|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
|
Teknoloji Bu Bölümde Uydu vb. teknolojik gelişimler izlenir. |
| LinkBack | Seçenekler | Stil |
22-11-2006, 12:58 | #1 | ||
Üyelik tarihi: Mar 2006
Mesajlar: 17.217
Tecrübe Puanı: 37 |
Bilim insanları, insan beyninin maymundan daha gelişmiş olmasını sağlayan kilit geni saptadıklarını açıkladı. HAR1F adlı bu gen, soyut düşünce yetisiyle ilişkilendiriliyor. Serebral korteks, düşünce, teorik öğrenme, yaratıcılık, beş duyu, bellek ve hisler, problem çözme ve karar verme yetilerini düzenliyor. İnsan beynini, kendisine en çok benzeyen canlı olan maymun beyninden ayıran en önemli unsurlar soyut ve yaratıcı düşünce, bilgi birikimi ve dil yetisi. Bu yetiler beynin serebral korteks adı verilen ön bölümünde şekilleniyor. Serebral korteksin oluşumunda kilit rol oynayan ve insanı diğer canlılardan ayıran genin adı HAR1F. Uzmanlara göre, bu gen sayesinde insan beyni primatların üç katından daha büyük. Bilim insanları, bu genin birkaç milyon yıldır tüm hayvanlarda hiçbir değişime uğramazken, sadece insanda ani ve hızlı bir değişim geçirdiğini ve bu sayede insanın bugünkü zekasına kavuştuğunu ortaya koydu. Şimdi bu gendeki ani değişimin nedenleri sorgulanıyor. Araştırmayı yürüten University of California-Santa Cruz bünyesindeki Biyomoleküler Mühendislik Merkezi uzmanı David Haussler, söz konusu kilit genle ilgili çıkardıkları kanıtların güçlü, ancak henüz ‘dolaylı’ olduğunu ifade ediyor. Haussler ve ekibi HAR1F genine bağlı olarak, dil yetisi ve bilgi birikimi gibi beynin en karmaşık işlemlerinin gerçekleştiği serebral kortekste de, bazı önemli değişimlerin insanda çok hızlı ve aniden gerçekleştiğini keşfetti. Serebral korteks, insanda düşünce, teorik öğrenme, yaratıcılık, beş duyu, bellek ve hisler, problem çözme ve karar verme yetilerini düzenliyor. David Haussler.Haussler, “HAR1F geni özellikle serebral korteksteki Cajal-Retzius sinir hücrelerinde faal, bu nöronlar reelin adı verilen bir protein salgılıyor. Bu protein de insanda nöron gelişimini ve aralarındaki bağlantıları sağlıyor. Reelin proteininin faal olduğunu zamanlar HAR1F geninin de faal olduğunu gözlemledik. İkisinin dolaylı yolla bağıntılı olduğunu düşünüyoruz. Bu genin sorumlu olduğu nöron hücrelerindeki farklar insanla maymun arasındaki beyinin büyüklüğü farkını açıklıyor” diye konuşuyor. GEN TEK DEĞİŞİMİ İNSANDA GÖSTERMİŞ Haussler ve ekibi, insan, şempanze ve farelerin genomlarını değerlendirdi ve son 80 milyon yılda hiç değişime uğramamış olan DNA bölümlerini tespit etti. Bu değişmemiş DNA parçaları incelenerek, bunların arasında son 6 milyon yılda, maymunla insanın ayrılmaya başladığı tarihten itibaren, değişim olup olmadığına bakıldı. Bu incelemedeki amaç, kısa süre içinde gerçekleşen ani değişimleri saptamaktı. Bilim insanları, 300 milyon yıl öncesine kadar hiç var olmayan, ancak birden ortaya çıkan bir gen tespit etti. Bu gen, balıklar veya omurgasız canlılarda bulunmazken, sadece memeliler ve kuşlarda var olduğu belirlendi. İNSANI MAYMUNDAN AYARIN BU GEN Mİ? Ekipten Kathrine Pollard, insan genomlarında 49 adet son derece hızlı değişim göstermiş parça buldu; bunların 12’sinde beyin gelişimiyle ilgili ipucuna rastlandı. Bu gende, hayvanlar arası tek değişimin maymunla tavuk arasında olduğunu belirlendi. Ancak, HAR1F geninde esas değişimlerin insanla maymun arasında gerçekleştiği ortaya çıktı. Bu değişimlerin de son birkaç yılda meydana geldiği düşüünülüyor. Diğer bir deyişle, insan bu gendeki değişimle, maymundan farklılaşma yoluna girdi. HAR1F geninin diğer hayvanlarda aynı kalırken, nasıl insanda ani ve hızlı değişime uğradığı araştırılacak. Cornell Üniversitesi’nden moleküler biyoloji profesörü Andrew Clark, genin maymundan insana çok hızlı bir değişimle evrilmesinin normalin ötesinde bir durum olduğunu, bunun ancak ‘garip bir mutasyon’la açıklanabileceğini vurguluyor. Haussler’e göre normal bir evrim sürecinin parçası olmayan böylesi bir gen mutasyonu, insanın ağaçtan yere inmesine yaşadığı strese karşı bir tepki olarak gelişmiş olabilir. FONKSİYONEL RNA MOLEKÜLLERİ Diğer genlerden farklı olarak HAR1F, protein üretimi yerine ‘fonksiyonel RNA molekülleri’ üretiyor, bu moleküller proteinlere benzer işlev görüyor. Proteinler amino asitlerden oluşurken, RNA molekülleri nükleik asitten müteşşekkil. Nükleik asit aynı zamanda DNA’nın da temel yapıtaşları. Brüksel Üniversitesi’nden Pierre Vanderhaegen genin insan fetüslerinde gebeliğin 7 ila 19’uncu haftaları arasında geliştiği tespit etti. Kaynak: Makale İngiliz bilim dergisi Nature’da yayımlanmıştır.
__________________ Besiktas JK . | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |