![]() |
Bilge Kağanın vasiyeti - Bilgenin kendini tanıtması - Sözlerini hiyerarşik sıraya göre işitecekler - Göktürk ülkesinin sınırları - Türk milletinin oturması gereken yer - Çin ile kurulacak ilişkilerin mahiyeti - Devlet ihtiyaçlarının temin edilmesi - Çinlilerin hileleri ve tuzakları - Çinlilere karşı uygulanması gereken politika - Kağanların sözünün millet tarafından dinlenmemesi - Bilgenin milleti için yaptıkları - Kitabelerin dikiliş amacı - Dünyanın yaratılışı - Göktürk hakimiyetinin yayılış alanı - Göktürklerin tarih sahnesine çıkışı ve I. Göktürk Devletinin kuruluşu - Mukan Kağanın ölümü - Sonraki kağanların yetersizliği, yeteneksizliği - Beylerin iteatsizliği - Milletin isyankarlığı - Doğu Göktürk devletinin yıkılışı ve Çin hilekarlığı - Milletin perişanlığı - Çin esareti ve bunun getirdiği acılar - Çine karşı isyan - Kutluk ve İlbilgenin yaratılışı - II. Göktürk devletinin kuruluşu ve teşkilatlanması - Kutluğun savaşları - Kapgan’ın tahta çıkışı - O’nun zamanında bilge ve diğerlerinin çalışmaları - Elde edilen zenginliğe rağmen milletin iteatsizliği - Kapgan’ın ölüm sebebi - Bilgenin hükümdar oluşu sırasında halkın durumu - Bilgenin faaliyetleri ve zaferleri - Boyların itaat ettirilmesi - Milletin doyurulması |
- Düşmanların yok edilmesi - Kültegin’in başarıları - O’nun ölümü ve yas törenleri - Kültegin’in vefatından duyulan üzüntü - Bazı Moğol ve Soğud’ların isyanı onların tertip edilmesi - Bilgenin Kültigin’e karşı duyduğu minnet duyguları Bilgenin Sözlerinin Yorumu (Kültegin’in Güney yüzü, bilge kağanın doğu yüzünden başlayarak) Bilgenin Kendini Taktimi: Bilge kağan öncelikle yazıtlarında sözlerine başlarken kendini tanıtmaktadır. Tanrıya benzeyen ve tanrıdan olan Türklerin bilge kağanıdır. Ve o devirde tahta çıkmıştır. Sonra sırasıyla devlet erkanından başlayarak milletine boylarına kadar herkesin dikkatini sözlerine çekmektedir. Bir bakıma anlatacağı bilgilere herkesin önem vermesini istemekte, onları uyarmaktadır. Önceliği erkek kardeşlerine, oğullarına vermekte, arkasında Göktürk hanedan ailesine, merkezde halkına seslenmekte, sonra devletin diğer bölgelerindeki idarecilere sağdaki sadapıt beylerine, soldaki Tarkanlara kumandanlara otuz tatarların beyleri ve halkına hitap etmektedir. |
Hakimiyetin sınırları: Kendi devlet adamlarını ve halkını sözlerini iyi anlamaya çağırdıktan sonra kendi hakimiyet alanın sınırlarını çizmekte. Doğuda güneşin doğuduğu yere batıda güneşin battığı yere, kuzeyde en ıssız bölgelerine kadar her tarafta yaşayan milletlerin ona bağlı olduğunu belirtmektedir. Aslında bunlar o zamanın Orta Asya’sında Türk insanın bilebildiği ufukların sınırlarıdır. İşte bu sınırlar içerisinde yaşayan bütün milletleri düzene soktuğunu ve ona tabi olan milletlerin bundan sonra çok iyi vaziyette bulunduklarını açıklamaktadır. Millete tavsiyeler: Sıra milletine nasihat vermeye gelmiştir. Eğer kendisinden sonra başa geçecek Göktürk kağanları Ötüken ormanında otururlarsa ve bu mevkiden devleti idare ederlerse ülkede sıkıntı olmayacağını ileri sürmektedir. Bunun akabinde kendi seferlerini sıralamaktadır. Öncelikle Çin’in Şantung ovasına kadar ordularını ulaştırmış, büyük okyanusa çok az mesafe kala durmuştur. Şantung asıl Çin sahasının içlerinde doğusuna doğru çok önemli bir merkezdir. Bilge kağan Çin’deki Tang imparatorluğuna ağır darbeler vurduktan, hedefine vardıktan sonra ordularını geri çekmiştir. Güney istikametine doğru yapılan seferlerde Orta Asya’nın bu yönde sınırı olan Tibet e yaklaşan bilge, dokuz ersin (Karaşar’a) gittiğini bildirmektedir. Batıda ise İnci (Seyhun-Sır Derya) ırmağı geçilerek demir kapı (Semerkant-Belh yolu üzerinde)’ ya varmış, kuzeyde ise Bayurku boyunun yaşadığı yere kadar ordularını götürmüştür. Böyle geniş bir alanda sefer ettiği oraları gördüğü halde ona göre oturulacak en iyi yer Ötüken’dir. Dünyada oradan iyi hiçbir yer yoktur. Bunu özellikle kendinden sonra gelecek Göktürk kağan ve devlet adamlarına söylemektedir. Bahsettiği birbirinden çok uzak makamları gören, uzun mücadeleler yapan bilge neticede Türk milletini idare etmek için en uygun mevkiinin Ötüken olduğunu önemle vurguladıktan sonra, orada oturduğunu ve devletinin en büyük düşmanı Çin ile ilişkilerini düzenlediğini anlatmaktadır. İzlenen politika ve yapılan anlaşmaların sonucuna göre Göktürklerin ihtiyacı olan altın, gümüş ve ipekli kumaşların herhangi bir zorluk çıkarmadan kolayca gönderir hale gelmişlerdir. |
Çinlilerin Karakteri: Bu arada bilge Çinlilerin karakter tahlilini yapmaktadır. İnsanları etkilemek için sözleri çok tatlı olan Çinlilerin ipekli kumaşları da yumuşak imiş. Bunları kullanarak, çinin dışında yaşayan yabancı milletleri kendi tesirleri altına sokarlar ve yakınlaştırırlarmış böylece Çin’e yakınlaşan kavimler arasına fesat tohumlarını kolayca yayarlarmış. Bunların içindeki cesur iyi ve akıllı kişilerin yükselmesini engeller, herhangi bir suç işlerse onu cezalandırmazlar imiş. Neticede o toplumu bunalıma sürüklerlermiş. Sonra onu cezalandırırlarmış. Türk haklıda Çinlilerin tatlı sözlerine ve yumuşak ipekli kumaşlarına kanmış, neticede çok ölü vermişti. Milletin Vefasızlığı: Bundan sonra Çin’e giderse yine ölecekti. Eğer Ötüken topraklarında oturup buradan Çin’le gerekli ilişkileri kurarsa oraya ve diğer ülkelere kervanlar gönderirse ebediyen yaşayabilecektir. Bilge kağan özellikle milletinin dikkatini çekmek istemekte ve “Ey Türk Milleti” diye seslenerek aç iken tokluğu düşünmediğini, tok iken açlığı aklına getirmediğini belirtmektedir. Bundan dolayı kendisini besleyip doyuran milletin Kagan’ının sözünü dinlemediğini ve onun rızasını almadan her yere gittiğini, gittikleri yerlerde mahvolduğuna ve bitip tükendiğine işaret etmektedir. Dağıldıkları yerlerde yine bitkin vaziyette bulundukları sırada, Tanrı’nın lütfuyla üstelik Bilge’nin talihi olduğu için tahta geçmiştir. Gök-Türk hükümdarı olduktan sonra dağılmış olan fakir ve yoksul milleti derleyip, toplamış arkasından fakir milletini zenginleştirmiştir. |
Abidelerin dikiliş sebebi: Bu arada anlattıklarının kesin doğru olduğuna inandırmak için söylediklerinin “yalan olmadığını” sormaktadır. Türk milletinin ve beylerinin onun sözlerini iyice işitip kavraması için ebedi taşlara oydurarak yazdırdığına işaret ediyor. Türk milletinin onun sözünden nasıl çıkıp mahvolacağını, nasıl devlet sahibi olduğunu da bu yazıtlarda anlatıldığını vurgulamaktadır. Herkesin bu yazıtları dikkatle okuması gerekmektedir. Çünkü onun yazdıklarını okurlar ve ona göre iş yaparlarsa Türk milleti iyi durumda yaşayacaktır. Söylenmesi gereken ne varsa Bilge, abidelere kaydettirmiştir. Ayrıca Çin İmparatoru’ndan ressam ve heykeltıraşlar getirterek abideleri süslemiştir. Çinliler onun hatırını kıramamışlar ve en iyi sanatçılarını göndermişlerdir. Bilge, yine batı tarafından merkeze en uzakta olan Türk boyları On-Oklardan devlete bağlı yabancılara kadar herkesi sözünü dinlemeye çağırmaktadır. Abidelerin (Bengü Taş) dikildiği yer merkeze yakın bir yerdir. Ayrıca boyların erişebileceği noktada olup rahatça yazılanları okuyabilirler. Taşların üzerine bilgenin söyledikleri Kül Tekin’in yeğeni Yolluğ Tegin yazmıştır. Bilge, Kül Tegin yazıtının doğu yüzünün ilk satırında dünyanın yaratılışından başlamaktadır. Önce gökyüzü sonra yer yüzü (Yağız Yer) yaratıldığı zaman bunların arasına kişi oğlu (İnsanlık) yaratılmıştır. İnsanlığı idare etmek maksadıyla Bilge’nin ataları Bumin ve İstemi tahta çıkarılmışlardır. Türk Devletinin kutsallığı ve sahip olması gereken sınırlar: Görüldüğü gibi Bilge’nin kafasında türk ülkesinin sınırları yoktur. Onun ufkunda insanlığı gözünün ulaşabildiği sınırları, yani bütün dünya Türk yurdudur. Sadece Türkler kasdedilmemiş dünya ve insanlık bütün olarak düşünülmüştür. Bu sözler tarihte Türk devlet anlayışının hedefini açıklayan en iyi kaynaktır. Dünyada hakim idareci unsun Türklerdir. Diğer bütün milletler eşittir. Türk ülkesinde herhangi bir huzursuzluk çıkarmadıktan sonra rahatça yaşayabilirler. Yani Türk devletinin tebası olabilirler. Ancak, Türk devleti kutsaldır ve ebediyete kadar yaşamalıdır. |
Türkiye`de Saat: 16:30 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2