|
Ana Sayfa | Kayıt ol | Yardım | Ortak Alan | Ajanda | Bugünkü Mesajlar | XML | RSS | |
03-01-2010, 13:11 | #1461 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 | Murat Aksu ; "GELECEĞİMİZ SATILIYOR" “31 Ocak’taki genel kurulu ‘milat’ kabul etmek gerekir. Bu seçim, uçurumdan önceki son viraj. Eğer Yıldırım Demirören bir dönem daha kalırsa, Beşiktaş’ta o zaman kayyum da dahil, facianın büyüklüğünü kimse hesap edemez. Kulüp içinde ‘eşe dosta’ 30 milyon dolara yakın bir rant paylaşımı var. Biz kulüpten beslenen asalaklara ve kongre simsarlarına karşı mücadele ederken, bir cephe de Metin Keçeli ve Fikret Orman açmasın. Yoksa Beşiktaş’a yazık olur.” "GELECEĞİMİZ SATILIYOR" "Eğer Yıldırım Demirören bir dönem daha kalırsa o zaman kayyum da dahil facianın büyüklüğünü kimse hesap edemez. Bu seçimler, uçurumdan önceki son viraj. Beşiktaş’ın parasını hiç kimseye yedirmeyiz. 1 lira veren 100 liralık konuştu, sonra parasını geri aldı. Üstüne kulübün geleceğini mezata çıkararak sattı." Beşiktaş’ta genel kurula sayılı günler kala müthiş bir kongre yarışı yaşanırken, HABERTÜRK’e konuşan başkan adayı Murat Aksu ses getirecek açıklamalarda bulundu. Sorularımıza dobra dobra yanıtlar veren Aksu, hem Yıldırım Demirören’i topa tuttu hemde sessiz sedasız çalışanMetin Keçeli ve Fikret Orman’a ince mesajlar gönderdi. - Eski başkan adayı Fikret Orman “Beşiktaş bu kafayla kayyuma gider” diyor. Siz bu fikre katılıyormusunuz? O zaman, o kafayı değiştirmek için destek olsun. Bu seçim Beşiktaş tarihinde çok kritik bir dönemeç. Eğer Demirören bir dönem daha kalırsa Beşiktaş’ta, işte o zaman kayyumda dahil facianın büyüklüğünü kimse hesap edemez. 2010 Ocak seçimleri uçurumdan önceki son viraj. - Başkana olan borcu nasıl kapatacaksınız? Diğer borçların ödeme planı için formülleriniz neler? Çalışma arkadaşlarınızın katkısı olacakmı? Mevcut başkana borcu, zaman içinde kendisiyle uzlaşarak çözeceğimize inanıyorum. Kime ne kadar borç var tam bilinmiyor şu an. Bunlar uluslararası mali denetim şirketlerinin çapraz denetiminden sonra ortaya çıkan tabloya göre konuşulacak konular. Kimsenin parası Beşiktaş’ta kalmayacağı gibi Beşiktaş’ın parasını da kimseye yedirtmeyiz. Herkesin hesabı önce bir ortaya çıksın; sonra bakarız kimalacaklı, kimborçlu. Yönetime talip olduğumuz arkadaşlarımın hiç birinden maddi bir talebim olmayacak, sadece kefalet imzalarını kullanacağız. Zaten Beşiktaş’ın başına ne geldiyse maddi katkı sağladığını söyleyen başkan ve yöneticilerden geldi. 1 lira veren 100 liralık konuştu, reklamını yaptı, sonra o parayı da geri aldı. Bir de üstüne Beşiktaş’ın geleceğinimezata çıkararak sattı. "POPÜLİST SÖYLEMLERİM YOK" - Başkanlık ihtimalinizi nasıl görüyorsunuz? Kaybedebileceğinizi hiç düşünmüyormusunuz? Ben sessiz çoğunluğun oyuna güveniyorum. Onlar taşın altına ellerini koyarsa seçimi kazanırız. Ancak karşımızda hem iktidarın gücü hemde iktidardan beslenen çıkar odakları ve grup oyları var. Bu blok oyları ancak sessiz çoğunluğun, Beşiktaş’ı hesapsız, beklentisiz seven gerçek sahiplerinin desteğiyle yıkabiliriz. Aksi halde çok zor bir seçimolur. Ben hayatımda yapamayacağımhiçbir şeyin sözünü vermedim. O yüzden popülist söylemlerim yok. Kongre simsarları ile pazarlık yapmadım, seçimi kazanmak uğruna grupçularla kol kola girmedim. Bildiğim yolda doğruları söyleyerek yürüyorum. Bu da bana seçimkaybettirebilir, ancak ondan da korkum yok. En büyük artım seçimi kaybetmekten korkmamak. Bu şekilde kazanamazsam sorumluluğumu yerine getirmiş bir Beşiktaşlı’nın iç huzuru ile 1 Şubat günü aynaya rahatça bakarım. KAN EMEN KENELER VAR "Kulüpte yıllık 30 milyon dolara yakın bir rant paylaşımı var. Menajerlerden tutun da iş sağlanmış eş dost, akraba ve grupçu maaşları bu kalemlerin içinde. İktidarda kalmak için camianın kaynakları güya Beşiktaşlı geçinenlere dağıtılıyor. Çıkarcılara, kongre simsarlarına ‘Beşiktaşlı’ demek bana zul geliyor." - Gruplar seçimlere çok hakim. Grupçuluk hakkında ne düşünüyorsunuz? Size de birtakım taleplerle geldiler mi? Bunlara “Beşiktaşlı” demek bana zul geliyor, Beşiktaş’ın kanını emen keneler bunlar. Her seçim dönemi adaylara yanaşırlar, önce ne kadar oyları olduğunu söylerler; ya para isterler ya koltuk. Bunlara taviz verdiğinizde seçimi kazansanız bile iktidar olamazsınız. Grupçulara ve kongre simsarlarına hiçbir taviz vermeyeceğimi 15 Ekim’deki adaylık konuşmam sırasında belirtmiştim ama hâlâ geliyorlar yüzsüzce. Benden taviz alamadıkları için Demirören’in yanına gidiyorlar. Umarımo da taviz vermez. Oradan da yüz bulamazlarsa aday çıkarmaya çalışacaklardır, güçlerini kaybetmemek için. - Kulübü geçimkapısına çevirenlerin var olduğu iddia ediliyor. Bedava deplasman organizasyonları, kombineler, biletler dağıtıldığı savunuluyor. Çarşı ile Demirören’in arasının bozulduğu, yine de Çarşı Grubu’nun Demirören adına çalıştığı şeklinde duyumlar geliyor... Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde yıllık 30 milyon dolara yakın bir rant paylaşımı var. Bunun içinde futbolcu menajerlerinden tutun da kulüpte çalıştırılan eş dost, akraba, grupçu maaşları, vs. gibi giderler var. Kırdırılan gelirlerin faizleri var, ucuza kiralanan gayrimenkuller var, mağazalara karşılıksız yollanan ürünler var, seyahat harcamaları var, bedava kongre üyesi yapılan binlerce kişi var. Tribün rantı ve karaborsa ekonomisi bunun bir bölümü sadece. Yani iktidarda kalabilmek için kulübün kaynakları güya Beşiktaşlı geçinenlere dağıtılıyor. Bu para ile 2 yılda bir stadyumyapılabilecekken, şimdi bizim 400 trilyona yakın borcumuz var ve ortada kayda değer hiçbir şey yok. Çarşı konusuna gelince... Çarşı, sosyalişlevi çok önemli kocaman bir çatı kendisini orada hisseden Beşiktaşlılar için. Her topluluk gibi Çarşı’nın içinde de çürükler var, önemli olan bu çürükleri ayıklamak, sadece Çarşı’dan değil Beşiktaş’ın olduğu her yerden. ‘KONGRE OYUNLARININ MUCİTLERİ YANLARINDA’ - Geçmiş dönemlerde Beşiktaşlı olmayanlar, yaşları tutmayanlar kulübe üye yapıldı, oy kullandırıldı. Kongreye gelmeyenlerin yerine sandıklara oylar atıldı.Mükerrer oylar çıktı. Bu kongre için de böyle bir korkunuz varmı? Mevcut iktidarın yanında bu işlerin mucidi sayılacak kişiler var. Hepsini tanıyor ve yapabileceklerini biliyoruz. İktidarın seçimçalışmalarını onlar kurguluyor. Kongrede bunlaramüsaade etmemek için ciddi hazırlıklarımız var. Ne yaparlarsa yapsınlar bu sefer sessiz çoğunluğun dediği olacak. "KENDİLERİNİ TEMİZLESİNLER" "Seba; protesto edenlere adam salmadı, kendi taraftarını dövdürmedi, onlara şeref tribününden küfür etmedi. Başkan dahi olsa hiç kimsenin “Tribünleri temizleyeceğim” demeye hakkı yoktur." - Başkanın kendi kulübününmaçlarına gitmemesini nasıl karşılıyorsunuz? Süleyman Ağabey de tepki yüzünden maçlara gitmedi ama onun gitmemesinin sebebi çekince değil kırgınlıktı. Biz Beşiktaşlılar’ın en büyük günahı, Süleyman Seba’ya yapılan haksızlıktır. Ama Süleyman Seba kendisini protesto edenlerin üzerine adamsalmadı, kendi taraftarını dövdürmedi, onlara şeref tribününden küfür etmedi. Kimsenin Beşiktaş Başkanı’na küfür etme hakkı yoktur ama başkan dahi olsa hiç kimsenin “Beşiktaş tribünlerini temizleyeceğim” demeye de hakkı yoktur. Önce kendilerini bir temizlesinler, belki o zamanmaçlara rahatlıkla giderler. -Aziz Yıldırım“3 yıl üst üsteşampiyonluk” dedi, Demirören “Yıldırım 3 diyorsa ben 5 yıl üst üste şampiyonluk sözü veriyorum” iddiasında bulundu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?” Sportif anlamda her branşta şampiyonluk ve Avrupa’da istikrarlı birbaşarı Beşiktaş’ın doğal hedefidir ancak bunlar bugünkü yönetimtarzında en fazla temenni olarak kalacak söylemlerdir. Son dönemde Beşiktaş futbolda ortalama 5 yılda bir şampiyon oluyor. Basketbolda en son şampiyonluğumuz 35 yıl önceydi. "TRİBÜNLERE OYNANAN POPÜLİST SÖZLER" Önemli olan sportif başarının istikrarı. Bu istikrarı yakalayabilmek için her branşta fabrika gibi kesintisiz üretimi olan bir altyapı organizasyonu olmalı. Biz ilk olarak buna ağırlık vereceğiz, karşılığını en erken ilk 3 yılın sonunda alabiliriz. Sportif anlamda vaadimiz, altyapısı ve scouting sistemiyle dünya standartlarının üstünde tamprofesyonel yönetimmekanizmasıdır. Bunu gerçekleştirince doğal olarak başarı gelecektir. Bu sistemi kurmadan, ekonomik bağımsızlığınızı kazanmadan 3-5 yıl şampiyonluk sözü, tribünlere oynanan popülist sloganlardır. Ayrıca tribündekilerin de artık bunlara inandığını zannetmiyorum. "KEÇELİ BİR `BİLEN`DİR, `BÖLEN` OLMASIN “Beşiktaş’tan beslenen asalaklara ve kongre simsarlarına karşı da bir mücadelemiz varken bir cephe de onlar açmasın, yazık olur kulübe. Ya da geçsinler Demirören’in safına!” - Metin Keçeli, adaymı değilmi hâlâ açıklamadı. Kongreye yönelik bir taktik mi? Bu tutumunun arkasında ne olabilir? Benim rakibim Yıldırım Demirören ve onun yönetimzihniyetidir. Onun dışındaki isimler ve stratejilerle uğraşmak bizim gündemimizde yok. Zaten enerjimizi Beşiktaş’ı yeniden doğru yola sokmak adına harcamalıyız. “Arkamızdan neler oluyor?” diye bakacak noktada değiliz. Metin Keçeli saygı duyduğumbir büyüğüm. Kendisinin yüzüne de söylediğimiçin ifade etmekten bir çekince duymuyorum, biz onu bir bilen olarak tanıyoruz, umarımbir bölen olmaz. "GELECEK NESİLLERE HESAP VERİRLER" - Fikret Orman veMetin Keçeli’nin olası muhtemel olağanüstü kongre için zemin hazırladığı, başkanlığı düşündükleri iddiaları var. Ne söylemek istersiniz? Herkesin Beşiktaş Başkanlığı’na aday olma hakkı var. Ancak 1984’ten bu yana iktidara karşı kazanılan bir seçimyok. Bu dönemde iktidara karşı birden fazla aday çıkması, oyların bölünmesinden başka bir işe yaramayacaktır. Bu tarihi sorumluluğu alanların gelecek nesillere hesabını da vermesi gerekecektir. Beşiktaş’tan beslenen asalaklara ve kongre simsarlarına karşı da birmücadelemiz varken bir cephe de onlar açmasın, yazık olur Beşiktaş’a. Biz alternatif olmadan önce ortada kimse yoktu. 13 bin kişi aidat ödemeden önce de kimse elini taşın altına koyamadı. 2013 yılında biz kulübün mali yapısını düzeltince aday olsunlar başımın üstünde, ama biz zaten sadece iktidara karşı birmücadele yürütmüyoruz. 3. aday en çok Demirören’e fayda getirecektir. Ya da geçsinler onun safına, karşımızda kimler var, net ortaya çıksın. "STADIN GARANTİSİNİ VERİRİM" - Stat projeniz ne? İnönü’nün yıkılıp yeniden yapılabilmesi için izin alacağınızı garanti ediyor musunuz? Bu konu, son dönemde taraftarın umutlarının sömürüldüğü bir konu haline geldi. Hayal satmayı bırakıp gerçeklerle yüzleşmek lazım. Eski açık tribün sabit kalacak şekilde 3 tribünü sırayla yıkacağız. Yeni statta 150 loca ve 6 bin VIP koltuk olacak. Beşiktaş’a yakışır bir stat yapacağımızın garantisini verebilirim. 2 yılda bitirmeyi hedefliyoruz. Sadece buradan yıllık 30 milyon dolar gelir gelecek. Yeni üyelik sisteminde 3. yılın sonunda 15 milyon dolar, yeni sponsorluklardan da yıllık 20 milyon dolar gelecek. Beşiktaş Kolejleri gelirleri ve yeni gayrimenkul yatırımları ile 3 yılın sonunda 100 milyon doların üstünde bir ek kaynak yaratacağız. "ÜSTÜNE VAZİFE OLANLAR KONUŞSUNLAR" - Beşiktaş’ın zarara uğratıldığı iddia edilen Fulya Projesi konusunda ne tür çalışmalarınız olacak? Projenin izinlerinin alınmasında ciddi emeğim vardır. Ancak daha sonraki kiralama sözleşmeleri, ortaya çıkan paylaşım sıkıntıları ve de gelecek gelirlerin kırdırılması gibi konular, projeden Beşiktaş’ın kazanımlarına büyük darbe vurdu. Geçenlerde müteahhit firmanın sahibi söylemlerime istinaden kendince bir açıklama yaptı. Eleştirilerimin adresi de doğal olarak Yıldırım Demirören’dir. Aşçıoğlu kendisine vazife çıkarmasın, vazife çıkarması gerekenler konuşsun, başkalarını konuşturmasınlar. Önce kendileri ile yüzleşebilecek cesarete sahip olup Fulya’da yaptıklarını savunsunlar. Halen devam eden davanın ve Beşiktaş’ın hakkı olan her santimetrekarenin takipçisi olacağız. Bundan dönüş yok. "ÇOCUKLARININ MİRASINA HERKES SAHİP ÇIKSIN" - Bizim unuttuğumuz sizin eklemek istedikleriniz var mı? Taraftara yönelik neler söylemek istersiniz? Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Taraftara mesajım; başkan seçilmem durumunda önümüzde zor bir yeniden yapılanma dönemi olduğunu unutmamalarıdır. Bir dönem bize sabır gösterir ve her zamanki desteklerini takımlarına vermeye devam ederlerse, çocuklarına bırakacakları miraslarına da sahip çıkacaklardır. Beşiktaş markası, evrensel anlamda karşılığı olan bir marka. Sosyal işlevi açısından Barcelona, Boca Juniors ve Liverpool’la birlikte dünyanın tepesinde. İsyankarlığı, mükemmel adalet duygusu ve sosyal duyarlılığı ile Beşiktaşlı tavrı, saygı duyulan bir kavram. Önce markamıza yatırım yapıp tüm dünyaya açılacağız. Seba dönemindeki gibi tekrar gayrimenkul hamlesi başlayacak. | ||
|
03-01-2010, 13:12 | #1462 | ||
Gogo Üyelik tarihi: Aug 2007 Yaş: 39
Mesajlar: 5.649
Tecrübe Puanı: 41 | Mubariz Mansimov Yöneticiliği Düşünmüyor Daha 41 yaşında. Eski asker, istihbaratçı... Dünyanın en büyük 5 gemi taşımacılığı şirketinden Palmali Grubu’nun kurucusu... Azeri petrolünün tümü, Rusya’daki petrolün de neredeyse yüzde 75’i onun gemileriyle taşınıyor. Palmali Grubu’nun çatısı altında 48 ana şirket var, ofislerle birlikte bu rakam 600’e çıkıyor. 45 bin personeli olan grupta global krizde bir kişinin bile işine son verilmemiş. Röportaj yapma fikri aslına bakarsanız İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin 5’inci yıl kutlamalarından sonra yeşerdi aklımda. 2 yıl önce Türk vatandaşlığına geçen Mubariz Mansimov, İstanbul Modern’in gecesindeki kutlamalarda eğitime katkı sağlama adına sanatçı Balkan Naci İslimyeli’nin, elle işlenmiş 85 yıllık Türk bayrağını aldı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine armağan edeceğini açıkladı. Ama Mansimov ile randevulaşmak kolay olmadı. Onun deyimiyle ayın 130 saatini göklerde geçiriyor. Sabah kahvaltısını yapıp evden çıkıyor, Moskova’ya uçuyor, akşam yemeğini Londra’da yiyip gece yarısı İstanbul’daki evine dönüyor. Bunu sıradan bir gün gibi anlatıyor, “Bu tur içinde genelde Bakü’ye de uğrarım” diyor. Çok sakin. Sert bir yüz ifadesi var. Daha önceki röportajlarında hiç gülmediği yazılmış, bizim sohbetimiz sırasında güldüğümüz de oldu. Çalışanlarıyla aralarında Rusça konuşuyorlar. İyi korunan bir binası var. İlk adımda burada “her şey kontrol altında” hissine kapılıyorsunuz. Mansimov’un gemi taşımacılığı en büyük işi ama bu iş dışında turizm, sağlık, medya ve gıda sektörlerinde de yatırımları var. Yakında İstanbul’da HSBC binasının olduğu yerde Bakü Edition Otel’i açacak. İçerisinde de dünya jet set’inin ünlü isimleri Briatore ve Cipriani, restoran ve club açacak. Briatore ve Cipriani’yi de Türkiye’ye gelmeye ikna eden isim Mansimov... 14 yıldır Türkiye’de yaşayan, Palmali Grubu’nun merkezini Türkiye’ye taşıyan ve Türkiye’den para kazanmadığını söyleyen Mübariz Mansimov’un ilginç yaşam öyküsünü ve yatırımlarını konuştuk. 14 yıl önce Türkiye’ye yerleşmişsiniz. Türkiye’ye ilk kez ne zaman gelmiştiniz? 1989 yılında turist olarak gelmiştim. Çok etkilenmiştim. Neydi sizi etkileyen? Ben çocukken dedemle çok zaman geçirirdim. Daha doğrusu beni dedem büyüttü. Dokuz çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğuyum ve en büyük erkek benim. Bakü’de 1968’te doğdunuz... Evet. Bakü, biliyorsunuz deniz kenarında. Ben her fırsatta denize girerdim, balık tutardık, yüzerdim. Çok yaramaz bir çocuktum. Babam da liman işletmecisiydi. Bizim ailemizde denizci çoktur... Böyle büyük bir şirket kuracağınızı hayal etmiş miydiniz? Bu hayali kurmak bile bence mümkün değil. Çocukken hep bir gemiye kaptan olmayı isterdim. Gemiye binip uzak yerlere gidecektim... Askerlikten ayrılınca gemilerde aşçılık yaptım, şimdi şirketimde eski askerler çalışıyor Nasıl asker oldunuz? Dedem istedi. Ben dediğim gibi çok yaramazdım. İyi de spor yapıyordum. Yalnızca spor yapmamı istemediler. “Askerde spor da yaparım” diye düşündüm ve Rus ordusuna girdim. Yıllarımı askerliğe verdim. Askerlikten ayrılmak da kolay değildir. Yıllar sonra ayrıldığımda da ne yapacağımı bilmiyordum. Bir buçuk yıl gemilerde aşcılık yaptıktan sonra asker arkadaşlarımla birleştik. Cebimizde de öyle çok para filan yoktu. 3 kişiydik. Devletten o dönemdeki özelleştirmelerden bir kuru yük gemisi aldık. 2 sene geçmeden 3 gemi aldık. İşler büyüdü. Arkadaşlarımdan birini trafik kazasında kaybettik, diğeriyle hâlâ birlikteyiz. Ben zaman içinde şirketin yüzde 99’unu aldım. Benim etrafımda çok iyi askerler toplandı. Hepimiz eski askeriz burada. O zamanlar Rusya’da yapılacak şey belliydi. Hiçbir şey de yoktu. Şu anda alternatifimiz yok. Ne anlamda söylüyorsunuz ? Alternatifimizi yaratmak için yani Palmali Grup gibi bir şirket kurmak için en azından 20 milyar dolara ve deneyime ihtiyaç var. Kaç kişi çalışıyor şirketlerinizde? 45 bin kişi çalışıyor. 40 ülkede varız. Çok genç bir patronsunuz, çalışanlar da çok genç sanırım... En yaşlı benim. 27 civarıdır yaş ortalaması. Siz eski bir asker ve istihbaratçısınız... Hayatınızdaki bu deneyim iş yaşamınızda size ne gibi farklılıklar kazandırdı? İstihbaratçıydım uzun süre. Askeri istihbarat. Bir kere disiplin ve çalışkanlık. Herkesle irtibatta olacaksınız... Ben burayı da şirketimi de büyük bir aile gibi görüyorum. Kurallar var, iş disiplini var. Bir kere ben bir iş adamı olarak çalışanlarımla varım. Bunları biliyorum. İstihbaratçı olarak Türkiye’ye gelmiş miydiniz? Hayır. Afganistan ve Almanya’da oldum. Sovyetlerin yalnızca elçiliği vardı o dönemde Türkiye’de. Ordunun iç istihbaratındaydım. Çok çaba verdim istihbaratçı olarak buraya gelmek için. Ordu izin vermedi. Sanırım Türk olduğum için beni istihbaratçı olarak göndermeyi sakıncalı buldular. Türkiye’yle gönül bağınız hep varmış... 1989’da turist olarak geldim. Rahmetli dedem “Aynı ırkız Ardahan’ın diğer tarafı bizimle aynı dili konuşuyor” derdi. “Ben de olamaz ya” diyordum çocuk aklı. Dedem “Hepimiz Osmanlı evlatlarıyız” derdi. Mecit Dedemin bende çok emeği vardır. Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye’deki gibi kötü bir bürokrasi yok Global krizden grubunuz etkilendi mi? Bir tek kişiyi bile işten çıkarmadık. Bence iş adamları kriz yaratıyor Türkiye’de. İş adamı krizlere karşı tedbir almalı. Büyük holdinglerin kriz anında hemen personel azaltması doğru değil. Büyük holdingler her zaman görünmeyen krize karşı rezervli olmalıdır. 3-4 bin kişiyle çalışan bir holding kriz rezervine de sahip olmalıdır. Türkiye’de bazı holdingler krizi kullandı. Devleti suçlamak işin en kolayı. 14 senedir Türkiye’deyim. Hükümet, 3 kez “Yurt dışından paranızı getirin” dedi. Bu önemli destek. Türkiye dünya çapında baktığımızda krizden de çok etkilenmedi. Yalnızca iyi yönetilmeyen şirketler kötü etkilendi. Sizin gemi taşımacılığı dışında da şirketleriniz var... Türkiye’ye merkez ofisimizi taşıdık. Pal inşaat, havacılık, medikal şirketimiz var. Azerbaycan’da da gıda sektöründe de çok güçlüyüz. Ulus’ta bir hastane projeniz vardı, ne oldu? Sağlık projemiz şimdilik durdu, inşallah düzelecek. 6 sene önce paramı verdim devlete, “Hastane yapacağım” dedim. Devlet bana “Tamam” dedi, iki belediye arasındaki kavgada ruhsatım kayboldu. Bununla uğraşıyoruz. Mahkeme çok uzun sürüyor. Ben paramı yatırmışım, doğru yatırım 10 yıl içinde geri dönmeli. Doğru şirketseniz bu böyle olur. Şimdi bu hastane yatırımımızda iki belediyenin kavgasını bekliyoruz. Mağdur olduk, ama derdimizi anlatamıyoruz. Biz para makinesinin üzerinde oturmuyoruz, hiçbir yatırımcı para makinesinin üzerinde oturmuyor. Bu şekildeki olaylar yabancı yatırımcıyı Türkiye’den soğutuyor. Bodrum’da oteliniz var... Evet o oteli aslına bakarsanız çalışanlarımız için düşündük. Bizim şirketlerimizde çalışanlar da orada tatil yapıyor. Parayı Türkiye’de değil esas yurt dışında kazanıyorum çalışırken “Türk ırkı için ne yaptım?” diye soruyorum Bakü Edition Otel’i açacaksınız. Otelin yapımı da uzun sürdü değil mi? Binayı toparlamak uzun sürmedi, yine aynı dert. Türkiye’de en büyük sıkıntı belediyeyle yürüyen işler. HSBC binasını aldık. Biz binayı aldık, bu binayı otele çevirdik, belediye ile bürokrasimiz 1.5 yıl sürdü. Dünyanın 46 ülkesinde iş yapıyorum. Türkiye gibisi yok. Bürokrasi çok ağır Türkiye’de. Türkiye yabancı şirketler için bu yüzden çok cazip değil. Yatırım için cazip bir ülke olmasına rağmen bürokrasi sistemi çok zorluyor. Belediyeler, Anıtlar Kurulu günlerce imza bekliyorsunuz. İngiltere’de 15 günde oturma izni alıyorsunuz, burada 3 ay sürüyor. Türkiye’de herkes Avrupa’nın vize uygulamalarından şikayetçi. Bir şirketin işinin yürümesi için çok çabalaması lazım. Türkiye’deki yabancıların çektiklerini kimse bilmiyor. Yatırımcı devletçilikten çok şikayetçi Türkiye’de. Bir şirketin işinin yürümesi için çok çabalaması lazım. Yabancı yatırımcının önünü kesiyorlar, İstanbul’un dört bir tarafı kaçak. İstanbul’da helikopterle gezin görüyorsunuz. Türkiye’den de cazip yerler var, yabancı yatırımcı kolay kaçar. Bu arada dünyada birçok yerde yatırım için fiyatlar düştü. Afrika devletleri ve Rusya yatırım için çok cazip. Amerika’da da fiyatlar çok düştü. Azerbaycan da cazip fiyatlar. Bu arada Azerbaycan krizden hiç etkilenmedi. Tek bir kişi işten çıkarılmadı. Ukrayna çok etkilendi çünkü devletin başında koltuk kavgası var. Ukrayna yatırım için çok cazip olmasına rağmen kötü yönetiliyor... Türkiye’de kaç çalışanınız var? Şu anda 1500. 