![]() |
..::Aşık Veysel -Bütün Şiirleri-::.. |
AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESİ Ah çektikçe erir gider Yüreğimin yağı benim Seni görsem durur gider Dillerimin bağı benim Gam leskesi saf saf oldu Hep sözlerim boş laf oldu Senin yolunda mahv oldu Gençliğimin çağı benim Ah belimi büken oldu Gurbet bana diken oldu Altı aydır mekan oldu Dibi kırkkız dağı benim Sensin derdine düştüğüm Hayal oldu konuştuğum Her gün yediğim içtiğim İçerimde ağu benim Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi Gine coştu gam deryası Garip gönlümün yaylası Güzel hüsnün bağı benim |
AĞLAYI AĞLAYI VARDIM PINARA Ağlayı ağlayı vardım pınara Kirli yağlığımı yuvermediler Herkes destisini doldurdu çıktı Bana da bi damla su vermediler Elimde bir kadeh vardım kurnaya Hücum eylediler bana vurmaya Elimdeki kadehimi kırmaya Tuttular bir kaçı koyvermediler Al bu kadehini kaldır dediler Gözünün yaşıyle doldur dediler Bir fincan su verdik bildir dediler Sanki ya verdiler ya vermediler Çalıştım kadehim dolduramadım Kimseye halimi bildiremedim Gönlümün arzusunu aldıramadım Dileğim hekime deyvermediler Veysel bu sitemler canımı yaktı Güzellerde eda yoktur naz kalktı Herkes üç beşini aldı bıraktı Beni de bir kere evermediler |
ALA GÖZLÜ BENLİ DİLBER Ala gözlü benli dilber Bir gün gelsen bize doğru Seni sevdim can u dilden Çekme kendini naza doğru Ne pervam var ne de perdem Sanma beni hali bir dem Söyler seni teller her dem Kulak versen saza doğru Aşıka zülfükar isen Gülsen de güle zar isen Hakikatli bir yar isen Ben geleyim size doğru Gönülleri bir edelim Gayrileri biz nidelim İkimiz de bir gidelim Yürüyelim ize doğru Bir gün için feryadı zar Bülbül eder her dem seher Aç sinemi gel gör ne var Arttı derdim yüze doğru Kafi derdim bir derd katma Veysel'i yabana atma Kerem eyle çok uzatma Kavuşalım yaza doğru. |
ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA Aldanma cahilin kuru lafına Kültürsüz insanın kulu yalandır Hükmetse dünyanın her tarafına Arzusu hedefi yolu yalandır Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz Gül dikende biter diken gül olmaz Diz diz eden her sineğin bal'olmaz Peteksiz arının balı yalandır İnsan bir deryadır ilimle mahir İlimsiz insanın şöhreti zahir Cahilden iyilik beklenmez ahir İşleği ameli hali yalandır Cahil okur amma alim olamaz Kamillik ilmini herkes bilemez Veysel bu sözlerin halka yaramaz Sonra sana derler deli yalandır |
ALLAH BİRDİR PEYGAMBER HAK Allah birdir Peygamber Hak Rabbül alemindir mutlak Senlik benlik nedir bırak Söyleyim geldi sırası Kürt'ü Türk'ü ve Çerkes'i Hep Adem'in oğlu kızı Beraberce şehit gazi Yanlış var mı ve neresi? Kuran'a bak İncil'e bak Dört kitabın dördü de Hak Hakir görüp ırk ayırmak Hakikatte yüz karası Binbir ismin birinden tut Senlik benlik nedir sil at Tuttuğun yola doğru git Yoldan çıkıp olma asi Yezit nedir, ne kızılbaş Değil miyiz hep bir kardaş Bizi yakar bizim ateş Söndürmektir tek çaresi Kimi ne çeker dilinden Hem belinden hem elinden Hayır ve şer emelinden Hakikat bunun burası Şu alemi yaratan bir Odur külli şeye kadir Alevi Sünnilik nedir Menfaattir varvarası Cümle canlı hep topraktan Var olmuşuz emir Haktan Rahmet dile sen Allah'tan Tükenmez rahmet deryası Veysel sapma sağa sola Sen Allah'tan birlik dile İkilikten gelir bela Dava insanlık davası… |
ANAMA Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti Anam Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü Anam Anaların hakkı kolay ödenmez Analara ne yakışmaz ne denmez Kan uykudan gece kalkar gücenmez Emzirdi salladı uyuttu Anam Doğurdu beni Sivas ilinde Sivralan Köyünde tarla yolunda Azığı sırtında orak elinde Taşlı tarlalarda avuttu Anam Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi Huysuzluk edersem kalkar döverdi Hemen kucaklayıp okşar severdi Çirkin huylarımı soyuttu Anam Çocuğudum Anam bana ders verdi Okumamı çalışmamı ön gördü Milletine bağlı ol da dur derdi Vatan sevgisini giyitti Anam Tükenmez borcum var Anama benim Onun varlığından oldu bedenim Kimi köylü kızı kimisi hanım Ta ezel tarihte kayıtlı Anam Veysel der kopar mı Analar bağı Analar doğurmuş ağayı beyi İşte budur sözlerimin gerçeği Okuttu öğretti büyüttü Anam |
ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA Anlatamam derdimi dertsiz insana Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez Derdim bana derman imiş bilmedim Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz Gülü yetiştirir dikenli çalı Arı her çiçekten yapıyor balı Kişi sabır ile bulur kemali Sabretmeyen maksudunu bulamaz Ah çeker aşıklar ağlar zarınan Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan Çağlar deli gönül ırmaklarınan Ağlar ağlar göz yaşların silemez Veysel günler geçti yaş altmış oldu Döküldü yaprağım güllerim soldu Gemi yükün aldı gam ilen doldu Harekete kimse mani olamaz |
AŞIKLAR Karadeniz gibi kükrer coşarsa Dalgası gelince yaman aşıklar Hırs gelip de ayranlığı şişerse Kaybeder irade, dümen aşıklar Ağzına geleni hemen atarlar Ben aşığım diye çalım satarlar Haram demez helal demez yutarlar Bibersiz baharsız çemen aşıklar Karanlıkta ayna görse ay sanır Üryada şarap içse mey sanır Mezarlığa yol uğrasa köy sanır Gözleri kararmış duman aşıklar İyi demez kötü demez metheder Bakarsın ki bir tel kırmış çat eder Sorsan baksan aşka binmiş at eder Yorulup yollarda kalan aşıklar Şehvetle aşıktır kıza geline Arı olan tuz katar mı balına Ebrişimden nazik ipek teline Tadarlar çeşitli yalan aşıklar Kabını yumaya bulamaz karı Hind'ten Hindistan'dan bahseder yari Beğenmez topalı bulamaz körü İsterler bir kaşı keman aşıklar Asıl aşıkların arzu cemaldir Arifler bilirler ehl-i kemaldir Aşıklar bizlere yüz yıllık yoldur Koşsak da peşinden hemen aşıklar Aşıklar çoğaldı sadık az kaldı Fikreyle ey Veysel ne zaman geldi Şiirde ne özet ne bir öz kaldı Savurur denesiz saman aşıklar |
AŞKIN BENİ ELDEN ELE GEZDİRDİ Aşkın beni elden ele gezdirdi Çok dolandım bulamadım eşini Beni candan usandırdı bezdirdi Tuzlu imiş yiyemedim aşını Benim ile gezdin beni arattın Beraber oturup beraber yattın Türlü türlü güllerinden koklattın Aşık ettin güle bülbül kuşunu Altmış iki yıldır seni ararım Tükendi sabrım yoktur kararım Dağa taşa kurda kuşa sorarım Kimse bilmez hikmetini işini Her millete birer yüzden göründün Kendini sakladın sardın sarındın Bu dünyayı sen yarattın girindin Her nesnede gösterirsin nakşını Görenlere açık körlere gizli Kimine göründün oruç namazlı Veysel'e göründün cilveli nazlı Tutan bırakır mı senin peşini |
BENDEN SELAM SÖYLEN VEFASIZ YARE Benden selam söylen vefasız yare Gurbet benim olsun sıla kendine Çekilmedik derdimizi bölüşek Başlı ben alayım sıla kendine Dökek derdimizi ölçek bölüşek Ne el bize ne biz ele karışak Felek bize gül demez ki gülüşek Cefa benim olsun çile kendine Çektiğim cefalar yar senden geldi Bana bu sitemler kar senden geldi Başımdaki duman kar senden geldi Ben kara bağlayım ala kendine Evvelden hastadır yaralı gönlüm Sevdayı mahbuba ereli gönlüm Aşkın gömleğine gireli gönlüm Hicranı Veysel'den n'ola kendine |
