda yazilan diger eser ve makalelerde de tarih verilmemektedir. Yalniz I.Kafesoglu, Porsuk'un takriben 1089 sonlarina dogru Iznik'e gelebildigini, fakat 3 aylik bir muhasaradan sonra bir netice alinamayinca geri çagrildigini ve bu görevin Emir Bozan'a devredildigini kaydeder.

Muhtemelen 1090 yili ortalarinda Bizans kuvvetlerine maglup olan Ebu'l-Kasim daha sonra Iznik'e çekilmisti. Ancak Porsuk'un Anadolu içinde bagimsiz davranan muhtelif Türk beylerini itaat altina aldiktan sonra Iznik'e yaklasmakta oldugu siralarda imparator Alexios Ebu'l-Kasim'a haber öndererek onu Istanbul'a davet etti. Anlasildigina göre Bizans hükümdari Ebu'l-Kasim'a Porsuk'a karsi ittifak teklif etmis ve onu bundan dolayi Istanbul'a davet etmisti. Onun bu arada bir taraftan da Türklerin elinde bulunan Izmit'i ele geçirmek istedigi bellidir. Ebu'l-Kasim Istanbul'da gayet iyi karsilandi. Hemen her gün kendisine ziyafetler veriliyor, hipodromda serefine at ve araba yarislari tertib ediliyor ve Istanbul'da kalma müddeti her vesile ile uzatilmaya çalisiliyordu. Iki taraf arasinda baris ve ittifak müzakereleri yapildigi sirada ise Alexios, insaat malzemesi mimarlar ve isçiler yükledigi gemileri Izmit'e yolladi. Bunlar Izmit'i kontrol altina alacak yeni bir kale insa etmekle görevlendirilmislerdi. Kalenin insasi bittikten sonra imparator Ebu'l-Kasim'a pekçok hediyeler vererek onu Iznik'e ugurladi. Ebu'l-Kasim olup-bitenden haberdar olunca kadere boyun egmek zorunda kaldi. Bu sirada Porsuk Iznik yakinlarina kadar gelmis ve Ebu'l-Kasim ona karsi imparatorun yardimina muhtaç olmustur. Imparatorun hareket tarzina ve hilekârligina çok içerleyen Ebu'l-Kasim bir müddet için kendi imkânlari ile Porsuk'un kuvvetlerine karsi Iznik'i korudu. Ancak sonunda yardim rica etmek için imparatora müracaat etmek zorunda kaldi. Bizans imparatorlugu bu sirada Peçeneklere karsi büyük bir ölüm kalim mücadelesi içinde idi. Imparatorun bu cepheden ayiracak kuvveti yoktu.


imparator 26-01-2007 16:20

Buna ragmen Ebu'l-Kasim'a yardim mecburiyetini hissetti. Iznik Porsuk'un eline geçecek olursa burayi Büyük Selçuklu imparatorlugundan kurtarip geri almak hemen hemen imkânsiz olacakti. Bu münasebetle küçük bir askeri birligi imparatorluk sancaklari vermek suretiyle Ebu'l-Kasim'a yardima gönderdi. Bu yardim yolu ile Porsuk'u geri çekilmeye zorladi ve imkân bulursa Iznik'i kendi adina zaptetmeyi umuyordu. Porsuk'un sehri üç ay kusatmasina ragmen basari saglayamadigini gören Selçuklu sultani Meliksah Iznik'in zaptindan vazgeçmedi ve buraya degerli kumandanlarindan Urfa emiri Bozan'i gönderdi. Bozan'in sehri hücumla zaptetmek için birbiri arkasina yaptigi tesebbüsler Ebu'l-Kasim'in siddetli müdafaasi ve imparatordan istedigi yardimi elde etmesi sebebi ile bir türlü netice vermedi. Imparator bu sirada Peçenek problemini halletmis oldugu için biraz olsun ferahlamis bulunuyordu. Bozan bu sekilde Iznik'i zapt edemeyecegini anlayinca muhasarayi kaldirdi. Ebu'l-Kasim'in da bu siralarda bagimsiz hüküm sürmek imkâninin yok oldugunu fark ettigi anlasilmaktadir. Herhalde imparatorun kendisine ne maksatla yardim ettigini anlamistir. Belki de imparatorla Meliksah arasinda bir anlasma yapilacagini haber almisti. Bu sebeple o dogrudan dogruya büyük sultana müracaat ederek Iznik'i onun valisi sifati ile idare etmeyi ümid ederek büyük hediyeler hazirladi ve kardesi Ebu'l-Gazi'yi Iznik'te vekil birakdiktan sonra sultanin yanina gitmek üzere Isfahan'a dogru yola çikti. Kaynaklarin verdigi bilgiye göre Ebu'l-Kasim bütün rica ve israrlarina ragmen Meliksah tarafindan huzura kabul edilmemis ve kendisine Anadolu içinde tam yetki verilmis olan Emîr Bozan ile anlasmasi tavsiye edilmistir. Arzusuna ulasamayan Ebu'l-Kasim dönüs sirasinda arkasindan gönderilen bir müfreze tarafindan yakalanarak yayinin kirisi ile bogdurulmustur. Bu hadisenin Meliksah'in Bagdat'a gitmek üzere Isfahan'dan hareketinden kisa bir süre önce yaklasik Eylül-Ekim 1092 tarihinde cereyan ettigi söylenebilir.



imparator 26-01-2007 16:20

Ebu'l-Kasim'in ölümünden sonra Ebu'l-Gazi Iznik'i elinde tutmaya devam etti. Tam bu siralarda Sultan Meliksah'in vefat etmis olmasi onu Bozan'dan kurtarmis oldu. Zira Bozan bütün kuvvetleri ile birlikte Büyük Selçuklu Devleti'nde zuhur eden karisikliklarda önemli rol oynamak üzere Suriye'ye dogru hareket etti. Imparator Alexios bu defa Ebu'l-Gazi'yi hediyeler ve vaadlerle kandirip Iznik'i kendisine terk etmesini saglamaya çalisti. Ebu'l-Gazi ise belki de henüz agabeyinin ölüm haberini almamis oldugundan dolayi imparatoru oyalamakla yetindi. Ancak Sultan Meliksah'in 1092'de ölümü Isfahan'da tevkif etmis oldugu Süleymansah'in ogullarinin serbest birakilmalarina sebep oldu. Muhtemelen Berkyaruk tarafindan serbest birakilan Süleymansah'in iki oglu Kiliç Arslan ve Kulan Arslan Isfahan'dan süratle Anadolu'ya geldiler. Yaklasik 1092 sonunda veya 1093 yili baslarinda Iznik'e vardilar. Zira bilindigi üzere Sultan Meliksah'in hanimi Terken Hatun küçük oglu Mahmud'un Selçuklu tahtina çikmasini saglamak ümid ve arzusu ile Meliksah'in ölümünü bir müddet gizlemisti. Böylece haberin baskent Isfahan'a ulasmasi ve Kiliç Arslan ile kardesinin buradan hareketleri ve Iznik'e varislari her halde uzunca bir müddet almis olmalidir. Bizans tarihçisi Anna Komnena'nin rivayetine göre Iznik'te bulunan Türkler Selçuklu sahzadelerinin gelisini büyük bir sevinçle karsiladilar. Ebu'l-Gazi'de hiç direnmeden iktidari Kiliç Arslan'a devretmistir. Büyük Selçuklu merkezinden kaçarak Anadolu'ya gelen Kiliç Arslan ve kardesinin babalari Süleymansah'a tabi olmus bulunan Orta Anadolu'dan kuvvet topladiklari anlasilmaktadir. Bunlarin bu kuvvetlerle birlikte Iznik'e gelmeleri ve Iznik hükümetini devralmalari yukarida belirttigimiz gibi en erken 1092 sonu veya 1093 yili baslarinda olabilir.

imparator 26-01-2007 16:21

KILIÇ ARSLAN (1092-1107)





Kiliç Arslan Iznik'e gelip Anadolu Selçuklu tahtina oturduktan sonra Bizans imparatorunun tahrik ve kiskirtmasiyla Izmir emiri Çaka Bey ile ugrasmak zorunda kaldi.

Tesis ettigi kuvvetli bir donanma ile pekçok zafer kazanan ve Peçenek Türkleri ile isbirligi yaparak Bizans'i ortadan kaldirip büyük bir devlet kurmak niyetinde olan Çaka Bey Bizans imparatoru için büyük bir tehlike teskil ediyordu. O tarihlerde Bizans imparatorlugu Marmara kiyilarinda Anadolu Selçuklulari, Edirne'de Peçenekler, Ege'de de Çaka Bey tarafindan kusatilmis durumdaydi. Ege denizinde ve adalarda hakimiyet Çaka Bey'in idi. Bu durumdan oldukça rahatsiz olan Bizans Avrupa'daki hristiyan dünyasindan bir an önce Haçli seferlerini baslatmasini istiyordu. Bizans imparatoru Alexios Komnenos Hristiyan dünyasindan acil yardim alamadiysa da Kumanlarla anlasarak onlarin 40.000 süvariyle Bizans ordusuna katilmasini sagladi. Meriç nehrinin sol kiyisinda Umur Bey mevkiinde Peçenekler'e saldirarak onlari tarih sahnesinden sildi (29 Nisan 1091). Bu zaferle cosan Haçlilar da birkaç yil sonra hazirliklarini tamamlayarak hem Bizans imparatorluguna hayat verdi, hem de Anadolu ve Ortadogu'yu bir kan gölüne çevirdi.

Alexios simdide Çaka Bey'i bertaraf etmek için plânlar yapiyordu. Kiliç Arslan Çaka Bey'in kizi ile evlenerek onunla akrabalik kurmustu. Fakat onun giderek güçlenmesi aslinda Kiliç Arslan'i da endiselendiriyordu. Imparatorun Kiliç Arslan'a "Çaka Bey senin devletini ele geçirmek istiyor" tarzinda yazdigi mektup sultanin endiselerini daha da arttirmisti. Sonunda Kiliç Arslan ile impaator Alexios Çaka Bey'e karsi bir ittifak yaptilar ve Kiliç Arslan bir ziyafet sirasinda kayinpederini öldürdü (1095). Böylece Çaka Bey'i bertaraf eden ve imparatorla anlasarak batiyi emniyet altina alan Sultan Kiliç Arslan daha sonra Malatya seferine çikti. Selçuklu hakimiyeti sirasinda Gabriel adli bir ermeninin yönetiminde olan sehir hem Danismendliler'in hem de Türkiye Selçuklulari'nin hedefi olmustu. Danismendliler'den daha erken davranarak sehri muhasaraya baslayan Kiliç Arslan Haçlilarin Selçuklu sinirlarina yaklastigini haber alinca kusatmayi kaldirip süratle geri döndü.



imparator 26-01-2007 16:21

KILIÇ ARSLAN VE HAÇLILAR




Ortadogu Islâm dünyasinin taht kavgalari ve mezhep çatismalari ile mesgul oldugu bu dönemde hilâl-haç, dogu-bati mücadelesinin en hareketli ve en mühim bir safhasini teskil eden haçli istilasina maruz kalmistir. XI. yüzyilin sonlarinda baslayan bu hareket asirlarca devam etmistir. Devrimizi alâkadar eden bu haçli harekâtinin hedef ve plânlarindan ana hatlariyla bahsetmemiz uygun olacaktir.



XI. asrin son yillarina dogru bilhassa dini, ictimaî ve iktisadî sebeplerle ortaya çikan bu hareket bati Avrupa'da Vatikan kilisesinin önderliginde baslatilmistir. Din perdesi altinda Papalik müessesesinin tesviki ile geri medeniyetli ve ilkel halk kitleleri harekete geçirilerek müslümanlara karsi büyük bir istilâ harekâti baslatilmistir. Papazlar Hz. Isa'nin dogum yeri Kudüs'ün ve kutsal saydiklari makamlari müslümanlar tarafindan kirletildigini, Kudüs'e giden hristiyanlara zulüm ve iskence yapildigini öne sürerek böylesine mukaddes bir sehrin müslümanlarin elinden alinmasi gerektigini ifade ediyorlardi. Halbuki uzun süredir kutsal topraklar hristiyan haci adaylari tarafindan ziyaret ediliyor ve bu konuda onlara müslümanlar tarafindan mani olunmak söyle dursun zorluk bile çikarilmiyor, hatta yardim ediliyordu. Filistin'de kendilerine ayrilmis hastahaneler ve ikamet merkezleri bulabiliyorlardi. Kiliseleri, manastirlari hatta kitapliklari bile vardi.



imparator 26-01-2007 16:23

Kesislerin hristiyanlari istedikleri yöne sevketmek için kullandiklari çok etkili bir silâh vardi. Bu da affettirmekti. Onlarin bu defa ayni silâhi kullanarak günahkâr halk kitlelerini kendi maksatlarina alet ettiklerine sahit oluyoruz. Zavalli halk bu kutsal yolculuga çikmakla günahlarinin affedilecegine inaniyordu. Bunun yaninda bati Avrupa'nin ekonomik kriz içine düsmesi ve bu sikintidan ancak dogunun baharat ve diger ticaret yollarini ele geçirmekle kurtulacaklarina dair propagandalarda bu konuda etkili olmustur. Fakat en önemli sebep Islâmin giderek hristiyanlik aleyhine evrensel bir din haline gelmesi, Malazgirt zaferinden çok kisa bir süre sonra Anadolu, Suriye ve Filistin'in müslüman Türk hakimiyetine geçmesi, Iznik'in baskent oldugu bir Türk devletinin kurulmasi, Çaka Bey'in Izmir'de tesis ettigi kuvvetli bir donanma ile Bizans'i tehdit etmesi, dogudan bir sel gibi akan Türkmen kitlesinin bastiklari yeri vatan yapma düsünceleridir. Müslüman Türkler büyük bir ihtimalle Bizans engelini asacak ve Avrupa'ya da hakim olacaklardi. Türklerin Rumeli'ye geçmelerini önlemek, Anadolu, Suriye, Filistin ve Akdeniz'den onlari temizlemek gerekiyordu. Bunu da ancak bütün hristiyan dünyasinin birlikte hareket etmesi halinde basaracaklardi. Hilâl'e karsi haçin savunulmasi görevini üzerine aldigi kabul edilen Bizans artik müslüman Türkler karsisinda bu görevini yerine getiremeyecek gibiydi. O halde hristiyan dünyasi kendini Türk tehdidine karsi güvenlik altina almak için kutsal topraklarin fethine çikmaktaydi.
Papa II. Urbanus 18-28 Kasim 1095 tarihleri arasinda bütün bati Avrupa'nin ileri gelen din adamlarinin katildigi bir toplantida bu büyük harekâta süratle hazirlanmalari gerektigini anlattiktan sonra ilk büyük haçli kitlesinin harekete geçmesini temin etmistir. Ertesi yil yani 1096'da Pierre l'Ermitte ile Walter sans Avoir idaresinde heyecanli fakat disiplinsiz bir haçli kitlesi düzensiz bir vaziyette Belgrad, Nis, Sofya, Filibe ve Edirne üzerinden Istanbul'a gelmis ve Bizans imparatoru Alexios Komnenos tarafindan 6 Agustos 1096 tarihinde Anadolu yakasina geçirilmistir. Bir savas disiplininden uzak bu haçli kitlesi Eylül 1096'da Sultan Kiliç Arslan'in kardesi Davut tarafindan bozguna ugratilmis ve kurtulanlar Istanbul'a siginmislardir. Bu haçli sürülerinin Kiliç Arslan tarafindan imha edilmesi üzerine Avrupa'da prens ve dükler zirhli askerlerden mütesekkil ordularla yeni bir harekâti baslatmislardir. Bu ikinci harekâta katilan prens ve dükler sunlardir.


imparator 26-01-2007 16:23

1. Fransa krali I. Henri'nin kardesi Vermandois kontu Hugues.

2. Toulouse kontu Raimond de Saint Gilles.

3. Asagi Loren kontu Godefrooi de Boullon, kardesleri Boudouin ve Eustace.

4. Flandr kontu II. Robert.

5. Fatih William'in oglu Normandia kontu Robert.

6. Toranto hakimi Bohemund, kardesi Roger, yegeni Tancred ve amcasi Sicilyali Roger.

Birincinin aksine tam bir disiplin içinde bulunan bu ordular savas kabiliyeti yüksek sövalyelerden olusuyordu. Bu askerler yukarida isimlerini yazdigimiz komutanlarin idaresinde 4 kol halinde harekete geçmislerdi.

1. Tuolouse kontu Raimond'un idaresindeki kitalar Güney Fransa ve Italya üzerinden Istanbul'a gelecekler.

2. Boudouin, Pirre de Toul, Godefroi de Bouillon ve kardesi Boudouin emrindeki kuvvetler kuzey Fransa ve Rhen nehri üzerinden hareketle Almanya'yi geçip Balkanlar üzerinden Istanbul'a geleceklerdi.

3. Bohemund ve yegeni Tancred'in komutasinda güney Italya'daki Normanlardan tesekkül eden kuvvetler Adriyatik denizinden Epir'e oradan da kara yolu ile Trakya üzerinden Istanbul'a ulasacaklardi.

4. Hugues de Vermandois, Normandiya dükü Robert ve Flandr kontu Robert baskanligindaki bir grup da Fransa, Italya ve Dalmaçya üzerinden Istanbul'a geleceklerdi.




Bu yeni haçli kuvvetleri 1097'de imparator Alexios tarafindan karsiya geçirildi. Mayis 1097'de Iznik'i kusatan Haçlilar müstahkem surlarla çevrili sehri sikistirmaya basladilar. Anadolu Selçuklu sultani Kiliç Arslan bu sirada Malatya'da bulunuyordu. Üstün haçli kuvvetleri karsisinda basarili olamayacaklarini anlayan Türk askeri sehri Bizans kumandani Butumites'e teslim etmek üzere müzakerelere basladiklari sirada Kiliç Arslan gelince teslimden vazgeçerek Haçlilarla kanli bir mücadeleye giristiler. Selçuklu sultani ordusunu Iznik hisari önündeki ovada savasa soktu. Çok çetin geçen bu çarpismalar sirasinda her iki taraf da agir zayiat verdi. Sonunda Iznik'i kendi mukadderatina birakarak Haçlilari daglik bölgelerde ve geçitlerde sikistirmak gayesi ile geri çekilmeye karar verdi. Haçlilar siddetli hücumlar sonunda Iznik'i ele geçirerek Bizans'a teslim ettiler (19 Haziran 1097). Kiliç Arslan böylece yalniz baskentini degil oradaki asker ve hazinelerini de kaybederken haçli kuvvetleri de Eskisehir istikametinde ileri harekâta devam ettiler. 30 Haziran 1097'de Eskisehir ovasinda Haçlilari tekrar sikistiran Kiliç Arslan arkadan yetisen zirhli birlikler karsisinda geri çekilmek zorunda kaldi.



imparator 26-01-2007 16:24

Kiliç Arslan Anadolu içlerine çekilirken muhtelif yörelerdeki Türk birliklerini kendisine katilmaya çagirdi. Bu arada Danismendli Gümüstekin Gazi ve Kayseri bölgesi emîri Hasan ile ittifak yapti.

Haçlilar Eskisehir ovasinda bir kaç gün dinlendikten sonra Bizanslilarin tavsiyesine uyarak Konya'ya dogru yola çiktilar. Türk birlikleri zaman zaman yaptiklari baskinlarla Haçlilara agir zayiat verdirdiler. Haçlilar Agustos ortalarinda Konya'ya varip Meram'da bir süre dinlendikten sonra Eregli'ye hareket ettiler. Kiliç Arslan bu sirada tekrar haçlilarin karsisina çikti, fakat savasa girmeye cesaret edemedi. Haçlilar Eregli'de iki kola ayrildilar. Bir kismi Kilikya istikametinde yola devam ederken büyük bir bölümü de Kayseri'ye yöneldi. Emir Hasan yol boyunca Haçlilarla kahramanca savastiysa da Türklerin Kayseri'yi bosaltmalarina engel olamadi. Haçlilar Kayseri'yi geçip Göksun ve Maras yolu ile Antakya'ya dogru ilerlediler. Haçlilar Kilikya'ya varinca, Ermeniler'den gördükleri yardimlar sayesinde oldukça rahatladilar. Burada Godefroi de Bouillon'un kardesi Boudouin Ermeni Thoros'un daveti üzerine haçli ordusundan ayrilarak Urfa'ya gitti ve bir süre sonra onu öldürterek Urfa Haçli Kontlugu olarak bilinen ilk haçli devletçigini kurdu (10 Mart 1098). Haçlilar daha sonra 27 Haziran 1098'de Büyük Selçuklu hakimiyetindeki Antakya'yi isgal ederek ikinci Haçli devletini teskil eden Antakya prinkepsligini kurdular. Böylece Suriye'nin en önemli sehrini ele geçirdikten sonra asil hedefleri olan Kudüs'e dogru ilerlemeye basladilar. O sirada Fatimî valisi Iftiharü'd-Devle'nin hakimiyetindeki Kudüs'ü zaptederek binlerce müslümani kiliçtan geçirdiler ve Kudüs'te ilk Haçli Kralligi'ni kurdular (15 Temmuz 1099).

Birinci Haçli seferinin Kudüs'ün zaptiyla (15 Temmuz 1099) sonuçlanmasi Avrupa'da büyük bir heyecan uyandirdi ve Urbanus'un halefi II. Pascalis yeni bir sefer için yogun bir faaliyet baslatti. Clermont konsilinden sonra Avrupa'da araliksiz sürdürülen haçli propagandasi bazi küçük gruplarin kara veya deniz yoluyla akin etmelerini saglamaktaydi. Hristiyan dünyasinin Kudüs ve hakim olduklari diger topraklari ellerinde tutmak için hiç süphesiz çok sayida insana ihtiyaci vardi. Nitekim Godefroi de Bouillon ve kral I. Baudouin Avrupa'dan sürekli insan istemislerdi. Doguya gidenler dinî duygularini tatmin etmekten çok oraya yerlesmek niyet ve düsüncesindeydiler. Ancak sayilari yeterli olmadigi için Dogu'da istedikleri üstünlügü saglayamiyorlardi. Bu sebeple de güçlü ordularin bölgeye intikali için çaba sarfediyorlardi. Fakat büyük ordulari harekete geçirmek için sadece dinî propaganda yeterli olmuyor, oradaki zenginlik ve serveti de dile getirmek gerekiyordu.

Papa II. Pascalis yeni bir haçli seferi için Avrupa'nin güçlü krallarina çagrida bulunmus, ancak olumlu cevap alamamisti. Fakat Birinci haçli seferi nasil onlarsiz basariya ulastiysa bu sefer de tecrübeli liderlerin idaresindeki askerlerle basariya ulastirilabilirdi. Gerçekten de 1101 yili haçli seferine katilan üç büyük ordu da dükler, kontlar ve kilise ileri gelenlerinin liderliginde yola çikmisti. Birbirlerinden ayri olarak hareket eden üç ordunun birincisi Milano baspikoposu Anselm'in idaresindeki Lombardlar, Kont Etiennne de Blois'in emrindeki Fransizlar ve Konrad'in kumandasindaki Almanlar'dan olusuyordu. Ikinci ordu Nevers kontu II. Guillaume'un kumandasindaki Fransizlar, üçüncü ordu ise Aquitania dükü IX. Guillaume'un kumandasindaki Fransizlar ve Bavyera dükü IV. Welf'in idaresindeki Almanlardan mütesekkildi.



imparator 26-01-2007 16:24

1101 yili haçli seferine katilan ilk ordu Lombard ordusu idi Baspiskopos Anselm'in idaresindeki büyük bir Lombard ordusu 13 Eylül 1100'de Milano'dan yola çikti. Ordu Subat sonlarinda Istannbul'a vardi ve surlarin disinda karargâh kurup Fransiz ve Alman birliklerini beklemeye basladi. Lombardlar Istanbul'a geldiklerinde Italyan Normanlarinin reisi ve Antakya prinkepsliginin kurucusu Bohemund'un yaklasik bir yil önce Danismendli Gümüstekin Gazi tarafindan esir alindigini ögrendiler. Burada onu esaretten kurtarip bölgeyi istilâ etmeye karar verdiler. Imparator Alexios Komnenos, Raimond ve Etienne de Blois onlari bu karardan vazgeçirmeye çalistilarsa da basarili olamadilar. Lombardlar ve müttefikleri Izmit yakinlarindaki Kivetot'ta toplandiklari sirada durumdan haberdar olan I. Kiliç Arslan dört yil öncesine göre daha hazirlikli görünüyordu. Anadolu'da gelismekte olan Danismendli Beyligi ile en azindan Haçlilara karsi birlikte mücadele edecek kadar iyi iliskiler içindeydi. 3 Haziran 1101'de Kivetot'tan hareket eden ordu Iznik, Osmaneli, Gölpazari, Nallihan ve Ayas üzerinden Ankara'ya vardi. Ankara kalesi Anadolu Selçuklu sultani I. Kiliç Arslan'a bagli bir Türk garnizonu tarafindan müdafaa edilmekteydi. Fakat bu küçük birlik Haçlilara mukavemet edecek kadar güçlü degildi. Haçlilar 23 Haziran 1102'de kaleyi ele geçirdiler ve anlasma uyarinca Bizans temsilcisine teslim ettiler.


imparator 26-01-2007 16:25

Birinci ordu daha sonra Amasya ve Niksar'a gitmek üzere Ankara'dan ayrildi. Haçli ordusunu izledigi anlasilan Sultan I. Kiliç Arslan Danismendli Gümüstekin Gazi'yi yardima çagirdi. Haçlilarla yapilan savas gözönünde bulundurulursa Kiliç Arslan'in Haleb Selçuklu meliki Ridvan ve Harran emiri Karaca'dan da yardim istedigi anlasilmaktadir.

Sultan Kiliç Arslan Haçli ordusunun önünde geri çekilirken araziyi tahrib ettigi için Haçlilar yol boyunca yiyecek sikintisi çektiler. Çankiri'nin güçlü bir Türk garnizonu tarafindan korundugunu gören Haçlilar çaresizlik içinde etrafi yagmaladilar. Kiliç Arslan'in hemen saldiriya geçmemesi muhtemelen bekledigi yardimin gelmemesinden dolayi idi. Bundan dolayi da Haçli birliklerinin yürüyüslerini zorlastirmak ve zaman zaman da baskin tarzinda taarruzlarda bulunmakla yetiniyordu.

Haçlilar Çankiri'dan itibaren sürekli olarak Türk birliklerinin saldirilarina maruz kalinca, öncü ve artçi kuvvetleriyle kendilerini korumaya çalistilar. Fakat Türkler ordunun gerisinin 700 kisilik bir kuvvetle korundugunu görünce ani hücuma geçtiler. Lombardlar panige kapilip dagildilar. Amasya istikametindeki yürüyüslerini devam ettiren Haçlilar Amasya yakinindaki bir yerde ordugâh kurdular. Kiliç Arslan, Gümüstekin Gazi, Karaca ve Ridvan'in kumandasindaki 20.000 kisilik Türk ordusu 2 Agustos Cuma günü haçli kampini kusatmis, fakat Lombardlar ve Fransizlar'in birlikte sikica teskil ettikleri saflari yaramamislardi. Ertesi gün Konrad ve yegeni Bruno kumandasindaki 3.000 kisilik Alman birligi yiyecek aramak için ordugâhtan ayrilmislar, iki mil uzakta Türklere ait bir kaleye saldirip içindeki esya ve erzaki almislardi. Geri dönerlerken Türklerin kurdugu pusuya düserek hem elde ettikleri ganimet hem de 700 kisiyi kaybetmislerdi. Haçlilar ertesi gün Türklerle savasa girmek niyetinde olduklari halde sonradan gece karanligindan istifadeyle kaçip gitmeye karar vermislerdir ki bu durum sövalyelerin kahramanlik ve fedakârlik gibi meziyetleriyle bagdasmamaktadir. Sövalyelerin zoru görünce kadin, çocuk ve yaslilari terkedip telâs ve korku içinde dagildiklari anlasilmaktadir

imparator 26-01-2007 16:25

Türkler haçlilarin gece karanligindan istifadeyle kaçtiiklarini ögrenince önce ordugâha gelip burada kalanlari esir aldi veya öldürdü. Daha sonra Kiliç Arslan, Gümüstekin ve Belek Gazi kaçan orduyu takibe koyuldular. Kisa bir süre içinde onlara yetiserek hepsini kiliçtan geçirdiler. Haçlilar büyük zayiat verdiler. Ordunun yüzde seksenini kaybetmislerdi. Ancak liderlerin hepsi sag salim Istanbul'a dönmüstü. Böylece 1101 yili haçli seferine katilan birinci ordunun harekâti hezimetle sona ermisti.


Kiliç Arslan ve müttefikleri bu zaferi kutlarken ikinci bir haçli ordusunun Anadolu'yu geçerek Konya'ya dogru yol aldigini ögrendiler. Bütün Türk kuvvetleriyle birlikte tepeler ve ovalar üzerinden bu haçli ordusunu takibe koyuldular. Yol boyunca araliksiz Türk hücumlarina maruz kalan sövalyeler Konya'ya gelmis fakat sehrin güçlü bir Türk garnizonu tarafindan korundugunu görmüslerdi. Muhasaradan bir sonuç alamayinca Eregli'ye hareket eden Haçlilar yol boyunca siddetli susuzluk çektiler. 300 kisi yolda ölürken digerleri de çok bitkin ve perisan düsmüslerdi. Konya'dan ayrildiktan 3-4 gün sonra 13-16 Agustos'ta Kiliç Arslan ve müttefikleri tarafindan kusatilip imha edildiler. Kurtulabilenler sefalet içinde ve büyük zorluklarla yollarina devam edip Antakya'ya ulasabildiler.

Kiliç Arslan'in müttefikleriyle birlikte kazandigi bu zaferden hemen sonra Aquitanyalilar ve Bavyeralilardan olusan üçüncü bir haçli ordusunun Anadolu'ya girdigi ögrenildi. Kiliç Arslan Lombardlar'a yaptigi gibi bu orduyu da yürüyüsleri sirasinda yipratmak için Haçlilarin geçecekleri bölgeleri tahrib etti. Sultan Eregli'ye dogru geri çekilirken bütün Türk birliklerini toparladiktan sonra bu büyük haçli ordusuyla savasa girmeyi düsünüyordu. Haçlilar Eylül ayi basinda Eregli yakinlarina kadar geldiler. Eregli suyunun kenarinda kismen bataklik olan arazide cereyan eden savasta Haçlilar agir bir bozguna ugradilar. Canlarini kurtarabilen az sayidaki kisiler daglara çekildiler. Aquitanyali Fransizlar ve Bavyerali Almanlardan olusan üçüncü haçli ordusunun da bu sekilde pusuya düsürülerek imha edilmesiyle 1101 yili haçli seferi Türklerin kesin zaferiyle noktalanmis oluyordu. Kazanilan bu zafer Türklerin Anadolu'daki varliklari açisindan bir dönüm noktasi teskil etmekttedir. Kiliç Arslan, Gümüstekin Gazi, Ridvan ve Artuklu Belek Gazi gibi çok sayida Türk emiri üç haçli ordusunu da birbiri arkasindan bozguna ugratmakla Anadolu'nun Türk vatani oldugunu kesin olarak ortaya koymus oluyorlardi. Artik Anadolu topraklari Haçli tehdidinden kurtulmus ve haçlilarin Anadolu'da toprak ele geçirme emelleri yikilmisti.

imparator 26-01-2007 16:25

KILIÇ ARSLAN VE DÂNISMENDLILER




Dânismendliler 1071-1178 yillari arasinnda Sivas, Amasya, Tokat ve Malatya ile civarlarinda hüküm süren bir Türk beyligidir. Sultan I. Kiliç Arslan'in Haçlilarla mesgul oldugu sirada Danismendli Gümüstekin Gazi 1100 yilinda Ermeni Gabriel'in elinde bulunan ve daha önce Sultan Kiliç Arslan tarafindan da muhasara edilmis olan Malatya'ya hücum etti. Zor durumda kalan Gabriel haçli reislerine haber gönderip acil yardim istedi. Bunun üzerine Antakya prinkepsi (prens) Bohemund yola çikarak Dânismendli Gümüstekin Gazi üzerine yürüdü. Fakat maglûp oldu ve esir alinarak önce Sivas'ta daha sonra da Niksar'da hapsedildi. Bu durum Islâm dünyasinda büyük bir sevinç uyandirdi. Haçlilar ise çok büyük endiseye kapildilar. Bohemund'u kurtarmak için harekete geçen bir haçli ordusu yukarida temas edildigi gibi 1101 yilinda Ankara'yi zaptederek yol boyunca pekçok köy ve kasabayi tahrip ve yagma etti. Ayni maksatla harekete geçen baska bir haçli ordusu da Anadolu topraklarina girmisse de Dânismendli Gümüstekin Gazi Halep Selçuklu meliki Ridvan ve diger emîrlerle isbirligi yapan Sultan Kiliç Arslan bu haçli ordusunu Merzifon yakinlarinda tamamen imha etmistir. Ne yazik ki bu gelismeler Anadolu Selçuklulariyla Dâ-nismendliler arasindaki isbirligi ve ittifakin bozulmasina sebep olmustur.

Müsterek düsmanin imhâ edilmesinden sonra 1102 yilinda Malatya'yi ele geçiren Danismendli Gümüstekin Gazi ile Sultan Kiliç Arslan arasinda rekabet basladi. 1103 tarihinde Maras yolu ile Antakya üzerine yürümekte olan Kiliç Arslan Danismend Gazi'nin Bohemund'u 100 bin dinar fidye karsiliginda serbest biraktigini, esirler arasinda bulunan Richard'in da saliverilmesi maksadiyla imparator Alexios Komnenos ile müzakereye giristigini ögrenince hem Anadolu Selçuklu Sultani hem de müttefiki olmasi itibariyla alinan fidyeniin yarisinin kendisine verilmesini istedi. Fakat Gümüstekin Gazi bu teklifi reddedince onun üzerine yürüdü ve 1103 yilinda maglûp ettti.



imparator 26-01-2007 16:25

Gümüstekin Gazi'nin 1104 yilinda ölümü üzerine Kiliç Arslan Malatya'yi muhasaraya basladi. Ona mukavemet edemeyecegini anlayan Gümüstekin Gazi'nin oglu Yagisiyan 2 Eylül 1106 tarihinde (bazi rivayetlere göre 2 Eylül 1105 tarihinde) sehri teslim etmek zorunda kaldi. Bu olay Dânismendliler'in Anadolu'da giderek artmakta olan nüfûzunu kirdi ve Anadolu Selçuklulari'nin doguda yayilmalari için müsait bir ortam hazirladi.

Kiliç Arslan doguda istilâ harekâtina geçmeden önce bati sinirlarini emniyet altina alma ihtiyacini hissettti. Bu maksatla Bizans imparatoru Alexios Komnenos ile haçlilara karsi anlasti ve gönderdigi birliklerle Bizans ordusunun Bohemund'u maglûp etmesine yardimci oldu.




imparator 26-01-2007 16:26

BÜYÜK SELÇUKLULARLA ÇATISMA VE KILIÇ ARSLAN'IN ÖLÜMÜ




Kiliç Arslan'in doguya dogru yayilma politikasi onu Büyük Selçuklularla çatismaya itti. Sultan Berkyaruk ile Muhammed Tapar'in uzun yillar devam eden mücadelelerinden sonra Berkyaruk'un 1104 yili sonlarinda ölümü ve Musul'da meydana gelen olaylar Kiliç Arslan'in Büyük Selçuklu topraklarini ele geçirme ümidini artirdi. Kiliç Arslan'in genisleme politikasi Arslan Yabgu ve Mikailogullari arasindaki ailevî rekabetin yeniden alevlenmesine sebep oldu. Kiliç Arslan'i sarka dogru genislemeye sevkeden baska bir sebep de Islâm medeniyeti sinirlari içinde gelismekte olan dogunun bu dönemde Anadolu'ya göre çok ileri seviyede olmasiydi. Bu sirada Meyyâfarikîn (Silvan) emîri Ziyaeddin Muhammed Sultan Kiliç Arslan'i ülkesine davet ederek ona baglilik arzetti. Anadolu'daki diger beyler de ona itaatlerini bildirdiler (1105).

Sultan ertesi yil Urfa'yi kusatti. Fakat sehir müstahkem surlarla çevrili oldugu için netice elde edemedi ve Çökürmüs'ün adamlarinin daveti üzerine Harran'a gitti. Haçlilar karsisinda zor durumda kalan müslüman halk Kiliç Arslan'in Urfa'yi kusatmasini ve Harran'a gelisini sevinçle karsiladilar. Fakat sultan hastalanip Malatya'ya dönünce Urfa muhasarasi da sarka yayilma harekâti da neticesiz kaldi.

Büyük Selçuklu hükümdari Muhammed Tapar emîr Çökürmüs'ün vaad ettigi hizmet ve malî yardimdan vazgeçmesi üzerine Musul ve civarini Huzistan ve Fars arasindaki bölgeyi istilâ edip halka zalimce davranan Emir Çavli Sakavu'ya iktâ etti. Çökürmüs Çavli'nin Musul'a dogru yola çiktigini duyunca ona karsi asker toplamak için harekete geçti. Dostlarina da haber gönderip yardim istedi. Erbil hakimi Ebü'l-Heyca cevabinda çabuk davranirsa kendisi ile birlikte hareket edebilecegini aksi halde Çavli'ya katilmak zorunda kalacagini bildirdi.


imparator 26-01-2007 16:26

Çökürmüs bu tavsiyeyi yerinde bulup hemen yola koyuldu ve Erbil'e bagli bir köyde Ebü'l-Heyca'nin askerlerinin kendisine iltihak etmesini sagladi. Çavli'nin yaninda 1000 kisilik Çökürmüs'ün ise 2000 kisilik süvari birligi vardi. Çökürmüs galip geleceginden süphe etmiyordu. Savas baslayinca Çavli Çökürmüs'ün merkezde bulunan kuvvetlerine saldirdi ve onlari perisan etti. Çökürmüs tek basina kaldi, felç oldugu için ata binemiyor ve bir sedye içinde tasiniyordu. Nihayet esir alinarak Çavli'nin huzuruna götürüldü. Çökürmüs'ün esareti ve askerlerinin yenik düstügü haberi Musul'a ulasinca oglu Zengî'yi onun yerine emîr tayin ettiler. Sehrin ileri gelenleri ittifakla onu destekleme karari aldi. Kale müstahfizi Kizoglu Çökürmüs'e ait at ve mallari askerlere dagitti. Hille Arap emîri Seyfü'd-Devle Sadaka'ya, Kiliç Arslan'a ve Bagdat sahnesi Aksungur el-Borsukî'ye haber gönderip Çavli'yi sehre sokmamak için kendisine yardimci olmalarini istedi.

Kizoglu mektubunda yukarida adi geçen sahislarin hepsine yardima geldikleri takdirde sehri kendilerine teslim edecegini bildirmisti. Seyfü'd-Devle Sadaka bu teklifi kabul etmemis ve sultan Muhammed Tapar'a bagli kalmayi uygun görmüstü. Çavli yanindaki emîrlerle Musul'u muhasaraya basladi. Askerler Emîr Çökürmüs'ü her gün katir sirtinda dolastiriyor ve "Sehri teslim edin beni de bu durumdan kurtarin" diye nida ettiriyorlardi.

Fakat Musullular onun bu sözlerine hiç aldirmiyorlardi. Nihayet bir gün atilmis oldugu çukurdan Çökürmüs'ün cesedi çikarildi. Çökürmüs'ün esareti üzerine adamlarinin Sultan Kiliç Arslan, Hille Arap emîri Sadaka ve Emîr Aksungur'a davetiye çikardiklarini görmüstük. Kiliç Arslan bu teklifi kabul edip ordusu ile Musul istikametinde harekete geçti. Kiliç Arslan'in Musul seferine katilan emîrler arasinda Inalogullarindan Ibrahim, Siirt emîri Kizil Arslan, Artukoglu Ilgazi, Harput emiri Çubukoglu Mehmet, Hani emiri Sahruh ve Erzen emiri Togan Arslan da vardi. Nusaybin'e ulastiginda Çavli Musul'dan ayrilmak zorunda kalmisti. Kiliç Arslan bir süre Nusaybin'de kaldi ve ordusuna bir hayli iltihaklar oluncaya kadar orada bekledi. Kiliç Arslan'in yaklastigini gören Çavli Sincar'a gitti. Artukoglu Ilgazi ve Çökürmüs'ün adamlarindan bir grup da ona katilinca 4.000 kisilik bir süvari kuvvetine sahip oldu. Öte yandan Musul halki ve Çökürmüs'ün askerleri Nusaybin'de bulunan Kiliç Arslan'dan kendilerine dokunmayacagina dair yemin aldi. Hep birlikte Musul üzerine yürüdüler ve Sultan Kiliç Arslan 22 Mart 1107 tarihinde sehre hakim oldu.

imparator 26-01-2007 16:27

Çökürmüs'ün oglu ve adamlari onu merasimle karsiladilar. Kiliç Arslan da onlara hil'at giydirdi. Musul'da tahta oturan Kiliç Arslan Büyük Selçuklu hükümdari Muhammed Tapar adina okunmakta olan hutbeye son verip kendi adina hutbe okuttu. Askere ve halka çok iyi davrandi. Kaleyi Kizoglu'ndan teslim alan Kiliç Arslan halka zulüm gibi gelen bazi vergileri kaldirdi. Fitne ve fesada sebep olan jurnalciligi yasakladi. Kim jurnale tevessül ederse öldürürüm diye ferman çikardi. Sehre kendi memurlarini da tayin ederek Musul'u tamamen kontrolü altina aldi.

Kiliç Arslan Nusaybin'e geldigi sirada Musul'dan ayrilan Çavli Artukoglu Ilgazi ile birlikte Sincar'a oradan da Rahbe'ye geçmisti. Halep Selçuklu meliki Ridvan bu sirada Emîr Çavli'ya bir mektup göndererek haçlilara karsi isbirligi teklif etti. Çavli da Ridvan'a ulaklar göndererek Musul'a yeniden hakim olabilmesi için kendisine askeri yardimda bulunmasini ve bu gerçeklestikten sonra Haleb'i tehdit etmekte olan haçlilara karsi birlikte hareket edebilecegini bildirdi. Bu sartlarla yapilan anlasmayi kabul eden Ridvan Antakya hakimi Tancred ile baris yaptiktan sonra derhal askerleri ile birlikte ona katildi.

Musul'daki islerini tamamlayan Sultan Kiliç Arslan bir miktar asker ve bazi emîrlerle 14 yasindaki oglu Meliksah'i burada vekil birakip Çavli ile savasmak üzere 4.000 kisilik süvari birligi ile yola çikti. Çavli'nin güçlü bir orduya sahip oldugunu duyan bazi emîrler ordudan ayrilmaya karar verdiler. Buna ilk tesebbüs eden Emîr Inaloglu Ibrahim çadirlarini ve agirliklarini birakip ordudan ayrildi. Daha sonra diger bazi emîrler de ayni sekilde hareket ettiler. Bunun üzerine Sultan Kiliç Arslan Bizans Imparatoru Alexios Komnenos'a yardim için gönderdigi birliklerini geri çagirmak zorunda kaldi. Sultan Habur'a geldiginde yanindaki süvarilerin sayisi 5.000 idi. Emîr Çavli'nin ise 4.000 süvarisi mevcuttu. Haleb Selçuklu meliki Ridvan ve bir grup askeri de Emîr Çavli'ya katilmisti. Kaynaklarin ifadesine göre Çavli'nin askerleri daha mert ve daha cesurdu. Çavli Sultan Kiliç Arslan'a bagli emîrlerin birlikleriyle ayrilip gittiklerini görünce takviye kuvvetleri gelmeden hemen hücuma geçmeyi düsündü. 9 Sevval 500 (3 Haziran 1107) tarihinde meydana gelen savasta Sultan Kiliç Arslan olaganüstü bir cesaret göstermis ve düsman üzerine bizzat kendisi yürümüstür. Çavli'nin sancaktarinin kolunu kesmis, hatta bizzat Çavli'ya yetisip kiliç sallamis, fakat Çavli zirhli oldugundan ona bir zarar verememisti. Bu sirada Çavli'nin ordusu taarruza geçip Kiliç Arslan'a bagli kuvvetleri bozguna ugratti ve agirliklarini yagmaladi. Kiliç Arslan askerlerinin maglup oldugunu görünce kendisine karsi saltanat davasina giristigi Büyük Selçuklu hükümdari sultan Muhammed Tapar'in eline esir düsmekten korktu ve onlara ok yagdirarak atini Habur nehrine sürdü. Ati ve kendisi zirhli oldugundan ve arkadan da sandallarla devamli ok yagdirildigindan nehri geçmeyip boguldu. Cesedi birkaç gün sonra Habur'a bagli Semsâniyye köyünde bulundu. Cenaze önce burada defnedildiyse de daha sonra Meyyâfarikîn'e (Silvan) götürüldü (Temmuz 1107).


imparator 26-01-2007 16:29

Sultan Kiliç Arslan'in atabegi Mehmed Meyyafarikîn'de onun için Kubbeetü's-Sultan adiyla meshur bir türbe yaptirdi. Sultan Kiliç Arslan'in oglu Mesud 1143-1144 yillarinda cenazeyi Konya'ya götürmek istedi, sultanin tabutu bu maksatla Âmid'e getirildiyse de Gürcülerin Islâm topraklarina saldirmalari dolayisiyla bu mesele ile ilgilenemeyip cenazeyi tekrar Meyyafarikîn'deki türbeye naklettirdi. Kiliç Arslan'in kahramanca çarpismasina ragmen feci bir sekilde ölmesi Türkler arasinda unutulmaz acilar birakti. Ibnü'l-Esîr: "Bazi ölüm olaylari Araplar arasinda nasil meshur ise Kiliç Arslan'in ölümü de Türkler arasinda öyle meshurdu" diyor. Hatta bu olayin Osmanli hanedaninin mensup oldugu Kayi boyunun hafizasinda derin izler biraktigi ve Süleymansah'in Firat'ta bogulmasiyla karistirildigi görülmektedir. Hristiyan tarihçilerden Willermus da Kiliç Arslan'i çok cesur, ileri görüslü ve mahir bir kumandan olarak tanitir. Gerçekten de Kiliç Arslan Anadolu'ya geldiginde bir yandan bagimsizlik sevdasinda olan Türkmen beylerini Anadolu Selçuklu devletinin semsiyesi altinda toplamak, bir yandan Bizans imparatorlugu diger taraftan da Haçlilarla ugrasmak zorunda kalmisti.

Kiliç Arslan Haçlilarin Anadolu'dan geçmesine mani olamadiysa da daha sonra gelen birliklere Anadolu'yu mezar yaparak devletin varligini korumayi basarmistir. Kiliç Arslan halk ve askerleri tarafindan çok sevilen adil bir hükümdardi. Hayirsever oldugu için ölümüne sadece müslümanlar degil hristiyanlar da üzülmüslerdir. Çagdas Ermeni tarihçisi Urfali Mateos onun çok âlicenap ve hayirsever bir insan oldugunu, ölümünde hristiyanlarin da yas tuttugunu söyler.



imparator 26-01-2007 16:29

KILIÇ ARSLAN'DAN SONRA ANADOLU SELÇUKLU DEVLETI




Türk-Islâm tarihi için büyük bir istikbal vaad eden Anadolu Selçuklu sultani Kiliç Arslan'in genç yasta ölümü, ogullari arasinda Danismendliler'in de müdahale ettigi taht kavgalarina sebep oldugu gibi bunu firsat bilen Bizans'in da Anadolu topraklarini geri alabilmek için harekete geçmesine müsait bir zemin hazirladi. Kiliç Arslan'in ölümü Anadolu Selçuklularini Süleymansah'in ölümüyle ortaya çikan buhranlardan daha büyük karisikliklara sürükledi. Onun ölümü bütün dogu dünyasini etkiledigi gibi Bizans'i da Bohemund'un Balkanlar'dan saldirmaga hazirladigi sirada muhtemel bir tehlikeden kurtarmis oluyordu. Öte yandan kudretli hükümdarin vefati Büyük Selçuklular'in Iran'da uzun bir süre daha tutunmalarini saglamakla beraber müslüman Suriye'yi kendisini birlestirmeye muktedir yegâne kuvvetten de mahrum birakiyordu. Bu tarihten itibaren Bizans, Haçli ve Ermenilerle birçok cephede birden savasmak zorunda birakilan Anadolu Türkleri bir ölüm-kalim mücadelesine gireceklerdir.

Kiliç Arslan'in ölümü üzerine Emîr Bozmis tarafindan Malatya'ya götürülen oglu Tugrul Arslan'in annesi Ayse Hatun, nüfuzlu bazi Türk emîrleriyle evlenerek sehri elinde tutmaya çalisiyordu. Önce Il-Arslan adli bir emîrle evlenen Ayse Hatun daha sonra onu tevkif ettirerek devrin meshur ve kahraman emîrlerinden Belek Gazi ile de evlendi ve onu ogluna atabeg tayin etti.
Öte yandan sultan Kiliç Arslan'in Konya'daki nâibi durumunda olan Kayseri Emîri Hasan, Sultan Muhammed Tapar ile iyi iliskiler içindeydi. Sultan Muhammed Tapar kendisini metbu taniyacagina dair sadakat yemini aldigi Sahinsah'i muhtemelen Emîr Hasan'in da tesvik ve yardimlariyla 1109 yilinda serbest birakti. Veya o Ibnü'l-Kalânisî (s. 158)'nin dedigi gibi 503 yili baslarinda (1109) ordugâhtan kaçarak gelip Konya'da Selçuklularin basina geçti.



imparator 26-01-2007 16:29

Sahinsah Konya'da idareyi ele aldiktan sonra Emîr Hasan ile birlikte Bizans sinirlarina basarili taarruzlarda bulundu. Bu seferin basariya ulasmasindan Sultan Muhammed Tapar'in gönderdigi ileri sürülen yardimlarin da büyük rolü oldugu söylenebilir. Ancak bu yardimlarin hangi yolla ve nasil gerçeklestirildigini bilmiyoruz. Deguignes, Albertus ve Anna Comnena'ya istinaden Rumlarin Anadolu'da Türklerden üstün duruma gelmeleri üzerine Muhammed Tapar'in Emîr Mevdûd'u buraya gönderdigini ve bu ordunun Stamirie sehrini muhasara, zabt ve yagma ettigini, daha sonra da Kudüs'ü ziyaretten dönen hristiyan hacilari öldürdügü, bir kismini da esir aldigini söyler. Sayet bu hadise dogruysa bunu Büyük Selçuklu sultanlarinin Anadolu'ya yaptiklari son müdahale olarak kaydedebiliriz.

Büyük Selçuklu ordularinin Suriye'de haçlilara karsi baslattigi cihad ile ayni devreye rastlayan bu harekât Büyük Selçuluklar ile Anadolu Selçuklularini müsterek düsmana karsi müttefik hale getirmisti. Ancak bu ittifak ve karsi taarruza ragmen Türklerin Anadolu içlerine dogru geri çekilmelerine engel olunamadi. Sahinsah taarruz halindeki Bizans'a karsi Alasehir üzerine bir ordu gönderdi. Fakat sehrin valisi Konstantin Gabras, Efes civarinda onlari maglub etti. Bunun üzerine Sahinsah, imparatora elçi göndererek sulh teklifinde bulundu. Imparator da kabul etti ve iki taraf arasinda bir anlasma imzalandi.

Sultan Muhammed Tapar'in 504/1110-1111 tarihinde haçlilara karsi Imparator Alexios ile bir anlasma yapmasi Türkler ile Bizans arasindaki eski düsmanliklari tamamen ortadan kaldirmamisti. Nitekim 1113 yilinda Anadoolu Selçuklu sultani Sahinsah'in Emîr Monolug (Monolycus) ve Emîr Muhammed gibi bazi kumandanlariyla beraber Bizans'in Ege bölgesindeki topraklarina taarruz ettigini görüyoruz. Dönüste Kütahya önlerinde Imparator Alexios tarafindan pusuya düsürülerek maglûp edilmelerine ragmen Bizans, 1116 yilinda Emîr Monolug'un yeni bir sefere çikmasina engel olamadi. Ancak Alexios bundan sonra Antakya princepsi Roger ile anlasmak suretiyle Türklere karsi takib ettigi politikayi degistirdi ve onlar üzerine daha siddetli saldirilar tertip etmeye basladi. Bunun üzerine kardesi Mesud'un saltanati ele geçirmek üzere isyan ettigini haber alan Anadolu Selçuklu sultani Sahinsah ve Emîr Monolug imparatora basvurarak sulh istemek zorunda kaldilar. Alexios Komnenos'un Afyonkarahisar'daki ordugâhina giderek Bizans lehine bazi sartlari muhtevi bir anlasmayi imza ettiler. Anna Comnena'ya göre (s. 405) bu anlasmayla Türkler ülkelerini adeta imparatorun rizasiyla ellerinde tutar bir hale getirilmek isteniyordu. Böylece Türkler Bizans sinirlarini zorlamayacaklar ve Bati Anadolu güvence altina alinmis olacakti.



imparator 26-01-2007 16:30

Konya Selçuklu tahtini ele geçirmek üzere harekete geçen ve Emîr Gazi'nin kiziyla evlenerek Danismendliler'in de destegini elde eden Mesud, Afyonkarahisar'da imparatorla sözkonusu anlasmayi imzaladiktan sonra ihttiyatsiz bir sekilde dönmekte olan kardesi Sahinsah'a saldirdi. Halbuki Imparator ona Mesud'un isyani bastirilincaya kadar beklemesini tavsiye etmisti. Sahinsah'in bir süre önce öldürdügü Emir Hasan'in oglu Gazi babasinin intikamini almak için bizzat Sahinsah'a hücum etti. Fakat Sultan onu bertaraf etti ve Imparatora iltica etmek üzere geri kaçti. Ancak Mesud'un askerleri Aksehir yakinlarindaki bir kalede ona yetistiler ve yakalayip gözlerine mil çektiler (1116). Mesud kardesinin yerine Konya'da tahta çikti. O Konya'ya münhasir kalan hakimiyetini kayinpederi Emir Gazi'nin himayesinde sürdürüyordu ki bu Anadolu'da üstünlügün yeniden Danismendliler'e geçtigini gösterir. Daha sonra kardesi Sahinsah'in tamamen kör olmadigini ögrenen Mesud basina yeni gaileler açmasindan endise ederek onu yay kirisiyle bogdurarak öldürttü. Süryani Mikhail ise Mesud'un daha önce kardesi Sahinsah tarafindan hapsedildigini, Sahinsah'in imparator ile görüsmek üzere Mesud'u hapisten çikardigini ve Danismendli Emîr Gazi'nin yanina götürüp onu sultan ilân ettiklerini ve Istanbul'dan (aslinda Afyonkarahisar'dan) dönmekte olan Sahinsah'i pusuya düsürüp gözlerine mil çektiklerini anlatir. Bar Hebraeus ise Muhammed Tapar'in Meliksah (Sahinsah)'i Malatya'ya gönderdigini, onun küçük kardesi Tugrul Arslan'i azlettikten sonra diger iki kardesi Mesud ve Arab'i da hapsettigini, burada yillarca kalan Meliksah (Sahinsah)'in Danismend oglu tarafindan rahatsiz edilmesi üzerine Imparator Alexios'dan yardim istemek üzere yanina gittigini ve Meliksah (Sahinsah)'in pek çok altin ve hediye ile dönerken yolda Danismend oglu tarafindan pusuya düsürülerek gözlerinin kör edildigini, bunun üzerine Malatya'daki emîrlerin de Mesud'u hapisten çikardiklarini, onu ve kardeslerini Malatya'da birakip Konya'ya giderek burayi baskent yaptigini söyleyerek Mesud'un saltanati ele geçirmesinde Danismend oglu Emir Gazi'nin önemli rol oynadigini ortaya koymaktadir. Ancak O, Sahinsah'in 1109'dan 1116'ya kadar Konya Selçuklu tahtini isgal ettiginden habersiz gibidir. Sibt ise Sultan Kiliç Arslan'in Musul'da biraktigi oglunun Mesud oldugunu, onun 503'e (1109) kadar Sultan Muhammed Tapar'in yaninda mahbus kaldigini ve sonra kaçarak Malatya'ya geldigini ve Anadolu'ya hakim oldugunu söyler. Mesud'un da diger kardesleri gibi babasinin yaninda bulunmasi ve onun ölümünden sonra Sultan Muhammed Tapar'in yanina gönderilmis olmasi gayet tabiidir. Ancak Kiliç Arslan'dan sonra Anadolu Selçuklu tahtina önce Sahinsah'in sonra da Mesud'un geçtigini kabul etmek gerekir. Zira gerek Anna Comnena ve gerekse yukarida sözünü ettigimiz diger kaynaklar bu görüsü teyid eder mahiyettedir.

imparator 26-01-2007 16:30

SAHINSAH (1110-1116)




Bizans imparatoru Alexios Anadolu'da meydana gelen iktidar boslugundan yararlanarak Edremit'ten Izmir'e ve Antalya'ya kadar uzanan bölgeyi geri almaya çalisti. Sevk ettigi ordularla Anadolu'daki Türklere zulüm ve iskence yapti. Zor durumda kalan Anadolu halki Haçlilar karsisinda gösterdigi kahramanlik dolayisiyla adeta bir evliya kabul edilen Kayseri emîri Hasan'dan yardim istedi. Bunun üzerine Hasan Bey 24 bin kisilik bir kuvvet ile Alasehir'e yürüdü. Fakat Bizans kuvvetleri karsisinda maglup oldu ve çok agir kayiplar verdi. Bu zaferden sonra Bizans ordulari Alasehir'e kadar geldiler. Muhtemelen 1110 yilinda meydana gelen bu hadiseden sonra Emir Hasan'dan hiç bahsedilmez. Bu da onun sultan Sahinsah tarafindan kendisine rakip olur düsüncesi ile öldürüldügü seklinde yorumlanmaktadir.

Türklerin içinde bulundugu ortami firsat bilen Rumlar gibi Ermeni ve Haçlilar da ayni sekilde Türklere saldirmaya baslamislardi. Fakat kisa sürede toplanan Türk kuvvetleri Ermenileri perisan ettiler. Haçlilar da Elbistan ve Ceyhan'i istilâ etmislerdi. Ancak isgal ettikleri bölgenin paylasilmasi konusunda anlasmazliga düstüler. Bundan istifade eden Malatya meliki Tugrul Arslan 1117 yilinda Ceyhan yöresini geri almaya muvaffak oldu.

Tugrul Arslan'in annesi Ayse Hatun ise 1113 yilinda Malatya'dan Palu'ya giderek o devrin meshur Artuklu emîri Belek b. Behram ile evlenmisti.



imparator 26-01-2007 16:30

Sahinsah'in Bizans saldirilarini durdurmak maksadiyla göndermis oldugu kuvvetler Alasehir valisi Konstantin Gabras tarafindan maglup edildi. Bunun üzerine Sahinsah imparatora elçi göndererek baris teklifinde bulundu. Alexios Sultanin elçilerini büyük bir törenle kabul ederek anlasmayi imzaladi. Anlasmanin hangi maddeleri ihtiva ettigi kaynaklarda zikredilmemistir. Anlasmaya ragmen imparatorun rahatsiz oldugunu ögrenen Türkler 1113 yilinda Rumlardan intikam almak maksadiyla saldiriya geçerek Iznik ve civarini zapt ettiler. Emir Monolug ve Emîr Muhammed kumandasinda ilerleyen Selçuklu kuvvetleri Bursa ve Ulubat civarinda Bizans mukavemetini kirarak Çanakkale istikametinde ileri harekâta geçtiler. Imparator Türklerin ilerleyisini durdurmak için seferber olduysa da ciddi bir netice elde edemeden Istanbul'a döndü. Ertesi yil büyük bir ordu ile Anadolu Selçuklu baskenti Konya'ya dogru yola çikti. Fakat ayaklarindan rahatsiz oldugu için sefere devam edemedi. Bizans kuvvetlerinin harekâtini haber alan Sahinsah 1116 tarihinde karsi harekâta geçti. Imparator Türklerden korktugu için seferden döndügüne dair sayialar çikinca Iznik yolu ile Ulubat'a hareket etti. Manyas civarinda karargâh kurup Türkler üzerine bir kuvvet gönderdiyse de bir müddet sonra Istanbul'a döndü. Aksehir'e kadar geldi, fakat Konya üzerine yürümeye cesaret edemeden geri çekildi. Emîr Monolug'un tavsiyesi ile imparatora baris teklif edildi ve Afyonkarahisar yakinlarinda sultan ile imparator arasinda baris anlasmasi imzalandi (muhtemelen 1116).



imparator 26-01-2007 16:30

Bizans imparatoru Alexios'un Istanbul'a döndügü sirada Sahinsah'in ona baris teklifinde bulunmasinin sebebi kaynaklarda açik olarak ifade edilmemekle beraber kardesi Mesud'un tahti ele geçirmek maksadiyla harekete geçtigini gözönünde bulundurursak Sahinsah'in niçin baris teklifinde bulundugunu tahmin etmek zor olmayacaktir. Kayinpederi Danismendli Emir Gazi ve bazi Selçuklu emîrleriyle isbirligi yapan Mesud kardesi Sahinsah'a karsi harekete geçmis ve Afyonkarahisar'dan döndügü sirada üzerine büyük bir ordu sevk etmistir. Sahinsah bu durumdan haberdar olunca meselenin dogrulugunu tahkik etmek için önden adamlarini gönderdi. Ancak bunlar kuvvetli bir orduyla yaklasmakta olan Mesud'a rastlayinca onun tarafina geçtiler ve geri dönüp yolda hiçbir tehlikenin sözkonusu olmadigini söylediler. Böylece adamlarinin ihanetine ugrayan Sahinsah hiçbir tedbir almadan yoluna devam ederken Mesud'un kuvvetleri ile karsilasmis ve babasinin intikamini almak isteyen Emir Hasan'in oglu Gazi tarafindan yaralanmistir. Yarali vaziyette imparatora siginmak için kaçan Sahinsah Aksehir yakinlarinda Mesud'un adamlari tarafindan yakalandi ve gözlerine mil çekilerek Konya'ya götürüldü. Böylece alti yillik saltanati sona eren Sahinsah ertesi yil kani akitilmaksizin bogularak öldürüldü (1117). Bu sirada 21 yaslarindaydi.

imparator 26-01-2007 16:31

IZZEDDIN I. MESUD (1116-1155)




Sultan Mesud'un tahta çikmasindan bir müddet sonra Bizans tahtinda da degisiklik oldu ve Ioannes imparator ilân edildi (1118-1143). Bu taht degisiklikleri iki devlet arasinda öteden beri devam eden ancak Sahinsah'la Alexios arasinda imzalanan anlasma ile kisa bir süre için de olsa durdurulmus olan savaslar yeniden basladi ve Denizli ile Uluborlu Bizans kuvvetleri tarafindan geri alindi.

I. Kiliç Arslan'in ölümünden sonra ogullari arasinda baslayan taht kavgalari sirasinda Danismendliler giderek kuvvetlendiler. Sultan Mesud'un kayinpederi olan ve onun Selçuklu tahtini ele geçirmesinde önemli rol oynayan Danismendli Emir Gazi, Artuklu Belek Gazi'nin ölümünden sonra 13 Haziran 1124 tarihinde Malatya'ya hücum etti. Bir ay süren muhasaradan sonuç alamayan Emir Gazi oglu Muhammed'i burada birakarak sehir önlerinden ayrildi. Malatya 6 ay daha muhasara edildi. Uzun süren muhasara sebebiyle sehirde açlik felâketi bas gösterdi. Halk les ve agaç yapraklarini yemeye basladi. Bunun üzerine çaresiz kalan Ayse Hatun ile Kiliç Arslan'in oglu Turgul Arslan 10 Aralik 1124'de Nisar (Minsar) kalesine çekilerek sehri Danismendliler'e teslim etti. Böylece Malatya tekrar Danismendliler'in hakimiyeti altina girmis oldu. Sultan Mesud'un Malatya'yi kayinpederi Emir Gazi'ye teslim etmesi Ankara ve Kastamonu meliki olan kardesi Arab'i kizdirdi. Sultan Mesud 1126 yilinda kardesi karsisinda maglup olarak Bizans Imparatoruna siginmak zorunda kaldi. Selçuklu hanedani arasindaki iç mücadelelerden faydalanmak isteyen imparator Ioannes bunu firsat bilerek Sultan Mesud'a yardim ettigi gibi kendisi de Kastamonu üzerine yürüyerek sehri kusatti ve çok sayida esirle geri döndü. Sultan Mesud ise kayinpederi ile birleserek Melik Arab üzerine yürüyünce o da Ermeniler'in Çukurova'daki prensi Thoros'a sigindi. Daha sonra Türklerden ve Ermenilerden mütesekkil bir orduyla Emir Gazi'nin oglu Muhammed'i pusuya düsürerek esir aldi. Melik Arab daha sonra bizzat Emir Gazi üzerine yürüdü. Fakat neticede Emir Gazi oglunu esaretten kurtardi.


imparator 26-01-2007 16:31

Kardesler arasinda devam eden bu mücadele sonunda kârli çikan taraf hiç süphesiz Danismendliler oldu. Sultan Mesud kayinpederi sayesinde tahtini korumayi basarirken Emir Gazi de Malatya'dan Sakarya'ya kadar uzanan Selçuklu topraklarini Danismendli hakimiyeti altina aldi. Böylece Anadolu'nun en güçlü devleti haline gelen Danismendliler 1129 tarihinde bütün Karadeniz sahillerinin kontrolünü ele geçirdiler. Ayrica 1130'da Çukurova yöresinde Haçlilari bozguna ugratarak Bohemund'u öldürdüler.

Sultan Mesud ise Bati Anadolu'da fetihlere basladi. Bu arada Emir Gazi öldü (1134) ve Selçuklu sultani Mesud büyük bir baskidan kurtulmus oldu. Emir Gazi'nin yerine geçen Melik Muhammed ile bir ara ihtilafa düsen Sultan Mesud, Bizans imparatorunun Anadolu'yu istilâ harekâtina karsi onunla isbirligi yapmak ihtiyacini hissetti. Bizans imparatoru 1137 yilinda büyük bir ordu ile Anadolu'yu geçmis Mersin ve Adana'yi isgal etmisti. Daha sonra Suriye istikametinde ilerleyen imparator Antakya, Halep, Esarib, Kefertâb, Maarratu'n-Nu'man'i ele geçirdikten sonra Istanbul'a döndü. 1139 tarihinde yeniden Anadolu seferine çikarak elde edemeden geri döndü. 1142'de yeni bir sefere çikan imparator Çukurova'ya kadar geldi ve 1143 Mart'inda Toros daglarindaki bir av partisinde yaralanarak öldü.


imparator 26-01-2007 16:31

Ayni yil (6 Aralik 1143) Danismendli Melik Muhammed'in de ölmesi üzerine Zünnûn, Yunus ve Ibrahim adlarindaki ogullari arasinda baslayan taht kavgalari Selçuklu devletinin yeniden güçlenmesine sebep oldu. Danismendliler arasindaki taht kavgasinda Sultan Mesud, Melik Muhammed'in Zünnûn adindaki oglunu destekledi ve Danismendli mirasindan pay almayi düsündü. Bu maksatla Sivas hakimi Yagibasan ve Malatya hakimi Aynü'd-devle'nin üzerine yürüyerek her iki sehri de bir müddet kusatti. Bu muhasaralar neticesinde Sivas'a giren Sultan Mesud Malatya'dan hiçbir netice elde edemedi. Muhasara makinelerini kirarak Malatya'dan ayrildi (Eylül 1143). Daha sonra Ceyhan ve Elbistan civarini ele geçiren Sultan Mesud oglu Kiliç Arslan'i buraya Melik tayin etti ve Anadolu'daki üstünlük yavas yavas Selçuklulara geçmeye basladi. Sultan Mesud'un Firat kiyilarina kadar yayilarak Dannismendli topraklarini isgal etmesi üzerine Yagibasan ve Aynü'd-Devle, anlasarak Selçuklulara karsi Bizans imparatorluguyla isbirligi yapmayi kararlastirdilar. Sultan Mesud Anadolu'nun dogusundaki topraklarda hakimiyet sahasini genisletmeye çalisirken muhtelif Türkmen beyleri de Denizli ve Menderes vadilerinde fetihlerde bulundular. Bunun üzerine harekete geçen Bizans'in yeni imparatoru Manuel Komnenos 1145 tarihinde Ermeni ve haçlilarla ittifak yapmasina ragmen hastaligi yüzünden sefere devam edememis ve Istanbul'a dönmüstür.

Türkleri Anadolu'dan atmak isteyen Bizans imparatoru 1146 yilinda Menderes havalisini Selçuklulardan geri alarak Aksehir'de karsisina çikan bir Selçuklu ordusunu maglub ettikten sonra sehre girerek burayi yakip yikmistir. Daha sonra Konya üzerine yürüyen imparatora karsi Sultan Mesud, Selçuklu kuvvetlerini Aksaray'da toplayarak savasa hazirlandi. Iki taraf arasinda Konya önlerinde cereyan eden savasta Selçuklularin pek fazla etkili olamadiklari Bizans kuvvetlerinin Konya'yi muhasarasindan açikça anlasilmaktadir. Bir ay süren muhasaradan sonra Konya civarini tahrip ve yagma eden imparator sehri alamayacagini anlayinca geri çekilmeye karar vermistir.

imparator 26-01-2007 16:31

Bu sirada Avrupa'da II. Haçli seferinin basladigini ögrenen Sultan Mesud ve imparator aralarinda bir antlasma yaptilar. Bu antlasmadan sonra Sultan Mesud, Akdeniz bölgesinde ele geçirdigi bazi sehir ve kaleleri bu arada Brakena kalesini de Bizans imparatoruna geri verdi (1147).

Selçuklular giderek Bizans aleyhine olmak üzere hakimiyet sahalarini genisletiyorlardi. Bu durum Bizans imparatorunu harekete geçirdi ve Türkleri Anadolu'dan söküp atmak için seferber oldu. Bu maksatla Selçuklularin elindeki bazi yerleri zapt ettikten sonra Konya'ya dogru yola koyuldu. Bizans ordusunu sürekli takip eden Selçuklularla Bizanslilar arasinda Aksehir'de vuku bulan savasta imparator Manuel ayagindan yaralandiysa da güçlü Bizans ordusu karsisinda mukavemet edemeyen Selçuklu kuvvetleri geri çekildi. Aksehir'i tahrip eden Rumlar Türkleri takip ederek Konya'ya yaklastilar (1146). Bu sirada Dogu Anadolu'da bulunan Sultan Mesud Bizans imparatorunun Konya üzerine yürüdügünü duyunca Aksaray'a gelip burada hazirliklarini ikmal ettikten sonra Konya önlerinde Bizans ordusu ile karsilasti. Müdafaa savaslari birkaç ay devam etti. Baskin tarzindaki saldirilarla Bizans ordusunu yipratan Selçuklular onlara pek çok zayiat verdirdiler. Konya'yi ele geçirme ümidini kaybeden imparator Horasan ve Bagdat'tan Selçuklulara yardimci kuvvetler gelmekte oldugunu ve Avrupa'da büyük haçli seferinin basladigini haber alinca bir an önce Istanbul'a dönmeye karar verdi ve Sultan Mesud'un ölümüne kadar bir daha Anadolu seferine çikmadi. Daha sonra Haçlilara karsi Selçuklularla anlastigi ve onlarla isbirligi yaptigi rivayet edilmektedir



imparator 26-01-2007 16:32

Imadeddin Zengi'nin 1144 yilinda Urfa'yi fethederek Urfa Haçli kontluguna son vermesi Trablus kontlugu ile Kudüs kralligini da endiseye düsürmüstü. Urfa'ninn fethi Avrupa'da büyük bir heyecan yaratti ve II. Haçli seferine sebep oldu. Alman imparatoru III. Konrad Fransiz krali VII. St. Louis'in riyasetindeki haçli ordulari Istanbul'a dogru yola çiktilar. Bizans imparatoru diger haçli birliklerinden daha önce Istanbul'a gelmis olan Alman ordusunu bir an önce Anadolu'ya geçirmek için çirpiniyordu.

Haçlilarin Iznik, Eskisehir yolunu takip ettiklerini ögrenen sultan Mesud Haçlilarin geçebilecegi yerlerdeki kale ve burçlarini tahrip ederek gerekli tedbirleri aldigi gibi kendisine tabi hükümdar ve beylere de haber gönderip yardim talep etti. 25 Ekim 1147 de Eskisehir yakinlarinda yorgun ve bitkin vaziyetteki haçli kuvvetlerine saldiran Sultan Mesud onlari çok agir bir bozguna ugratti. Haçli ordusunun yaklasik onda biri imha edilirken Iznik'e geri dönenlerle de yol boyunca Bizanslilar tarafindan perisan edildiler. Selçuklular ise bol miktarda ganimet ele geçirerek kalelerine çekildiler.


imparator 26-01-2007 16:32

Fransa krali St. Louis Istanbul'a varinca kendisine Alman imparatoru Konrad'in Türk kuvvetlerini imha ederek Konya'ya girdigi söylenmisti. Bizans imparatoru onu da bir an önce Istanbul'dan uzaklastirmak istedigi için yanlis bilgi vermisti. Fransa imparatoru 1147 sonlarinda hakikati ögrenmis ve ayni yolu takip etmeye cesaret edememistir. Ayni akibete ugramaktan endise ettigi için Balikesir, Bergama, Izmir ve Efes yoluyla Denizli istikametinde hareket etmis ve büyük kayiplar vererek bu sehre ulasabilmisti. Buradan Antalya'ya dogru yola çikan imparator zaman zaman Türk saldirilarina maruz kalmis ve binbir güçlükle Antalya'ya varabilmisti. Haçli kuvvetleri daha sonra Antalya'dan gemilerle Suriye sahillerine yöneldiler.

Sultan Mesud Bizans taarruzlarini püskürttükten ve Konrad kumandasindaki haçli birliklerini Anadolu'da perisan ettikten sonra Atabeg Nureddin Mahmud ve Artuklu beyleri ile birlikte Suriye'deki haçlilara agir bir darbe indirmek için hazirliga basladi. Nureddin'in gönderdigi kuvvetler 1149 tarihinde Haçli kontu Joscelin'e maglub olunca Sultan Mesud oglu II. Kiliç Arslan'la beraber Joscelin üzerine yürüdü. Fakat Joscelin Selçuklu kuvvetleri ile savasa cesaret edemedi. Bunun üzerine Sultan Mesud 1150 yilinda Haçlilarin isgali altindaki Göksun, Behisni, Ayintab, Ra'ban, Dülük sehirlerini aldiktan sonra Antakya'ya hareket etti. Ancak Joscelin Selçuklulara tabi olmayi kabul etti, yorgun düsmüs olan Sultan Mesud da geri dönerek fethettigi yerleri Elbistan merkez olmak üzere oglu Kiliç Arslan'a verdi.



imparator 26-01-2007 16:32

Bu sirada Ermeni prensi Thoros Çukurova'ya giderek Tarsus, Adana, Manisa ve Anazarba'yi ele geçirmisti. Bizans imparatoru ile anlasan Sultan Mesud 1153 tarihinde damadi Danismendli Yagibasan ile beraber Ermeniler üzerine yürümüs, fakat hiçbir netice elde edemeden geri dönmüstü. Ertesi yil tekrar Çukurova'ya inen sultan Mesud daha büyük bir ordu ile Toroslari geçmeye çalisti, fakat bu sirada zuhur eden veba salgini yüzünden agir kayiplar vererek geri döndü ve bundan 10 ay sonra da öldü (1155).

Sultan ölecegini hissedince ülkeyi Sahinsah, Devlet ve Kiliç Arslan adli ogullari arasinda taksim etmekle beraber Kiliç Arslan'i sultan ilan ederek diger ogullarinin da ona tabi olmalarini istedi. Sultan Kayseri'yi damadi Danismendli Zünnûn'a Sivas ve Amasya'yi da diger damadi Yagibasan'a vermis, onlarin da bu bölgelerde Sultan II. Kiliç Arslan'a tabi olarak hüküm sürmelerini istemisti.

Ilk saltanat yillarinda kayinpederi Danismendli Melik Gazi'nin nüfuzu altina giren Sultan Mesud onun ölümünden sonra hakimiyet sahalarini genisleterek Anadolu'da nüfuzun tekrar Selçuklularin eline geçmesini saglamistir.


imparator 26-01-2007 16:32

Adina para basilan ilk Anadolu Selçuklu sultani Mesud'dur. Akilli ve adaletli bir hükümdardi. Ilim adamlarini sever ve onlara saygi gösterirdi. Amasya yakinlarinda güzel bir sehir insa ettirip camiler, medreseler, fakir ve kimsesizlerle yolcular için de meskenler yaptirmistir. Sehre içme sulari getirmis ve halkin yararina pekçok faaliyette bulunmustur. Sultan Mesud'un Simre adini verdigi bu sehir bugün bir harabe halindedir.



II. KILIÇ ARSLAN (1155-1192)




Sultan Mesud'un ölümü üzerine yerine veliaht tayin ettigi büyük oglu II. Kiliç Arslan geçti. Elbistan meliki olan Kiliç Arslan babasi ile beraber pek çok sefere katilmis ve tecrübe kazanmisti. Sultan Mesud ölecegini hissedince büyük bir merasim düzenleyip Kiliç Arslan'i bizzat tahta çikardi ve biat etti. Diger ogullarini da melik olarak, ülkenin muhtelif yerlerinde görevlendirdi. Kiliç Arslan babasinin yerine Selçuklu tahtina geçince kardesleri de isyan ederek tahtta hak iddia ettiler. Bunun üzerine Kiliç Arslan önce Devlet'i bertaraf etti. Sonra da Ankara ve Çankiri meliki olan Sahinsah üzerine yürüdü. Bu firsati degerlendiren Danismendli Yagibasan da Sivas'tan Kayseri'ye hareket etti. Kiliç Arslan bu haberi alir almaz süratle Yagibasan üzerine yürüdü. Iki ordu savasa girmek üzere iken alimlerin gayretleriyle buna mani olundu. Fakat Yagibasan kisa bir süre sonra Elbistan'a saldirinca iki ordu yeniden karsi karsiya geldi. Alimler yine oraya girip savasi engellediler ve taraflar arasinda anlasma sagladilar (1155).



imparator 26-01-2007 16:33

Danismendliler'i himaye eden Nureddin Mahmud da bu sirada Ayintab ve Ra'ban sehirlerini istilâ ederek vaktiyle Mesud ile Franklara karsi yaptiklari ittifaki bozdu (1156). Kiliç Arslan büyük bir ordu ile yola çikip Ayintab'i muhasara etti ve sehri ele geçirdi. Ra'ban üzerine yürüdügü sirada, Haçli taarruzlarina maruz kalan Nureddin Mahmud yaptiklarindan özür dileyerek Haleb'e döndü (1157).

Kudret ve nüfuzu giderek artan II. Kiliç Arslan'dan korkan rakip ve düsmanlari ona karsi ittifak yapmak ihtiyacini hissettiler. Imparator Manuel, Nureddin Mahmud, Danismendli Yagibasan, Kiliç Arslan'in kardesi Sahinsah, Danismendliler'in Kayseri meliki Zünnun, Malatya emiri Zülkarneyn ona karsi müsterek bir cephe olusturdular. Bu ittifaki bozmak isteyen Sultan Kiliç Arslan imparatora elçi göndererek baris talebinde bulundu (1160). Fakat red cevabi aldi. Bunun üzerine Elbistan'i vererek Yagibasan'la anlasmak istedi. Fakat bunca fedakarliga ragmen yine de aleyhindeki ittifaki bertaraf edemedi. Erzurum meliki Izzeddin Saltuk'un Kiliç Arslan ile nikâhlanan kizini çeyiz ile birlikte Erzurum'dan Konya'ya gönderdigini haber alan Yagibasan gelin alayina saldirarak kizi Kayseri'ye götürüp yegeni Zünnun ile evlendirmek istedi. Ancak Islâm hukukuna göre nikahli bir kadinin baska biriyle evlenmesi mümkün olmadigindan gelini zorla dinden döndürdüler ve yeniden müslüman olduktan sonra zorla nikâhladilar. Bu agir tecavüz karsisinda çok öfkelenen Kiliç Arslan süratle Yagibasan üzerine yürüdü.

imparator 26-01-2007 16:33

Ancak Bizans kuvvetlerince desteklenen Yagibasan galip geldi ve zor durumda kalan II. Kiliç Arslan Bizans'a sigindi (1162). Istanbul'da muhtesem bir törenle karsilanan Sultan, 80 gün kaldiktan sonra imparator Manuel ile bir anlasma imzaladi. Buna göre;

1. Sultan Bizans imparatorlugunun düsmanlarini kendi düsmani olarak kabul edecek ve bunlarla mücadele eden Bizans'in safinda yer alacak,

2. Sultan ele geçirdigi Bizans sehirlerini iade edecekti.

3. II. Kiliç Arslan imparator Manuel'in bilgisi olmadan baska devletlerle herhangi bir anlasma imzalamayacak ve Manuel'in yaptigi seferlere yardimci kuvvetler gönderecekti.

4. Sultan Türkmenlerin Bizans hakimiyetindeki topraklarina yaptigi akinlara mani olacakti.

Kiliç Arslan Bizans'tan aldigi yardimlarla hazirliklarini ikmal edip, intikam maksadiyla Yagibasan üzerine yürüdü ve Sivas'i zaptetti. Yagibasan yardim için damadi Sahinsah'in yanina Çankiri'ya gitti ve 4 Agustos 1164'te orada öldü. Yagibasan'in ölümü Kiliç Arslan'i rahatlatti. Kiliç Arslan onun ölümü üzerine Ankara-Çankiri meliki Sahinsah'i kaçmaya mecbur ettigi gibi Danismendliler'in elindeki Elbistan'i ve diger bazi yerleri Selçuklu topraklarina katti. Kayseri ve Zamanti'yi da istilâ ederek Zünnun'un hakimiyetine son verdi. Zünnun ile Sahinsah Anadolu topraklarini terk edip Nureddin Mahmud'a sigindilar (1164). Nureddin bunlari himayesine alarak Selçuklu topraklarina saldirdi. Maras, Behisni ve Göksun'u zapt etti. Sultan Kiliç Arslan büyük bir ordu ile ona karsi harekete geçti. Fakat agir kis sartlari ve haçli saldirilari bu iki Türk hükümdarini anlasmaya mecbur etti.


imparator 26-01-2007 16:33

Nureddin'in 1174 tarihinde ölümü üzerine Sultan tekrar harekete geçerek Sivas, Niksar, Tokat ve diger bazi sehirleri zapt etti (1175). Zünnun ile Sahinsah bu defa Bizans imparatoruna sigindilar. Imparator bu iki Türk beyine ait topraklari iade etmesi için Sultan'a baski yapiyordu. 1175'te Selçuklu sinirina asker sevk etti ve tahkimata basladi. Imparator kendisi sefere çikmadan önce Sahinsah ile Zünnun'u Anadolu'ya göndererek, Kiliç Arslan'in giderek artan kuvvetini sarsmayi planladiysa da bu hususta basari saglayamadi. Bunun üzerine bizzat sefere çikarak Anadolu'yu istila etmek hayaline kapildi.



MYRIOKEPHALON SAVASI (1176)



Anadolu Selçuklulari'yla Bizans imparatorlugu arasinda 1162'de yapilan anlasma taraflara daha rahat hareket etme imkâni sagliyordu. Bundan yararlanan II. Kiliç Arslan Danismendliler ve Musul Atabegligiyle; Imparator Manuel de Balkanlardaki bazi meselelerle ugrasiyordu. Bununla beraber Anadolu'da sayilari 100.000'i asan kalabalik bir Türkmen kitlesi kendilerine yurt ve otlak bulmak gayesiyle Bizans hakimiyetindeki bölgelerde yagma ve tahribatta bulunuyorlardi. Bu akinlara devam eden Türkmenler Denizli, Bergama ve Edremit'e ulasmislardi. Imparator hem bu akinlara mani olmak hem de Anadolu'da giderek güçlenen Kiliç Arslan'a agir bir darbe indirmek gayesiyle kuvvetler göndermeye ve Eskisehir'de bazi askerî tedbirler almaya basladi. Manuel Türk tehlikesine son vermek amaciyla bu seferi hilal-haç mücadelesine dönüstürmek istiyordu. Bu maksatla Papa III. Alexandre'a bir mektup göndererek Türklere karsi baslattigi bu harekâtta kendisine yardim saglamasini istedi. Papa cevabî mektubunda bu yardimi ancak yil sonunda saglayabilecegini bildiriyordu. Bunun üzerine Kiliç Arslan bir yandan hazirliklarini sürdürürken bir yandan da Süleyman adli kabiliyetli bir elçisini imparatora gönderip aralarindaki barisi devam ettirmek istedigini bildirdi. Ancak imparator Türkmenlerin istilâ ettikleri yerlerin iade edilmesini ve kendisine siginan Zünnûn ile kardesi Sahinsah'a ait topraklari derhal geri vermesini sart kosuyordu. Sultan imparatorun Eskisehir'de yaptirdigi istihkâmlari tahrib etmek için akinlara devam ederken imparator da bizzat sefere çikmadan önce Danismendli Sahinsah'i Anadolu'ya gönderdi. Fakat Sahinsah Eskisehir yakinlarinda pusuya düsürüldü ve bozgun halinde imparatora sigindi. Niksar üzerine gönderilen Zünnûn ise hiçbir basari saglayamadan geri döndü ve imparatora katildi. Kiliç Arslan kardesi Sahinsah'i da bertaraf ederek Anadolu'da siyasî birligi korudu.



imparator 26-01-2007 16:33

Bizans imparatoru Manuel, II. Kiliç Arslan daha fazla kuvvetlenmeden üzerine yürümek ve Anadolu'yu Türklerden kurtarmak istiyordu. Bu düsüncelerle 1176 ilk baharinda Ayasofya'da yapilan muhtesem bir törenle Istanbul'dan yola koyuldu. Frank, Macar, Sirp ve Peçeneklerden olusan bu büyük ordunun sayisi hakkindaki rakamlar 700 bine kadar ulasmaktadir. Sultan tekrar elçi gönderip baris talebini tekrarladi. Fakat imparator sultani yaptigi iyiliklere nankörce cevap vermekle suçluyordu. Bizansli kumandanlar Türklerin savas gücünden bahsederek imparatoru barisa tesvik ediyorlardi. Fakat Manuel onlari dinlemiyordu.

Imparator Eskisehir yolu yerine Denizli istikametini takip ederek Selçuklulari gafil avlanmak ve baskent Konya'yi ele geçirmek niyetindeydi. Bunu sezen Sultan Kiliç Arslan müslüman hükümdar ve beylerden yardim istedigi gibi düsman kuvvetlerine baskinlar düzenleyerek onlari yipratmaya ve ikmal imkânlarini tahribe çalisti. 5-10 bin kisiden olusan Türkmen gruplariyla Bizans ordusuna saldirip yipranmis bir orduyla savasmayi plânliyordu. Sultan üçüncü defa imparatora bir elçilik heyeti gönderip baris talebinde bulundu. Ancak imparator bu teklifi magrûr bir edâ ile reddederek "baris müzakerelerinin Konya'da yapilacagini bildirdi. Bizans ordusu Homa-Düzbel-Karli-Haydarli-Karadilli-Uzunpinar yolunu takip ederek Myriokephalon (Karamikbeli) denilen sarp ve dar bir vadiye girdi. Geçidin yüksek tepelerinde mevzilenerek vadiye tamamen hakim bir durumda olan Türk kuvvetleri Bizans ordusuna baslangiçta müdahale etmeyerek düsman öncü birliklerinin

Bogaz'in içine dogru ilerlemelerini adeta kolaylastirdilar. Bizans öncü birliklerine Angolos'un iki oglu Ioannes ile Andronikos kumanda etmekteydi. Bunlari diger birlikler takip ediyor, ardindan da agirliklar ve kusatma arabalari geliyordu. Imparatorun hassa kuvvetleri ise daha geride idiler.

imparator 26-01-2007 16:33

Öncü birliklerin bogazi geçerek ovaya inmesine müsaade eden Kiliç Arslan Bizans ordusunu birbirlerine yardimci olamayacak sekilde ikiye ayirmis bulunuyordu. Karamikbeli'nin çikisindaki tepe noktasinda geçisi kapattiran Sultanin vadiye sevkettigi Türk kuvvetleri sol kanadi ok yagmuruna tuttular. Bu kanadin büyük bir bölümü imha edildi. Ardindan gelen sag kanat kumandani onlara yardim etmek istediyse de çarpismanin basinda öldürüldü. Geçit tamamen Türklerin kontrolünde oldugundan vadide sikisip kalan Bizans ordusu hareket kabiliyetini kaybetmis ve geri çekilme imkânlari kalmamisti. Imparatorun hassa ordusu ve artçi kuvvetler de orada agirliklari tasiyan birliklerin bulunmasi sebebiyle hiçbir yardimda bulunamiyordu. Türk ordusu Bizans'in artçi birliklerinin gerisine uzanarak ricat etmelerine de imkân vermemekteydi. Bu sirada Niksar yakinlarindaki savasi kaybeden ve öldürülen Andronikos Vatatzes'in kesik basi bir mizragin ucuna takilip Rumlara gösterilince moralleri daha da bozuldu. Imparator olaylari seyretmekten baska bir sey yapamiyordu. Sultan Bizans ordusuna son darbeyi indirmek için imparatorun hassa kuvvetlerine saldirdi. Bütün ümitlerini kaybeden imparator herkese canini kurtarmasini emrettikten sonra Türk birliklerinin içine daldi. Bu sirada kopan bir firtina yüzünden her taraf tozduman oldu. Çarpismalar öylesine siddetli bir sekilde devam ediyordu ki her taraf cesetlerle doluydu. Imparator Manuel az sayidaki adamiyla saflari yararak Bizans öncü birliklerine katildi. Burada pusuya düsürülen Bizans ordusu büyük ölçüde imha edildi (17 Eylül 1176). Imparatorun agirliklari ordunun silah ve techizati yagmalandi. Zor durumda kalan imparator baris talebinde bulundu ve gece karanliginda yapilan müzakereler sonunda imparator Eskisehir'deki istihkâmlarini yiktirmayi ve Istanbul'a döndükten sonra da Sultan'a yüz bin altin göndermeyi kabul etti.


imparator 26-01-2007 16:34

Zafer sonunda Türkler 100 bin esir aldilar ve bunlari satilmak üzere Musul, Bagdat ve Suriye'nin muhtelif sehirlerine sevk ettiler. Bütün Islâm ülkelerine ve müslüman hükümdarlara zafernâmeler gönderildi. Malazgirt'ten sonra kazanilan ikinci büyük zafer olan Myriokephalon zaferi Selçuklular ile Bizanslilarin kaderinde önemli bir dönüm noktasini teskil eder. Malazgirt'te hezimete ugramalarina ragmen, hâlâ Anadolu'yu geri alma ümit ve hayalinde olan Rumlar bu zaferden sonra umutlarini tamamen kaybettiler. Haçli seferleri ve taht kavgalari sebebiyle Bizans'a geçmis olan üstünlük bu zaferle yeniden Selçuklular'a intikal etmistir. Bu tarihten itibaren Türkler hakimiyet sahalarini genisletmeye devam ederken, Bizanslilar müdafaaya çekilmek zorunda kalmislardir. Bu zafer bütün Islâm dünyasinda coskun sevinç gösterileri ile kutlanmistir.