2010 sonu 5 bin kişiyi buluruz. 2014’te, 20 bin kişi olacak Türkiye’de. İş adamları devlet ihaleleri peşinde koşmamalı, dışarıdan kazanıp Türkiye’ye getirmeli. Benim kazancım yurt dışında, Türkiye’de değil. Şu anda Türkiye’de iş yaratıyorum ama esas parayı yurt dışından kazanıyorum. Duygusal davranıyorum diyorsunuz... Evet. Lenin’in bir lafı var, “Devlet benim için ne yaptı deme, sen devletin için ne yaptın?” Ben bunu “Türk ırkı için ne yaptın?” diye düşünüyorum. Yeni bir sektöre mi giriyorsunuz Türkiye’de? Evet. Gıda sektörüne gireceğiz. Bizim Azerbaycan’da süt ve süt ürünleri şirketimiz var. Büyük yatırım. Azerbaycan’da pazar lideriyiz. 48 çeşit süt ürünümüz var. Pazar payımız yüzde 70. Bakü’deki şirketimizin yöneticilerinin çoğu da Türkiye’den geldi. Türk CEO’lar yönetiyor orayı. Şimdi Türkiye’de bu alanda 4 şirketle görüşmeler sürüyor. Yakında birini alacağız. HSBC binasındaki otele Bakü ismini verdiniz... Evet. Orası benim doğum yerim. Bu arada Bakü’de İstanbul ve İzmir Oteli var. İstanbul’da niye Bakü Oteli olmasın? Zorluklar beni güçlendirir Benim adım Mubariz, vaktinden önce doğmuşum, hastaneye yetişmemişim. Beni kimse yıldıramaz. Zorluklar beni güçlendirir. Terslik çıkınca hırslanıyorum... Azerbaycan’ın petrolünün yüzde 100’ü bizde, Rusya’nın petrolünün yüzde 75’ini de biz taşıyoruz. Dünyanın her yerinde ihalelere giriyoruz. Çok genç bir filomuz var. Gemilerin çoğunu da Türkiye’de yaptırıyoruz. Azerbaycan’da statta biri küfretse hapse attırırım Siz nasıl Beşiktaşlı oldunuz? Süleyman Seba sayesinde Beşiktaşlı oldum. Fulya’da oturuyordum, oradan tesislere bakardım, bir gün tanıştık Süleyman Seba’yla, yemek yedik. Etkilendim, rengi de sevdim, “halk takımı” dediler, etkilendim. Yöneticilik düşünüyor musunuz? Adınız da geçti... Ben eski sporcuyum, idman düzgünlük getirmelidir insana. Türkiye’de küfürü anlayamıyorum. Azerbaycan’da futbol takımım var, biri küfretse hapse attırırım. İnsanların anasına küfür ediyorlar, ölenine küfür ediyorlar. Büyük cahillik var Türkiye’de. Beşiktaş taraftarı adına da bu açıdan üzgünüm. Ben yönetime girmem, biri bana küfretsin, annem beni küfür yemem için doğurmadı. Aziz Yıldırım da arkadaşım. Saha dışında yaşananlar psikopatlık. Araba değil, deniz ve av tutkunuyum Aileniz burada değil mi? Evet. Ailemi uzak tutuyorum. 2 kızım, bir de oğlum var... Peki çok gezer misiniz, gece hayatını sever misiniz? Sevmem. Gezmem de. O yazılanlar doğru değildi. Şirketimin çalışanlarıyla birlikte zaman geçirdiğimiz yerler var. Stresten nasıl uzaklaşıyorsunuz? Denizi çok seviyorum. Türkiye’de dalmadığım yer yok. Bir de ava çıkarım. Araba tutkunuz?.. 