BENİ HOR GÖRME KARDEŞİM Beni hor görme kardeşim Sen altındın ben tunç muyum Aynı vardan var olmuşuz Sen gümüşsün ben saç mıyım Ne varise sende bende Aynı varlık her bedende Yarın mezara girende Sen toksun da be aç mıyım Kimi molla kimi derviş Allah bize neler vermiş Kimi arı çiçek dermiş Sen balsın da ben cec miyim Topraktandır cümle beden Nefsini öldür ölmeden Böyle emretmiş yaradan Sen kalemsin ben uç muyum Tabiata Veysel aşık Topraktan olduk kardaşık Aynı yolcuyuz yoldaşık Sen yolcusun ben bac mıyım |
BESEREK DAĞI Arzusun çektiğim Beserek Dağı Elvan elvan çiçeklerin açtı mı? Çevre yanın güzellerin otağı, Bizim eller yaylasına göçtü mü? Güney tarafında Kurban Pınarı, Kalktı mı Mezarlı Boyu'nun karı? Garip öter meşeliğin kuşları, Yavru şahin yuvasından uçtu mu? Yeşil atlas giymiş dağlar süslemiş, Mescit köyü eteğine yaslanmış, Şeme Dağı, duman olmuş puslanmış, Sivralan'a nuru rahmet saçtı mı? Zaman gelip göçler geri dönerken, Güzellerin yaylasından inerken, Dilberler doldurup bade sunarken, Veysel Şatır, hatırlara düştü mü? |
BİLMEM HAYAL MİYDİ YOKSA DÜŞ MÜYDÜ Bilmem hayal miydi yoksa düş müydü Gönül arzusunu buldu bu gece Yalın kılıç mıydı bir ateş miydi İçerim köz ile doldu bu gece Bilemedim gece ile gündüzü Seçemedim güneş ile yıldızı Mestane gözleri mestetti bizi Aklımı başımdan aldı bu gece Mah yüzüne bakma ile doyulmaz Sıra sıra benleri var sayılmaz Aşk meyinden içen aşık ayılmaz Bilemedim bana noldu bu gece? Durmaz yanar gerçeklerin çerağı? Yakın olur ehl-i aşkın ırağı Gölköy oldu VEYSEL'lerin durağı Hayali karşıma geldi bu gece |
BİR HAYAL PEŞİNDE DOLANDIM DURDUM Bir hayal peşinde dolandım durdum Asla terk etmezem sanma unuttum Sönmez ümidlerden beklerim yardım Bu gün yarın dedim gönlüm avuttum Gahi zengin oldum hülya yaşattım Nerde güzel gördü isem laf attım Sevda denizinde gönlüm aldattım Arzularım suya düştü ne ettüm Gahi fakir oldum hayli süründüm Gahi mecnun oldum aba büründüm Nerde güzel gördü isem yerindim Ucu çıkmaz bir küçücük yol tuttum Veysel bu sevdadan vazgeç dediler Olup bitenleri yaz geç dediler Sevdiğin kapıdan az geç dediler Acı sözü sevdiğimden işittim |
BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR İÇİMDE BENİM Bir küçük dünyam var içimde benim Mihnetim ziynetim bana kafidir Görenler dar görür geniştir bana Sohbetim ülfetim bana kafidir İstemem dünyanın saltanatını Süslü giyimini Arap atını Bilirsem Türklüğüm var kıymetini Vatanım milletim bana kafidir İsterdim hayatta düşmanla savaş Milletime kurban olaydı bu baş Nasip değil imiş şehitlik kardaş İmanım niyetim bana kafidir Dünya geniş olsun ister dar olsun Yeter ki kalbimde iman var olsun Her zaman milletim bahtiyar olsun Rütbemle mesnedim bana kafidir İçimde beslerim bir büyük ordu Çiğnesin düşmanı yükseltsin yurdu Azmi zihniyeti Veysel'in derdi İşte bu niyetim bana kafidir |
BİR PİPOM VAR YAMALIKLI Bir pipom var yamalıklı Palto giyerim alıklı Oğlum kızım çarıklı Mes giymemiş soyum benim İki gözüm görmez benim Kimse halim sormaz benim Beş gün evde durmaz benim Gurbet oldu köyüm benim Bir eşim var kızıl sarı Gubardır gezer saçları Benim der dünya dilberi Böyle düşmüş payım benim Sır saklamam sitir örtmem Tangolardan otur örtmem Hecap bilmem hatır örtmem Olmaz olsun huyum benim VEYSEL sözün beş par'etmez El bir taraf yare yetmez Günah yanından hiç gitmez Bilmiyorum ki neyim benim |
BİR DERD EHLİ BULSAM DERDİM SÖYLESEM Bir derd ehli bulsam derdim söylesem İyi olmaz derdlerim halim n'olacak Hekimler derdime derman bulamaz Bir değil beş değil derd kucak kucak El vurma yarama yaklaşma kardaş Derdimi söylesem tükenmez baş baş İçimde yanıyor tütünsüz ateş Ceset soba gibi kalbim bir ocak Aşıklar alemde gülmez dediler Akar göz yaşlarım silmez dediler El elin derdini bilmez dediler Kimler gelip hatırımı soracak. Katlan bu cefaya sabreyle gönül Bu dünyanın işi hep böyle gönül Başından geçeni sen söyle gönül Neler geldi geç oldu olacak Veysel'in derdine bulunmaz çare Etseler vücudun hem pare pare Bir arzuhal sundum hakiki yare O yar gelip yaralarım saracak |
BU ALEMİ GÖREN SENSİN Bu alemi gören sensin Yok gözünde perde senin Haksıza yol veren sensin Yok mu suçun burda senin Kainatı sen yarattın Herşeyi yoktan var ettin Beni çıplak dışar'attın Cömertliğin nerde senin Evli misin ergen misin Eşin yoktur bir sen misin Çarkı sema nur sen misin Bu balkıyan nur da senin Kilisede despot keşiş İsa Allah'ın oğlu demiş Meryem Ana neyin imiş Bu işin var bir de senin. Kimden korktun da gizlendin Çok aradın, çok izlendin. Göster yüzünü çok nazlandın Yüzün mahrem ferde senin Binbir ismin bir cismin var Oğlun, kızın ne hısmın var Her bir irenkte resmin var Nerde baksam orda senin Türlü türlü dillerin var Ne acaip hallerin var Ne karanlık yolların var Sırat köprün nerde senin Ademi sürdün bakmadın Cennette de bırakmadın Şeytanı niçin yakmadın Cehennemin var da senin Veysel neden aklın ermez Uzun kısa dilin durmaz Eller tutmaz gözler görmez Bu acaip sır da senin |
ÇAMLIBEL Bir yar için diyar diyar dolandım Yoruldum da Çamlıbel'e yaslandım Irmak oldum çalkalandım bulandım Duruldum da Çamlıbel'e yaslandım Gahi gönül oldum yüksekten uçtum Ferhat oldum aşk uğrunda çalıştım İrenk irenk çiçeklere karıştım Dirildim de Çamlıbel'e yaslandım Yıldızdağı Pir Sultan'ın yaylası Kılıç kalkan kırat beylerin süsü Kulağıma değdi Köroğlu sesi Dirildim de Çamlıbel'e yaslandım Feleğinen çok oynadım ütüldüm Bir zalimin tuzağına tutuldum Haraç mezat dost uğrunda satıldım Verildim de Çamlıbel'e yaslandım Veysel der bir yarin derdine düştüm Aşkın dolusunu elinden içtim Kendi kaçtı hayaline ulaştım Sarıldım da Çamlıbel'e yaslandım |
ÇARIK MESS KONUŞMASI Çarık söylüyor: Aman kardeş cok üşüdüm Sen köşede ben dışarda Senin ile kardeş idim Sen köşede ben dışarda Mes söylüyor: Elin, yüzün çamur bu ne Git ahırda kızınsene Laf istemem uzun çene Ben köşede sen dışarda Çarık söylüyor: Sen de deri, ben de deri Görüyon mu kör kaderi Sen tutmuşsun mevkileri Sen köşede ben dışarda Mes söylüyor: Neler gördüm tezgahlarda Hiç gezmedim uzaklarda Hakkım vardır bu haklara Ben köşede, sen dışarda Çarık söylüyor: Güzel güzel halı kilim Senin kılın benim kılım Tepeleyip etme zulüm Sen köşede ben dışarda Mes söylüyor: Ben kimseye etmem zulüm Ne çare ki böyle yolum Halı gene benim halım Ben köşede sen dışarda Çarık söylüyor: Sen gezersin halılarda Güzel güzel balolarda Ben gezerim çalılarda Sen köşede ben dışarda Mes söylüyor: Mes çarıktır, çarık mestir Yürürlerse aynı sestir Veysel söyler bir nefestir Gah içerde, gah dışarda ÇIRPINIP İÇİNDE Çırpınıp içinde döndüğüm deniz Dalgalanır coşar rüzgarından Mevce gelir coşar inleyen aşkım Ah çektikçe kaynar gelir derinden Derya coşar inci saçar kenara Aşk ehli dayanır ateşe kara Bülbüller gül için giyinler kara Seherler uyanır gülizarından Dert ile mihnete dalmayan aşık Ne yemiş ne doymuş eli bulaşık Kınama Veysel'i fikri dolaşık Ayrılmış yarinden yar diyarından |
ÇOK YALVARDIM ÇOK YAKARDIM Çok yalvardım çok yakardım Uyanmadı kara bahtım Şansım küsmüş etmez yardım Uyanmadı kara bahtım Uyur uyanmaz ikbalim Nic olacak benim halim Boynuna olsun vebalim Uyanmadı kara bahtım Kader kadere eş oldu Ağladım gözüm yaş oldu Uzun boylu savaş oldu Uyanmadı kara bahtım Tecellim bozuk temelden Gitti gençlik çıktı elden Aşka mahkumuz ezelden Uyanmadı kara bahtım Kısmet beni diyar diyar Dolandırır bilmem ne var Veysel oldu candan bizar Uyanmadı kara bahtım |
DALGIN DALGIN SEYREYLEDİM ALEMİ Dalgın dalgın seyreyledim alemi Renkler ne çiçekler ne koku ne Bir arama yaptım kendi kafamı Görünen ne gösteren ne görgü ne Çeşitli irenkler türlü görüşler Hayal midir rüya mıdır bu işler Tatlı muhabbetler güzel sevişler Güzellik ne sevda nedir sevgi ne Göz ile görülmez duyulan sesler Nerden uyanıyor bizdeki hisler Şekilsiz gölgesiz canlar nefesler Duyulan ne duyuran ne duygu ne Kimse bilmez dünya nasıl kurulmuş Her cisime birer zerre verilmiş Cümle varlık bir kuvvetten var olmuş Gelen ne giden ne yol ne yolcu ne Herkese gizlidir bu sırr-ı hikmet Her nesnede vardır bir türlü ibret Veysel'i söyletir bir büyük kuvvet Söyleyen ne söyleten ne Tanrı ne? |
DELİ GÖNÜL DEĞME ÇAYDAN BULANMAZ Deli gönül değme çaydan bulanmaz Coşarsa dalgası kendinden olur Derdsiz aşık diyar diyar dolanmaz Gezdirir kavgası kendinden olur Gönüle delidir demiştik baştan Üşenmez borandan ıslanmaz yaştan Boğulmaz denizden yenmez ateşten Ateşi kor közü kendinden olur Gönül bir deryadır dalgası dinmez Her güzele meyil verip dost denmez Taşıma su ile değirmen dönmez Dökülür çarka su kendinden olur Yüce dağlar ova gibi düzlenmez Veysel muhannetten kerem gözlenmez Tilki gölgesine arslan gizlenmez Yiğidin gölgesi kendinden olur |
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN Ben giderim adım kalır, Dostlar beni hatırlasın. Düğün olur, bayram gelir, Dostlar beni hatırlasın. Can bedenden ayrılacak, Tütmez baca, yanmaz ocak, Selam olsun kucak kucak, Dostlar beni hatırlasın. Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş, kim gülecek Murat yalan, ölüm gerçek, Dostlar beni hatırlasın. Gün ikindi akşam olur, Gör ki başa neler gelir, Veysel gider, adı kalır Dostlar beni hatırlasın |
DURUM.. Dünya debdil oldu durum değişti. Kimi aya gider kimi cennete. Dünya güzellendi itibar düştü, Anne baba yoksun kaldı hürmete. Bin dokuzyüz altmışyedi yılında Çirkin sözler gezer halkın dilinde Ud edep kalmadı kızda gelinde Büyükler küçüğe gelir minnete Bakmaz mısın insanların işine Kötülükler doğar peşi peşine Mezhep kavgasından din döğüşüne Sanki varıp sığmamışlar cennete. Kimisi söz verir sözünde durmaz Hakikati doğru sözü duyurmaz İşlediği suçun farkına varmaz Ne yüzle varacağız ahirete Kötülükler memlekete kök saldı Fitnelik fesatlık arttı çoğaldı Bu işin ıslahı Allah'a kaldı Ulu Tanrım yardım etsin millete. Tezvirlerin işi gider ileri Yalancıya itibar çok ekseri Hilekarın sahtekarın işleri Yol açıyor rezalete nefrete. Gitmiyor gönlümün kederi, yası Doğru söyleyene diyorlar asi Bitmez bu dünyanın kuru davası Çekil Veysel bir köşe-yi vahdete. |
DÜNYA GENİŞ İDİ ŞİMDİ DARALDI Dünya geniş idi şimdi daraldı Çıkıp gideceğin yer belli değil Yetmiş altı yıldır alır satarım Bakmadım deftere kar belli değil Seyrettim alemi dünya dar dedim Ay dünya, arası sanki bir adım Denizi karayı ölçtüm aradım Adalar içinde var belli değil Avrupa Asya ayrı bir kıta Bir yıllık yol idi deveye ata Uçaklar sığdırdı beş on saata Daha neler çıkar dur belli değil Hırsızlar çalardı at ile para Şimdi çalıyorlar uçak-tayyare Bekar kalsam dünür olsam dullara İstenecek başlık ver belli değil Evlattan uşaktan fayda bekleme Binde bir bulunur o da tekleme Cahil insan gül ise de koklama Ayvası turuncu nar belli değil Ne oğluna güven ne de kızına Doğru söylen kulak vermez sözüne Yalvar yakar getiremen izine İçimde bir ateş kor belli değil Bu kahpe dünyanın sonu vefasız Beş günlük ömrünü geçir kavgasız Diyorlar Veysel'e sersem kafasız Başımda duman var kar belli değil |
DÜNYADA TÜKENMEZ MURAD VAR İMİŞ Dünyada tükenmez murad var imiş Ne alanı gördüm ne murad gördüm Meşakkatin adın Murad koymuşlar Dünyada ne lezzet ne tad gördüm Ölüm var dünyada yok imiş murad Günbegün artıyor türlü meşakkat Kalmamış dünyada ehli kanaat İnsanlar içinde çok fesat gördüm Nusverani Adil nerede tahtı Süleyman mührünü kimse bıraktı Resulü Ekrem'in kanunu haktı Her ömrün sonunda bir feryat gördüm Var mıdır dünyaya gelip de kalan Gülüp baştan başa muradın alan Muradı maksudu hepsi yalan Ölümü dünyada hakikat gördüm Dönüyor bir dolap çarkı belirsiz Çağlayan bir su var arkı belirsiz Veysel neler satar narkı belirsiz Ne müşteri gördüm ne hesap gördüm |
EĞER GÖRSE İDİM GÖZ İLE SENİ Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı Avlasam çöllerde saz ile seni Bulunmaz dermanı yoktur ilacı Vursam yaralasam söz ile seni Kurulma sevdiğim güzelim deyin Bağlanma karayı alları geyin Ben bir çoban olsam sen de bir koyun Seslesem elime tuz ile seni Koyun olsan otlatırdım yaylada Tellerini yoldurmazdım hoyrada Balık olsan takla dönsen deryada Düşürsem toruma bez ile seni Veysel der ismini koymam dilimden Ayrı düştüm vatanımdan ilimden Kuş olsan da kurtulmazdın elimden Eğer görse idim göz ile seni |
EŞİN YOKTUR BULAMADIM Senin aşkın beni mecnun Edem dedi olamadım Ben bu aşka hiç bir derman Çok aradım bulamadım Aşkın beni etti deli Kah boşaldım gahi dolu Candan sevdiğim güzeli Alam dedim alamadım Ben o yare olsam köle Sevdası var başa bela İsyan ettim bile bile Kusurumu bilemedim Ben bir ceset sen bir cansın Hem dinimsin hem imansın Bana benden yakın sensin Dost yolunda ölemedim Varım yoğum bir Veysel'in Peşinden tutuşmuş elim Ey benim nazlı güzelim Eşin yoktur bulamadım |
EY HOCAM KARIŞMA HİKMETULLAHA Ey hocam karışma Hikmetullaha O derya derindir giren boğulur Allah birdir inanmışız Allaha İki diyen o dergahtan kovulur Aslım Türktür Elhamdüllah Müslüman Şükür Amentüye etmişiz iman Kalbime yaraşmaz şirk ile gumen Kalbimiz nur ile dolu sayılır Karışma hikmete halini konuş Müşkülat var ise üstad bul danış Bu sırrın aslına eren olmamış Bir ermiş varsa veli sayılır Sen mi attın dünyanın temel taşını Ne bilirsin yaradanın işini Görsene dünyanın yürüyüşünü Burdan söyle Vaşingtonda duyulur Yürü ileriye bakma geriye Nasıl işler bakmaz mısın arıya Nar-d-Allahın Nur-d-Allahın nurriye Cehennem yobazın yolu sayılır Cahil ile sohbet etmek zor olur Kulağı sağırdır gözü kör olur Her sözünde kavga niza var olur Cahiller dikenli çalı sayılır Yetişmeyecek yere elin uzatma Ben bilirim diye halkı aldatma Manasız mantıksız kem laf sarfetme Boş sözler kavganın dili sayılır Baykuş gibi durup durma yuvada İnsanlar kuş olmuş gezer havada Giriş Veysel kollarını sıva da Çalışan Allah'ın kulu sayılır |
GALİBA DÜNYANIN SONUNA GELDİK Galiba dünyanın sonuna kaldık Gelin belli değil kız belli değil Ne nasihat duyduk ne öğüt aldık Sohbet belli değil söz belli değil Dünya güzellendi tadı kalmadı İnsanın edebi udu kalmadı Günahın sevabın adı kalmadı Hakikata giden iz belli değil Aylarca yol çeken develer atlar Onları kurtardı bu ferasetler İnsanlar yol için taktı kanatlar Yokuş belli değil düz belli değil Hasta gönlün tedavisi zoraldı Gizli sır kalmadı aşikar oldu İrenkler çoğaldı boya bozuldu Kumaş belli değil bez belli değil Veysel nene gerek dünyanın hali Kimi hasır dokur kimisi halı Tam çalgıya karıştırdık kavalı Davul belli değil saz belli değil |
GÖKLERDEN SÜZÜLDÜM TERTEMİZ İNDİ Göklerden süzüldüm tertemiz indim Yere indim yedi renge boyandım Boz bulanık bir sel oldum yürüdüm Çeşit çeşit türlü renge boyandım Azgın azgın çağlayarak akarak İnsafsızca tahrip edip yıkarak Ne utandım ne kimseden korkarak Kusur günah kirli renge boyandım Bir kuru sevdanın peşine düştüm Nice kayalardan taşlardan uçtum Irmağa kavuştum kendimden geçtim Utandım da kirli renge boyandım Yüzlerimi yere vurdum süründüm Çok dolandım ırmak oldum göründüm Eleklerden geçtim yundum arındım Kamilane karlı renge boyandım Irmak olup kavuşunca denize Dalgalandık coştuk taştık biz bize Çok zaman seyrettim aya yıldıza Aydın parlak nurlu renge boyandım Veysel yoktan geldim yok olup geçtim Ben deyenler yalan gerçeği seçtim Bir buhar halinde göklere uçtum Kayboldum o sırlı renge boyandım. |
GÖNÜL SANA NASİHATİM Gönül sana nasihatim Çağrılmazsan varma gönül Seni sevmezse bir güzel Bağlanıp da durma gönül Ne gezersin Şam'ı Şark'ı Yok mu sende hiç bir korku Terkedersin evi barkı Beni boşa yorma gönül. Yorulursun gitme yaya, Hükmedersin güne aya, Aşk denilen bir deryaya Çıkamazsın girme gönül. Ben kocadım sen genceldin, Başa bela nerden geldin Kahi indin kah yükseldin Şimdi oldun turna gönül. Bazı zengin bazı züğürt, Bazı usta bazı sakird Bazı koyun bazı aç kurt Her irenkten derme gönül Veysel gönülden ayrılmaz, Kahi bilir kahi bilmez, Yalan dünya yarsız olmaz, İster saçı sırma gönül. |
GÜZELLİĞİN Güzelliğin on para etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulaman Gönlümdeki köşk olmasa. Kim okurdu kim yazardı Bu düğümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir başka başk'olmasa. Güzel yüzün görülmezdi Bu aşk bende dirilmezdi Güle kıymet verilmezdi Aşık ve maşuk olmasa. Senden aldım bu feryadı Bu imiş dünyanın tadı Anılmazdı Veysel adı O sana aşık olmasa. |
HAYAL BANA YAKIN Hayal bana yakın yar bana uzak Sevdası başıma dolanır gitmez Aşkına düşeli yar bana uzak Yüz bin öğüt versen biri kar etmez Senin aşkın beni kıldı urusvay Düşmüşüm peşinde koşarım hay hay Kabul et kapında beni de kul say Dost yoluna ölür aşık ar etmez Ey beni bu derde giriftar eden Eski muhabbeti kaldırdın neden Gönül ister kavuşmayı ölmeden Gül olmasa bülbül ah u zar etmez Beni yakan yansın aşkın narına Gönül düştü bir zalimin toruna Bakmaz mısın bu VEYSEL'in zarına Ah çeker ağlarım yar elim yetmez. |
İSTANBUL.... Sevgisi içimde yaşayıp duran Nazlı güzellerin şirin İstanbul Hayali kafamda hükümdar süren Görmez gözlerime görün İstanbul Ortasında deniz kenarlar kara Bu dünyada cennet olmuş kullara Mehtapta sandallar ne hoş manzara Sahildir yayladır yerin İstanbul Gemilerin gelir peşi peşine Şöhretin yayılmış hudut dışına Ayrı bir güzellik başlı başına Sevgi muhabbetin derin İstanbul Fatih Mehmet Sultan temeli kurdu Ondan sonra oldu Türklerin yurdu Edirne'den gelen o büyük ordu Ayyıldız bayrak nurun İstanbul Denizler kilidi boğazların var Dünyaya haykıran avazların var Yılmaz Türk Ordusu şahbazların var Ferah tut gönlünün serin İstanbul Dünya güzelliği sendedir mevcut Hususi özenmiş yaratmış Mabut Herkesin gönlünde vardır bir maksut Halis Türk maksadın varın İstanbul Edipler şairler yetişmiş sende Ehl-i aşklar yanmış tutuşmuş sende Bir aciz kimseyim Veysel'im ben de Seversen olayım yarin İstanbul |
İŞDE HİYLE SÖZDE YALAN OLMASA İnsanoğlu doğru yoldan şaşmazdı İşde hiyle, sözde yalan olmasa Türlü türlü felakete düşmezdi İşde hiyle, sözde yalan olmasa İstemezdi alış verişte senet Kafalara yerleşmezdi ihanet Ne zina olurdu ne çapkın evlat İşde hiyle, sözde yalan olmasa Ne bir yetim hakkı ne de bir rüşvet Yanmazdı gönüller olurdu hep şad Derdim anlatırken denmezdi kapat İşde hiyle, sözde yalan olmasa Bu güzel sohbette olmazdı fıs fıs Çirkin ise meyyal olmazdı nefis Ne cinayet ne hırsız ne hapis İşde hiyle, sözde yalan olmasa Ortadan kalkardı günah musibet Aşıklar olurdu hak ve hakikat Herkes için açık olurdu cennet İşde hiyle, sözde yalan olmasa Tamuda olmazdı kullara ceza Olsa temiz ahlak ve husni-i rıza Hiç şüphe girmezdi gönüle göze İşde hiyle, sözde yalan olmasa Yalancılar belki kızar bu işe Yalan ayaktadır çıkamaz basa Kemlik düşünür mü kardeş kardeşe İşde hiyle, sözde yalan olmasa VEYSEL bu yollarda sarfeder nefes Herkesin elinde gezer bir kafes Binbir türlü derdi çeker mi herkez İşde hile, sözde yalan olmasa |
KARA TOPRAK Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır. beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kara topraktır. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü istediğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır Adem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve bitirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yarim kara topraktır. Karnın yardım kazmayınan, belinen Yüzün yırttım tırnağınan, elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sadık yarim kara topraktır İşkence yaptıkça bana gülerdi bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi Benim sadık yarim kara topraktır. Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır. Bir dileğin varsa iste Allah'tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan Benim sadık yarim kara topraktır. Hakikat istersen açık bir nokta Allah kula yakın, kul da Allah'a Hakkın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yarim kara topraktır. Bütün kusurumu toprak gizliyor Melhem çalıp yaralarım düzlüyor Kolun açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yarim kara topraktır. Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel'i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır. |
KIRK YAŞIMDAN SONRA KALBİME İLHAM Kırk yaşımdan sonra kalbime ilham Erişti Mevladan bir ihsan oldu Hakk'ı bilenlere hazırdır her an İnkar edenlere sır nihan oldu Varlık noktasını açık gösterdi İrade-i cuz'un eline verdi Hakk'ı bilen her eşyayı Hak gördü Vücudun şehrine o sultan oldu Sağda solda arşta kürste her yerde Hazırdır münkirin gözünde perde Diyen bilmez bilen demez bir ferde Akıl ermez sırrı bir süphan oldu Zahir batın her irenkten görünür Gani doğar amma gahi dulunur Nerde baksan orda hazır bulunur Kim demiş hakkında lamekan oldu Nuru ile bu alemi kapladı Azimdir kerimdir gafurdur adı Sefil Veysel Hak'tan ister muradı Muradlar verecek cömertkan oldu. |
Türkiye`de Saat: 23:44 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2