Sultan Imparator ile baris yaptiktan sonra Danismendliler'inn elinde bulunan Malatya'yi kusatti. Emir Muhammed Sultan'dan "amânnâme" aldiktan sonra Malatya'yi terk etti. Sultan da 4 aylik bir muhasaradan sonra 25 Ekim 1178'de Malatya'ya girdi ve Danismendliler'in bu koluna son verdi.

Danismendliler'e son verilmesi Artuklu beylerini endiselendirdi ve Selahaddin Eyyubî'ye haber gönderip kendilerini himaye etmesini istediler. Selahaddin kuzeye dogru yayilmak istedigi için bu firsati iyi degerlendirdi ve Artuklular'in bu teklifini kabul etti. Kiliç Arslan ise Selahaddin'den vaktiyle Nureddin Mahmud tarafindan isgal edilmis olan Ra'ban'i geri vermesini istedi. Selahaddin bu teklifi öfke ile reddetti. Bunun üzerine Sultan Kiliç Arslan 20 bin kisilik bir orduyu Ra'ban'a sevketti. Fakat Selçuklu kuvvetleri 1179 yilinda vuku bulan muharebede maglub oldu. Sultan Kiliç Arslan ertesi yil Artuklu hükümdari Kara Arslan'in oglu Nureddin Muhammed'in üzerine yürüdü. Sultan damadi olan Nureddin Muhammed'in kizi Selçuk Hatun'a kötü muamele ettigini söyleyerek onu cezalandirmak istiyordu. Kiliç Arslan'in Artuklu hakimiyetindeki topraklari ele geçirmesi üzerine Selahaddin Eyyubî Sultan'dan geri dönmesini istedi.



imparator 26-01-2007 16:34

Doguda yayilma politikasi bu büyük hükümdari karsi karsiya getirmisti. Sultan Kiliç Arslan bir elçi vasitasiyla kizinin çeyizi olarak Nureddin Muhammed'e verdigi Malatya civarindaki Hanzit ve çevresinin kendisine iade edilmesini istedi. Ayrica kizina kötü davrandigini ileri sürdü. Taraflar arasinda anlasma saglanamayinca Haçlilarla mütareke imzalayan Selahaddin süratle Selçuklu topraklarina girdi, isin ciddiyetini anlayan Sultan Kiliç Arslan veziri Ihtiyareddin Hasan'i Selahaddin Eyyubi'ye gönderip onu bu hareketinden vazgeçirmek istedi. Selahaddin çok kararli oldugu halde vezir büyük bir maharetle onu barisa ikna etti ve daha sonra iki hükümdar Ermenilere karsi birlikte sefer tertip ettiler. Sultan Kiliç Arslan ile Selahaddin Eyyubî arasindaki anlasmazliktan yararlanan Ermeni krali Rupen Kilikya'da pekçok Türkmen'i öldürtmüs, bir kismini da esir almisti. Taraflar arasinda anlasma saglaninca Kiliç Arslan Selahaddin Eyyubî'den Ermeniler üzerine düzenleyecegi sefere istirak etmesini istedi. Bunun üzerine Kiliç Arslan kuzeyden Selahaddin Eyyubî de güneyden Ermeni topraklarina girdi. Onlara mukavemet edemeyecegini anlayan Ermeni prensi III. Rupen baris talebinde bulundu ve agir tazminat ödemeyi kabul etti (1180). Kiliç Arslan Malatya'ya dönerken Selahaddin Eyyubî de Misir'a hareket etti.

Imparator Manuel Komnenos'un Myriokephalon'da yapilan anlasma sartlarini tam olarak yerine getirmemesi üzerine Selçuklu kuvvetleri ve Türkmenler Bizans arazisine akinlara basladilar. Uluborlu, Kütahya ve Eskisehir yörelerini fethettiler. Ancak Selahaddin Eyyubî 1180 yilinda yapmis olduklari anlasma sartlarina uymayarak Güneydogu Anadolu'yu ele geçirmek istemesi yüzünden Kiliç Arslan yeni gelismelerle ilgilenmek zorunda kaldi. Selahaddin önce Musul'u muhasara etti, fakat basarili olamayinca 1183'te Diyarbekir önlerine geldi ve uzun süre kusattiktan sonra sehri ele geçirdi. Diyarbekir'i savunan Emir Nisanoglu maiyyetiyle beraber Sultan II. Kiliç Arslan'a sigindi.


imparator 26-01-2007 16:34

Sultan Kiliç Arslan uzun ve serefli bir hükümdarliktan sonra artik yorulmus ve seferlere çikamaz olmustu. Bu sebeple eski Türk töresine uyarak ülke topraklarini 11 oglu arasinda taksim etti. Buna göre:

1. Kutbeddin Meliksah, Sivas ve Aksaray.

2. Rükneddin Süleymansah, Tokat ve havalisi.

3. Nureddin Sultan Sah, Kayseri.

4. Mugiseddin Tugrul Sah, Elbistan.

5. Muizzeddin Kayser Sah, Malatya.

6. Muhyiddin Mesud, Ankara, Çankiri, Kastamonu ve Eskisehir.

7. Giyaseddin Keyhüsrev, Uluborlu ve Kütahya.

8. Nasreddin Berkyaruk Sah, Niksar ve Koyluhisar.

9. Nizameddin Argunsah, Amasya.

10. Arslan Sah, Nigde.

11. Sencer Sah, Eregli'ye melik tayin edildiler.

Bu taksim büyük bir ihtimalle 1182-1186 yillari arasinda yapilmistir.

Kiliç Arslan bu taksimattan sonra veziri Ihtiyareddin Hasan ve diger devlet adamlari ile Konya'da sultan olarak hüküm sürmeye devam etmis, ogullari da melik sifati ile bulunduklari yerlerde yari bagimsiz olarak hareket etmislerdir. Bu meliklerin her biri kendi adlarina para bastiriyor, hutbe okutuyor ve diger devletlerle münasebetlerde bulunuyor, sultan olarak da babalarini metbu taniyorlardi. Ancak bu taksimden sonra kardesler ve babalari arasinda sonu gelmeyen bir mücadele basladi. 1185 yilindan itibaren Anadolu yeni bir Türkmen muhaceretine ugramis ve konar-göçer topluluklar sehzadeler tarafindan birbirleri aleyhine kullanilmistir. Sultan II. Kiliç Arslan 1188 yilina kadar ogullari üzerindeki siyasi hakimiyetini devam ettirebilmis, ancak daha sonra büyük oglu Kutbeddin Meliksah ile aralarindaki mücadele bir savasa sebep olmustur. 1188'de Kayseri civarinda meydana gelen savasta Meliksah'in askerleri büyük Sultan Kiliç Arslan'a kiliç çekmek istemeyince Meliksah Sivas'a döndü. Fakat bu ihtilaf kesin bir çözüme kavusturulamadi. Sultanin veziri Ihtiyareddin Hasan'in da baba-ogul arasindaki bu ihtilafi körükledigi sanilmaktadir. Daha sonra vezirlikten azledilen Ihtiyareddin Hasan Sivas civarinda Türkmenler tarafindan pusuya düsürülerek öldürüldü. Kutbeddin Meliksah Anadolu tahtina uzanan yolda en büyük engel olarak gördügü vezirin ölümü üzerine kendini destekleyen Türkmenlerle birlikte baskent Konya üzerine yürüdü ve Sultan II. Kiliç Arslan'a kendisini zorla veliaht ilan ettirdi(1190).



imparator 26-01-2007 16:34

Bu mücadele kudretli Türkiye Selçuklulari devletini sarsmis ve III. haçli seferine katilan ordularin Anadolu'dan geçmelerine mani olunamamistir. Alman imparatoru Friedrich Barbarossa 1190 yilinda III. haçli ordusunun basinda Anadolu'dan geçerken Bizans'in Anadolu'yu istila emellerine son veren o büyük Selçuklu sultani II. Kiliç Arslan oglu Meliksah'in elinde adeta bir esir durumuna düsmüstü. Büyük Islâm mücahidi Selahaddin Eyyubî'nin haçlilari perisan ederek 1187'de Kudüs'ü fethetmesi üzerine baslatilan III. Haçli seferine katilan birliklerin sayisi 200-600 bin arasinda gösterilmektedir. Alasehir-Denizli yolunu takip eden haçlilar yol boyunca göçebe hayati yasayan Türkmenlerin saldirilarina maruz kalmis, fakat ciddi bir mukavemetle karsilasmamistir. Ilk defa 1190 Mayisinda Aksehir yakinlarinda haçlilarin önüne çikan Meliksah ile Türkmen reisi Rüstem yorgun Haçli ordulari karsisinda basarili olamamis ve yavas yavas Konya'ya çekilmislerdir (17 Mayis 1190). Meram'da ordugâh kuran haçlilar bir müddet Konya'yi muhasara etmisler ve sonunda Kiliç Arslan ile Melik Sah'in baris teklifini kabul ederek rehin aldiklari 25 Türk emiri ile birlikte Haziran ayi ortalarinda Konya'dan ayrilmislardir. Rivayete göre Meliksah nefret ettigi emirleri haçlilara teslim etmis, onlar da yolda Türkmen saldirilarina mani olmadiklari bahanesiyle öldürülmüslerdir. Selçuklu topraklarini geçen imparator oradan Silifke (Göksü) çayini geçerken bogularak ölmüstür (10 Haziran 1190).

Haçlilar Suriye'ye gittigi sirada Meliksah da babasinin vezir ve emirlerini bertaraf ederek Konya'ya hakim oldu. Meliksah daha sonra kardesi Kayseri meliki Sultansah'in üzerine yürüyerek onu muhasara etti. Meliksah'tan memnun olmayan Kiliç Arslan bir firsatini bulup Sultan Sah'in yanina sigindi. Bunun üzerine Meliksah Konya'ya dönüp sultanligini ilan etti. II. Kiliç Arslan bir müddet Sultan Sah'in yaninda kaldiktan sonra onun da kendisini emellerine alet etmek istedigini anlayinca büyük oglu Uluborlu meliki Giyaseddin Keyhüsrev'in yanina gitti. Onunla birlikte Konya'ya hücum ederek sehri aldi ve Giyaseddin'i veliaht ilan ederek Aksaray'da bulunan Meliksah'i kusattigi sirada hastalanarak öldü (26 Agustos 1192).

Yaklasik 80 yasinda ölen II. Kiliç Arslan siyasî ve askerî kabiliyeti, elde ettigi büyük zaferleri ve ileri görüslülügü ile Türk tarihinin önde gelen hükümdarlarindan biridir. Anadolu'nun Türklesmesinde büyük hizmeti geçen Sultan II. Kiliç Arslan zamaninda ticaret yeniden hayatiyet kazanmis ve ilk kervansaray bu dönemde yapilmistir. Anadolu Selçuklu sultanlari arasinda ilk altin sikkeyi bastiran da odur. Onun zamani sehircilik ve imar faaliyetleri bakimindan da önemlidir. Aksaray'i yeniden insa ettirdigi gibi Konya'yi da imar ederek surlari yeni bastan yaptirmistir. Malatya'da bazi imar faaliyetlerinde bulunmustur.





Türkiye`de Saat: 19:20 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580