|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
08-02-2007, 12:22 | #31 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Yanıltıcı Reklam ve Yalan Haber... Pek çok şeyin altüst olduğu yılları artık geride bıraktığımızı kabul ederek medyanın sağlıklı olması yolunda neler yapılacağına göz atmak ihtiyacını duyduk. Daha doğrusu dürüst reklamcılık konusunda riayeti mecburi ilkeleri inceledik. Bunlar meslek kuralları olarak yıllar önce kaleme alınmış ve o günden bu yana az çok uygulanmıştı. Ancak her şey biraz daha karmaşık hale geldi. Özellikle gazetelerimiz arasında başlatılan promosyon savaşıyla inançların büyük bölümü yıkılıp gitti. İstanbul Ticaret Odası arşivlerinde bir belge bulunuyor. Dürüst reklamcılık konusunda riayeti mecburi karar başlığını taşıyan bu belgede kararın amacı şöyle açıklanıyor; İşbu mesleki karar haksız rekabetin önlenmesi, mesleki ahlak ve dayanışmanın tespiti tüketicinin korunması, halkın reklamcılığa güvenini ve ticaret ve sanayinin genel menfaatlere uygun surette gelişmesini sağlamak için çıkartılmıştır. Bir başka maddede ise şunlar yazılı: İşbu mesleki karar, reklamla ilgili bütün tarafların (reklam veren, reklam ajansı, reklam mecraları) uymaları gereken ticari ahlak ve dürüst davranış kurallarını tespit eder. Temel ilke olarak bu kuralların amacı, bütün reklamların yasalara ve genel ahlaka uygun dürüst ve doğru olmasını sağlamaktır. | ||
|
08-02-2007, 12:22 | #32 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Ve ardından bir takım maddeler geliyor. Bunlar içinde en önemlileri el- bette tanımlar, reklamcılığın uyacağı genel esaslar. Buralarda adaba uygunluk ve dürüstlükten söz ediliyor. Örneğin yedinci madde reklamların, tüketicinin güvenini kötüye kullanmayacak veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar etmeyecek şekilde uygulanacaktır deniliyor. Gerçeğe uygunluk konusunda ise pek çok koşul var, bunların içinde garanti de yer alıyor. Onuncu maddede ise karşılaştırmalar yapılamayacağı yazılı. "Reklamlarda karşılaştırmalar, tüketiciyi yanıltacak şekilde ve dürüst reklam ilkelerine aykırı olarak yapılamaz. Karşılaştırma yapılan hususlar, doğrulanabilir gerçeklere dayanmak ve dürüstlükle seçilmek zorundadır" diye belirtiliyor. On ikinci madde ise tahkir ve küçük düşürmeye yer verilemeyeceğini açıklıyor. O kadar ki; alaylı ifade kullanmak bile yasak. Bir başka madde ise taklit yapılamayacağına yönelik on beşinci maddede reklamlar başka reklamların genel kompozisyonunu, metnini, sloganını görüntü düzenini, müzik ve ses efektlerini, tüketiciyi yanıltacak veya karışıklığa yol açacak biçimde taklit edemez deniliyor. Satışı teşvik edici girişimlerde taahhütname gerektiğini gösteren madde de var. | ||
08-02-2007, 12:22 | #33 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Mesleki kararın uygulanması için reklamların işbu mesleki karara uymadığını oda üyeleri ve tüketiciler odaya şikayet suretiyle duyururlar diye yazılmış. Bu arada metinde uyarma cezasının verileceği ve reklamın durdurulmasının istenebileceği de kaydedilmiş. 38. maddede böyle hallerde uygulanacak yedi hüküm var. Bunlar içinde tekzip de olduğu gibi yalanlamanın yapılacağı veya para cezasına hükmedileceği de belirtilmiş. Bununla da yetinilmemiş reklamcılıkta dürüst olmayanın kamuya duyurulacağı da ilave edilmiş. Ortada böyle bir belge mevcutken gördüğümüz veya okuduğumuz reklamların kural dışı olup olmadıklarını tartışmaya gerek var mı? Başta gazetelerimizin reklamları olmak üzere pek çok yayında bu kurallar çiğnenmekte, kimse de bundan rahatsız olmamaktadır. Örneğin bu koşulları saptayan Ticaret Odası bile kılını kıpırdatmamaktadır. Meslek kuruluşları rahatsız değildir. Reklamcılar Birliği ve benzeri bir kurum ses çıkartmak istememektedir. Davacı olanlar da şikayetçi değildir. Eskiden gazete manşetleri olay olur, hükümetten görevli memura kadar herkes bundan pay çıkarmaya çalışırdı. Bu sebeple gazete manşetleri büyük titizlikle atılır ve sonucu tartışılırdı, halkı galeyana getirecek kelimeler kullanılmaz, dehşet saçılmazdı. Halbuki günümüzde atılan manşetler sadece meslek yönünden değil toplum huzuru bakımından da çok önemli bir olayı vurguluyordu. Nedense kimse yine ses çıkarmadı. Anlaşılan asparagas dedikleri tür haberler geçerli olmuştu, okurların ilgisini çekmek uğruna yalan haber yazılabiliyordu. Bu arada kendimizi de suçladık. | ||
08-02-2007, 12:22 | #34 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Halbuki haberlerle dedik****un farkı vardır. Birinde olayın nerede, nasıl, ne zaman, niçin olduğu ve kim tarafından yapıldığı aranırdı, yani bu unsurlar olayın doğruluğunu kanıtlayabilmek için gerekliydi. Örneğin olayın geçtiği yer mutlaka yazılır, ne zaman cereyan ettiği belirtilir ve mümkün olduğu ölçüde kimin tarafından yapıldığı ve nedeni ile birlikte nasıl yapıldığı da belirtilirdi. Şimdi bunlara ihtiyaç kalmamış olmalı. Fotoğraf altına istediği şekilde kelime uyduranlar, mizanpaj uğruna fotoğraf yanına kelimeler düzenler ve mesleğin kuralları olduğu hatırlatılırdı. Her şey biraz daha karmaşık hale gelmiş görünüyor. Medyanın giderek kirlendiğini söyleyenlerin endişelerine katılmak gerekir.İnsanlar akıllarına geleni, istedikleri biçimde yorumlayarak topluma sunacak olurlarsa sadece belli inançlar yıkılmaz güven de sarsılır, okurun nefreti doğar. Böyle bir ortamda tiraj almak kolay olmaz. Nitekim şu günlerde çoğunluk kupon kesmek için para vermektedir. Birden fazla gazete satın alanların tamamı bilinen bir mala sahip olma arzusu içindedir. Yoksa gazete okuyanların arttığını söylemek tam anlamıyla safsatadır. | ||
08-02-2007, 12:22 | #35 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Medyanın kuralsızlığını yasakları kaldırmakla eş görenler olabilir, ancak dünyada bazı kurallar olmazsa insanlar arası ilişkileri tanzim etme şansı da yok olur. İnsanlar yaşamlarının düzenli olması için bazı kuralları kabul eder ve ilgili mercilere bu kuralların takip edilmesi yetkisini verirler. Bu bir yasa olabileceği gibi centilmenlik anlaşması da olabilir. Ancak biz her iki halde de kendimizi başıboş sayar ve istediğimizi gerçekleştirmeye kalkışırsak yanıltıcı reklam yapar veya yalan haber üretiriz. Bu toplumun aldatılmasıdır, doğruluktan uzaklaşmaktır. Sorumlu mevkilere gelenlere uyarılarda bulunan medya kullanıcılarının da uymaları gereken kurallar vardır. Bunların bilinmesi ve takip edilmesinde büyük yarar vardır. Bu sebeple ilgili, ilgisiz herkesi göreve çağırıyoruz ve kirlenen medyayı kurtarmaları yolunda girişimde bulunmaya davet ediyoruz. Yılbaşı günlerinde birer fidan dikerek doğayı kurtarmayı hedefleyenler, biraz da bu konulara eğilmeli ve medyayı temizlemelidirler. Aksi takdirde diktikleri fidanlar yeşermeyecek ve insanlar birbirlerini yok edercesine medyayı kullanarak sorun çıkartacaklardır. Konu hiç abartılmadan bu derecede önemlidir. Yanıltıcı reklamın geçerli, yalan haberin önemli olduğu bir ülkede hiçbir başarı sağlanamaz. Çağdaşlıktan, büyük düşünmeden ikinci cumhuriyetten söz edenler bu konulara eğilmeli ve öneri getirmelidir. Çünkü yok olacak sadece medya değil toplumdur. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/b%E6sin-yayin/22074-medyada-yanilitici-reklam/ | ||||
Mesaj Yazan | For | Type | Tarih | |
kozmetiklerin yazl basndaki nemi | This thread | Refback | 20-05-2008 16:47 |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |