|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Oyun Alanı | Ajanda | Arama | Bugünkü Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et XML | RSS | |
22-01-2007, 10:29 | #1 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
|
ANGORA YÜNÜ Tavşan kılı katilula kabuklarının çok narin kabarıklığı nedeni ile çok düşük bir sürtünme katsayısına sahiptir. Bu ise çok özel bir yumuşaklık ve kayganlık verir. Angora tavşanında aranan renk her türlü uygulamaya uygun olan beyazdır. Angora tavşanının örtüsü deri sekresyonunun çok az olmasından dolayı %98,5 oranında saftır. Koyun yapağısı ise %50 saftır. Angora tavşanları birincil olarak kılları için beslenir. Fakat kesim yaşına gelen erkekler (bunların yün üretimi dişilerden azdır) ve damızlık olarak saklanmayan dişiler et için ayrılırlar.yani hem kıl hem de et üretimi için uygundurlar. Tavşanlarda kıllar her 90-100 günde bir toplanırlar. Bu sürenin uzamaması gerekir. Kıllar makasla, elektrikli aletle kırkılır. Yahut kıl düşürme metodu ile toplanır. Kıl düşürme metodu çok iyi bakım şartları ve bilgi ister. Süresi kırkılmaya göre uzundur fakat kıllar kaliteli olur. Dişiler yılda 1 kg yün verirken erkekler 700-800 gr yün verirler En iyi yün 9. ayda 3. toplamadan alınır. Gebelik ve laktasyon kıl üretimini 1/3 azaltır. Bu nedenle damızlık sayısı %5 oranında tutulur. Angora tavşanlarında kılların ticari kalitesi uzunluk ve temizliğe bağlıdır. 1. Kalite kıl 6 cm den uzun ve temiz olanıdır. 2. Kalite kıllar ise 6 cm den kısa yine temiz olanıdır. 3. Boyun ve ayaklardan elde edilen temiz fakat keçeleşmiş kıllar 1. kalite kılların %15 i kadar değer ifade eder. Unutulmaması gereken ve üzerinde durulması önemli olan husus; uzunluğu ne olursa olsun kirli kılların hiçbir değerinin olmadığıdır. Yetiştirici tavşanların mümkün olduğu kadar temiz tutulmasına dikkat etmelidir. Yün Verimi ve Yün Verimini Etkileyen Çevre Faktörleri: Ankara tavşanlarında, dişilerde iki yün verimi erkeklerden %15-20 oranında daha fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Yetişkin dişi tavşan yaklaşık olarak 4 kg. canlı ağırlığa ulaştığında yün verimi en yüksek düzeydedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oranında düşürür.Ankara tavşanları 10-25 °C arsındaki sıcaklıklarda bakılır. Yüksek sıcaklık yem tüketimini azaltır, yünün büyüme hızını ve sonuç olarak yün verimini düşürür. Özellikle 30 °C gibi yüksek sıcaklıklarda yünün miktarı ve kalitesi düşer. Buna karşın 5 °C gibi düşük sıcaklıklarda yünün miktarı artar. Ancak bu sıcaklıkta tavşanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün başına gider yükselmektedir.Ankara tavşanlarının ana ürünü, yaklaşık % 75 oranında keratin içeren yün örtüsü olduğu için, rasyonda alınan enerjinin her ünitesi başına daha çok proteine ihtiyac vardır. Bu hayvanların rasyonlarında %116-17 oranında ham protein, 2898 kcal/kg sindirilebilir enerji ihiyacı vardır. Özellikle sülfür içeren amino asitler (%0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalıdır. Bununla birlikte, gebelik sırasındaki beslenme, gelecekte yün üretecek hayvanlar için özel bir öneme sahiptir. Çünkü tüy follikülünün oluşumu gebelik süresiyle yakından ilişkilidir. Fotüsün derisindeki primer sentral folliküllerin oluşmu gebeliğin 18.-20. günlerinde, primer leteral folliküllerin gelişimi 22.-26. günlerde olur ve sekunder folliküller ise 27.-28. günlerde gelişir. Eğer bu dönemlerde fakir besin maddeleri nedeniyle az miktarda tüy follikülü gelişirse, daha sonra gereğinde fazla zengin besin maddeleri verilse de yün üretimi yetersiz miktarda olur. Bir başka deyişle, gebe dişinin yeterli düzeyde beslenmesi, yavruların yün veriminin yüksek olması açısından önemlidir.Ankara tavşanlarında her üç ayda bir, yani yılda 4 kez kırkım yapılmaktadır. Kıllar üç ayda en uygun düzeye ulaşır ve bu dönemde kırkım yapılmazsa, yün kendiliğinden dökülmeye başlar. İlk kırkım yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın dahada geç olabilir. Yavrular 7 haftalık olunca taranmaya alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırçada kullanılabilir. Yavrular 6 aylık olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadarda yavrular taranmaya alışmış olurlar.Yün makas, elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemi ile elde edilir. Özel kırkım makaslarıyla deri üzerinde üç mm.’ye kadar yün bırakmak mümkündür. Ancak,makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10mm’den kısa ) fazladır. Bu değersiz yün kırpıntıları kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden kaynaklanır. Ayrıca, kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır. Elektrikli kırkım aletleri ile, kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri üzerinde 5mm. uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10-20 dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla elektrikli kırkım aletleri ile işgücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu, tam olgunlaşmamış kıllar alınır. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrıca, yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30-40 dakkika sürmektedir. Yolarak yün elde etme tüy dökme zamanında yapıldığı için, bu teknik kullanıldığında iki yolum arasındaki süre kısaltılamaz. Kırkım veya yolma sonucu elde edilen yün bir kaç gün havalandırılır ve kalitesine göre sınıflandırılır. Yünün parlaklığı, özgül ağırlığı, yumuşaklığı, kılın uzunluğu ve çapı, keçeleşme ve kemp kıl oranı, kirlilik oranı yünün kalitesini belirleyen unsurlardır. ANKARA TAVŞANI YÜNÜ Isı tutma kapasitesi, hafifliği, yumuşaklığı ve alerjik etki yapmayışı gibi özellikleri dolayısıyla tüm dünyada aranan ve üretilen bir yündür. Angora yünü gerek saf olarak, gerekse diğer liflerle, özellikle ince koyun yünüyle karıştırılarak giysilerin üretiminde kullanilir. Dünya’da Ankara tavşanı yünü üretiminin 8-12 bin ton arasında olduğu tahmin edilmektedir. Angora yününün fiyatı tüyün uzunluğu, inceliği, yumuşaklığına göre değişmektedir. Lif uzunluğu en az 6 cm olan yün 1.sınıf, lif uzunluğu 3-6 cm olursa 2.sınıf , lif uzunluğu 3 cm’den azsa 3.sınıf yün olarak sınıflandırılır. Moda ve dünyadaki toplam üretim miktarı fiyatta dalgalanmalara yol açabilmektedir. Temiz olmayan yünlerin ekonomik değeri yoktur. Türkiye’de Ankara tavşanı yünü gereksinimi dış alımla karşılanmaktadır. Ülkemizde tavşan yünü işleyen belli iplik fabrikaları olmasına karşın tavşan yününden yapılmış ipliği kullanan birçok tekstil firması mevcuttur. Strayhgarn tekniğinde 6 cm den kısa yünler, Kamgarn tekniğinde ise 6 cm’den uzun yünler iplik haline getirilmektedir. Yün, iplik fabrikalarına en az 300 – 400 kg’lık sıkıştırılmış balyalar halinde satılmaktadır. Angora yünü, iplik yapımından önce yıkanmaz. İplik üretimi Çıkrık adı verilen ip eğirme aletleriyle de yapılabilir. Ankara tavşanlarında yün verimi ve yün kalitesi kalıtsaldır. Yün verimi üzerine ırkın, cinsiyetin, yaşın, canlı ağırlığın, mevsimin ve beslenmesinin önemli etkisi vardır. Ankara tavşanlarında, dişilerdeki yün verimi % 15 – 20 oranında daha fazladır ve kalitesi de daha iyidir. Kastre edilen erkek tavşanlarda yün verimi % 10 – 12 oranında artmaktadır. Ortam ısısının yün verimi üzerinde direkt bir etkisi vardır. Yüksek sıcaklık yem tüketimini azaltır, yünün büyüme hızını ve sonuç olarak yün verimini düşürür. Özellikle 30° C gibi yüksek sıcaklıklarda yünün miktarı ve kalitesi düşer. Buna karşın 5° C gibi düşük sıcaklıklarda yünün miktarı artar. Ancak bu sıcaklıkta tavşanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün başına gider yükselmektedir. Angora yünündeki protein oranı %93 gibi yüksek bir değerdedir. Bu nedenle rasyondaki protein miktarı ve amino asit oranları yün veriminde çok önemlidir. Gebelik sırasındaki beslenmenin yavruların gelecekteki yün verimleri üzerine etkisi vardır. Çünkü tüy follikülünün oluşumu gebelik sırasında olmaktadır. İyi bakım ile 3 aylık yavruda kılların uzunluğu 5 – 6 cm olabilmektedir. İlk kırkımda elde edilen yünün kalitesi düşüktür. İkinci kırkımda elde edilen yünün kalitesi arzu edilen düzeydedir. En kaliteli kıllar 3’üncü kırkımda, hayvan 9 aylık iken elde edilir. Ankara tavşanlarında yün verimi, 18 – 36 aylık tavşanlarda en üst seviyeye ulaşır. Üç yaşından sonra yün verimi hızla düşmektedir. Ankara tavşanlarında her üç ayda bir, yani yılda dört kez kırkım yapılmaktadır. Bazı yetiştiriciler ayda bir kırkım yapmaktadırlar. Tavşanın ağırlığının deri üzerine yaptığıbasınç ayaktabanındaki tüylerle tamponlanmaktadır. Taban yaraları oluşmaması için ayak tabanlarındaki tüyler bırakılır Angora TavşanıHakkında Genel Bilgi Angora tavsani, bilinen en eski tavsan irki olup, yününden iplik elde edilen tek tavsandir. Ankara tavsaninin yünü uzun, ince, yumusak, parlak ve dokunmaya elverislidir. Kökeni Ankara kenti ve yöresi olmasina karsin, Türkiye’de Ankara tavsani yetistiriciligi yok denecek kadar azdir. Buna karsin dünyada Ankara tavsani yetistiriciligi hizla artmaktadir.Ankara tavsanlari sadece yününden yararlanilan hayvanlar olmayip, bu hayvanlarin etinden, gübresinden, derisinden, kanindan ve bazi iç organlarindan da yararlanilmaktadir. Dolayisiyla Ankara tavsani yetistiriciligi, hemen hemen her ürünü degerlendirilebilen, küçük yerlerde çok sayida bakilabilen, hizla üreyen, beslemesi ucuz ve kolay olan, her yasta is gücünün çalisabilecegi, bakimi kolay bir yetistiricilik koludur. Ayrica Ankara tavsani, sessiz ve güzel görünümü nedeniyle çok sevimli bir hayvan oldugu için yurt disinda ev hayvani olarak da yaygin olarak yetistirilmektedir. Tarihi Anavatani Ankara yöresi ve kentidir. Dünyada Angora Tavsani olarak bilinmektedir. Çok sayida tavsan irklari içerisinde Ankara tavsani, bilinen en eski tavsan irki olup, yününden iplik elde edilen tek tavsandir. 1723 yilinda Anadolu'dan Fransa'ya götürülmüs, oradan da dünyaya yayilmistir. Dünyadaki Durumu Dünya tavsan yünü üretiminin yaklasik %90’ini gerçeklestiren Çin, 6-9 binton yün üretimi ile birinci sirada yer almaktadir. Çin, üretiminin önemli bir kismini ihraç etmektedir. Güney Amerika ülkelerinden Sili 550 ton, Arjantin 300 ton yün üretimi ile Çin’den sonra gelmektedir. Bu iki ülke teknik ve ekonomik yönden Almanya ile yakin iliski içerisindedir. Ayni durum yillik üretimleri 180 ve 150 ton olan Macaristan ve Çek Slovakya cumhuriyetleri içinde geçerlidir. Fransanin yillik tavsan yünü üretimi 210 ton olmakla birlikte, ürettigi yün, uzun, kaba ve yolunarak elde edilmesiyle dikkat çekmektedir. Almanya, yillik yün üretimi sadece 20 ton olmasina karsin teknolojik açidan önemli bir role sahiptir. Almanya’da ortalama 20 tavsanlik 100 kadar orta ölçekli isletme vardir. Bunlar, kendi uzmanlarina sahip bölgesel dernekler seklinde örgütlenmislerdir. Üreticiler düzenli olarak bölgesel test merkezlerine tavsan göndermektedirler. Almanya’da üretilen Ankara tavsani yünü uzun ve yumusak olup kirkilarak hasat edilmektedir.her yil pedigrili yetistirilmis binlerce damizlik erkek tavsan dis ülkelere satilmaktadir. Diger ülkelerin yün üretimleri çok daha fazla olmasina ragmen, Almanya, damizlik materyal ve teknik açidan üstün bir konuma sahiptir. Tavsan yününü isleyen baslica ülkeler Italya (2000 ton), Almanya (500 ton), Fransa, Hindistan ve Silidir. Tavsan yünü çok canli bir dis ticarete sahiptir. Tavsan yününü üreten, isleyen ve tüketen ülkeler farklidir. Tavsan yünü uzun yillar kolaylikla muhafaza edilebildiginden, fiyatlarda uluslar arasi spekülasyonlara sikca rastlanmaktadir. Modaya göre, tüketim miktarina bagli olarak fiyatlarda dalgalanmalar olmaktadir. Yünün fiyati liflerin uzunluguna ve kalitesine göre degismekte olup 50-150$ arasindadir. Özetler isek, dünyada Ankara tavsani yetistiriciligi yaygin bir sekilde yapilmaktadir. Özellikle Çin, Sili, Fransa, Almanya, Arjantin, Brezilya, Hindistan, Kore ve Macaristan tavsan yünü üreten baslica ülkelerdir. Dünyada Ankara tavsani yünü üretimi yaklasik 10.000 ton kadardir. Bu üretimin yaklasik % 90'ini Çin gerçeklestirmektedir. En yüksek Ankara tavsani popülasyonuna sahip Çin'de bu tavsan irki ile ilgili olarak çalisan bir enstitü bile mevcuttur (Angora Rabbit Institute). Çin üretiminin önemli bir kismini ihraç etmektedir. Yün Verimi Bir tavsandan yilda oralama 800-900 g. kadar yün alinabilmektedir. Ankara tavsanlarinda yün verimi üzerine irkin, cinsiyetin, yasin, canli agirligin, mevsimin, gebelik durumunun, beslenmesinin ve kirkim agirliginin önemli etkisi olmasina karsin yün verimi ve yün kalitesi kalitsaldir. Yün verimi üzerine beslenme ve isi gibi diger faktörlerin indirek etkisi vardir. Bu yüzden yetistiricilikte sürekli olarak en verimli tavsanlar seçilerek, irkin verim özelligi yüksek tutulmalidir. Fazla ve kaliteli yün almak, saf yetistiricilik yapmak, iyi bakim ve besleme sartlari uygulamak ve seleksiyon yapmakla mümkündür. Damizlik tavsanlarin ve yün üretiminde kullanilacak tavsanlarin seleksiyonu 25.haftalik yastaki kirkim sonuçlarina göre yapilir. Ankara tavsanlarinda, disilerde iki yün verimi erkeklerden %15-20 oraninda daha fazladir ve en yüksek kalitede yün disilerden elde edilir. Yetikin disi tavsan yaklasik olarak 4 kg. canli agirliga ulastiginda yün verimi en yüksek düzeydedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oraninda düsürür. Yazin elde edilen yünler sonbahar ve kisin elde edilenlere göre üç kat daha düsüktür. Ilkbahardaki yün verimi ise bu ikisi arasindadir. Yün verimi haziranda en düsük, aralik ayinda en yüksektir. Ayrica, canliagirlikla yün verimi arasinda pozitif bir iliski vardir. Agirlik artikça yün verimi artar. Canli agirlik 4 kat daha büyük olanalarda yün verimi en yüksektir. Ankara tavsanlari 10-25 °C arsindaki sicakliklarda bakilir. Yüksek sicaklik yem tüketimini azaltir, yünün büyüme hizini ve sonuç olarak yün verimini düsürür. Özellikle 30 °C gibi yüksek sicakliklarda yünün miktari ve kalitesi düser. Buna karsin 5 °C gibi düsük sicakliklarda yünün miktari artar. Ancak bu sicaklikta tavsanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün basina gider yükselmektedir. Ankara tavsanlarinin ana ürünü, yaklasik % 75 oraninda keratin içeren yün örtüsü oldugu için, rasyonda alinan enerjinin her ünitesi basina daha çok proteine ihtiyac vardir. Bu hayvanlarin rasyonlarinda %116-17 oraninda ham protein, 2898 kcal/kg sindirilebilir enerji ihiyaci vardir. Özellikle sülfür içeren amino asitler (%0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalidir. Bununla birlikte, gebelik sirasindaki beslenme, gelecekte yün üretecek hayvanlar için özel bir öneme sahiptir. Çünkü tüy follikülünün olusumu gebelik süresiyle yakindan iliskilidir. Fotüsün derisindeki primer sentral folliküllerin olusmu gebeligin 18.-20. günlerinde, primer leteral folliküllerin gelisimi 22.-26. günlerde olur ve sekunder folliküller ise 27.-28. günlerde gelisir. Eger bu dönemlerde fakir besin maddeleri nedeniyle az miktarda tüy follikülü gelisirse, daha sonra gereginde fazla zengin besin maddeleri verilse de yün üretimi yetersiz miktarda olur. Bir baska deyisle, gebe disinin yeterli düzeyde beslenmesi, yavrularin yün veriminin yüksek olmasi açisindan önemlidir. Yün Elde Etme Teknikleri: Ankara tavsanlarinda her üç ayda bir, yani yilda 4 kez kirkim yapilmaktadir. Killar üç ayda en uygun düzeye ulasir ve bu dönemde kirkim yapilmazsa, yün kendiliginden dökülmeye baslar. Ilk kirkim yasi yaklasik üç aydir. Ancak bu süre kisin dahada geç olabilir. Yavrular 7 haftalik olunca taranmaya alistirilirlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranirlar. Tarama yün kalitesini artirir. Taragin kemikten olmasi tercih edilir. Tarama için yumusak tel bir firçada kullanilabilir. Yavrular 6 aylik olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulasir. Bu zamana kadarda yavrular taranmaya alismis olurlar. Yün makas, elektrikli veya el kirkim aletleriyle yapilan kirkimla veya yolma yöntemi ile elde edilir. Ancak kirkim teknigi ile yün elde etmek, fazla aci vermemesi, dolayisiyla daha az stresli olmasi, soguga karsi daha iyi bir koruma saglamasi, daha az emek ve zaman harcanmasi, kisa kirkim araliklari ile daha fazla yün elde etme olanagi vermesi nedeni ile yolma tekniginden daha çok tercih edilir. Özel kirkim makaslariyla deri üzerinde üç mm.’ye kadar yün birakmak mümkündür. Ancak,makasla yapilan kirkimda elde edilen kirpinti yün orani (10mm’den kisa ) fazladir. Bu degersiz yün kirpintilari kirkimdan sonra yapilan düzeltmelerden kaynaklanir. Ayrica, kirkim sirasinda deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karsi son derece hassastir. Elektrikli kirkim aletleri ile, kisin isi izolasyonunu saglamak için deri üzerinde 5mm. uzunlugunda yün birakilabilir. Bir tavsanin kirkilmasi için 10-20 dakikalik bir zaman yeterlidir. Dolayisiyla elektrikli kirkim aletleri ile isgücü ve zamandan tasarruf saglanir. Yolma isleminde ise sadece kalin uçlu, tam olgunlasmamis killar alinir. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrica, yolma yönteminde isi izolasyonu daha düsüktür. Bu islem yaklasik 30-40 dakkika sürmektedir. Yolarak yün elde etme tüy dökme zamaninda yapildigi için, bu teknik kullanildiginda iki yolum arasindaki süre kisaltilamaz. Kirkim veya yolma sonucu elde edilen yün bir kaç gün havalandirilir ve kalitesine göre siniflandirilir. Yünün parlakligi, özgül agirligi, yumusakligi, kilin uzunlugu ve çapi, keçelesme ve kemp kil orani, kirlilik orani yünün kalitesini belirleyen unsurlardir. Bir tekstil materyali olan angora. Angora cinsi tavsanlardan üretilen kili ifade eder.Angora kili iplik halinde birbirine tutmaya izin verecek ölçüde uzun oldugu için tekstilde önemli bir yer tutar. Tavsan kili : Katilula kabuklarinin çok narin kabarikligi nedeni ile çok düsük bir sürtünme katsayisina sahiptir.bu ise çok özel bir yumsaklik ve kayganlik verir. Angora tavsaninda aranan renk her türlü uygulamaya uygun olan beyazdir. Angora tavsaninin örtüsü deri sekresyonunun çok az olmasindan dolayi %98,5 oraninda saftir.koyun yapagisi ise %50 saftir. Angora tavsanlari birincil olarak killari için beslenir. Fakat kesim yasina gelen erkekler (bunlarin yün üretimi disilerden azdir.) ve damizlik olarak saklanmayan disiler et için ayrilirlar. Yani hem kil hemde et üretimi için uygundurlar. En Tavsanlarda killar her 90-100 günde bir toplanirlar. Bu sürenin uzamamasi gerekir. Killar makasla ,elektrikli aletle kirkilir.yahutta kil düsürme metodu ile toplanir. Kil düsürme metodu çok iyi bakim sartlari ve bilgi ister.Süresi kirkilmaya göre uzundur fakat killar kaliteli olur. Disiler yilda 1 kg yün verirken erkekler 700-800 gr yün verirler iyi yün 9. ayda 3. toplamadan alinir. Gebelik ve laktasyon kil üretimini 1/3 azaltir. Bu nedenle damizlik sayisi %5 oraninda tutulur.Angora tavsanlarinda killarin ticari kalitesi uzunluk ve temizlige baglidir. 1. kalite kil 6 cm den uzun ve temiz olanidir. 2. kalite killar ise 6 cm den kisa yine temiz olanidir. 3. boyun ve ayaklardan elde edilen temiz fakat keçelesmis killar 1. kalite killarin %15 i kadar deger ifade eder. Unutulmamasi gereken ve üzerinde durulmasi önemli olan husus uzunlugu ne olursa olsun kirli killarin hiçbir degerinin olmadigidir. Yetistirici tavsanlarin mümkün oldugu kadar temiz tutulmasina dikkat etmelidir. Angora Yününün özellikleri Yünün parlakligi, özgül agirligi, yumusakligi, elastikiyeti, kilin uzunlugu ve çapi, keçelesme, kemp kil ve kirlilik orani yünün kalitesini belirleyen unsurlardir. Tavsan yünü dört kalitede siniflandirilabilir. Birinci kalite yün kendi içinde iki alt sinifta degerlendirilir. 1A kalite yün 6 cm’den uzun, temiz, parlak, yumusak ve dümdüz (ok gibi) yündür. 1B kalite yün 6 cm’den uzun, temiz, parlak, yumusak ve dalgali yündür. Ikinci kalite yün 3-6 cm arasinda temiz, parlak ve yumusak yündür. Üçüncü kalite yün keçelesmis yündür. Dördüncü kalite yün kirli yündür ve bu yün satilmaz. Bir tavsandan, bir kirkimda dört kalite yün de elde edilmektedir.Elde edilen yün birkaç gün havalandirilir ve kalitesine göre siniflandirilirlar. Yün, nemsiz ve güvesiz bir ortamda uzun yillar saklanabilmektedir. Iplik fabrikalarina satilmak amaciyla yün, en az 300 – 400 kg’lik sikistirilmis balyalar halinde saklanir. Yün Verimi ve Yün Verimini Etkileyen Çevre Faktörleri: Bir tavşandan yılda oralama 800-900 g. kadar yün alınabilmektedir. Ankara tavşanlarında yün verimi üzerine ırkın, cinsiyetin, yaşın, canlı ağırlığın, mevsimin, gebelik durumunun, beslenmesinin ve kırkım ağırlığının önemli etkisi olmasına karşın yün verimi ve yün kalitesi kalıtsaldır. Yün verimi üzerine beslenme ve ısı gibi diğer faktörlerin indirek etkisi vardır. Bu yüzden yetiştiricilikte sürekli olarak en verimli tavşanlar seçilerek, ırkın verim özelliği yüksek tutulmalıdır. Fazla ve kaliteli yün almak, saf yetiştiricilik yapmak, iyi bakım ve besleme şartları uygulamak ve seleksiyon yapmakla mümkündür. Damızlık tavşanların ve yün üretiminde kullanılacak tavşanların seleksiyonu 25.haftalık yaştaki kırkım sonuçlarına göre yapılır. Ankara tavşanlarında, dişilerde iki yün verimi erkeklerden %15-20 oranında daha fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Yetikin dişi tavşan yaklaşık olarak 4 kg. canlı ağırlığa ulaştığında yün verimi en yüksek düzeydedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oranında düşürür. Yazın elde edilen yünler sonbahar ve kışın elde edilenlere göre üç kat daha düşüktür. İlkbahardaki yün verimi ise bu ikisi arasındadır. Yün verimi haziranda en düşük, aralık ayında en yüksektir. Ayrıca, canlıağırlıkla yün verimi arasında pozitif bir ilişki vardır. Ağırlık artıkça yün verimi artar. Canlı ağırlık 4 kat daha büyük olanalarda yün verimi en yüksektir. Ankara tavşanları 10-25 °C arsındaki sıcaklıklarda bakılır. Yüksek sıcaklık yem tüketimini azaltır, yünün büyüme hızını ve sonuç olarak yün verimini düşürür. Özellikle 30 °C gibi yüksek sıcaklıklarda yünün miktarı ve kalitesi düşer. Buna karşın 5 °C gibi düşük sıcaklıklarda yünün miktarı artar. Ancak bu sıcaklıkta tavşanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün başına gider yükselmektedir. Ankara tavşanlarının ana ürünü, yaklaşık % 75 oranında keratin içeren yün örtüsü olduğu için, rasyonda alınan enerjinin her ünitesi başına daha çok proteine ihtiyac vardır. Bu hayvanların rasyonlarında %116-17 oranında ham protein, 2898 kcal/kg sindirilebilir enerji ihiyacı vardır. Özellikle sülfür içeren amino asitler (%0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalıdır. Bununla birlikte, gebelik sırasındaki beslenme, gelecekte yün üretecek hayvanlar için özel bir öneme sahiptir. Çünkü tüy follikülünün oluşumu gebelik süresiyle yakından ilişkilidir. Fotüsün derisindeki primer sentral folliküllerin oluşmu gebeliğin 18.-20. günlerinde, primer leteral folliküllerin gelişimi 22.-26. günlerde olur ve sekunder folliküller ise 27.-28. günlerde gelişir. Eğer bu dönemlerde fakir besin maddeleri nedeniyle az miktarda tüy follikülü gelişirse, daha sonra gereğinde fazla zengin besin maddeleri verilse de yün üretimi yetersiz miktarda olur. Bir başka deyişle, gebe dişinin yeterli düzeyde beslenmesi, yavruların yün veriminin yüksek olması açısından önemlidir. Yün Elde Etme Teknikleri: Ankara tavşanlarında her üç ayda bir, yani yılda 4 kez kırkım yapılmaktadır. Kıllar üç ayda en uygun düzeye ulaşır ve bu dönemde kırkım yapılmazsa, yün kendiliğinden dökülmeye başlar. taranmaya İlk kırkım yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın dahada geç olabilir. Yavrular 7 haftalık olunca alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırçada kullanılabilir. Yavrular 6 aylık olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadarda yavrular taranmaya alışmış olurlar. Yün makas, elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemi ile elde edilir. Ancak kırkım tekniği ile yün elde etmek, fazla acı vermemesi, dolayısıyla daha az stresli olması, soğuğa karşı daha iyi bir koruma sağlaması, daha az emek ve zaman harcanması, kısa kırkım aralıkları ile daha fazla yün elde etme olanağı vermesi nedeni ile yolma tekniğinden daha çok tercih edilir. Özel kırkım makaslarıyla deri üzerinde üç mm.’ye kadar yün bırakmak mümkündür. Ancak,makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10mm’den kısa ) fazladır. Bu değersiz yün kırpıntıları kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden kaynaklanır. Ayrıca, kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır. Elektrikli kırkım aletleri ile, kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri üzerinde 5mm. uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10-20 dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla elektrikli kırkım aletleri ile işgücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu, tam olgunlaşmamış kıllar alınır. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrıca, yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30-40 dakkika sürmektedir. Yolarak yün elde etme tüy dökme zamanında yapıldığı için, bu teknik kullanıldığında iki yolum arasındaki süre kısaltılamaz. Kırkım veya yolma sonucu elde edilen yün bir kaç gün havalandırılır ve kalitesine göre sınıflandırılır. Yünün parlaklığı, özgül ağırlığı, yumuşaklığı, kılın uzunluğu ve çapı, keçeleşme ve kemp kıl oranı, kirlilik oranı yünün kalitesini belirleyen unsurlardır Ankara Tavşanlarının Ekonomik Değeri Angora Yünü Türkiye’de tekstil endüstrisinde kullanılan Angora yünü ihtiyacı tamamen dış alımla karşılanmaktadır. Yıllar itibariyle tavşan yünü ithalat miktarları ve tutarı Çizelge 2’de verilmiştir. Çizelge 2. 1989-1997 yılları arasında tavşan yünü ithalatı (*) YILLAR MİKTARI (Kg.) TUTARI (Dolar) 1989 8322 240.254 1990 5352 126.088 1991 39017 729.849 1992 57328 759.740 1993 64805 426.665 1994 49450 783.591 1995 104806 1.721.487 1996 44035 751.985 1997 (Ocak-Haziran) 19745 ---------- (*) Kaynakış Ticaret Müsteşarlığı Çizelgeden de görüleceği gibi, 2-3 yıl dışında her artan miktarlarda tavşan yünü dış alımı yapılmakta ve bunun için milyonlarca dolar dış ülkelere ödenmektedir. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre 1993 yılında 170kg. 1994 yılında ise 124kg.lık, tavşan yünü dışsatımı gerçekleşmektedir. Bu kaydadeğer olmayan düşük miktardaki dışsatımın kaynağı ve amacı konusunda herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Dışalım yapılan ülkeler arasında en büyük payı Çin almakta, bunu Almanya izlemektedir. 1994-1997 yılları arasında tavşan yünü dışalım miktarları çizelge 3’de verilmiştir. Çizelge 3. Ülkelere göre tavşan yünü ithalatı (*) Ülkeler 1994 1995 1996 Miktar (kg) Tutarı ($) Miktar (kg) Tutarı ($) Miktar (kg) Tutarı ($) Fransa - - - - 15012 225.809 Ankara tavşanı Almanya 6360 90.520 7629 142.733 2000 37.458 Yünü İtalya - - - - 559 9.850 İspanya - - 150 2250 83 1840 Ukrayna - - - - 3040 53.960 Çin 43.090 693.071 82.015 1.350.695 37793 648.877 Şapka fötrü imali için İngiltere - - 40000 94.080 - - Ankara tavşanı İspanya - - - - 400 7.296 a.yünü Çin - - 2000 37.164 160 3.328 (*) Kaynakış Ticaret Müsteşarlığı Bilindiği gibi son yıllarda gerileme göstermekle birlikte, ülkemizde %2 olan nufus artış oranı yinede yüksek düzeydedir. 1965 yılından 1990 yılına kadar geçen 25 yıl içerisinde çalışan (iktisaden faal) tarımsal nufusun toplam faal nufusa oranı %71.92’den %53.66’ya düşmüştür. 1000 dekar tarımsal amaçlı alana düşen tarımda çalışan nufus ise %38’den %45’e çıkmıştır. Tarımda iktisaden faal nufus başına düşen tarımsal amaçlı alan ise %2 6.7’den %22.1’e gerilemiştir. (Çizelge 4) Çizelge 4. Tarım kesiminde iktisaden faal nufus (*) 1965 1970 1975 1980 1985 1990 Toplam nüfus 31391421 35605176 40347719 44736957 50664458 56473035 İktisaden faal tarımsal nüfusun toplam nüfusa oranı 71.92 67.67 67.27 59.95 58.95 53.66 1000 dekar tarımsal amaçlı alana düşen tarımda iktisaden faal nüfus (kişi) 38 37 42 39 44 45 Tarımda iktiseden faal nüfus başına düşen tarımsal amaçlı alan (dekar) 26.7 26.9 23.7 25.6 22.9 22.1 (*)Kaynak: Gayrı safi milli hasıla, yöntem ve kaynaklar. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Rakamlardan da anlaşılacağı gibi, kırsal kesimde yaşayanların yaşam düzeyinin gerilemesi, kırsal kesimden büyük şehirlere göçlere neden olmakta ve bu durumun yarattığı sosyo-ekonomik sorunlar büyük boyutlara ulaşmaltadır. Yine, orman köylerinde yaşayan on milyonu aşkın nufusun işsizlik sorunu, kalıcı çözümler üretilmesini beklemektedir. Alınacak diğer önlemlerin yanında, kırsal kesimde yaşayanlatın gelir düzeyini yükseltmek, yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla kırsal kalkınmaya destek olmak üzere istihdam olanakları yaratacak tarımsal üretim projelerine ihtiyac vardır. Ankara tavşanı yetiştiriciliği diğer amaçlı tavşan üreticiliğinden emek-yoğun bir faaliyet kolu olmasıyla ayırt edilir. Dış ticaret rakamlarından da görüldüğü gibi ülkemizde tüketilen tavşan yününün tamamı dış alımla karşılanmaktadır. Ayrıca tekstil endüstrisinde kullanılan bu değerli, lüks ve pahalı ürünün, dış satım olanaklarıda mevcuttur. Küçük alanlarda yoğun olarak üretilebilecek, özellikle sınır tarım arazisine sahip orman içi köylerde çiftçiye, gerek bir yan gelir,gerekse esas geliri sağlayacak ve atıl iş gücünü değerlendirecek, önemli bir alternatif üretim potansiyelinin değerlendirilmesini ülke ekonomisine katkı sağlıyacağı şüphesizdir. Bir tavşandan yılda oralama 800-900 g. kadar yün alınabilmektedir. Ankara tavşanlarında yün verimi üzerine ırkın, cinsiyetin, yaşın, canlı ağırlığın, mevsimin, gebelik durumunun, beslenmesinin ve kırkım ağırlığının önemli etkisi olmasına karşın yün verimi ve yün kalitesi kalıtsaldır. Yün verimi üzerine beslenme ve ısı gibi diğer faktörlerin indirek etkisi vardır. Bu yüzden yetiştiricilikte sürekli olarak en verimli tavşanlar seçilerek, ırkın verim özelliği yüksek tutulmalıdır. Fazla ve kaliteli yün almak, saf yetiştiricilik yapmak, iyi bakım ve besleme şartları uygulamak ve seleksiyon yapmakla mümkündür. Damızlık tavşanların ve yün üretiminde kullanılacak tavşanların seleksiyonu 25.haftalık yaştaki kırkım sonuçlarına göre yapılır. Ankara tavşanlarında, dişilerde iki yün verimi erkeklerden %15-20 oranında daha fazladır ve en yüksek kalitede yün dişilerden elde edilir. Yetikin dişi tavşan yaklaşık olarak 4 kg. canlı ağırlığa ulaştığında yün verimi en yüksek düzeydedir. Gebelik ve laktasyon dönemleri, yün verimini 1/3 oranında düşürür. Yazın elde edilen yünler sonbahar ve kışın elde edilenlere göre üç kat daha düşüktür. İlkbahardaki yün verimi ise bu ikisi arasındadır. Yün verimi haziranda en düşük, aralık ayında en yüksektir. Ayrıca, canlıağırlıkla yün verimi arasında pozitif bir ilişki vardır. Ağırlık artıkça yün verimi artar. Canlı ağırlık 4 kat daha büyük olanalarda yün verimi en yüksektir. Ankara tavşanları 10-25 °C arsındaki sıcaklıklarda bakılır. Yüksek sıcaklık yem tüketimini azaltır, yünün büyüme hızını ve sonuç olarak yün verimini düşürür. Özellikle 30 °C gibi yüksek sıcaklıklarda yünün miktarı ve kalitesi düşer. Buna karşın 5 °C gibi düşük sıcaklıklarda yünün miktarı artar. Ancak bu sıcaklıkta tavşanlarda yem tüketimi çok artmakta ve birim yün başına gider yükselmektedir. Ankara tavşanlarının ana ürünü, yaklaşık % 75 oranında keratin içeren yün örtüsü olduğu için, rasyonda alınan enerjinin her ünitesi başına daha çok proteine ihtiyac vardır. Bu hayvanların rasyonlarında %116-17 oranında ham protein, 2898 kcal/kg sindirilebilir enerji ihiyacı vardır. Özellikle sülfür içeren amino asitler (%0.6), lisin, metiyonin, sistin yüksek oranda rasyonda bulunmalıdır. Bununla birlikte, gebelik sırasındaki beslenme, gelecekte yün üretecek hayvanlar için özel bir öneme sahiptir. Çünkü tüy follikülünün oluşumu gebelik süresiyle yakından ilişkilidir. Fotüsün derisindeki primer sentral folliküllerin oluşmu gebeliğin 18.-20. günlerinde, primer leteral folliküllerin gelişimi 22.-26. günlerde olur ve sekunder folliküller ise 27.-28. günlerde gelişir. Eğer bu dönemlerde fakir besin maddeleri nedeniyle az miktarda tüy follikülü gelişirse, daha sonra gereğinde fazla zengin besin maddeleri verilse de yün üretimi yetersiz miktarda olur. Bir başka deyişle, gebe dişinin yeterli düzeyde beslenmesi, yavruların yün veriminin yüksek olması açısından önemlidir. Yün Elde Etme Teknikleri Ankara tavşanlarında her üç ayda bir, yani yılda 4 kez kırkım yapılmaktadır. Kıllar üç ayda en uygun düzeye ulaşır ve bu dönemde kırkım yapılmazsa, yün kendiliğinden dökülmeye başlar. İlk kırkım yaşı yaklaşık üç aydır. Ancak bu süre kışın dahada geç olabilir. Yavrular 7 haftalık olunca taranmaya alıştırılırlar ve haftada bir kez tarakla dikkatlice taranırlar. Tarama yün kalitesini artırır. Tarağın kemikten olması tercih edilir. Tarama için yumuşak tel bir fırçada kullanılabilir. Yavrular 6 aylık olunca yünün kalitesi istenilen ölçüye ulaşır. Bu zamana kadarda yavrular taranmaya alışmış olurlar. Yün makas, elektrikli veya el kırkım aletleriyle yapılan kırkımla veya yolma yöntemi ile elde edilir. Ancak kırkım tekniği ile yün elde etmek, fazla acı vermemesi, dolayısıyla daha az stresli olması, soğuğa karşı daha iyi bir koruma sağlaması, daha az emek ve zaman harcanması, kısa kırkım aralıkları ile daha fazla yün elde etme olanağı vermesi nedeni ile yolma tekniğinden daha çok tercih edilir. Özel kırkım makaslarıyla deri üzerinde üç mm.’ye kadar yün bırakmak mümkündür. Ancak,makasla yapılan kırkımda elde edilen kırpıntı yün oranı (10mm’den kısa ) fazladır. Bu değersiz yün kırpıntıları kırkımdan sonra yapılan düzeltmelerden kaynaklanır. Ayrıca, kırkım sırasında deriye zarar vermemeye özen gösterilmelidir. Özellikle memeler yaralanmaya karşı son derece hassastır. Elektrikli kırkım aletleri ile, kışın ısı izolasyonunu sağlamak için deri üzerinde 5mm. uzunluğunda yün bırakılabilir. Bir tavşanın kırkılması için 10-20 dakikalık bir zaman yeterlidir. Dolayısıyla elektrikli kırkım aletleri ile işgücü ve zamandan tasarruf sağlanır. Yolma işleminde ise sadece kalın uçlu, tam olgunlaşmamış kıllar alınır. Bu da yünün kaba görülmesine neden olur. Ayrıca, yolma yönteminde ısı izolasyonu daha düşüktür. Bu işlem yaklaşık 30-40 dakkika sürmektedir. Yolarak yün elde etme tüy dökme zamanında yapıldığı için, bu teknik kullanıldığında iki yolum arasındaki süre kısaltılamaz. Kırkım veya yolma sonucu elde edilen yün bir kaç gün havalandırılır ve kalitesine göre sınıflandırılır. Yünün parlaklığı, özgül ağırlığı, yumuşaklığı, kılın uzunluğu ve çapı, keçeleşme ve kemp kıl oranı, kirlilik oranı yünün kalitesini belirleyen unsurlardır. Angora Yünü Dış Pazarı Angora; Yurtdışında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Tekstil sektörünün hemen her türünde Angora Tavşanlarının yününden yararlanılmaktadır. Angora Tavşanlarından yararlanan başlıca ülkeleri; İtalya, Fransa, Almanya, Şili, İsrail, Kore, Hindistan, Japonya olarak sıralayabiliriz. Angora'nın Yünü Saf olarak'ta kullanıldığı gibi Birçok Suni ve Sentetik karışımla İplik yapılmaktadır. Angora'nın içerisinde Moher, Koton, Poliamit, Kaşmir, Lama hatta İpek karışımları bile vardır. Yurtdışında ham Angora fiyatları hem çok farklı ve dalgalıdır. Yurtdışından Angora; Onz olarak (Onz=İngiliz Ölçü Birimi 28.5 gr) alınır-satılır. 1 Onz yünün fiyatı 2$-6$ arasında değişmektedir. Bu fiyatların internet sitelerinde de görmek mümkündür. Yapılan araştırmalarda İngilteredki yün borsasında verilen rakamlar : 6 cm ve üzeri (Super Grade ) 40$, 3-6 cm (First Grade ) 15$ ; 1 Kg yüne söylenen rakamlardır. Özellikle Güney Amerika'da Angora (Hent Siping) El yapımı ürünler olarak işlenir. El yapımı 1 adet kazak 250-300$ arasında satılmaktadır. 1 Adet atkı 120$, 1 Çift Eldiven 40$ gibi çılgın fiyatlarla satılmaktadır. Angora Yünü İç Pazarı Angora iç pazarda uzun yıllar kullanılan bir ürün olmuş, ancak üretimi olmadığı için milyonlarca dolar ödenip dış pazardan karşılanmış, ithal edilmiştir. Ankara Ticaret Müsteşarlığı’ndan alınan resmi verilere gore Türkiye, değişen yıllarda 50-120 ton arasında Angora ithalatı yapıyor. Türkiye yapılan araştırmalara göre Angora (First Grade) 3-6 cm. Arasındaki yünü ithal etmiş ve genel olarak %30 Angora, %70 Mohen ipliklerle kazak yapılmıştır. Bu yünler Avrupa’daki depolardan 1 kg.’ı 12-15$’dan satın alınmaktadır Dünya tavşan yünü üretim miktarı kesin olarak bilinmemektedir. Değişik kaynaklardan edinilen bilgilere göre 1986 yılında toplam yün üretiminin 8-9 bin ton olduğu tahmin edilmektedir. görüldüğü gibi dünya tavşan yünü üretiminin yaklaşık %90’ını gerçekleştiren Çin, 6-9 binton yün üretimi ile birinci sırada yer almaktadır. Çin, üretiminin önemli bir kısmını ihraç etmektedir. Güney Amerika ülkelerinden Şili 550 ton, Arjantin 300 ton yün üretimi ile Çin’den sonra gelmektedir. Bu iki ülke teknik ve ekonomik yönden Almanya ile yakın ilişki içerisindedir. Aynı durum yıllık üretimleri 180 ve 150 ton olan Macaristan ve Çek Slovakya cumhuriyetleri içinde geçerlidir. Fransanın yıllık tavşan yünü üretimi 210 ton olmakla birlikte, ürettiği yün, uzun, kaba ve yolunarak elde edilmesiyle dikkat çekmektedir. Almanya, yıllık yün üretimi sadece 20 ton olmasına karşın teknolojik açıdan önemli bir role sahiptir. Almanya’da ortalama 20 tavşanlık 100 kadar orta ölçekli işletme vardır. Bunlar, kendi uzmanlarına sahip bölgesel dernekler şeklinde örgütlenmişlerdir. Üreticiler düzenli olarak bölgesel test merkezlerine tavşan göndermektedirler. Almanya’da üretilen Ankara tavşanı yünü uzun ve yumuşak olup kırkılarak hasat edilmektedir.her yıl pedigrili yetiştirilmiş binlerce damızlık erkek tavşan dış ülkelere satılmaktadır. Diğer ülkelerin yün üretimleri çok daha fazla olmasına rağmen, Almanya, damızlık materyal ve teknik açıdan üstün bir konuma sahiptir. Tavşan yününü işleyen başlıca ülkeler İtalya (2000 ton), Almanya (500 ton), Fransa, Hindistan ve Şilidir. Tavşan yünü çok canlı bir dış ticarete sahiptir. Tavşan yününü üreten, işleyen ve tüketen ülkeler farklıdır. Tavşan yünü uzun yıllar kolaylıkla muhafaza edilebildiğinden, fiyatlarda uluslar arası spekülasyonlara sıkca rastlanmaktadır. Modaya göre, tüketim miktarına bağlı olarak fiyatlarda dalgalanmalar olmaktadır. Yünün fiyatı liflerin uzunluğuna ve kalitesine göre değişmekte olup 50-150$ arasındadır. Anavatanı Anadolu olmasına karşın Ankara tavşanı yetiştiriciliği Türkiye'de yok denecek kadar azdır. Ancak, dünyada Ankara tavşanı yetiştiriciliği yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Özellikle Çin, Şili, Fransa, Almanya, Arjantin, Brezilya, Hindistan, Kore ve Macaristan tavşan yünü üreten başlıca ülkelerdir. Dünyada Ankara tavşanı yünü üretimi yaklaşık 10.000 ton kadardır. Bu üretimin yaklaşık % 90'ını Çin gerçekleştirmektedir. En yüksek Ankara tavşanı popülasyonuna sahip Çin'de bu tavşan ırkı ile ilgili olarak çalışan bir enstitü bile mevcuttur (Angora Rabbit Institute). Çin üretiminin önemli bir kısmını ihraç etmektedir. Çok sıcak olmayan bölgelerde yapılacak yetiştiricilikten daha başarılı sonuçlar elde edilebilir. Angora Yünü Dış Pazarı Angora; Yurtdışında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Tekstil sektörünün hemen her türünde Angora Tavşanlarının yününden yararlanılmaktadır. Angora Tavşanlarından yararlanan başlıca ülkeleri; İtalya, Fransa, Almanya, Şili, İsrail, Kore, Hindistan, Japonya olarak sıralayabiliriz. Angora'nın Yünü Saf olarak'ta kullanıldığı gibi Birçok Suni ve Sentetik karışımla İplik yapılmaktadır. Angora'nın içerisinde Moher, Koton, Poliamit, Kaşmir, Lama hatta İpek karışımları bile vardır. Yurtdışında ham Angora fiyatları hem çok farklı ve dalgalıdır. Yurtdışından Angora; Onz olarak (Onz=İngiliz Ölçü Birimi 28.5 gr) alınır-satılır. 1 Onz yünün fiyatı 2$-6$ arasında değişmektedir. Bu fiyatların internet sitelerinde de görmek mümkündür. Yapılan araştırmalarda İngilteredki yün borsasında verilen rakamlar : 6 cm ve üzeri (Super Grade ) 40$, 3-6 cm (First Grade ) 15$ ; 1 Kg yüne söylenen rakamlardır. Özellikle Güney Amerika'da Angora (Hent Siping) El yapımı ürünler olarak işlenir. El yapımı 1 adet kazak 250-300$ arasında satılmaktadır. 1 Adet atkı 1 AKSU İPLİK DOKUMA VE BOYA APRE FAB. T.A.Ş. kimya, tekstil, enerji , pazarlama, işletme ve parekende satış sektörlerinde faaliyet göstermekte olan 26 şirketin yer aldığı AKKÖK Şirketler Grubu'nun ilk kurulan şirketidir. Şirketimiz, 1952 yılında merhum Raif Dinçkök ve ortakları tarafından İstanbul'un Bakırköy semtinde kuruldu. Yünlü ve sentetik tekstil sektöründe faaliyet göstererek; dokuma iplikleri, trikotaj iplikleri, elörgü iplikleri, kadın ve erkek giyimi için kumaş ve battaniye üretmeye başladık. Zaman içinde Bakırköy'deki fabrika sahamız hem konut yerleşim alanı içinde kaldı, hem de genişlemeye yeterli alana sahip olmadığımız için, 1978 yılında Çerkezköy'de yaklaşık 400.000 m²'lik bir arazi üzerinde yeni bir seri yatırıma başladık. Böylelikle kardeş şirketimiz Dinarsu İmalat ve Ticaret A.Ş. ile de komşu olduk. Takip eden senelerde tekstil yardımcı maddeleri tedarik ettiğimiz kardeş şirketimiz Ak-kim Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve enerji ve buhar ihtiyacımızı karşılayan Akenerji Elektrik Üretimi Otoprodüktör Grubu A.Ş. de Çerkezköy yatırımlarını tamamladılar. 1980-1991 yılları arasındaki dönemde, alınan çeşitli yatırım teşvik belgeleri kapsamında kumaş ve battaniye dokuma, trikotaj, elörgü ve dokuma iplikleri, boya ve apre tesislerimizi kurduk . 1980-1991 yılları arasında üretim faaliyetlerimizi hem Bakırköy hem de Çerkezköy fabrikalarımızda sürdürdük. 1991 yılı ikinci yarısından itibaren Bakırköy'deki üretime son vererek gerekli makineleri Çerkezköy fabrikamıza taşıdık. Bugün Çerkezköy tesislerimiz 400.000 m²'lik alan üzerinde kurulu 5 fabrika ile günde 4.200 ton kapasiteli biyolojik arıtma yapan tesislerden meydana gelmekte olup, 85.000 m²'lik kapalı alana sahiptir. Şirket yönetim merkezimizi de 1994 yılı sonunda Akkök Şirketler Grubu üyesi olan bir şirketimizin sahibi olduğu Etiler'deki Akmerkez'e taşıdıktan sonra Bakırköy'deki 35.000 m²'lik eski fabrika sahasında bugün sadece merkez ambarımız ile fabrika parekende satış mağazamız faaliyet göstermektedir. 1952 yılında ilk faaliyete geçtiği zaman yılda 210 ton iplik üretme kapasitesine sahip olan şirketimizin, 1996 yılı içinde yeni yatırım ile ilave edilen kapasiteler neticesinde, bugünkü yıllık kapasitesi: 10.350 ton yünlü ve sentetik iplik; 4.500.000 metre kadın ve erkek giyimi için yünlü kumaştır. Üretim kapasiteleri ve geniş ürün yelpazesi dikkate alındığında AKSU ülkemizde aynı sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar arasında en ön sıralarda yer almaktadır. İplik üretimimiz, Kamgarn, Yarı Kamgarn, Strayhgarn ve Fantazi olarak hammadde karışımıyla ve iplik Nm'sı ile de çeşitlenen toplam dört çeşittir. Kumaş üretimimiz ise Kamgarn ve Strayhgarn olarak ikiye ayrılır. AKSU üretim prosesleri açısından entegre bir yapıya sahiptir. Hammadde olarak elyaf kullanarak iplik üretmekte, ürettiğimiz ipliğin bir bölümünü dokuduğumuz kumaşta hammadde olarak kullanmakta ve kumaşı da kendi bünyemizde yer alan boya ve apre fabrikalarımızda gerekli proseslere tabi tutarak mamul kumaş haline getirmekteyiz. Üretimimizde kullanılan ana hammaddeler yün ve akrilik olmakla birlikte, belirli miktarlarda polyester, keten, tiftik, naylon, angora ve kaşmir gibi hammaddeler de kullanmaktayız. Ana hammaddelerimizden yünün tamamı ithal olup, Avusturalya veya Yeni Zelanda orjinlidir. Diğer ana hammaddemiz olan akriliği ise kardeş şirketimiz AKSA Akrilik Kimya Sanayi A.Ş.'den temin ediyoruz. Kurulduğumuz 1952 yılından itibaren devamlı bir yatırım hamlesi içindeyiz. Rekabet üstünlüğü sağlamak için sektörümüzde gelişen teknolojileri takip ederek uygun olanlarını üretimde kullanmanın gereğine inandık. Doğru yatırımların doğru zamanda yapılması ve bazı değişimlerin yapılarak önlemler alınması ile hedeflerin gerçekleşmesi şirketlerin başarılı olmalarının anahtarıdır. Bu yönü ile Çerkezköy'de kurulu tesisimiz son teknolojik gelişmeleri bünyesinde toplayan modern fabrikalardan oluşmuştur. Son olarak 1993 yılı ikinci yarısında aldığımız teşvik belgesi ile yaptığımız yatırım projemizin toplam tutarı $ 68.000.000'dır. Bu proje ile hem üretim kapasitelerimizde artış hem de modernizasyon sağlamaya devam ediyoruz. 1997 yılı sonunda yatırım projemiz kapsamındaki toplam harcama $ 34.000.000'u aşmıştır. Bu yatırım ile 3 milyon metre/yıl olan kumaş üretim kapasitemizi 1996 itibarıyla 4.5 milyon metre/yıla yükselttik, iplik üretim kapasitemize ve modernizasyona yönelik önemli gelişmeler sağlamış olduk. Kuruluştaki kadrosu 15 kişi olan AKSU'da bugün yaklaşık 2.000 kişi çalışmaktayız. Bu 2.000 kişinin 1.900'ü fabrikamızda, 100'ü merkezimizde görev yapar. 1952 yılında 2.000.000 TL sermaye ile kurulan şirketimizin bugünkü sermayesi 1.689.480.000.000 TL'dir. 1993 yılı Kasım ayında 160 milyar lira olan sermayemizi 190 milyar liraya arttırdık, artan bu 30 milyar liralık sermayeyi de mevcut ortaklar yerine tamamen halka arzettik. Böylece temin ettiğimiz fonu şirket bünyesinde oluşturarak yatırımda kullandık. Halka arz ettiğimiz sermayenin % 60'ını yurt içi yatırımcılara, % 40'ını dış yatırımcılara tahsis ettik. Toplam sermayemizin yaklaşık % 17'si halka açıktır. Sermayemizde en büyük pay % 71.5 ile AKKÖK Sanayi Yatırım ve Geliştirme A.Ş.'ye aittir. Ortaklarımızın büyük bir bölümü hisselerini takas ve saklama şirketlerinde muhafaza ettikleri için ortak sayımızı tam olarak bilemiyoruz. 1994 yılında kayıtlı sermaye sistemine geçen sistemimizin şugünkü kayıtlı sermaye tavanı 10 trilyon liradır. Toplam satışlarımız iplik, kumaş ve battaniyeden oluşur. 1997 yılına baktığımızda satışların % 53'ü iplik, % 46'sı kumaş, % 1'i battaniye satışlarından meydana gelmiştir. Son yıllarda kumaş satışlarının toplam içindeki payı artış göstermiştir. Yurt içi satışlarımızı; iplikte toptancı ve trikotajcılara, kumaşta ise toptancı bayiler ve konfeksiyon fabrikalarına yapmaktayız. 1996 yılında 7.4 trilyon lira olan net satışlarımız 1997'de 12 trilyona yükseldi. 1997 yılında esas faaliyet karımız bir önceki yıla kıyasla % 4 azalarak 1.5 trilyon lira, net karımız da % 41'lik azalışla 652 milyar lira olarak gerçekleşti. Ana yönetim prensiplerimizden birisi tüm ürettiğimiz mamüllerin ihraç potansiyelinin olmasıdır. Yatırım kararlarında da ilk olarak bu faktör öncelik sahibidir. Bu açıdan baktığımızda, AKSU uzun yıllardan beri ihracata ağırlık vermiş ve yurt içi ve yurt dışı satışlarda tesbit edilen dengelerin korunmasına özen göstermiştir. 1997 yılında toplam satışlar içinde ihracatın payı % 24'dür. 1997 yılında FOB $ 17.800.000' lık ihracat gerçekleştirdik ve ürünlerimizi başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere toplam 44 ülkeye ihraç ettik. Kardeş şirketimiz AK-PA Tekstil İhracat Pazarlama A.Ş. kanalıyla gerçekleştirdiğimiz ihracatımızda önde gelen ülkeler olarak Amerika, Fransa, Kanada, İtalya, İngiltere, Suudi Arabistan ve Suriye'yi sayabiliriz. Son 5 yılda yaptığımız ihracat ile ülkemize kazandırdığımız döviz 100 milyon dolara ulaşmıştır. Günümüzde hemen hemen tüm sektörlerde yoğun bir rekabet hüküm sürmektedir. Gümrük Birliğinden sonra Avrupa ülkeleri ile ticari sınırlar daha da kalkmış; yurt içi pazarı, yurt dışı pazarı kavramı yerine dünya pazarı kavramı yerleşmiştir. Bu yarışta başarının anahtarı müşteri memnuniyetidir. Ürettiğimiz ürünümüz ve sunduğumuz hizmetin müşterilerimizin beklentilerine cevap verecek düzeyde olması gerekmektedir. Şirketimizde, 1996 yılında Toplam Kalite Yönetimi anlayışının ilk adımı olarak gördüğümüz KALİTEG Şirketinin danışmanlığıyla sürdürdüğümüz bir senelik yoğun Kalite Güvence çalışmaları sonucunda, Mart 1997'de uluslararası akredite bir sertifikalandırma kuruluşu olan SGS YARSLEY tarafından onaylanmış ISO 9001:1994 Kalite Güvence Belgemizi aldık. Böylece, faaliyetlerinde insan ve çevreye saygıyı ön planda tutan AKSU, kurduğu kalite sisteminin ISO 9001:1994 Uluslararası Kalite Güvence Sistem Standardına uygunluğunu belgelemiş oldu. Bu bizim içimizde bir uyanış, bir değişim oldu. Bu değişimin memnuniyetini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Bugün amacımız, yatırımlarımız, ürün yelpazemizin yanı sıra, çalışanlarımıza yaptığımız ve hedeflediğimiz yatırımdır. Çalışanlarımızın memnuniyeti müşterilerimizin memnuniyeti ile eşittir. Fabrikamızda oluşturduğumuz spor tesislerimiz, ve bu sene baştan sona yenilediğimiz sosyal tesislerimizle tüm çalışanlarımızı mutlu ve sağlıklı bir ortamda bir araya getirmeyi, kültürel etkinliklere daha fazla yer ayırmayı planlıyoruz. (Aralık 1997'de Fransız Fotoğrafçı Thierry Bouet'in sergisini sponsor ettiğimiz gibi). 20$, 1 Çift Eldiven 40$ gibi çılgın fiyatlarla satılmaktadır. | ||
|
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
| |