|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-02-2007, 12:14 | #11 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| AVRUPA BİRLİĞİ : Diğerleri : %44,19 JAPONYA: Diğerleri : %16,16 ÜÇÜNCÜ KISIM Zarara İlişkin Belirlemeler BİRİNCİ BÖLÜM Dampingli İthalat Zararın belirlenmesinde önemli hususlar Madde 18- Zarar belirlemesi, Ocak 1994 ile Aralık 1997 arasındaki döneme ilişkin verilerin incelenmesi sonucunda belirlenmiştir. “En büyük dış çapı 30 mm.yi geçen bilyalı rulmanlar” 1998 yılı başına kadar 8482.10.90.00.00 gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer aldığından ithalat, toplam tüketim, pazar payları gibi zarara ilişkin veriler söz konusu gümrük tarife istatistik pozisyonuna aittir. Bu nedenle, münhasıran ilgili ürünlere ilişkin verilerin açık olarak görülebilmesi mümkün olmamıştır. Diğer taraftan, zarar incelemesinde 1997 yılının ikinci yarısının dahil edilmesinin sakıncaları olduğu yönünde itirazlar alınmıştır. Ancak, 1997 yılının bir bütün olarak alınmasının amacı tüm zarar göstergelerinde daha uzun bir dönemi incelemek ve en güncel bilgileri kullanmaktır. Zarar göstergelerinin yalnızca yerli üreticiden alınan bilgiler ile sınırlı olmadığı ve özellikle ithalatın genel gidişi ve fiyatları üzerinde yerli üreticinin hiçbir etkisi olmadığı gerçeği, incelemelere 1997 yılının ikinci yarısının da dahil edilmesi kararında etkili olmuştur. İthalatın etkisinin toplu olarak değerlendirilmesi | ||
|
03-02-2007, 12:14 | #12 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Madde 19- Avrupa Birliği ve Japonya menşeli bilyalı rulman ithalatı eşanlı olarak soruşturmaya konu olduğundan, anılan ülkeler menşeli ithalatın etkisinin toplu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu Anti-Damping Anlaşması’nın 3.3 maddesi hükümleri çerçevesinde incelenmiştir. Japonya menşeli ithalat için hesaplanan damping marjının Anti-Damping Anlaşması’nın 5.8 maddesi hükümlerinde belirtilen eşik orandan fazla olduğu ve Japonya menşeli ithalatın toplam ithalat içindeki payının yine mezkûr Madde’de tarif edilen ihmal edilebilir düzeyin üstünde olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, Avrupa Birliği ve Japonya menşeli bilyalı rulmanların birbirleriyle ve de yerli ürünle Türkiye pazarında rekabet halinde bulundukları ve söz konusu ürünlerin dağıtım kanallarının ortak veya benzer olduğu belirlenmiştir. Buna ilave olarak, pazardaki fiyat esnekliğinin yüksek olduğu, piyasadaki en düşük fiyatlı rulmanların Japon menşeli olduğu, Avrupa Birliği kaynaklı ithalatın fiyatının ise sürekli düşüş eğiliminde bulunduğu tespit edilmiştir. Avrupa Birliği ve Japonya menşeli ithalatın, yerli üreticinin fiyatlarını kırdığı da anlaşılmıştır. Bu bulgular ışığında, toplu değerlendirme yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır. İç tüketim Madde 20- Yerli üreticinin toplam iç satışlarına toplam ithalat miktarını (Devlet İstatistik Enstitüsü verileri) eklemek suretiyle Türkiye pazarında toplam tüketim miktarı yaklaşık olarak tespit edilmiştir. Buna göre, 1994 yılında 2890 olan toplam tüketimin, 1995 yılında 3515 tona, 1996 yılında 4069 tona ve 1997 yılında 5124 tona ulaştığı ve dolayısıyla tüketimin 1994-1997 yılları arasında %77,30 oranında arttığı görülmüştür. | ||
03-02-2007, 12:14 | #13 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Genel ithalat miktarı ve piyasa payı Madde 21- 1994 yılında 1381 ton olan toplam ithalat, 1995 yılında 1628 ton, 1996 yılında 2004 ton ve 1997 yılında 2776 ton olmuştur. Toplam ithalatın 1994 yılında %47,78 olan piyasa payı 1997 yılında %54,18’e ulaşmıştır. Avrupa Birliğinden yapılan ithalat ve piyasa payı Madde 22- 1994 yılında 1137 ton olan Avrupa Birliği menşeli ithalat, 1995 yılında 1328 ton, 1996 yılında 1455 ton ve 1997 yılında 2164 ton olmuştur. Avrupa Birliği menşeli ithalatın piyasa payı ise 1994’te %39,34, 1995’te %37,78, 1996’da %35,76 ve 1997’de %42,23 düzeyinde gerçekleşmiştir. Japonyadan yapılan ithalat ve piyasa payı Madde 23- 1994 yılında 107 ton olan Japonya menşeli ithalat, 1995 yılında 130 ton, 1996 yılında 253 ton ve 1997 yılında 154 ton olmuştur. Japonya menşeli ithalatın piyasa payı ise 1994’te %3,70, 1995’te %3,70, 1996’da %6,22 ve 1997’de %3,00 düzeyinde gerçekleşmiştir. Avrupa Birliği ve Japonyadan yapılan ithalatın toplu değerlendirilmesi Madde 24- Avrupa Birliği ve Japonya’dan toplam ithalat, 1994-1997 yılları arasında %86,33 oranında artarak 2318 tona ulaşmıştır. 1996’dan 1997’ye yıllık değişim oranı ise %35,71’dir. Avrupa Birliği ve Japonya menşeli ithalatın, toplam pazar payı 1994 yılında %43,04 iken 1995 yılında %41,48’e düşmüş daha sonraki dönemde ise istikrarlı bir artış göstererek 1997 yılında %45,23’e ulaşmıştır. | ||
03-02-2007, 12:14 | #14 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| İthalatın hacimsel artışında, 1995 yılı başında DTÖ Kuruluş Anlaşması’na taraf olmamız ve 1996 başında AB ile gümrük birliğine girmemiz neticesinde gümrük vergilerinin AB için sıfırlanması ve üçüncü ülkeler için önemli ölçüde azaltılmasının etkili olduğu tahmin edilmektedir. Soruşturma döneminde fiyatların gelişimi ve fiyat kırılması Madde 25- Yapılan incelemede, soruşturma döneminde Avrupa Birliği menşeli rulmanların fiyatının %16-26 oranında düştüğü, bu düşüşü Avrupa Birliği piyasasında da bir ölçüde hakim konumda bulunan SKF Grubunun başlattığı ve diğer bazı ihracatçıların bunu takip ettiği tespit edilmiştir. Japonya menşeli rulmanların fiyatının ise soruşturma döneminde yaklaşık sabit kaldığı belirlenmiştir. Diğer taraftan, aynı dönemde Avrupa Birliği menşeli rulmanların gümrüklü fiyatının, yerli üreticinin fiyatlarını ortalama %17,1 oranında, Japonya menşeli rulmanların ise yaklaşık %24,3 oranında kırdığı (yerli üreticinin fiyatının altında oluştuğu) müşahade edilmiştir. İKİNCİ BÖLÜM Yerli Üreticinin Durumu Genel bilgi Madde 26- Yerli üreticinin soruşturma alanına giren ürünlerdeki zararının belirlenmesinde yardımcı olacağı düşüncesi ile 30-52 mm. dış çapında sabit bilyalı rulmanların cirosunun toplam ciro içindeki payı hesaplanmıştır. 1994-1997 döneminde bu oranın %37-34 arasında değiştiği görülmüştür. Yerli üreticinin kâr ve kârlılığına ilişkin zararın belirlenmesinde bu önemli husus göz önünde bulundurulmuştur. | ||
03-02-2007, 12:14 | #15 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Üretim Madde 27- Soruşturma kapsamında yer alan ürünlerde yerli üretim, 1994-1997 yılları arasında yaklaşık %51 oranında artmıştır. Buna karşılık, 1997 yılında soruşturma alanındaki üretim bir önceki yıla göre yaklaşık 28 ton azalmıştır. Ancak, bu durumun yerli üreticinin ihracatındaki azalıştan kaynaklandığı görülmüştür. Yurtiçi satışlar ve pazar payı Madde 28- 1994-1997 yılları arasında iç satışların düzenli bir artış gösterdiği görülmektedir. Toplam iç satışlar, 1994-1997 yılları arasında yaklaşık %56 oranında artarken, aynı dönemde soruşturma alanında gerçekleşen iç satış artışı %75 oranındadır. 1997 yılında soruşturma alanındaki iç satış, bir önceki yıla oranla yaklaşık %11 artmıştır. Bununla birlikte, yerli üreticinin 1994-1997 arasında pazar payı ise %52,22’den %45,82’ye gerilemiştir. Bu durum, tüketim artış hızının (%77,30) yerli üreticinin satışlarındaki artış hızından (%55,60) daha büyük olmasının doğal bir sonucudur. İhracat Madde 29- Soruşturma alanındaki ürünlerin ihracatı, soruşturma alanındaki ürünlerin toplam cirosu içinde %23 paya sahiptir. İhracat 1995 yılından itibaren azalma eğilimi göstermektedir. 1997 yılında soruşturma alanındaki ürünlerin ihracatı bir önceki yıla göre 35 ton azalmıştır. Stok Madde 30- Soruşturma alanındaki ürünlerin stoklarında üretim miktarına kıyasla kayda değer bir olumsuzluk görülmemektedir. İstihdam Madde 31- İstihdamda dampingli ithalatın neden olduğu herhangi bir olumsuz gelişme görülmemektedir. Üretim kapasitesinin arttırılmasına rağmen, istihdamda 1996-1997 yılları arasında 8 kişilik bir azalma olmuştur. Bu durum, firmanın üretim verimliliğini arttırdığına işaret etmektedir. | ||
03-02-2007, 12:15 | #16 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Üretim kapasitesi ve kapasite kullanım oranı Madde 32- Yerli üretimin 1994-1996 döneminde kapasite kullanım oranı (KKO) 27 puan artmıştır. KKO’daki artışa ve genişleyen pazara bağlı olarak yerli üretici takip eden yılda kapasitesini %50 oranında büyütmüştür. Ancak, bu durum KKO’yu menfi yönde etkilemiştir. Kâr Madde 33- 1994-1997 yılları arasındaki dönemde yerli üreticinin faaliyet kârı reel anlamda yaklaşık %17 oranında düşerken, brüt kârı ve net kârı hemen hemen sabit kalmıştır (fiyatları reel baza getirmek için Devlet İstatistik Enstitüsü Toptan Eşya Fiyat Endeksi kullanılmıştır). Faaliyet kârındaki düşüşün brüt ve net kâra aynı oranda yansımamasının nedeni, yerli üreticinin öz kaynaklarını kullanmasıdır. Dolayısıyla, diğer faaliyetlerden elde ettiği gelirler brüt ve net kârındaki aşınmayı bir ölçüde engellemiştir. Öte yandan, 1997 yılında faaliyet kârının azalmasında amortisman giderlerinin en önemli etken olduğu belirlenmiştir. Kârlılık Madde 34- Yerli üreticinin kârlılığının makul seviyelerde olduğu görülmektedir. Firmanın kârlılık seviyesinin, 1995 yılı baz alındığında azaldığı izlenimi edinilmekle birlikte, 1994, 1996 ve 1997 seviyelerinin birbirine yakın olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, yerli üreticinin yeni yatırımlara gitmesi öz varlıklarını hızlı çoğaltması gereğini ortaya çıkarmış, dolayısıyla öz varlık kârlılığı düşmüştür. Maliyet ve satış fiyatları Madde 35- 1995-1997 yılları arasındaki dönemde örnek ürünlerde reel anlamda ticari maliyet, %25-35 oranında düşerken, satış fiyatı %38-54 oranında düşmüştür. Diğer bir ifade ile, yerli üretici maliyetlerine paralel olarak satış fiyatlarında gerekli ayarlamayı yapamamıştır. Ancak, bu durumda yine yıllar itibariyle koruma oranlarının düşmesiyle piyasada fiyat rekabetinin şiddetlenmesinin etken olduğu düşünülmektedir. Örnek ürünlerin ağırlıklı ortalama iç piyasa satış fiyatlarındaki gelişim Madde 36- Haziran 1996-Aralık 1997 döneminde örnek ürünlerin iç piyasa satış fiyatları reel anlamda, % 28-39 oranında gerilemiştir. 