Yumruk atacağınıza, gol atsaydınız!(Ali Sami Alkış)

[bjk_bjk]

Bir boks maçı düşünün ki hiç yumruk atılmasın... Bir güreş düşünün ki, hiç el ense çekilmesin... Bir basket maçı düşünün ki, potaya hiç şut atılmasın... Bu müsabakalar ne hale gelirse, Kayseri-Beşiktaş maçının ilk yarısı da bu hale geldi. Maçın ilk devresi; yaratıcılık, heyecan ve pozisyon açısından feci bir durumdaydı. Futbol adına hiçbir şey olmayınca, araya başka faktörler girdi. Gerilim ve sinir bozukluğu hakim güç haline geldi. Ortalık karıştı.

İbrahim Kaş, hakemlere çaktırmadan Aydın’a sert bir kroşe çekti. Çocuğun ağzı burnu dağıldı. S.Özkan, hem Ali Tuna’yla, hem Ragıp’la, mazereti ve gerekçesi olmayan kavgalara tutuştu.

Becerilerini, başarılarını ve eski etkinliklerini kaybetmeye başlayan bir futbolcunun yaptığı ilk şey; Serdar Özkan gibi dalaşacak adam aramasıdır. Gittiği yol ve çizdiği istikamet; onu bir uçurumun kenarına götürüyor, haberi yok.

Hakem de bir tuhaftı... İbrahim Kaş bilinçli yumruk atıyor, kırmızı kart yok... Toledo da Ali Tandoğan’a dirsek çakıyor, sarı bile çıkmıyor. Böyle olunca, herkes herkese faul yapmaya başladı.

***

Maçın ikinci yarısı; Kayseri’nin baskısı ve Beşiktaş’ın buna yanıt vermesi çabalarıyla hızlandı ve heyecanlandı. Pozisyonlar patlamaya başladı. Ama bu tek taraflıydı. Çünkü tehlikeli ataklar, hep ev sahibinden geliyordu. Beşiktaş pozisyon bulamadan maçı bitirdi.

Topa iki kez elle müdahele ederse atılacağını bilmeyen futbolcun varsa; kaybedeceğin maçlar, dünküyle de sınırlı kalmaz. Yumruk atacağınıza gol atın!

***

Beşiktaş, Holosko yokmuş gibi oynama inadını; puan kaybı pahasına bile olsa ısrarla sürdürüyor. Bu konuda ciddi bir disiplinsizlik var!

Ya kuzgun leşe, ya devlet başa...