Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Kültür , Sanat Turizm, Gezi ve Seyahat Rehberi > Türkiye Şehirleri

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 05-08-2008, 15:35   #1
Sabret İnci Tanem
 
SnowFlake - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Icon2 31 - Hatay

Click the image to open in full size.


Hatay Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Yöredeki tarihi yaşam bulguları M.Ö. 100.000’lere kadar uzanır. Elde edilen buluntular; bölgenin orta paleolitik, neolotik, kalkolit dönemlerde ve tunç çağında yaygın bir yerleşim yeri olarak kullanıldığını göstermektedir. Amik Ovasında; Çatalhöyük, Tel Tainat, Tel Cüdeyde ve Tel Atçana’da ilk tunç çağı yerleşmeleri tespit edilmiş ve mimari kalıntılara rastlanmıştır. Kalıntılar; bu yerleşmelerde beylikler biçiminde yaşandığının ip uçlarını vermektedir.

İlk tunç çağından itibaren Amik Ovası’ndaki bu beylikler; sırasıyla Akadların, Yamhad Krallığının, Hititlerin ve Mısırlıların egemenliğine girmiş, Hitit imparatoru I. Şuppiluliuma döneminde tekrar Hitit egemenliğine girerek, bu durum M.Ö. 13. yüzyıla kadar devam etmiştir.

Hitit İmparatorluğunun M.Ö. 1200 yıllarında parçalanmasından sonra Sami-Aramiler tarafından “Hattena” adıyla bir Geç Hitit Krallığı kurulmuştur. Hattena Krallığı M.Ö. 9. yy’da Asurluların daha sonra da Urartuların egemenliğinde kalmıştır.

Türkmen/Oğuzların ataları Sakalar, M.Ö. 7. yüzyılın ortalarında hükümdarları Oğuz Han önderliğinde “Batık Şehir” adını verdikleri Antakya’yı zaptedmiş ve burada 18 yıl kaldıktan sonra M.Ö. 626’da Antakya’dan ayrılmıştır.

M.Ö. 6. yüzyılın ortalarından itibaren Hatay yöresi Pers İmparatorluğuna bağlı Kilikya Satraplığı’nın içinde yer almış ve Pers İmparatorluğu’na vergi ödemiştir.

M.Ö. 333 yılında Büyük İskender ile Pers İmparatoru III. Dareios’un orduları İssos kenti civarında savaştılar ve Büyük İskender Pers ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Myriandros’un (bugünkü İskenderun) adını değiştirerek Aleksadria adını vermiş ve bölge kısa bir süre Makedon hakimiyetine girmiştir.

Büyük İskender’in M.Ö. 323 yılında ölümünden sonra komutanlarından Seleucus I. Nicator iktidar mücadelesini kazanarak Seleukoslar dönemini başlatmış ve M.Ö. 300 yılında Seleucia Pieria, ardından Antiacheia (Antakya) kentleri kurulmuştur.

M.Ö. 64 yılında Antakya serbest şehir statüsü ile Roma İmparatorluğuna katıldı ve imparatorluğun Suriye Eyaletinin başkenti oldu.

M.S. 1. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan Hıristiyanlık, Kudüs dışında ilk defa Antakya’da yayıldı. Hz. İsa’ya inananlara ilk defa Antakya’da “Hıristiyan”adı verildi. M.S. II. yüzyılda Antakya; Roma ve İskenderiye’den sonra 200.000-300.000 nüfusu ile imparatorluğun üçüncü büyük metropolisi durumunda idi. Şehrin başlıca gelir ve zenginlik kaynağı ticaret ve ihracat idi. Şehir; saraylara, köşklere, heykellere, su yollarına, hipodroma, hamamlara ve hatta kanalizasyon sistemine sahipti.

395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölündü. Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kalan Antakya 638’de İslam orduları kumandanı Ebu Ubeyde İbn’ül Cerrah tarafından fethedildi. Emeviler döneminde (661-750) Antakya Halep’e bağlandı. Ardından Hatay bölgesi Abbasiler, Tolunoğulları ve İkşitlerin eline geçti.

944 yılında Kuzey Suriye’de Antakya’yı da içine alan Hamdanoğulları Devleti kuruldu. 967-969 yıllarında Hamdanilerle Bizanslılar arasında şiddetli çatışmalar oldu. Sonunda Antakya Bizans kuşatmasına 969 yılına kadar dayanabildi. Antakya Bizans İmparatoru Nikephorus Phokas’ın kumandanlarından Mikhail Burtzes tarafından zaptedildi.

9. ve 10. yüzyıllarda Antakya ve civarına çok sayıda Türk nüfusu gelerek yerleşmeye başladı. Bunda doğudaki Selçuklu varlığının büyük etkisi vardı. Sultan Melikşah döneminde (1072-1092), Kutalmışoğlu Süleyman Bey 1074 yılında önce Halep’i daha sonra Antakya’yı kuşattı. Vali İsaakios Komnenos 20.000 altın karşılığında barış yaparak kuşatmayı kaldırttı. 1084 yılında Antakya Askeri Valisi Philaretes Urfa’ya gidince kötü yönetim ve baskıdan bıkan halk bunu fırsat bilip İznik’te bulunan Süleyman Bey'i kente davet etti. Bunun üzerine Kuzey Suriye’ye bir sefer düzenleyen Kutalmışoğlu Süleyman Bey 12 Aralık 1084’te Antakya’ya girdi. Süleyman Bey, Filistin Selçuklu hükümdarı Sultan Melikşah’ın kardeşi Dımışk Meliki Sultan Tutuş arasında Halep yakınında yapılan savaşı kaybetti ve öldü. Antakya Selçuklu Meliki Sultan Tutuş’un hakimiyetine girdi. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah Kuzey Suriye’de çıkan hakimiyet kavgasını çözmek için 1086 yılında önce Halep, oradan Antakya’ya geldi. Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Tutuş’u sadece Dımışk (Şam) Meliki olarak bırakıp, Antakya’ya Yağısıyan’ ı Vali tayin ederek Antakya’yı doğrudan doğruya imparatorluğa bağladı.

1097 yılında Anadolu’dan Çukurova’ya gelerek İskenderun’u alan Haçlı orduları 21 Ekim 1097’de Antakya’yı kuşattı. Uzun süren bir kuşatma sonunda 1098’de Antakya Haçlılar tarafından zaptedildi. 1. ve 2. Haçlı seferleri sırasında Suriye Bizanslıların elinden çıktı, bölgeyi mahalli Müslüman Beyliklerle Latinler paylaştı. Antakya’da Kudüs’e bağlı olan Dükalık (Antakya Prensliği veya Antakya Kontluğu) kuruldu.

1268 yılında yöreye gelen Baybars komutasındaki Memluk ordusu Antakya’yı kuşattı ve 18 Mayıs 1268 günü yapılan hücumla şehre girildi. Memlukluların 1268’de gelişleri ile 171 yıl süren Antakya Haçlı Prensliği sona erdi. Baybars’ın hükümdarlığı zamanında bölgede Türkmenlerin göç ve yerleşimleri yoğun olarak gerçekleşti.

14. ve 15. yüzyıllarda Halep, Antep ve Antakya bölgesine göç eden Türkmen boylarının başında Avşarlar ve Bayatlar geliyordu. Kuzey Suriye Avşarlarından olan Gündüzoğulları Amik Ovasında, Köpekoğulları Antep’te ve Özeroğulları Dörtyol çevresinde yaşamaktaydı.

Osmanlı toprakları genişleyip Memluk sınırlarına ulaşınca iki devlet arasında savaşlarda başladı. Ard arda yapılan savaşlar sonunda Memluk ordusu, Osmanlı ordusunu Çukurova’dan çekmek zorunda bıraktı ve 1490 yılında barış antlaşması yapıldı.

Antakya ve çevresi 1516 yılında Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı hakimiyetine girdi. Osmanlı yönetiminde Antakya Halep eyaletine bağlı bir sancak ve bu sancağın merkezi idi. Sancak beyi tarafından yönetiliyor idi. Zaman içinde yapılan düzenleme ile Antakya kaza statüsüne getirilerek, Şam Beylerbeyliğine bağlı olarak yönetildi.

Kanuni Sultan Süleyman Tebriz seferi dönüşü Aralık 1535’te Antakya-İskenderun üzerinden Adana’ya geçmiş; daha sonraki yıllarda 1548-1549 kışını geçirdiği Halep’te iken yaptığı gezilerin birinde Antakya’ya tekrar uğramıştır. Kanuni Sultan Süleyman' ın buyruğuyla Belen’de cami, han, hamam ve imaret yapıldı. Belen' e 250 nefer derbentçi yerleştirdi. Daha sonraki yıllarda bölgeye 65 hane daha yerleştirilerek köy haline getirildi. Payas’ta eski kale yeniden yapıldı. Yine Payas’ta Sokullu Mehmet Paşa tarafından 1568 yılında yapımına başlanan cami, han, hamam, imaret 1574 yılında tamamlandı. Ayrıca yapılan iskele ve tersaneyi korumak için 1577 yılında limanın üst tarafına bir kale (Cin Kulesi) inşa edildi. Derbençi olarak buraya 541 aile yerleştirildi.

1832’de Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa Suriye’ yi fethederek Osmanlı ordusu ile 28 Temmuz 1832 günü Belen Boğazında (Belen Geçidi) yaptığı savaşı kazanarak, Adana’ya doğru ilerledi. 1839’da Osmanlılar bölgeyi Halep’e kadar geri aldılar. Tanzimat’ın ilanıyla Antakya ve çevresinde idari yapılanmada yeni düzenlemeler gerçekleştirildi. Antakya Sancağında Kaymakamlık ihdas edilerek çevresiyle birlikte (Şeyhülhadid, Kuseyr, Karamurt, Süveydiye, Altunözü, Cebel-i Akra-namı diğer Ordu) Halep eyaletine, Payas kazası, Uzeyr ve Belen sancakları çevresiyle birlikte (Bakras nahiyesi, İskenderun, Nahiye-i Arsuz) Adana eyaletine bağlandı.

I. Dünya savaşında Osmanlı devletine karşı isyan eden Araplar, İngilizler ve müttefikler ile iş birliği yaparak Osmanlı devleti aleyhine çalıştılar. İttifak devletleri daha 1916 yılında Sykes-Picot ve Sazanof arasında yapılan görüşmelerde Osmanlı devleti topraklarını paylaşmışlar; Güneydoğu Anadolu ve Suriye Fransa, bunun güneyinde kalan bölgeyi ve Irak’ı İngilizler alacaktı.

30 Ekim 1918’de Osmanlı devleti ile ittifak devletleri arasında Mondros anlaşması imzalandı. Antlaşma imzalandığında Türk birlikleri Antakya, Belen Dircemal, Telrifat hattını korumuş, Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk birlikleri 25/26 Ekim 1918 gecesi Halep’i sokak çatışması yaparak terk edip kuzeye doğru çekilmişlerdir. 27 Ekim 1918 günü Antakya’da Faysal taraftarları hükümet konağındaki Türk bayrağını indirip Arap bayrağı diye bir bayrak asarak Arap hükümeti ilan etmişler, fakat Belen’de bulunan 41. Fırkanın müdahalesi ile 3 Kasım 1918’de dağıtılmışlardır. Osmanlı Hükümetinin emri ile 41. Fırka, 8 Kasım 1918’den itibaren Anadolu’ya çekilmeye başladı. Son birlik Belen’den 9 Kasım günü ayrıldı. Yörede Türk askerinin çekilmesi üzerine 9 Kasım günü bir İngiliz müfrezesi İskenderun’a çıktı ve oradan Dörtyol’a geçti. Ardından 12 Kasım 1918’de Fransızlar İskenderun’a asker çıkardılar, 15 Kasım 1918 günü de Belen’i işgal ettiler.

27 Kasım 1918 tarihinde merkezi Beyrut’ta bulunan Fransız Yüksek Komiserliği bir kararname yayınlayarak merkezi İskenderun olmak üzere Antakya, İskenderun ve Harim’i içine alan “İskenderun Sancağı” kuruldu. Sancak idaresi bir Vali tarafından yerine getirilecekti.

7 Aralık 1918 günü Antakya, 11 Aralık 1918 günü de 400 Ermeni’den oluşan bir Fransız taburu Dörtyol’u işgal etti.

19 Aralık 1918 günü Dörtyol’a bağlı Karakese Köyünde Fransızlara karşı direnişte bulunulmuş ve müfreze köye giremeyerek 15 ölü bırakarak geri çekilmiştir. 19 Aralık 1918 tarihinde meydana gelen çatışma milli mücadele tarihimizdeki İLK KURŞUN’dur. Bu tarihten itibaren Kuvay-i Milliye’ye katılan çeteler ile bölgedeki işgal birlikleri arasında mücadele ve çatışmalar başladı.

20 Ekim 1921 günü Türkiye ile Fransa arasında Ankara Antlaşması imzalandı ve buna göre Payas sınır olacak şekilde İskenderun sancağı sınırlarımız dışında kalıyordu. Fakat antlaşmaya göre; İskenderun mıntıkasında Türk ırkından olanların kültürlerini geliştirmek için her türlü kolaylık sağlanacak, Türk dili resmi dil niteliğine sahip olacaktı.

Ankara Antlaşmasından sonra Türkiye ile Fransa arasındaki savaş hali sona erdi. Türkiye ile Suriye arasında sınır çizildi. Dörtyol (Payas dahil) ve Hassa Türkiye sınırları içerisinde kaldı.

Fransızlar 15 Kasım’da Hassa’yı, 8 Ocak 1922 ‘de Erzin’i, 9 Ocak 1922’de Dörtyol’u boşaltarak güneye çekildiler.

Bu yeni dönemde Antakya, İskenderun ve havalisi halkı Anayurttan ayrı yaşamaya alışamamışlar, her fırsatta Türkiye’ye katılma ve kurtulma talebinde bulunmuşlardır. Nitekim Gazi Mustafa Kemal Paşa 15 Mart 1923’te Adana’ya geldiğinde Antakyalılar kendisini karşıladılar. Karşılayan kalabalığın önünde iki levha, dört hanım ve bunların önünde bir kız vardı. Antakyalı kız (Ayşe Fıtnat Hanım) dokunaklı bir nutuk söyleyerek “Ey Ulu Gazi bizi kurtar” diye talepte bulundu. M. Kemal Paşa kıza “Kırk Asırlık Türk Yurdu Düşman elinde esir kalamaz!” diyerek kurtuluş vaadinde bulundu.

Bundan sonra 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan antlaşmasında, Ankara Antlaşması ile çizilmiş olan sınır aynen kabul edildi. Ocak 1925 ve Mayıs 1926’da Gazi Mustafa Kemal Paşa Dörtyol’u ziyaret etti. Nisan 1934’te resmi görüşmeler için sancağa gelen Gaziantep Valisi Akif İYİDOĞAN için muhteşem karşılama yapıldı, halk sevinçten Valinin makam arabasını havaya kaldırdı.

9 Eylül 1936 tarihinde Fransa Suriye ile antlaşma yaparak Suriye’ye bağımsızlık verilmesini kabul etti, fakat özel statüye sahip İskenderun Sancağı’nın durumu göz ardı edildi. Bu durumda, Türkiye 9 Ekim 1936’da Fransa’ya nota verdi. Konu; Türkiye ve Fransa arasında alınıp, verilen notalar sonucunda varılan mutabakata göre Milletler Cemiyetine taşındı. Atatürk, 1 Kasım 1936’da T.B.M.M’nin açılışında sancak konusunda devletin tavrını açıkça ortaya koydu. Ertesi gün Atatürk sancağa “Hatay” adını verdi. Aralık 1936’da şeklini belirlediği Hatay Bayrağını Hataylılara armağan etti.

Milletler Cemiyeti 14-16 Aralık 1936 tarihinde yaptığı toplantıda sancağın oturumunu yeniden incelemek için 3 gözlemcinin Sancağa gönderilmesini kararlaştırdı. 1 Ocak 1937 günü Hatay’a gelen gözlemciler incelemelere başladılar. 12 Ocak 1937 günü gözlemcilerin kaldığı Turizm Oteli (şimdiki Özel Ata Lisesi) önünde 60.000 Türk’ün katıldığı muazzam bir miting ve yürüyüş yapıldı. Nihayet Milletler Cemiyeti Konseyi 27 Ocak 1937 toplantısında İskenderun Sancağı’na bağımsızlık verilmesini kabul etti. Sancak içişlerinde tam bağımsız, dışişleri, maliye ve gümrük konularında Suriye’ye bağlı olacaktı.

29 Kasım 1937 tarihinde Milletler Cemiyetine seçilen komitece hazırlanan “Sancak Statü ve Anayasası” yürürlüğe girdi. Bundan sonra Milletler Cemiyeti nezaretinde sancak nüfusunun cemaatlere göre belirlenip, kaydedilmesi için nüfus tespitine gidildi. Milletler Cemiyetine göre seçimler; 28 Mart ve 12 Nisan 1938‘de yapılacaktı. Seçimlerden önce, seçmenler cemaatlere göre belirlenecek, bunun ardından milletvekillerini seçecek, ikinci aşamada seçmenler seçilecek, üçüncü aşamada milletvekilleri seçilecektir.

Halk arasında “Referandum” olarak bilinen seçim sırasında Sancak’ta tansiyon yükseldi, cemaatlere göre nüfus tespitinde Milletler Cemiyetinde yapılan zorlu görüşmeler sonunda 21 Mart 1938’de kesinleşen karara istinaden, Türk Tezi doğrultusunda her dileyen Hataylının dilediği cemaat listesinden yazılması kabul edildi.

Sancakta meydana gelen karışıklıklar ve idarenin Türkler aleyhine takındığı tavır yüzünden Milletler Cemiyetince belirlenen seçim takvimi zamanında tamamlanamadı.

Başta; Atatürk’ün takındığı kararlı tavır ve Türk Hükümetinin girişimleri sonucunda Sancak Umum Valiliğine Dr. Abdurrahman MELEK, Delegeliğe de Kolonen COLLET getirildi. Atatürk, 19 Mayıs 1938 günü Ankara’da törenleri izledikten sonra Ankara’dan, Mersin’e hareket etti ve 20 Mayıs günü Mersin’de askeri birliklerin geçitlerini hasta olduğu halde ayakta izledi.

Seçimin güvenli bir ortamda yapılabilmesi için Türkiye ile Fransa arasında antlaşmaya varılmış ve askeri antlaşma imzalanmıştır. Bu antlaşmanın uygulama esaslarını belirlemek üzere Orgeneral Asım GÜNDÜZ Başkanlığındaki askeri heyet 12 Haziran 1938 günü Antakya’ya geldi. 13 Haziran - 3 Temmuz 1938 tarihleri arasında Fransa’nın Suriye Orduları Komutanı Orgeneral Huntzinger başkanlığındaki Fransız heyeti ile yapılan görüşmeler sonucunda antlaşma imzalandı. Varılan antlaşmaya göre Hatay’da güvenlik 6.000 kişilik bir güçle sağlanacak, bunun 2.500’er kişisi Fransız ve Türk Kuvvetlerinden, 1.000’er kişisi de Hatay’dan karşılanacaktır.

Antlaşma gereği Kurmay Albay Şükrü KANATLI Komutasındaki Türk Kuvvetleri 5 Temmuz 1938 günü Hassa ve Payas’tan iki koldan Hatay’a girdi.

Türk askerinin Hatay’a girmesinden sonra yeni bir seçim komisyonu kuruldu ve seçim çalışmalar 22 Temmuz 1938’de başladı. Cemaatlere göre tescil işleri 1 Ağustos’ta sona erdi. İkinci seçmen kayıtları 8 Ağustos’ta bitti. 19 Ağustos’ta adayların isimleri ve sayıları belirlenecekti. Sürenin bitiminde her cemaatten aday sayısını seçilecek milletvekili sayısına denk olduğu görüldüğünden seçim yapılmadan adaylar milletvekili oldular. Böylece; 31’i Türk (9’u Alevi) 2’si Arap, 5’i Ermeni, 2’si Ortodoks 40 mebus seçilmiş oldu.

2 Eylül 1938 günü Hatay Devleti kuruldu. Hatay Devleti Meclisi o gün, şimdiki Gündüz Sinemasında toplandı. Meclis Başkanlığına Abdulgani TÜRKMEN, Devlet Başkanlığına Tayfur SÖKMEN seçildi. Devletin adı “HATAY” olarak kabul edildi.

Hatay Devlet Meclisi’nin 5 Eylül tarihli oturumunda Devlet Reisi Tayfur SÖKMEN, Dr. Abdurrahman MELEK’i Baş Vekil olarak Hükümet Kabinesini kurması için görevlendirdi. Kurulan hükümet, Meclisin 6 Eylül 1938 tarihli oturumunda güven oyu aldı. Sancak Anayasası “Hatay Anayasası” olarak kabul edildi. Devletin adı da “HATAY DEVLETİ” olarak değişti. Bundan sonraki Hatay Meclisinin düzenleme ve çalışmalarıyla Hatay Devleti, Türkiye ile münasebetlerini arttırdı. Sonuçta; Fransa ile Türkiye arasında 23 Haziran 1939'da “Hatay Mıntıkasının Türkiye’ye İadesine Dair” Hatay Antlaşması imzalandı.

Hatay Millet Meclisi, 29 Haziran 1939 tarihinde olağanüstü toplanarak “Hatay’ın Anavatana kavuştuğunun bir kararla tespitini” isteyen 39 imzalı önerge üzerine Hatay Millet Meclisinin dağıtılması teklifi oybirliği ile kabul etti.
Hatay Devleti Bakanları

7 Temmuz 1939 tarih ve 3711 sayılı Kanunla Hatay Vilayeti kuruldu. 18 Temmuz 1939 günü Hatay Valiliğine atanan Şükrü SÖKMENSÜER Hatay’a geldi. 23 Temmuz 1939 tarihinde de Hatay’da kalan son Fransız birliği Antakya’dan ayrıldı. Böylece Hatay Devleti’nin anayurda katılma işlemleri tamamlanmış oldu.
__________________
░║ HαβεЯіП ΨоЖ βεП ÕГϋΨояμШ ║░
SnowFlake Ofline   Alıntı ile Cevapla
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 10:31 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580