1997 yılının sonunda bazı tiplerdeki satış fiyatı, maliyetin de altına düşmüştür. İç satış fiyatlarındaki bu gelişim, fiyat baskısının varlığına işaret etmektedir. Son dönemde yerli üretici, fiyatlarını düşürerek dampingli ithalat ile rekabet etmek mecburiyetinde kalmıştır. Yerli üreticinin fiyatlarındaki gelişim ile dampingli ithalatın fiyatlarındaki gelişim birbirine paralel bir seyir izlemektedir. Bu durum, yerli üreticinin pazardaki mevcut yerini korumak için dampingli ithalatın fiyatlarını takip ettiğini göstermektedir. | ||
03-02-2007, 12:15 | #17 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Değerlendirme Madde 37- 1994-1997 arasında yerli üreticinin üretim ve iç satış miktarı yıllar itibariyle artmıştır. Bu dönemde yatırımlarını devam ettiren yerli üretici, 1997 yılında kapasitesini %50 oranında büyütmüştür. Yerli üretici, bu veçhelerden olumlu gelişmeler kaydetmiştir. Öte yandan, firmanın kâr ve kârlılık oranları belirgin bir olumsuzluğa işaret etmemektedir. İç satışların artış hızının ithalatın artış hızının gerisinde kalması neticesinde yerli üretici bir miktar pazar kaybına uğramıştır. Ancak, satışlar artarken bir ölçüde pazar kaybına uğranması, kesin bir zarar göstergesi olarak değerlendirilememektedir. 1994-1997 döneminde yerli üreticinin iç piyasa satış fiyatları reel olarak gerilemiştir. Bu sonucun oluşmasında, dampingli ithalatın yanı sıra verimliliğin artması ve koruma oranlarının azalmasının da payı olduğu düşünülmektedir. Dampingli ithalatın fiyatlarının yerli üreticinin iç piyasa satış fiyatlarının altında olması (fiyat kırılması) nedeniyle, son dönemde yerli üreticinin fiyatlarının baskı altında kalmasında bir etmen olabileceği düşünülmektedir. Ancak, bu husus tek başına zarar konusunda kanaat oluşturmaya yeterli olmamaktadır. | ||
03-02-2007, 12:15 | #18 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| DÖRDÜNCÜ KISIM Dampingli İthalat İle Zarar Arasındaki Nedenselliğe İlişkin Belirlemeler Nedensellik Madde 38- Anti-Damping Anlaşması’nın 3.5 maddesi hükümleri gereğince, Avrupa Birliği ve Japonya menşeli dampingli ithalatın miktarı ve fiyatının yerli üreticinin üzerindeki etkisi ve ayrıca bunların haricinde zarara neden olabilecek diğer unsurlar incelenmiştir. Dampingli ithalatın zarar üzerindeki etkisi Madde 39- Avrupa Birliği ve Japonya menşeli ithalatın yıllar itibariyle önemli miktarlarda artış gösterdiği, buna mukabil pazar payının, 1994 ile soruşturma dönemi arasında hemen hemen değişmediği, ancak 1997 yılında bir önceki yıla göre %3,25 arttığı tespit edilmiştir. Soruşturma döneminde dampingli ithalatın yerli üreticinin fiyatlarını kırdığı ve ayrıca bazı ihracatçı firmaların son dönemlerde fiyatlarını aşağı çektiği belirlenmiştir. Üçüncü ülkelerden ithalatın zarar üzerindeki etkisi Madde 40- Üçüncü ülkelerden ithalat 1994-1997 döneminde yaklaşık %234 oranında artmıştır. Sonuç olarak üçüncü ülkeler, pazar paylarını aynı dönemde %4,20 arttırarak % 8,94’e çıkarmışlardır. Yerli üreticinin pazar kaybının aynı dönemde %6,40 olduğu dikkate alındığında bunun önemli bölümünün üçüncü ülkelerden kaynaklandığı görülmektedir. Üçüncü ülkelerin her birinin ayrı ayrı Türkiye pazarında önemli bir paya sahip bulunmadığı ve fiyatlar üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olmadığı tespit edilmiştir. Bunun ötesinde, yerli üretici ile birlikte yalnızca Avrupa Birliği ve Japon üreticilerin perakende pazarında dağıtım kanallarına sahip olduğu ve fiyatların söz konusu üreticiler tarafından belirlendiği de anlaşılmıştır. Dolayısıyla, yerli üreticinin fiyatlarındaki gelişim üçüncü ülkeler menşeli ithalattan kaynaklanmamaktadır. Korumanın kaldırılması ve gümrük birliğinin zarar üzerindeki etkisi Madde 41- Bilindiği üzere, 1995 yılı başında DTÖ Kuruluş Anlaşması’na taraf olmamız ve 1996 yılı başında Avrupa Birliği ile gümrük birliğine girmemiz neticesinde gümrük vergileri AB için sıfırlanmış ve üçüncü ülkeler için önemli ölçüde azaltılmıştır. Bu gelişme, şüphesiz ithalatın artmasına yol açmıştır. Aynı zamanda, Türkiye ekonomisinin büyümesi ve pazarın genişlemesi de bu artışa katkıda bulunmuştur | ||
03-02-2007, 12:15 | #19 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| Genel koruma oranlarının indirilmesi ile ithal rulmanların maliyetinin ucuzlaması yerli sanayiinin rekabetle karşılaşmasına ve dolayısıyla fiyatlarını daha rekabetçi seviyelere çekmesine yol açmıştır. Ancak, ithalatta koruma oranlarının indirilmesi ile ihracatçıların pazarda kurulu fiyat düzeyini avantaj kabul edip fiyatlarını bir nebze arttırması veya en azından sabit tutması beklenirken ve üretim maliyetlerinde herhangi bir azalma bulunmazken, başta SKF Grubu olmak üzere bazı ihracatçıların fiyatlarını aşağı çektiği müşahade edilmiştir. Bu bağlamda, ithal fiyatlarındaki bu gelişim sadece gümrük birliğinin etkisi ile açıklanamamaktadır. Diğer unsurların zarar üzerindeki etkisi Madde 42- Yerli sanayiye zarar verebilecek dampingli ithalat dışında başka unsurların olup olmadığı hususu da irdelenmiş, fakat başka bir unsur tespit edilememiştir. Değerlendirme Madde 43- Soruşturma konusu ülkelerden yapılan ithalatın dampingli olduğu belirlenmiş olması nedeniyle zarar ile dampingli ithalat arasındaki illiyet bağının irdelenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede: a) Avrupa Birliği ve Japonya kaynaklı ithalatın hacim itibariyle arttığı ancak, pazar payının önemli bir artış göstermediği, | ||
03-02-2007, 12:15 | #20 | ||
Guest
Mesajlar: n/a
| b) İthalattaki artışın bir ölçüde pazarın genişlemesine ve bir ölçüde gümrük vergilerinin ortadan kaldırılması ile gümrük birliğine bağlanabileceği, c) Japonya’dan yapılan ithalatın Türkiye piyasasında önemli bir yer tutmadığı, d) Yerli üretim dalının üretim miktarı, yurtiçi satışları ve yatırımlarının olumlu bir gelişme gösterdiği; stokları ve istihdamında ise bir olumsuzluk bulunmadığı, e) Yerli üreticinin 1997 yılındaki kâr ve kârlılığındaki azalmanın büyük ölçüde yeni yatırımlar sonucu amortisman giderlerindeki artıştan kaynaklandığı, f) Yerli üreticinin fiyatlarının aşağı doğru eğiliminin koruma oranlarının indirilmesi ile ortaya çıkan rekabetin bir sonucu olabileceği, g) Yerli üreticinin fiyatlarının satış sonrası piyasada ithal ürünlere kıyasla çok daha ucuz olduğu, h) Dampingli ithalatın son dönemde yerli üretici üzerinde oluşturduğu fiyat baskısı ile fiyat yıpranmasının, zarara ilişkin diğer göstergelere henüz yansımaması nedeniyle tek başına bir zarar kanaati oluşturmaya yeterli bulunmadığı, hususları tespit edilmiştir. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |