![]() |
KIZILIRMAK Daima bulanın, asla durulman, Nedir bu sendeki hal, Kızılırmak? Çağlayıp akarsın, hiç mi yorulman? Seni zapteyleyemez göl, Kızılırmak. Bahar gelir, bulanırsın, coşarsın, Dalga vurur, kenarlara taşarsın. Dünya kurulalı böyle yaşarsın, Tükenmez ömrün var bol, Kızılırmak. Toplanır suların yayladan, köyden, Kuvvetler alırsın çeşmeden, çaydan. Fariğ olup vazgeçmen mi bu huydan? Kimseye vermezsin yol, Kızılırmak. Yel estikçe dağlar karın eritir, Güneş olur, çayır çimen yürütür; Dünyada bâkisin, hükmün câridir, Sana kuvvet verir sel, Kızılırmak. Zara dağlarından toplaşın gelin, Sivas'ın kenarın dolaşın gelin, Yıldız ırmağına ulaşın gelin, Göksu'yu beraber al, kızılırmak. Kızıldağ'dan doğru çıkıp gelişin, Kayseri'de Karasu'ya karışın, Cahdın nedir, yola devam çalışın, Delice ırmağın bul, Kızılırmak. Ulu sular ile akıp gidersin, Tavşanlı dağına bakıp gidersin, Uğradığın yeri yıkıp gidersin, Git Karadeniz'e dol, Kızılırmak. Veysel'in gözünden çağlayan sular; Derdim gizli durur, yüzlerim güler, Seni tutsun beni tutan uykular, Derin uykulara dal, Kızılırmak. |
MECNUN GİBİ DOLANIYORUM ÇÖLLERDE Mecnun gibi dolanıyorum çöllerde Hayal beni yeldiriyor yel gibi Ah çeker ağlarım gurbet ellerde Durmaz akar gözüm yaşı sel gibi Bir güzelin mecnunuyum ezelden Veremem telkini gelmiyor elden Yandım ateşine can u gönülden Görmesem günlerim uzar yıl gibi Hesapsız haftalar yıllar geçiyor Evvel benim idi şimdi kaçıyor Varıp düşmanlara derdin açıyor Beni görüp saklanıyor el gibi Zincirsiz kösteksiz bağladı beni Tatlı diliyle eğledi beni Yurdumdan yuvamdan eyledi beni Yarsız dunya malı bana pul gibi Aşkın beni deryalara daldırdı Bazı ağlatır da bazı güldürür İster azat eyler ister öldürür Sefil Veysel kapısında kul gibi |
GİNE Mİ AĞLADIN KİRPİKLER NEMLİ Gine mi ağladın kirpikler nemli Dostum niçin giyinmişsin karalar Çiğ düşmüş gül gibi yüzünden belli Senin derdin bu sinemi yaralar Aziz dostum seni kimler ağlattı Tecelli derdini derdime kattı Yalan dünya nicelerini ağlattı Kim bilir ki son mekanın nereler Bu can bu cesede girelden beri Aldık başımıza türlü kaderi Çaresiz çaresiz ileri geri Vakit gelir tamam olur sıralar Cefanın sefanın farkı yok bence Eğer düşünürsek inceden ince Her ikisi de son haddine varınca Dümdüz olur iniş yokuş dereler Mihnet-i dünyaya tahammül gerek Kahi ağlayarak kahi gülerek Geçti günüm gözyaşlarım silerek VEYSEL arar dertlerine çareler |
HEPİMİZ BU YURDUN EVLATLARIYIZ Bu nasıl kavgalar çirkin döğüşler Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Yolumuza engel olur bu işler Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Birleşiriz bir bayrağın altında Biz Türklerin ikilik yok aslında Yanar tutuşuruz vatan aşkında Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Hedef alıp dövüştüğün kardeşin Seni yaralıyor attığın taşın Topluma zararlı yersiz savaşın Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Herkes ilim deryasında yüzüyor Çıkmış ayın çevresinde geziyor Yazık bize yollarımız uzuyor Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Kitaplar yazılmış nasihat dolu Birlikte güçlenir gençliğin kolu Gençliğe emanet Atatürk yolu Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız Söyler Veysel sözlerinden vazgeçmez Bulanık çeşmeden kimse su içmez Ganadı olmasa kuşlar da uçmaz Hepimiz bu yurdun evlatlarıyız |
NELER YAPTI BANA KADER Neler yaptı bana kader Uyansana kara bahtım Yel değdikçe erir gider Karşı dağda kara bahtım Tecellinin ters kalemi Bana dar etti alemi Dedim güzel sar yaremi Çıkageldi hora bahtım İçimden gitmez kederim Mihnet ile doldu derim Dünya kalsın ben giderim Bilet veren kara bahtım Yükün aldı gam kervanı Terk edip gider bu hanı Bilinmez nerde mekanı Göğe bahtım, yere bahtım Bu bir sır ki açıklanmaz Diyen bilmez, bilen demez Öyle bir yol giden gelmez Uzar gider ara bahtım Veysel söyler derdi çoktur Ecel gelir ölüm Haktır Saklanmıya imkan yoktur Ora bahtım bura bahtım ---------------------------------------- MEKTUP... Yeni mektup aldım gül yüzlü yardan Gözetme yolları, gel deyi yazmış. Sivrialan köyünden, bizim diyardan Dağlar mor menevşe gül deyi yazmış. Beserek'te lale sümbül yürüdü Güldede'yi çayır çimen bürüdü Karataş'ta kar kalmadı eridi Akar gözüm yaşı sel deyi yazmış. Eğlenme gurbette yayla zamanı Mevla'yı seversen ağlatma beni Benek benek mektuptadır nişanı Gözyaşım mektupta pul deyi yazmış. Kokuyor burnuma Sivr(i)alan köyü Serindir dağları, soğuktur suyu Yar mendil göndermiş yadigar deyi Gözünün yaşını sil deyi yazmış. Veysel bu gurbetlik kar etti cana Karıştır göçünü ulu kervana Gün geçirip firsat verme zamana Sakın uzamasın yol deyi yazmış. |
SABAHTAN BİR GÜZEL GÖRDÜM Sabahtan bir güzel gördüm Suya gelmişti pınara Aradım aslını sordum Aşıkım hüsn-ü dilbere Bahçedeki taze fidan Seherde kalkmış uykudan Salınarak suya giden Ala gözlü kaşı kara Gider yolda üğrünerek Sandım aslı huri melek Cilveli nazlı gülerek Benleri var sıra sıra Boyu selvi çınar gibi Gökte turna döner gibi Dala bülbül konar gibi Avaz veriyor kuşlara Bülbül bağlıdır kafeste Kavuşursak son nefeste Gül bahçede bülbül seste Veysel yapış zülf-ü yare |
SAKLARIM GÖZÜMDE GÜZELLİĞİNİ Saklarım gözümde güzelliğini Her neye bakarsam sen varsın orda Kalbimde gizlerim muhabbetini Koymam yabancıyı sen varsın orda Aşkımın temeli sen bir alemsin Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın Merhabasın dosttan gelen selamsın Duyarak alırım sen varsın orda Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar Renklerin içinde nakşını saklar Karanlık geceler aydın şafaklar Uyanır cüml'alem sen varsın orda Mevcudatta olan kudreti kuvvet Senden hasıl oldu sen verdin hayat Yoktur senden başka ilanihayet İnanıp kanmışım sen varsın orda Hu çeker iniler çalınan sazlar Kükremiş dalgalar coşar denizler Güneş doğar perdelenir yıldızlar Saçar kıvılcımlar sen varsın orda Veysel'i söyleten sen oldun mutlak Gezer daldan dala yorulur ahmak Sen ağaç misali biz dalda yaprak Meyva çekirdeksin sen varsın orda |
SALINIP GİDERKEN BOYUNU GÖRDÜM Salınıp giderken boyunu gördüm Selvi miydi fidan mıydı boy muydu Eğmiş kaşlarını yayını gördüm Kılıç mıydı gamze miydi yay mıydı Güzel keklik gibi geziyor taşta Gören aşıkları yakar ateşte Avazı bülbülde sedası kuşta Keklik miydi turna mıydı toy muydu Taramış zülfünü dökmüş gerdana Yel estikçe dalgalanır her yana Dedim dilber çevir yüzün bak bana Gözleri yıldız al yanaklar ay mıydı Arasan dünyayı bulunmaz eşi Siyah bulut perdelemiş güneşi Ah çekti gözünden sel etti yaşı Deniz miydi derya mıydı çay mıydı VEYSEL şatır beyan eder derdini Terkedemem ezberini virdini Dilim tutup soramadım yurdunu Yayla mıydı kasaba mı köy müydü |
SAZIMA Ben giderim sazım sen kal dünyada Gizli sırlarımı aşikar etme Lal olsun dillerin söyleme yada Garip bülbül gibi ah u zar etme Gizli dertlerimi sana anlattım Çalıştım sesimi sesine kattım Bebe gibi kollarımda yaylattım Hayali hatır et beni unutma Bahçede dut iken bilmezdin sazı Bülbül konar mıydı dalına bazı Hangi kuştan aldın sen bu avazı Söyle doğrusunu gel inkar etme Benim her derdime ortak sen oldun Ağlarsam ağladın gülersem güldün Sazım bu sesleri turnadan m'aldın Pençe vurup sarı teli sızlatma Ay geçer yıl geçer uzarsa ara Giyin kara libas yaslan duvara Yanından göğsünden açılır yara Yar gelmezse yaraların elletme Sen petek misali Veysel de arı İnleşir beraber yapardık balı Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı Ben babamı sen ustanı unutma |
SEN BİR CEYLAN OLSAN Sen bir ceylan olsan ben de avcı Avlasam çöllerde saz ile seni Bulunmaz dermanı yoktur ilacı Vursam yaralasam söz ile seni. Kurulma sevdiğim gözelim deyin Bağlanma karayı alları geyin Ben bir çoban olsam sen de bir koyun Beslesem elimde tuz ile seni. Koyun olsan atlatırdım yaylada Tellerini yoldurmazdım hoyrada Balık olsan takla dönsen deryada Düşersem toruma hız ile seni. Veysel der ismini koymam dilimden Ayrı düştüm vatanımdan ilimden Kuş olsan da kurtulmazdın elimden Eğer görsem idi göz ile seni. |
SENİN YOLUNDA YOLUNDA Heder oldu gençlik çağım Senin yolunda yolunda Soldu çiçeğim yaprağım Senin yolunda yolunda Ben ne idim nasıl oldum Kahi doldum kah boşaldım Yandım yakıldım kül oldum Senin yolunda yolunda İşte geldi sonbaharım Beni ister sadık yarim Heder oldu namus arım Senin yolunda yolunda Elinden bir dolu içtim Türlü türlü derde düştüm Cümle varlığımdan geçtim Senin yolunda yolunda Dilsiz oldum pepelendim Yağmur oldum sepelendim Toprak oldum tepelendim Senin yolunda yolunda Sana uzanan el oldum Kahi uslu kah del'oldum Naçizane Veysel oldum Senin yolunda yolunda |
SİZ SAĞ OLUN BİZ SELAMET GİDELİM Kalktı deli gönül kısmet ayrıldı Siz sağ olun biz selamet gidelim Sılayı görmenin zamanı geldi Siz sağ olun biz selamet gidelim Enstitü mektebi Hasanoğlun'dan Sanki ayırdılar cesedi candan Irkımız neslimiz aslı bir kandan Siz sağ olun biz selamet gidelim Geçtik baharı getirdik yazı Zamanı gelince hatırlan bizi Arzuluyom Sarkışla'yı Sivas'ı Siz sağ olun biz selamet gidelim Helal olsun hakkım var ise size Hakkınızı helal edin siz bize Sağ olursak yine gelir yüz yüze Siz sağ olun biz selamet gidelim Veysel'in dönüyor içinde sıla Uzadı günlerim benzer bir yıla Sılada yavrular bakıyor yola Siz sağ olun biz selamet gidelim |
SON ŞİİRİ Selam saygı hepinize Gelmez yola gidiyorum Ne şehire ne de köye Gelmez yola gidiyorum Gemi bekliyor limanda Gideceğim bir ummanda Gözüm kalmadu cihanda Gelmez yola gidiyorum Eşim dostum yavrularım İşte benim sonbaharım Veysel karanlık yollarım Gelmez yola gidiyorum |
TÜRKÜZ TÜRKÜ ÇAĞIRIRIZ Dünya dolsa şarkıyılan Türküz türkü çağırırız Yola gitmek korkuyulan Türküz türkü çağırırız Türküz Türkler yoldaşımız Hesaba gelmez yaşımız Nerde olsa savaşırız Türküz türkü çağırırız Türklerdir bizim atamız Halis Türküz kanı temiz Şarkı gazeldir hatamız Türküz türkü çağırırız Bayramlarda düğünlerde Toplantıda yığınlarda Sıkılınca dar günlerde Türküz türkü çağırırız Yaylalarda yataklarda Odalarda otaklarda Koyun gibi koytaklarda Türküz türkü çağırırız Su başında sulaklarda Türkün sesi kulaklarda Beşiklerde beleklerde Türküz türkü çağırırız Hep beraber gelin kızlar Bile coşar o yıldızlar Koşulunca çifte sazlar Türküz türkü çağırırız İnler Veysel arı gibi Bülbüllerin zarı gibi Turnalar katarı gibi Türküz türkü çağırırız |
TÜRLÜ TÜRLÜ SEDA VERİR AĞAÇLAR Yel estikçe dalgalanır dalları Türlü türlü seda verir ağaçlar Tertip olmuş kuğu gibi dilleri Türlü türlü seda verir ağaçlar Bahar gelir yaprak açar yaz olur Aşka düşen ateş olur köz olur Kaval olur keman olur saz olur Türlü türlü seda verir ağaçlar Yel değdikçe ince dallar ses verir Yeşil yaprak etrafına sus verir Aşılarsan meyvesini has verir Türlü türlü seda verir ağaçlar Balta gelir yalağından yadeder Usta gelir keman yapar ud eder Yanık sesli kaval ne feryadeder Türlü türlü seda verir ağaçlar Davul olur gümbür gümbür gümüler Zurna olur ince sesle ininler Gıranata derdlerimi yeniler Türlü türlü seda verir ağaçlar Kalem olup her lisanda okuyor Ana sesi ciğerimi yakıyor Dallarda çeşitli kuş şakıyor Türlü türlü seda verir ağaçlar |
UYAN BU GAFLETTEN Devri Cumhuriyet asrı yirmi Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Dünya ayaklanmış aya gidiyor Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Bırak sar'öküzü varsın yayılsın Set çekme gözlere herkes ayılsın Her köşeye bir fabrika koyulsun Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Yürüyen yolcuyu çekme geriye Dikkat eyle karıncaya arıya Gidiş böyle kavuşaman huriye Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Zarara gelmez sana kaçınma sazdan Günahın korkusu çıkmıyor bizden Vazgeç demiyorum sana namazdan Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Destekle fakiri okut yetimi Bu hayırlar dinimizce kötü mü İdrak eyle hidrojeni atomu Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Dökülen yağmurun kilogramı Ölçmüs biçmiş metre midir kare mi Çok yatarsın azdırırsın yaramı Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Bu işler bir ibret değil mi bize Göklere fırlıyor bu kadar füze İstiyor aydaki sırlari çöze Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Diyor ki dünya evvel su imiş Oku anla dünya nedir ne imiş Yükselenler bilgi ile büyümüş Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Allahın varlığı mevcut insanda İlim akıl fikir sermaye sende Çalıştır gemiyi otur dümende Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Hiç bir şey bilmezsen dik biraz kavak Boş gezene derler serseri salak Yumma gözlerini dünyaya bir bak Uyan bu gafletten uyuma yurttaş Veysel ne durursun herkes gidiyor Zaman uymaz sen zamana uy diyor Fen çok büyük kerameti yuduyor Uyan bu gafletten uyuma yurttaş |
UYANDIM KUŞLARIN İNCE SESİNE Uyandım kuşların ince sesine Seherle birlikte iniler durur Ses verdim sesine bilircesine Aşıkın derdini yeniler durur. Baharda çağlayan bulanık sular Durmadan kendini taşlara çalar Eşinden ayrılmış bir geyik meler Dağlar sadâ verir iniler durur VEYSEL de yaralı geyik gibidir Kapalı dertlere höyük gibidir Ne sarhoştur ne de ayık gibidir Sinesi kös gümüler durur. |
UYANMADI KARA BAHTIM Çok yalvardım çok yakardım Uyanmadı kara bahtım Şansım küsmüş etmez yardım Uyanmadı kara bahtım Uyur uyanmaz ikbalim Nic olacak benim halim Boynuna olsun vebalim Uyanmadı kara bahtım Kader kadere eş oldu Ağladım gözüm yaş oldu Uzun boylu savaş oldu Uyanmadı kara bahtım Tecellim bozuk temelden Gitti gençlik çıktı elden Aşka mahkumuz ezelden Uyanmadı kara bahtım Kısmet beni diyar diyar Dolandırır bilmem ne var Veysel oldu candan bizar Uyanmadı kara bahtım |
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM Uzun ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda İki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece Uykuda dahi yürüyom Kalmaya sebeb arıyom Gidenleri hep görüyom Gidiyorum gündüz gece Kırkdokuz yıl bu yollarda Ovada dağda çöllerde Düşmüşüm gurbet ellerde Gidiyorum gündüz gece Şaşar Veysel işbu hale Gah ağlayan gahi güle Yetişmek için menzile Gidiyorum gündüz gece |
VATAN SEVGİSİNİ İÇTEN DUYANLAR Vatan sevgisini içten duyanlar Sıtkı ile çalışır benimseyerek Milletine, Ulusuna uyanlar Demez neme lazım, neyime gerek Her ferdin hakkı var, bizimdir Vatan Babamız, dedemiz döktüler al kan Hudut boylarında can verip yatan Saygıyle anarız, şehit diyerek Vatan aşkı ile çalışan kafa Muhakkak erişir öndeki safa Tesir nüfuz olur her bir tarafa Herkes onu büyük tanır severek Olmak istiyorsan dünyada mesut Hakka halka yarayacak bir iş tut Çalıştır oğlunu, kızını okut İnsan olmak için okumak gerek Vatan bizim, ülke bizim, el bizim Emin ol ki her çalışan kol bizim Ayyıldızlı bayrak bizim, mal bizim Söyle Veysel öğünerek, överek. |
YARİN BEYAZ GERDANINDA Yarin beyaz gerdanında Türlü türlü haller gördüm Sıralanmış her yanında Yıldız gibi benler gördüm Yar ile tenha buluştuk Gizli dertlerimiz açtık Hayli bir zaman konuştuk Dudağında ballar gördüm. Dudu diller inci dişler Ahu gözler o bakışlar Kesme kakül sırma saçlar Zülüfünde teller gördüm. Elmas küpe kulağında Güller açmış yanağında Seher vakti dost bağında Taze açmış güller gördüm. Söylenir sevdan Veysel'i Aşıktır aşığın temeli Ben o yari görmeyeli Aylar geçti yıllar gördüm |
YETER GAYRİ YUMMA GÖZÜN KÖR GİBİ Kambur felek sanki beni kayırdı Eşten dosttan nazlı yardan ayırdı Gizli sırrım memlekete duyurdu Sanki benim bir ettiğim var gibi Kimine at vermiş estirir gezer Kimine aşk vermiş coşturur gezer Kimine mal vermez koşturur gezer Sanki bunu zengin etmek zor gibi. Bir kısmına yayla vermiş köy vermiş Bir kısmına büyük büyük pay vermiş Sevdiğine güzellikle boy vermiş Al yanaklar şule verir nur gibi Birinin aklı yok deli divane Bir kısmı muhtaçtır acı soğana Bir kısmını zengin etmiş yan yana Şimdi kendi saklanıyor sır gibi Kimine saz vermiş çalar eğlenir Kimi zevk içinde güler eğlenir Veysel gözyaşlarını siler eğlenir Yeter gayrı yumma gözün kör gibi |
YARİN BEYAZ GERDANINDA Yarin beyaz gerdanında Türlü türlü haller gördüm Sıralanmış her yanında Yıldız gibi benler gördüm Yar ile tenha buluştuk Gizli dertlerimiz açtık Hayli bir zaman konuştuk Dudağında ballar gördüm. Dudu diller inci dişler Ahu gözler o bakışlar Kesme kakül sırma saçlar Zülüfünde teller gördüm. Elmas küpe kulağında Güller açmış yanağında Seher vakti dost bağında Taze açmış güller gördüm. Söylenir sevdan Veysel'i Aşıktır aşığın temeli Ben o yari görmeyeli Aylar geçti yıllar gördüm |
Adaşım . Gerçekten Süper Bir İnsanmış Hala Onun Eserleri Uyarlanıp Söyleniyor . . |
hepsını okuyamadm ama :D emegıne saglık... |
Teşekkürler adaş emeğine sağlık |
teşekkürler çook güzel bir paylaşım olmuş..emeğine sağlık |
Türkiye`de Saat: 11:10 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2