Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Tarih (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=79)
-   -   Kanuni Sultan Süleyman (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=22702)

imparator 14-02-2007 12:50

10 Temmuz l55l'de Sofya'dan areket eden Sokullu, bir müddet sonra 7 Eylül'de Slankamen'den ayrilarak Beçe önlerine gelip burayi ele geçirir. Ayrica, Beçkerek ve Çanad'dan baska oniki kaleyi daha zaptederek Osmanli hâkimiyetine katar. Lipva'yi da kolaylikla ele geçirdikten sonra Timisvar'i kusatir. Fakat iklim sartlarinin müsait olmamasi üzerine Belgrad'a döner.
Sokullu Mehmed Pasa'nin çekilmesi üzerine Avusturya ordusu Erdel'e girerek lipva'yi geri aldigi gibi Segedin'i de muhasara eder. Bu sirada Segedin sancakbeyi olan Mihal oglu Hizir Bey'in iç kaleye kapanip, Budin Beylerbeyi olan Hadim Ali Pasa'yi keyfiyetten haberdar etmesi üzerine Segedin önlerine gelen Ali Pasa, Avusturya ordusunu imha etmisti.
Iki taraf arasindaki savas 970 ( 1562 ) yilina kadar sürer. Bu tarihte Ferdinand, Busbecq adindaki elçisini anlasmak üzere Istanbul'a gönderir. Yine bu sirada Sarlken'in çekilmesinden dolayi Ferdinand bes seneden beri Alman Imparatoru bulunuyordu. Böylece en son olarak Ferdinand, Erdel (Transilvanya)'den vaz geçmis ve eskisi gibi elinde bulunan Macaristan için 30.000 duka altini kabul ile sekiz senelik bir muahede imzalamisti(l562).6. Bogdan SeferiBogdan, II. Bâyezid döneminden beri Osmanlilar'a bagli bir voyvodalik haline getirilmisti. Bogdan voyvodaligi, Kili ve Akkirman kaleleri alindiktan sonra siki bir sekilde devletin nüfuzu altina girmislerdi. Bunlar, yarim asirdan daha fazla bir süre devleti ugrastiracak hareketlerde bulunmamislardi. Her ne kadar voyvodalik zaman zaman vergisini vermekte ihmal göstermisse de buna Iran, Misir ve Macaristan seferleri münasebetiyle göz yumulmus ve sadece ikaz ile iktifa edilmisti.

imparator 14-02-2007 12:50

Kanunî, Macaristan seferi sirasinda Voyvoda Petru Rares'e bir berat göndererek, burayi onun idaresine birakmisti. Voyvodalik, her yil Osmanli Devleti'ne 4000 duka altin, 40 kisrak ve 20 tay göndermekle yükümlü tutulmustu. Bunun içindir ki Voyvoda Petru Rares, Viyana seferi esnasinda orduya elçisini göndererek sadakatini te'yid ile bu seferinden avdette de vergisi olan 4000 duka altin ile 40 kisrak ve 20 taydan ibaret olan vergisini bizzat takdim etmisti. Hammer, Rares'in Osmanlilar'a getirdigi vergiler konusu ile onun, Kanunî tarafindan karsilanisi ve kendisine yapilan muameleyi su ifadelerle nakletmektedir: "Sultan Süleyman, Viyana'dan dönüsünde kararlistirilan hediyeleri bizzat Rares'ten alarak karsiliginda bir samur kürk (vezirlere mahsus elbise), iki tug (sancakbeyi alâmeti), bir kuka (yeniçeri ortabasilarinin serpusu) hediye eder."
Petru Rares, Kanunî'nin teveccühüne mazhar olmakla birlikte hariçten yapilan tesirlerle gizlice Osmanli Devleti'nin aleyhine çalismaya baslamisti. Nitekim gizlice Ferdinand ile muhabere ve müzakerelere baslamis bulunan Petru Rares, o siralarda karisikliklar içinde bulunan Erdel'e tecavüz ettigi gibi, Zapolyai'ye karsi Ferdinand ile gizlice temasa geçmisti. Bundan baska göndermekle yükümlü oldugu vergileri de göndermemeye baslamisti. Keza, Osmanli Devleti'nin o taraflardaki mutemed adami olup Osmanlilar'a bagli bir hükümet kurmak üzere Erdel'e gönderilmis bulunan Venedikli Gritti'yi de öldürtmüstü.

imparator 14-02-2007 12:50

Iste Rares'in bu neviden faaliyeteri ve Lehlilerle iyi geçinmeyip onlar tarafindan voyvodanin azledilmesi hususunda vaki olan müracaatlar sonrasi Kanunî l538 Mayis'inda Bogdan üzerine yürümeyi kararlastirir. Ancak bu kararini gizli tutar. Barbaros'un donanma ile denize açildigi (7 Temmuz)'nin ertesi günü Istanbul'dan hareket eden Osmanli ordusu, Edirne'ye ulasip oradan hareket ettigi zaman Kanunî "Seferimiz Bogdan üzerinedir" diyecektir. Ordu, Sultançayiri denen mevkide iken Rares'ten gelen bir elçi, emre itaat edilecegini bildirmis, ancak Kanunî, ona verdigi mektupta, Rares'in hirçirlik ve azginliga son vermesi ve gelip itaat arzetmesi halinde ona karsi merhametli davranacagini bildirmisti. Bununla beraber alinan haberlerden Rares'in samimi olmadigi anlasilmis oldugundan sefere devam edilmistir. Osmanli ordusunun harekâti karsisinda dehsete düsen Rares, Transilvanya içlerine dogru kaçmaktan baska bir çare bulamamisti. Osmanli ordusu ise Yas sehrini yakip yiktigi gibi l6 Eylül l538'de Voyvodanin merkezi olan Suceva sehrini de alir. Bu sehrin fevkalade müstahkem bir kalesi olmasina ragmen sehir halki, mukavemet edemiyecegini anladigindan, kale anahtarilarini getirip Osmanli kuvvetlerine teslim eder. Bunun üzerine Kanunî, sehirde umumi af ilan ederek beylerin kendi aralarindan bir voyvoda seçmelerini ister. Seçilen voyvoda ise Kanunî tarafindan intihab olunur ki bu, muhtemelen Petru Rares'in kardesi olan Stefan Lacusta'dir. Kanunî, bu yeni voyvodaya bir de berat verir.

imparator 14-02-2007 13:34

Bu seferin sonunda Osmanlilar, Prut ile Diniester nehirleri arasinda kalan yerleri ellerine geçirmislerdi. Elde edilen bu yerler, bir sancak haline getirilmisti. Bundan baska yiktirilan Kili kalesi yeniden insa edilmis, Akkirman ise müstahkem bir hâle getirilmisti. Yine bu esnada Bender sehri de ele geçirilmisti. Bogdan meselesinin hallinden sonra Osmanli ordusu geri dönmüs, sefere katilmis bulunan Kirim Hani Sahib Giray'a da geri dönme izni verilmisti. Osmanli ordusunun dönüsünden sonra, beylerin seçtigi ve Kanunî'nin göreve getirdigi yeni voyvoda ile yeni idareciler, vaziyete hâkim olamazlar. Bunun üzerine Kanunî Sultan Süleyman, Rares'i Istanbul'a davet ederek ikinci defa voyvodaligi ona verir.
ANADOLU'DAKI IÇ ISYANLAR
Kanunî döneminin önemli iç olaylarindan biri de Bozok bölgesinde ortaya çikan Siî karekterli iç isyanlardir. Bu isyanlardan biri, Kanunî'nin, Mohaç seferine çikip Budin'e dogru ilerlemekte oldugu bir sirada patlak vermisti. Genel olarak bu isyanlar, Safevîlerin, II. Bâyezid ile Yavuz Sultan Selim devirlerinden beri Anadolu'daki tahrikleri sonucunda Siî temayüllü Türkmen gruplarinin çikardiklari isyanlarin devami mahiyetinde idiler. Yavuz Sultan Selim devrinde siddet ve güçlükle teskin edilebilen Safevî propagandasi, Sah Ismail'in oglu Tahmasb'in tahta geçmesi ile yeniden hiz kazanir. Oldukça genis cephelerde cereyan eden bu isyanin baslica kiskirticisi ve müsebbibi, Safevîlerin mezheb organizasyonuna bagli olarak yürüttükleri, sistemli propaganda ile gizli ve isyankâr faaliyetleri idi. Bunlar tek merkezden idare ediliyor ve her tarafta, hemen hemen her zaman görülebilecek mahallî bazi haksizlik ve uygulamalar büyütülerek , türlü sekillerle muayyen zümreler tahrik ediliyordu. Bir çok yerde birden patlak veren ve bir plan dahilinde oldugu, müsterek hareketlerinden anlasilan bu isyan tesebbüslerinin Safevîler tarafindan idare edildigini gösterecek pek çok sebep vardir. Osmanli Devleti'nin, Budin'deki harple mesgul olmasi, Iran'i harekete sevketmisti. Böylece Iran, Sarlken ile Ferdinand'a yardim etmis oluyordu. Isyan hareketini büyüten islerin basinda, yapilan Iran propagandasi ile birlikte timar ve tahrir sebebiyle gayr-i memnun bir sinifin ortaya çikmasiydi. Nitekim Bozok sancagi tahriri esnasinda tahrir memurlarinin yaptiklari haksizlik, kisa zamanda bölgede bir ayaklanmaninin baslamasina sebep olmustur.

