![]() |
Ev Yaptırdım Çam Dalından (afyon) Ev yaptırdım çam dalından meşeden Dolan gel sen arpalıktan köşeden Sen doldur da ben içeyim şişeden Aman Allah lamba vurdum yanmıyor Rasime kız laflarıma kanmıyor Evlerine vara gele yoruldum Ne dedim de kafir kıza darıldım Ufacıktın kız ben sana sarıldım Aman Allah lamba vurdum yanmıyor Rasime kız laflarıma kanmıyor |
Gara Hüseyin Türküsü (afyon) Gara Hüseyin mavzerini yağlıyor Hatçe gelin siğim siğim ağlıyor Mavzerin kurşunu dağı deliyor Aman Arif Bey'im öldürme beni Mermer direklere sardırma beni Af(ı)yon damını yardım da kaçtım Suvermez yoluna sar(ı) altın saçtım Onbeş atlıyınan gız aldım gaçtım Aman Arif Bey'im öldürme beni Mermer direklere sardırma beni Gayışdandır Arif Bey'in kuşağı Kubanlık gidiyor yörük uşağı Beynimde patladı domdom fişeği Aman Arif Bey'im öldürme beni Mermer direklere sardırma beni Yağmur gibi yağdım yel gibi esdim Belce'yi aşınca umudum kesdim Beni öldürünceye varımış kasdım Aman Filik aman har demedin mi? Yanımda Mustafa var demedin mi? Arif Bey geliyor bakın kastine Selam verir yarenine dostuna Af(ı)yon'u tapulatmış üstüne Uyan Hatçem uyan gör neler oldu Seni saran kollar sarardı soldu Heybetli olur Azziye'nin kalemi Ben bilirim arkamızdan geleni Yar elinden çekticeğim elemi Uyan Hatçem uyan gör neler oldu Seni saran kollar sarardı soldu Gölcük yaylasında dört kaçak gezer Dördünün omzunda var beşli mavzer Anamdan evvelde Hatçe gız gezer Mustafa, Mustafa ille Hüseyin Ben kendime ettim kime söyleyim hikayesi: Karacalar köyünden Gara Hüseyin ve Mustafa, adi bir suçtan dolayı Afyon cezaevine düşerler.Bir süre sonra arkadaşları Durmuş'la beraber cezaevinden kaçarlar.Gara Hüseyin, Suvermez köyünden sevdiği Filiğ'in Hatçe'yi kaçırır.Bu sırada, 2.Bozkır, Apa ve Dinek isyanını bastırmaktan dönen Kuvayı Milliye Reisi Bayat'lı Yarbay Arif Bey, Karakeçili müfrezesiyle beraber Emirdağ'ına gelir.Amacı müfrezeye gönüllü yazmaktır.Arif Bey'in ilçeye geldiğini duyan Filik, Suvermez köyünden gelerek kızını kaçıran Gara Hüseyin ve arkadaşlarını Arif Bey'e şikayet eder. Arif Bey (Bayat'lı Arif Göngör), Gara Hüseyin ve arkadaşlarına haber göndererek "Kendilerine birşey yapmayacağını, müfrezesine dahil edeceğini" söyler.Gara Hüseyin ve arkadaşları Hatçe'yi de alarak Emirdağ'ına inmeye karar verirler.Ancak, Horan (Yavuz) köyü yakınlarında Belce mevkiinde Arif Bey'in adamları tarafından yakalanarak, elleri bağlı olarak Emirdağ'ına getirilirler. Arif Bey, Gara Hüseyin, Mustafa ve Durmuş'u bugünkü İnkilap İlkokulu'nun (O zaman ki hükümet binası) bahçesindeki mermer direklere sardırarak, kurşuna dizdirir.Ve halka ibret olsun diye cenazeler üç gün asılı kalır. Ağıdı, Gara Hüseyin'in annesi ile karısı Hatçe söylemiştir.Ağıt, bugün türkü olarak söylenmektedir. |
Hapisane İçinde Bir Mermer Direk (afyon) Hapisane Önünde Yayılır Kazlar, Bir Bayramdan Bir Bayrama Çalınır Sazlar, Çok Kışlar Geçirdim Gelmiyor Yazlar. Düştüm Ben Bir Zindana Yanar Döner Ağlarım, Demir Parmaklıklardan Boyun Büker Ağlarım. Hapisane İçinde Bir Mermer Direk, Kimimiz Yüz Birli Kimimiz Kürek, İdam Cezalarına Dayanmaz Yürek. Düştüm Ben Bir Zindana Yanar Döner Ağlarım, Demir Parmaklıklardan Boyun Büker Ağlarım. Hapisane İçinde Ötüşen Kuşlar, Hayırdır İnşallah Gördüğüm Düşler, Herkes Sevdiğine Canlar Bağışlar. Düştüm Ben Bir Zindana Yanar Döner Ağlarım, Demir Parmaklıklardan Boyun Büker Ağlarım. Hapisanenin Suyu İçinden Akar, Arkadaşlar Gelmiş Kapıdan Bakar, Gardiyanlar Darılır,Canımı Yakar. Düştüm Ben Bir Zindana Yanar Döner Ağlarım, Demir Parmaklıklardan Boyun Büker Ağlarım. |
Harman Yeri Yaş Yeri (afyon) Harman yeri yaş yeri Yavaş yürü hoş yürü Ak gerdanın altıncla Otuz iki diş yeri Ay Ayşem menevşem Böyle olalım her akşam Harman yeri yarıldı Anam bana darıldı Ne darıldın hey anam Eloğludur sarıldı Ay Ayşem menevşem Böyle olalım her akşam Harmana kuyu kazdım Hem okudum hem de yazdım Ak göbeğin altına Düştüm bayıla yazdım Ay Ayşem menevşem Böyle olalım her akşam Harman yeri süpürdüm Bağdaş kurdum oturdum Ne darıldın hey ana Sarhoş keyfi yetirdim Ay Ayşem menevşem Böyle olalım her akşam |
Hezin Hezin Gir Kapıdan (afyon) Hezin hezin gir kapıdan Sendin gönlümü avutan A yarim aman da aman Ellere demen (Bağlantı) Oynayışın sallanışın Bulanışın ırlanışın Del'etti beni aman aman Kül etti beni Ah yatamadım mis kokudan Aman Fadik edalı Fadik Gümüşten dökmeli Fadik A yarim aman da aman Ellere demen Bağlantı Kapıyı açtım aman Fadik kaçtı İnce belden şalvar uçtu A yarim aman da aman Ellere demen Bağlantı |
İslamoğlu 2 (afyon) İslamoğlu kale yapar taşınan Gözlerim doldu kanlı yaşınan Ah ne diyara gidem garip başınan Eyvahlar olsun saçlı doru şanına Beş yüz altın yakışır senin yiğit şanına Tümsek çam üstünde leylek yuvası Ay yine yeşillendi Afyon'un ovası N'ettim sana hey dininden bulası Eyvahlar olsun saçlı doru şanına Beş yüz altın yakışır senin yiğit şanına |
Kap'ardına Asakoymuş Eleği (afyon) Kap'ardına asakoymuş eleği Bekarların genç kızlardan dileği Anasının mühür gözlü meleği Aman yarim evleriniz nerd'olur Eller sarar yüreğime derd olur Yeni çıkmış kestanenin dalına Beni koymadılar kendi halime Kamalar mı sokam kendi kalbime Aman yarim evleriniz nerd'olur Eller sarar yüreğime derd olur |
Kara Koçun Boynuzu (afyon) Kara da koçun boynuzu Siyah da saçın kunduzu Koyver de yosmanın kızı Doğru şafak yıldızı Haydi de bir tanem çarşıdan Biraz da alalım komşudan Kara da koç meler gelir Dağları deler gelir Gurbete giden gelin Aklına neler gelir Haydi de bir tanem çarşıdan Biraz da alalım komşudan |
Karahisar Kalesi (afyon) Karahisar kalesi yıkılır gelir Zülüfler gerdana dökülür gelir Bir yiğit de sevdiceğin almazsa Yaşları gözünden dökülür gelir (O yiğidin ömrü sökülür gelir) (Bağlantı) Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme umudunu gadir Mevla'dan Ver elini garlı dağlar aşalım Bayramlaşalım Gapıya bağladım gınalı goçu Harmanlar galdırdım gız senin uçu Eğer anan seni bana vermezse Afiyonun damları gız benim uçu Bağlantı Ben bir goyun olam sen de bir guzu Meleye meleye getirem yazı Bağlantı |
Kınası Karılır Tasta (afyon) Kınası karılır tasta Oğlan evi pek heveste Kız anası kara yasta Yarenim kınan kutlu olsun Orda dirliğin tatlı olsun Tuz kabını tuzsuz koyan Koca evi ıssız koyan Anasını kızsız koyan Yarenim kınan kutlu olsun Orda dirliğin tatlı olsun Ana hamama vardın mı Yunduğum yeri gördün mü Şimdi kıymetim bildin mi Yarenim kınan kutlu olsun Orda dirliğin tatlı olsun Atlayıp geçer eşiği Sofrada kaldı kaşığı Gelin evlerin ışığı Yarenim kınan kutlu olsun Orda dirliğin tatlı olsun Kaya dibi karıncalı Yanı çifte görümceli Hem dayılı hem amcalı Yarenim kınan kutlu olsun Orda dirliğin tatlı olsun |
Koca Mustafa Türküleri 1 Virandır bahçenin gülleri viran Ölür mü dünyada dengini bulan Önünü koyup da sonunu sayan Ölür de bir murada eremez Beyler aman gidelim Keklik öter yükseğinde kayanın Gelin gider gölgesinde mayanın Bu dünyada sevdiğini saranın Gündüzü arife gecesi bayram Beyler aman gidelim Atımın başında püsküllü koza Kanlarım karıştı toprağa toza Elin nişanlısı yar m'olur bize Ver elini kömür gözlüm gidelim Beyler aman gidelim Er sabahtan mavzerler takladı Berberoğlu cenazemi bekledi Mayser gelin kır atımı örkledi Verin benim filintamı sırata Beyler aman gidelim Erenlerin türbesini taşladım Bilmem sevap bilmem günah işledim Öpim derken al yanaktan dişledim Affetsinler benim suçumu Beyler aman gidelim Kır atıma bindim Çerkeş'ten geçtim Kayalar dağında al kanlar saçtım Elimde mavzer Dinar'ı bastım Duymadın mı Kaymakam bey şanımı Beyler aman gidelim |
Koca Mustafa Türküleri 2 Bohurcular bölük bölük geldiler Ciğerimi delik delik deldiler Mustafa'yı şu çimene serdiler Malı yağma ırzı beylik dediler Sular akmayınca durulmazimiş Gönül gezmeyince yorulmazimiş Kocalıkta demler sürülmezimiş Gençlik elde iken sürem demleri Kahbe felek değirmenin döndü mü Bağın bahçen sular ile doldu mu Ben yaparım sen yıkarsın bendimi Döne döne nöbet bile geldi mi Çıkaydım Kumalar'ın düzüne Martinimi alaydım yüzüme Onbeş sene az geliyor gözüme Yandım Allah müfrezeler elinden Burçak verin kır atıma kişnesin Fitil salın yarelerim işlesin Ben ölürsem nazlı yarim n'işlesin Kalk gidelim ela gözlüm dağlara Kır ata bindim de Macıl'dan geçtim Kumalar dağ'ına al kanlar saçtım Onbeş atlıynan Dinarı bastım Duymadın mı Kaymakam bey ünümü |
Koca Mustafa Türküleri 3 Koca Mustafa da al kanlar kustu Jandarmalar dumanından duramaz Mustafa der bu dağ bize yaramaz Belki müfrezeler vururlar bizi Zindan boğazını müfreze bastı Koca Mustafa da al kanlar kustu Bunu gören İnce Memed koydu da kaçtı Şahinin yuvadan kaçtığı gibi Haydarlı üzeri çifte değirmen Ankara'dan geldi vur emri ferman İnce Memed der ki ben burda durmam Bugün müfrezeler basarlar bizi Yörüklerin keçileri alabaş Mustafa'nın varacağı Karataş Aman İnce Memed yanıla ulaş Şimdi Bohurcular vururlar bizi Müfrezeler bölük bölük geldiler Ak göğsümü delik delik deldiler Hükümet önünde resmim aldılar Ak kağıt üstünde görün siz beni |
Koca Mustafa Türküleri 4 Kırklar'a vardım emme gezmedim Galem alıp gözelleri yazmadım Bu gara yazıyı gemdim yazmadım Yazan katip galemin gırılmadı mı Kırıklar'ın sıra sıra söğüdü Ben giderken yapracığı göğüdü Tükendi mi Kırklar'ın yiğidi Gak gidelim İnce Memed dağlara Müfrezeler bölük bölük geldiler Akbağırımı delik delik deldiler Goca Mustafa'nın öldüğünü bildirdiler Gak gidelim Karataşlım buradan Goca Mustafa da atar atar vuramaz Buhurcular dumanından duramaz İnce Memed bu iş bize yaramaz Gak gidelim Karataşlım buradan Çadır gurdum Kumalar'ın düzüne Aynalı martinimi aldım yüzüme O gız vermiş gül memesini ağzıma Yüzbir sene az geliyor gözüme Goca Mustafa gaktı gayalara dayandı Keten göynek al gannara boyandı İnce Memed buna can mı dayandı Gak gidelim Karataşlım buradan Goca dağ başında bir ulu gavak Dibinde açılmış gül tabak tabak Gözelin goynunda tez olan sabah Çirkinlere var ömrünü yoğetti Kaynak: Nedret Gürcan |
Koca Mustafa Türküleri 5 Aldım martini indim Dinar'a Söylen Osman bey'e versin bin lira Bizden selam söyleyin hep yarenlere Şimdi müfrezeler çevirir bizi Sabah namazından dağlardan aştım Cumalan yaylasına al kanlar saçtım Martim kucağında Dinar'ı bastım Duymadın mı Kaymakam bey namımı Başmakçı'dan çıktım bir at kişnedi Üzengisi ayağımı dişledi Telgraflar Ankara'ya işledi Şimdi müfrezeler çevirir bizi Buhurcular bölük bölük geldiler Ak bağrımı delik delik deldiler Şu Dinar'da resmimi aldılar Ak kağıt üstünde tanıyın beni Yörüklerin keçileri alabaş Mustafa'nın ah çektiği Karataş İnce Memed olmaz bize arkadaş Ver elini Kareyserli gidelim Çakın atları çayıra çakın Kurşun tuttu pınarı taşlara yatın Allah'ın aşkına vurasıya atın Şimdi müfrezeler vururlar bizi Atıma bindim de elimde dizgin Şahinin payına iner mi kuzgun Var mı bizim gibi sıladan bezgin Sılanın dikeni gül oldu bize Buhurcular Akgedikten ünledi Koca Mustafa kulak verdi dinledi Candarmanın kulağından ennedi Düş arkama kömür gözlüm gidelim Koca Mustafa da gençten bir uşak Beline kuşanmış binbeşyüz fişek Peşine düştü onbin genç uşak Koyverin efeyi salıverin gitsin |
Koca Mustafa Türküleri 6 Buhurcular atar atar vuramaz da İnce Memed dumanından duramaz Kalk gidelim bu el bize yaramaz Şimdi müfrezeler basarlar bizi Yörüklerin keçileri alabaş da Mustafa'nın varacağı Karataş Aman İnce Memed imdada ulaş Şimdi müfrezeler basarlar bizi Buhurcular bölük bölük geldiler de Ak bağrımı delik delik deldiler Şu Dinar'da resmini aldılar Ak kağıt üstünde görsünler bizi hikayesi: Koca Mustafa türküleri kimi zaman "Buhurcular" veya "Ince Memed" türküleri olarak da anılabiliyor. Çünkü Buhurcular, Koca Mustafa'nın öldürülmesinde etkili olmuş bir Yörük aşireti. İnce Memed de Koca Mustafa'nın arkadaşlarından. Ancak vurulmasına yakın Koca Mustafa'dan ayrılmış birisi. Cumhuriyetten önce Dinar'a bağlı Kırıklar (şimdiki adı Gökçek) köyünde şimdi Dazkırı'ya bağlı bir olaydan dolayı Koca Mustafa'nın anasını zaptiyeler önce Başmakçı daha sonra Dinar'a getirmişler. Götürürken de eziyet etmişler kadına, Bunun üstüne gerek köydeki hasımları ve gerekse güvenlik güçlerine kin bağlamış ve dağa çıkmış Koca Mustafa. Yıllarca eşkiyalık yapmış. Sadece Dinar çevresinde değil, Isparta-Burdur-Antalya-Denizli-Uşak çevresinde zaman zaman kırk atlıya varan bir grupla dolaşmış. Yanındaki adamları üstüne, kendisi üstüne hikayeler, olaylar anlatılır o yörelerde. İnce Memed Kareyserli (dayısı), Şakir Efe en yakın adamlarından. Vurulduktan sonra bile bu yakın adamları hakkında değişik söylentiler dolaşmış durmuş. Önceleri Buhurcular adlı Yörüklerle iyimiş araları. Sonradan bozulmuş. Kurtuluş Savaşı'nda da bazı Ege zeybekleri gibi katılmamış orduya. Güvenmemiş. Düşman kovulup da içteki pürüzlerin üstüne gidilince Koca Mustafa zorlanır olmuş. Ayrıca jandarma, Buhurcularla işbirliği yapmış. Çevresindeki adamaları da yavaş yavaş bu işten soğumaya başlayınca, (bu konuda İnce Memed'le ilgili değerlendirmemize bakılmalı M.B.) zayıflamış koca Mustafa. Hatta İnce Memed'in: "Ayrılalım, herkes bir tarafa dağılsın, bu işin sonu yok, böyle giderse çabuk vuruluruz" diye arkadaşlarına öneride bulunduğu söylenir. Koca Mustafa'nın da bunu kabul etmediği söylenir. Bu görüş ayrılığı yüzünden İnce Memed, Koca Mustafa'dan ayrılmış. Koca Mustafa, bu arada Dinar'ın Karataş köyünden evlenmiş. O yöreye geldiği haber alınınca, jandarma ve Buhurcu yörükleri Dinar'ın Karataş köyü çevresinde kıstırmışlar kendisini. Sabahtan akşama kadar çarpışma olmuş. Koca Mustafa'yı bir çayın kenarında vurmuşlar. Koca Mustafa vurulunca çevresindekiler dağılmış, kimisi yakalanmış. Vurulduğu tarih kesinlikle bilinmemekle birlikte, 1925-26'larda olması mümkündür." Koca Mustafa, halk arasında yaygın bir üne kavuştuğu için adına yakılan türküler de çoğalmış. İnce Memed türküleriyle bu türküler arasında bazı geçişmeler de olmuş. Koca Mustafa'nın, İnce Memed'in kendisinden ayrılmasını sindiremediği, halkın da İnce Memed'in yenilgisini buna bağladığı anlaşılıyor. |
Mapushane Dedikleri (afyon) Mapushane dedikleri bir derin kuyu Yetmiş arşın geliyor kalenin boyu Ne gelen var ne giden hemen yat uyu Düştüm ben bir mahpusa yanar döner ağlarım Demir parmaklıktan boyun büker ağlarım Mapushane önünde üç ağaç selvi Selvinin dalları kudretten telli Kimimiz nişanlı kimimiz evli Düştüm ben bir mahpusa yanar döner ağlarım Demir parmaklıktan boyun büker ağlarım |
Merdivenin Başındayım (afyon) Merdivenin başındayım Onüç on dört yaşındayım Aslan yarim orada mı burada mı Bir güzelin peşindeyim Dağlar bana bana derler bana Çakır ela gözler de ağlar bana Merdivenden inerken Ak tapuğa battı diken Bu ayrılık belimi de büken Dağlar bana bana derler bana Çakır ela gözler de ağlar bana Merdivenler ayak ayak Bal koydular tabak tabak Ban sensiz zehir olur bal kaymak Dağlar bana bana derler bana Çakır ela gözler de ağlar bana |
Molla Ahmed (afyon) Anne beni Kırkpınar'da kestiler Cepkenimi saz dalına astılar Anam babam benden umut kestiler Dalgın uykulardan uyan Ahmedim Yağlı kamalara dayan Ahmedim Yakupoğlu kamaları yağlıyor Neslihan kız siyim siyim ağlıyor Katil Macar kollarını bağlıyor Kuş gibi meydanda dönen Ahmedim Neslihan yoluna ölen Ahmedim Bir incecik yol gidiyor Bazlar'a Ilgıt ılgıt kanım aktı sazlara Selam söylen anamınan kızlara Dalgın uykulardan uyanamadım Yağlı kamalara dayanamadım Biçildi mi Seydiköy'ün çayırı Kadir Mevlam canı candan ayırı Hiç kalmamış Neslihan'ın hayırı Koç gibi meydanda dönen Ahmedim Dostlar düşman imiş ben bilemedim hikayesi: Aslen Babadağ'lıdır. Genç, yiğit, yakışıklı bir delikanlıdır. Serde erkeklik var ya!ailesine küser tutar gurbetin yolunu. Gelir Şuhut ilçesine. Güçlülüğü ve cesaretinden ötürü delikanlılar arasında kendini hemen sevdirir. Efeler alayının başı olur.Sesinin güzelliğinden dolayı da müezzinlik yapar ara sıra.Bu yüzdende kendisine Molla lakap'ını takarlar. Molla Ahmet aynı zamanda kasabada kahvecidir. Kasabanın zenginlerinden birinin kızı bu özellikleri bulunan Molla Ahmed'e tutulur. Molla Ahmed'de bu kızı sever. Anadolu'da böyle zengin ve güzel kızların gönlüne girmek için delikanlılar arasında rekabet bir görenektir. "Macar" lakaplı namert de kıza tutkundur. Arkadaşlarıyla birlikte Molla Ahmet'i bir kır alemine davet ederler. Mola Ahmet iyi yüreklidir, arkadaş'larının namert çıkacaklarına hiç ihtimal vermez. Kısa bir eğlenceden sonra ansızın Ahmet'i kıskıvrak bağlarlar. Hiç acımasız elini, kolunu , bacağını parça parça edip sazlığın oraya bırakır uzaklaşırlar. Yakın köylerin köpekleri ağızlarında et parçalarıyla dolaştıklarında köylüler Molla Ahmet'i çoraplarından tanırlar. Suçlular yakalanır adalete teslim edilirler. Olay halk içinde nefretle anılır. Olay, türküde bütün inceliğiyle dile getirilmiştir. |
Şu Dağlar Olmasaydı (afyon) Şu dağlar olmasaydı Efeyi salmasaydı Ölüm Allah’ın emri Ayrılık olmasaydı Bu dere derin oldu Gölgesi serin oldu Benim sevdiğim güzel Ellere gelin oldu Şu dağlar ulu dağlar Al giymez kara bağlar Ağlarsa anam ağlar Gerisi yalan ağlar |
Ümmüm Seni Atarlar (afyon) Ümmüm seni hanaylardan atarlar Ak eline kara kına yakarlar Gelin Ümmü yakarlar Güzel isen al yanaktan öperler Çirkin isen dış kapıdan kovarlar Kovarlar gelin Ümmü kovarlar Vargit Ümmü'm vargit doldur suyunu Suyunu öğrenemedim huyunu Vargit Ümmü vargit doldur testini Testini unutmuşsun dostunu Davul çeşmesinin önü çayırlık Zor geliyor şu gençlikte ayrılık Gelin Ümmü ayrılık Ümmüm sende değil annende gavurluk Vargit Ümmü vargit doldur testini Testini unutmuşsun dostunu Davul çeşmesinin önü çayırlık Zor geliyor şu gençlikte ayrılık Gelin Ümmü ayrılık Akşam olur dombayımı tararım Ümmü diye sokakları ararım Gelenden geçenden haber sorarım Vargit Ümmü vargit doldur testini Testini unutmuşsun dostunu Davul çeşmesinin önü çayırlık Zor geliyor şu gençlikte ayrılık Gelin Ümmü ayrılık |
Vagonlar Yarmalara Dizildi (afyon) Vagonlar da yarmalara dizildi Bakın ahbaplarım da bakın benzim bozuldu Sılaya varmadan kabrim kazıldı Ağlasın garip anam ağlasın Ağla da yaşlar bağlasın |
Yağmur Yağar Şıpır Şıpır (afyon) Yağmur yağar şıpır şıpır buz gibi Eriyorum ben de çürük duz gibi Gocanınan geçincemen yok ise Boşan da gel gabülümsün gız gibi Gelin gız gibi Evlerinin önü bulgur dibeği Dibeğe vurdukça oynar göbeği Gocan güçcük nerden aldın bebeği Ah bebeğin bubası ben olaydım Gelin ben olaydım Çadır gurdum şu yaylanın düzüne Aynalı martini aldım dizime Varın söylen o yosmanın gızına On beş sene az geliyor gözüme Beyler gözüme |
Yüce Dağ Başında Bir Top Kar (afyon) Yüce dağ başında bir top kar idim Yağmur yağdı güneş vurdu eridim Evvel yarin sevgilisi ben idim Şimdi uzaklardan bakan ben oldum Evimizin önü iğde değil mi İğdenin dalları yerde değil mi Ben o yari arar iken yitirdim Aman arkadaşlar burda değil mi Aşağıdan gelir gelinin göçü Gelin mi etmişler canımın içi Beş sene sakladım verdiğin saçı Belki şu güzelin gönlü olur diye Yüce dağ başında nane de böğrülce Hamamdan geliyor gelin görümce Satma portakalı kar olmayınca Duman buralarda yar olmayınca Yüce dağ başında kar kucak kucak Yarimin belinde zavallı bıçak Ellerin yarinden benimki koçak Satma portakalı kar olmayınca Duman buralarda yar olmayınca |
Yürü Güzel Yürü Saçın Sürünsün (afyon) Yürü güzel yürü saçın sürünsün Sürünsün de belerine bürünsün Evvel benim idin şimdi kiminsin Şimdi karşılardan bakan ben oldum Yürü güzel yürü ömrümün varı Ağustosta erir dağların karı Günde on beş kere gördüğüm yari Şimdi karşılardan bakan ben oldum Dağbaşında bir topacık kar idim Gün vurdu da ılgıt ılgıt eridim Evvel en kıymetli yarin ben idim Şimdi karşılardan bakan ben oldum |
Zalım Poyraz (afyon) Zalim poyraz gıcım gıcım gıcırdar Yüreğime düştü goygun acılar da goygun acılar Su yolunda suya giden bacılar Bacılar içinde yarim var benimde dostum var benim Emirdağla Afuyonun (Afyon) arası Emirdağın ardı selvi sırası da selvi sırası Muradımı alamadım dünyadan Onulmaz bu yüreğimin yarasıda dostum yarası |
Armut Ağacı (Samah) (Turgutlu) Armut ağacı armut ağacı başımda tacı Kalkıp semah eylesin anayla bacı Nenni nenni dost nenni nenni Nenni nenni has nenni nenni İki turnam gelir Bağdat elinden Dost kanadını kırmış ne gelir elden Nenni nenni dost nenni nenni Nenni nenni has nenni nenni Çırayı yaktım ocağa Kolkola da kucak kucağa Meydana gel meydana Meydan erenlerindir Samah dönenlerindir |
Ateş Attım Samana (Gımıldan) (Manisa) Ateş attım samana Bak dumana dumana Senin zalim ananı Ben getirdim imana (Bağlantı) Gımıldan gımıldan gımıldanıver Ah şöyle nazlım da gımıldanıver Gayfe de koydum fincana Selam söylen amcama Amcam kızını vermezse Turşu da kursun fincana Bağlantı Gayfe de koydum cezveye Yarim gitmiş gezmeye Ta küçükten alıştım A gız seni görmeye Bağlantı |
Bir Taş Attım Karakolun Camına (Manisa) Bir taş attım karakolun camına Kalabalık sokaklar varamadım yanına Yaşım on dört düştüm gurbet iline Gelme gelme mustantik gelme de vursunlar beni Yazıp evraklarımı Kütahya'ya gönderin beni Üç gider de beş ardıma bakarım Gözlerimden kanlı yaşlar dökerim Sen gideli ben hasretlik çekerim Gelme gelme mustantik gelme de vursunlar beni Yazıp evraklarımı Kütahya'ya gönderin beni |
Kapının Önünde Taş Ben Olaydım (Manisa) Kapının Önünde Taş Ben Olaydım Ela Göz Üstüne Kaş Ben Olaydım Yalnız Gezene Eş Ben Olaydım (Bağlantı) Hadi Hadi Gülüm Çifteli Benlim Durmasın Gelsin,Avrupasın Tarasın Kundurasın Boyasın Sallansın Gelsin Kapının Önünden Gelir Geçersin Elinde Badeyi Dolu İçersin Ne Candan Seversin Ne Vazgeçersin Bağlantı Kapının Önünde Süt Bakır Bakır O Yarin Gözleri Allahtan Çakır O Çakır Gözlere Kurban Fakir Bağlantı |
Karanfilim Serende (Manisa) Karanfilim serende Insaf senin nerende Kabahat sende değil Sana meyil verende Karanfilim taştadır Taşta değil baştadır Meyil vermen geline Kız kokusu başkadır Karanfilim sarkıyor Açılmıyor kalkıyor Elin oğlu değil mi Evlenmeye korkuyor |
Kırmızı Buğday (Manisa) Kırmızı Buğday Ayrılmıyor Sezinden, Mevlâm Mevlâm Versin Güzellerin Gencinden. Kim Ayrılmış Ben Ayrılam Eşimden. Yörü Yörü Dilber Salma Saçın Sürünsün, Açıver Açıver Cepkeni Elmas Gerdan Görünsün. Yol Üstüne Kura Koymuş İlyeni, Ben İstemem İstemem Mavi Şalvar Giyeni. Ben İsterim Setre Pantol Giyeni. Yörü Yörü Dilber Salma Saçın Sürünsün, Açıver Cepkeni Elmas Gerdan Görünsün. |
Nedir Sevdiğim (Manisa) Nedir sevdiğim yokluğunda çektiğim bu acı Kurudu göz pınarlarım dinmez yine de gözümün yaşı Ben seni etmişken yaralı yüreğime baş tacı Sen beni sensizliğe terkedip de gittin Dinmek bilmiyor yüreğimde bıraktığın sızı Hep karanlık geceler bir türlü vurmuyor sabahı Hani unutursun demiştin, geçerdi ayrılık yarası Sen beni acılar içinde terkedip de gittin Yıllar geçse de üstünden ben seni unutamam Her yüzde seni görürken yokluğuna alışamam Giderim bu diyarlardan sensiz yaşayamam Sen beni bir başıma terkedip de gittin Korkmazım hergün yitik sevdama ağlarım Biçare gönlüm, ümitsiz vuslatlara bel bağlarım Yokluğunda bile sel olur sana çağlarım Sen beni amansız korkulara terkedip de gittin |
****cular (Manisa) ****cular aman, dağdan **** indirir Gözüm yaşı amanin aman dermenleri döndürür Bu dert bizi aman, iflah etmez öldürür (Bağlantı) Ötme bülbül amanin aman, kabrimin taşında Hem ayrılık amanin aman, hem sevda var başımda Uzun kavak yelleri aman, ne uzarsın boşuna Aşk-u da sevda amanin aman, gelmedi mi başına Henüz girmiş aman, on üç, on dört yaşına Bağlantı |
Pencerede Tül Perde (Manisa) Pencerede tül perde Perdenin ucu yerde Yürek oynar, can titrer Seni gördüğüm yerde Ufacık nişadırım Dağları kuşadırım Vardım diye güvenme Billahi boşadırım |
Sendeki Kaşlar Bend'olsa (Manisa) Sendeki kaşlar bend'olsa Kaşları senden rastığı benden A yarim a yarim ayrılamam senden Sendeki saçlar bend'olsa Saçları senden tarağı da benden A yarim a yarim ayrılamam senden |
Sigaramın İncesi (Manisa) Sigaramın incesi baylan Cemile'm Göynümün eglencesi Bir akşam gel bir sabah baylan Cemile'm İlle de cuma gecesi Kaleden inişelim Kuş gibi dönüşelim Gündüzden haberim var Akşama görüşelim Manisa'nın üzümü Karartmadı yüzümü Yedi yıl hizmetim var Dönüverdi yüzünü |
Söğüdün Yaprağı Narindir Narin (Manisa) Söğüdün yaprağı narindir narin İçerim yanıyor dışarım serin Sana yar bulunur ben Allah kerim Kınalı topuklar suya mı değdi Çeşmenin başında aklımı çeldi (Bağlantı) Rastık kaşında kaşında On dört yaşında yaşında Aklı başında Menengiç dalından **** olur mu Türkmen mayasından kadın olur mu Bir kere sevmenin tadı olur mu Kınalı topuklar suya mı değdi Çeşmenin başında aklımı çeldi Bağlantı |
A İstanbul Sen Bir Han Mısın (Kütahya) A İstanbul sen bir han mısın Varan yiğitleri yudan sen misin Gelinleri yarsız goyan sen misin Gidip gelmeyen yari ben neyleyim Vakitsiz açılan gülü neyleyim A İstanbul ıssız kalası Taşına toprağına güller dolası O da bencileyin yarsız galası Gidip gelmeyen yari ben neyleyim Vakitsiz açılan gülü neyleyim |
Ah Hamamcı (Kütahya) Ah hamamcı bu hamama güzellerden kim gelir Ah ne bileyim ay efendim günde yüz bin can gelir Ardında cariyesiyle aman önünde sultan gelir Yağma yağmur esme rüzgar yolcum var benim Serimi sevdaya salan yar ile cengim var benim |
Türkiye`de Saat: 12:24 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2