imparator 14-02-2007 13:35

Bu ayaklanma, Süglün Koca ve oglu Sah Veli ile Safevî halifesi (ajani) Zünnûn adli kimselerin birlesmek suretiyle etraflarina Bozok Türkmenlerini toplayarak harekete geçmeleri ile baslamisti. Onlar, bölgede bulunan Müslihiddin adindaki kadi, onun katibi Mehmed ve Hersekzâde Ahmed Pasa'nin oglu olan Sancakbeyi Mustafa Bey'i öldürürler. Beyleri Sehsuvar oglu Ali Bey'in ölümünden dolayi kirgin olan Dulkadir Türkmenleri'nin katilmasiyle isyan daha da büyümüs, Kayseri civarinda Karaman Beylerbeyi Hurrem Pasa'yi yenen âsiler, Tokat taraflarina hâkim olmuslardi. Nihayet Höyüklü mevkiinde sikistirilan âsilerle yapilan mücadelede (26 Eylül l526) âsilerin ele basilari öldürülmüstü. Bununla beraber dagilan âsi guruhu yeniden toparlanarak ani bir saldiri ile Rum (Sivas) Beylerbeyi olan Hüseyin Pasa'yi agir yaralayip, ölümüne sebep olurar. Fakat güçsüz âsiler, Diyarbekir Beylerbeyisi Hüsrev Pasa'nin kuvvetleri karsisinda dagilmaktan baska çare bulamazlar.
1527'de Adana taraflarinda çikan isyan ise Adana Beyi Pîrî Bey tarafindan bastirilmistir. Ancak bu iki isyanin hemen akabinde, Karaman'dan Maras'a kadar uzanan bölgede büyük bir isyan daha çikar. Bu isyan hareketinin liderligini, Haci Bektas Veli sülalesinden oldugunu iddia eden ve Haci Bektas Zâviyesi Post-nisini Kalender Çelebi yapmaktaydi. Sah ünvani da verilen Kalender'in, mevkii sebebiyle kisa zamanda yaninda 30 bin kisi toplanmisti. Bunlar, Siîligin iyice nüfuz ettigi, siki kayitlar yerine nisbeten serbest yasamaya alismis, devletin birtakim mükellefiyetlerinden gayr-i memnun konar göçer Türkmen gruplari idi. Kalender'in isyani haberi, Mohaç'tan dönmekte olan Kanunî'ye ulasinca derhal tedbir alinmasi için emirler göndermis, Istanbul'a vardiginda da Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa'yi isyani bastirmakla görevlendirmisti. Ibrahim Pasa, üç bin yeniçeri ve iki bin sipahiden mürekkeb bir kuvvetle tenkil için sevk olunmustu.

imparator 14-02-2007 13:35

Anadolu Beylerbeyi Behram Pasa ve Karaman Beylerbeyi Mahmud Pasa'nin eyâlet askerleri ile Cincife mevkiinde âsilere maglub olmalari üzerine Ibrahim Pasa, birtakim ön tedbirler alma geregini duyar. Bu cümleden olarak o, daha isin basinda, Kalender'in önünde maglub olan askeri, henüz harbe girmemis olan kendi kuvvetleri ile temas ettirmez. Bundan sonra sadece Kapikulu askerlerini yaninda tutar. Yenilgi haberini Dulkadir Eyâleti'nde alan Ibrahim Pasa, sür'atle Elbistan'a gider. Pasa, bu isyan kuvvetlerinin üzerine yürüyüp bosu bosuna Müslüman kani dökmektense, siyasî tedbirlerle hareketin sebebini ortadan kaldirmak yolunu tutarak adâlet uygulamaya baslar. Zulüm ve gadrleri görülen ümerâyi cezalandirir. Haksiz olarak zaptedildigi görülen timarlari sahiplerine iade edip, bunlarin merkezî hükümetin rizasi olmadan yapildigini göstermeye çalisir. Kalender Sah'in etrafindaki kimseleri, kaçak olarak giden casuslari vâsitasiyle bundan haberdar edip, dehâlet edeceklerin affedilerek eski vazifelerine iade edileceklerini ilan ettirir. Gelenlere iltifat göstererek âsinin etrafindaki Türkmen asiretlerini kendi tarafina çeker. Sadrazamin bu sekildeki âdil davranisi, Kalender Sah'in etrafindaki kuvvetlerin derhal çözülmelerine sebep olur. Böylece o, Dulkadir Türkmenleri'ni kazanarak onlarin, Kalender'in yanindan ayrilmasini saglar. Bunun sonucu olarak kuvvetleri büyük ölçüde azalan âsiler üzerine çok itimad ettigi adamlarinin komutasinda küçük birer müfreze göndererek 22 Ramazan 933 (2l Haziran l527)'de Bas Sariz (veya Bassaz mevkii) Yaylagi'ndaki Kalender'i Iran'a kaçmadan yakalatip basini kestirir.
Ibrahim Pasa, bu isyanin bastirilmasindan sonra Istanbul'a döner. Bu isyan hâdiseleri merkezî hükümeti ciddi tedbirler almaya sevkeder. Bunun için her tarafa tahkik heyetleri gönderilir. Bu heyetler sâyesinde halkin sikâyet ettigi konular düzeltilir. Böylece gayr-i memnunluk zorla degil, hüsn-i tedbirle giderildi ki, bu, Osmanli idaresinin karekteristik vasiflarindan birini teskil eder. Herhalde asirlarca Devlet'in varligini devam ettirmesini saglayan prensiplerin mahiyeti bu neviden davranislar sayesinde mümkün olmustur.

imparator 14-02-2007 13:35

Yukarida zikredilen isyanlardan iki sene sonra yani H. 935 (M.l529)'de Adana civarinda basina 5 bin kisi toplayan Seydi ve sonradan ona iltihak eden Inciryemez adli Kizilbas âsilerinin çikardiklari isyan da, Ramazan ogullarindan Adana Beyi Pîrî Bey tarafindan siddetle bastirilarak ele basilari ele geçirilip öldürülmüslerdi.
Anadolu'da cereyan eden bu isyanlar sirasinda Istanbul'da Molla Kabiz adinda birisi, câmilerde, Hz. Isa'nin Hz. Muhammed'den daha üstün oldugu seklindeki görüslerini, âyet ile hadisleri kendine göre te'vil ederek halka yaymaya baslamisti.
Çagdas tarihçi ve devlet adami Celâlzâde Mustafa'nin "erbab-i ilimden" oldugunu söyledigi Molla Kabiz, Kanunî devrinin ilk yillarinda bir zindiklik yoluna sapmis görünmektedir. Celâlzâde'nin ifadesine göre, Molla Kabiz'in itikadina fesad gelmis, dalalet yoluna saparak harabatî bir hayat yasamaya baslamistir. Hâdiseyi sadece dinî münakasa degil, ayni zamanda milli bir emniyet meselesi olarak gören Osmanli hükümeti, fikir ve görüsleri, Seyhülislâm Kemal Pasazâde tarafindan ilmî delillerle bu fikirleri çürütülmesine ragmen, yine de iddiasindan vaz geçmeyen Molla Kabiz'i ölüm cezasina çarptiracaktir.
Dönemin fikir, düsünce ve anlayisini ortaya koymasi; gerek devlet adamlarinin, gerekse hükümdarin benzer olaylara bakisi açisindan önemli bir hâdise olan Molla Kabiz olayina ana hatlariyla temas etmek gerekir.

imparator 14-02-2007 13:35

Biraz önce belirtildigi gibi Hz. Peygamber aleyhinde konusan Molla Kabiz, 8 Safer 934 günü bazi kimseler tarafindan Divan-i Humayûn'a getirilir. Çünkü o, "daire-i ser' ve edebten hurucuna ulemadan bazi sahib-i gayret kimesneler tahammül etmeyüp bi'l-fiil Server-i kâinat üzerine (s.a.s.) Hz. Isa'yi tafdil edüp mezkuru Divan-i Humayûna getirirler." Divan'da bulunan pasalar, bu meselenin bir "ser'-i serif" isi oldugunu düsünerek olayi Divan üyesi olarak orada hazir bulunan kadiaskerlere havale ederler. Bu sirada Fenarîzâde Muhyiddin Çelebi Rumeli, Kadirî Çelebi de Anadolu kadiaskeri bulunmakta idiler. Dâvasini açiklamasi istenilen Molla Kabiz, inandigi seyleri oldugu gibi anlatinca, her iki kadiasker de gazaba gelerek katlini emrederler.
Gerek Kabiz'in, gerekse kadiaskerlerin buradaki davranislari ilgi çekici bir mâhiyet arzediyor. Kabiz, iddiasini ortaya koyduktan sonra bunu destekleyen bazi âyet ve hadisleri nakledip bunlarin açiklamalarini yapiyordu. Bu yolla delillerini ortaya koyduktan sonra, israrla dâvasinin dogru oldugunu söylüyordu. Halbuki, Molla Kabiz'in açiklamalari ile ilgili bazi ser'î meselelerin kadiaskerlerin hatirinda bulunmadigi anlasiliyordu. Bu sebeple her ikisinin de ser'î icaplara göre cevap vermekten âciz bulunduklari görülüyordu. Bundan dolayi itidal yolunu terk edip gurur ve gafletin istilasina ugramislardi. Böylece bu iki kadiaskerin, isgal etmekte olduklari mevkilerin tam mânasiyle ehli olmadiklari meydana çikiyordu. Celâlzâde'nin ifadesine göre Molla Kabiz'in iddialarina makul cevaplar veremeyen bu iki kadiasker, derhal katlini isterler. Buna karsilik Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa "...bu sahsin müddeasi, ser'-i serife muhalif olup hata ise ol hatayi gösterüb..." bu konudaki süpheleri gidermek gerekir, "ser' ile cevabini verin..." kizmak ve gazaba gelmek suretiyle edeb hududlarini asan bir durum meydana getirmek ilim ve akil erbabina lâyik degildir" seklinde konustugu halde onlar Molla Kabiz'i inandigi fikirlerden döndürecek bir sey söyleyememislerdi. Böylece Molla Kabiz'in kadiaskerler karsisindaki ilmî üstünlügünü dikkate alan pasalar, Divan'i tatil edip Molla Kabiz'i da serbest birakirlar.

imparator 14-02-2007 13:35

Ancak bu durumu, pasalarin oturdugu "tasra divanhâne üzerinde" kafes arkasindan takib etmekte olan devrin hükümdari Kanunî Sultan Süleyman, vezirler huzuruna girer girmez, onlara hitab ile "...bir mülhid, Divânimiza gelüp Peygamberimiz iki cihan fahrina tafdil-i Hz. Isa eyleyüp müddeasi isbatinda ekavil-i bâtili tezyil eyleye, süphesi zâil olmayup ve cevabi verilmeyüb, niçin hakkindan gelinmedi...?" demistir. Bunun üzerine tekrar Divân'a getirtilen Molla Kabiz'in iddialarini çürütmek üzere dönemin mümtaz bir simasi olan Seyhülislâm Kemal Pasazâde ile Istanbul kadisi Mevlâna Sa'deddin Divâna dâvet edilirler. Müfti'l-müslimîn olan Kemal Pasazâde Hazretleri büyük bir "hilm" ve "edeb" üzre Kabiz'in iddiasini sorup ögrenir. Kabiz, okudugu bâzi âyet ve hadislere dayanarak eski iddiasini tekrarlar. Bunun üzerine Seyhülislâm onun okudugu âyet ve hadislerin mânalarini açiklayip gerçegi ortaya koyar. Celâlzâde Mustafa burada su ifadeleri kullanir: " Tamam itikadini beyan ve ayân edicek kaide-i ilmiye üzre kendisinin su-i fehm ve idrakini gösterüp süphelerini tamam izâle eylediler. Böylece hak (gerçek) zâhir ve bâhir oldu. Bu açiklamalar karsisinda Molla Kabiz, dili tutulurcasina susmak zorunda kalir. Kaynagimizin dili ile "Kabiz'a sukût âriz olup tekellüm ve nutka mecali kalmayup melzûm ve mebhût oldu." Kabiz susunca Kemal Pasazâde ayni yumusaklikla ona hitab ederek "...iste hak ne idügü zâhir olup malum oldu, dahi sözün varmidir..." bâtil inancindan vazgeçerek "hakki kabul edermisin?" dedi. Molla Kabiz iddiasinda israr ederek bu teklifi kabul etmez. Bundan sonra Müftü (Seyhülislâm) Istanbul Kadisi'na dönerek "fetva emri tamam oldu. Ser' ile lâzim geleni siz hükm idün..." teklifinde bulunur. Istanbul Kadisi da, Kabiz'a hitab ile Ehl-i sünnet mezhebi üzerine, temiz inanç yoluna dönüp dönmedigini tekrar sorar. Fakat Kabiz inancinda israr etmekte idi. Bunun üzerine katline hüküm verilir.

imparator 14-02-2007 13:36

IRAN SEFERLERI
Yavuz Sultan Selim'in vefati üzerine yeni umutlara kapilan Sah Ismail, Anadolu'daki propaganda faaliyetlerini artirdigi gibi Kanunî'nin tahta çikisini da tebrik etmemisti. Bununla beraber Osmanlilar'in Avrupa'daki basarilari ve kendisinin Iran'daki mesguliyeti, onu zahirî bir dostuk gösterisine itmisti. Sah Ismail'in ölümü ve çocuk yastaki (onbir yasinda) I. Sah Tahmasb'in tahta geçmesi, Iran'da karisikliklara sebebiyet vermis, bu arada Gilan hükümdari ve Iran'daki Sünnî ulema Osmanlilar'dan yardim istemisti. Kanunî'nin niyeti ise Türkistan'a varincaya kadar bütün Türk illerini bir bayrak altinda toplamak ve Kizilbas-Safevî tehlikesinin kökünü kazimakti. Bu maksatla daha Mohaç seferine çikmadan önce Dogu'ya bir sefer yapmayi düsünmüstü. Nitekim o, Gilân Hâkimi'ne mektup yollarken, Sah Tahmasb'a da bir "Tehdidnâme" göndererek söyle diyordu:
"Niçin dergâh-i cihanpenâh ve bargah-i felek istibahimiza adam gönderub arz-i ubûdiyet ve can sipari ve izhar-i rikkiyet ve hâksarî etmedin? Bu noksan akilla tamam gururun ve daire-i dalaletten adem-i udûlun (sapiklik yolundan dönmeyisin) olmagin "insaalluhu'l-eazz ve'l-ekrem" benim dahi an karîb diyar-i sarka teveccüh-i humayûn ve azimet-i meymunuma mûcib ve bais oldu. Otag-i gerdûn nitak, arazi-i Tebriz ve Azerbaycan ve belki Memâlik-i Iran ve turan vesair vilâyet-i Semerkand ü Horasan sahralarinda kurulmak mukarrer oldu."


Türkiye`de Saat: 06:38 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580