8 yıldır Range Rover’a biniyorum. O binanın girişinde gördüğünüz araba kardeşimin. Kardeşim 31 yaşında. Bana çok benziyor, bazıları karıştırıyor. Bakü Edition Otel’de dünya jet set’inin ünlü isimleri Briatore ve Cipriani de olacak, onların yerleri de açılacak... Evet, onları ikna ettim. Marriot Edition, ESPA, Flavio Briatore ve Giuseppe Cipriani’yi bugüne kadar kimse bir araya getiremedi. Artık imzalar atıldı. Kesin geliyorlar. İstanbul’un eğlence hayatının renkliliği artacak. Billionaire Club’un İstanbul’a farklı bir renk ve heyecan katacağına inanıyorum. Bayrak satılmaz diye düşünüp aldım orduya veriyorum çünkü ordu bayrağı satmaz İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin 5’inci yılında Naci İslimyeli’nin, 85 yıllık, el işlemesi Türk Bayrağı’nı 650 bin liraya alıp TSK’ya armağan ettiniz, neden TSK? Eski askerim ve her şeyden önce Türk’üm. Bence bayrak satılmaz. Eğitim için de satılmaz. Aldım ama açıkladığım gibi Genelkurmay’a vereceğim. Eğitime destek olmak amacıyla aldım. Ordu satmaz sonuçta bayrağı. Bu arada Eczacıbaşı Grubu harika bir iş yapmış. Türkiye’nin geleceğine yatırım. Benim bakışımda bir devletin bayrağı ya orduda ya da Cumhurbaşkanı’nda olur. Ben orduyu tercih ettim. Ordu gideceği son yerdir. Bayrağı da ordu savunur. Askerim, bence bayrağı politika koruyamaz, ordu korur. Türkiye Türk dünyasının ağabeyidir Tayyip Bey Türk oğlu Türk’tür Siyasetle ilgili misiniz? Nefret ederim, kirlidir. Türkiye zamanla çok değişti. Güzel şeyler de oldu ama her güzelliğin olduğu yerde kötü şeyler de olur. Bir şey yapılıyorsa yani oyun oynanıyorsa onun karşılığı vardır. Türk milleti büyük, Azerbaycan, Kazaklar, Tacikler... Türk dünyasının ağabeyidir Türkiye. Tayyip Erdoğan’ı nasıl buluyorsunuz? Tayyip Bey güçlü lider. Tanıyorum kendisini. Ermenistan’la son dönemde yakınlaşma oldu... Ermenilerle sınır açılması konusunda, “Karabağ Azerilere geri verilirse açılsın” derim. Azerbaycan’ın yüzde 20’si Ermeni faşistlerin elinde. Sınır açılsa ne olur? Azerbaycan gazı Türkiye’ye dünya pazar şartlarından çok düşük fiyata veriyor. Ermenistan’la ticaret olsa ne olur olmasa ne olur? Azerbaycan fiyatı yükseltse vatandaş yüzde 20-30 zam görür yalnızca doğalgazda. Tayyip Bey Türk oğlu Türk’tür. Azeriler kadar Azerileri düşünür. Her şey politikada değişiyor, farklı algılamalar oluyor. Kendisi herkesle dost olmak, sınırlarda dostluk olsun istiyor. Onu da anlıyoruz. AK Parti’nin hataları da var ama bence Türkiye’nin bu dönemi kutuplaşarak değil birlik olarak geçmeli. | ||
03-01-2010, 13:42 | #1463 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 | İnsallah Murat Aksu Seçilirr | ||
03-01-2010, 13:57 | #1464 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
Özel bir turnuvaya katılacak olan Siyah-Beyazlılar, yine özel uçakla yolculuk yapmak istedi. Ancak organizasyonu planlayan Saran firması, tarifeli uçakta bilet aldığı için takım mecburen saat 11.30’da Türk Hava Yolları’nın tarifeli seferi ile Antalya’nın yolunu tutacak ve Belek’te kamp yapacağı otele yerleşecek. | ||
03-01-2010, 13:57 | #1465 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
CSKA Moskova deplasmanında ayağı kırılan ve yaklaşık 2 aydır sahalardan uzak kalan Slovak yıldız, kendine geldi. “Atılacak goller birikti” diyen genç forvet, “Beşiktaş formasıyla tıpkı geçen sezon olduğu gibi çifte şampiyonluk yaşamak istiyorum. Bu hedef için çok çalışacağım ve atacağım gollerle takımıma faydalı olacağım. Bu sene bir hedefim daha var. İyi bir performans sergileyip, Slovakya Milli Takımı’yla Dünya Kupası’na katılmak... Umarım kendimi gösteririm ve kaybettiğim milli formayı tekrar ele geçiririm” diye konuştu. | ||
03-01-2010, 13:58 | #1466 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
Sağlık ekibiyle birlikte özel bir çalışma temposu içerisine giren deneyimli eldiven, “Tüm hesaplarımız, ligin ilk maçında oynamak üzerine... İnşallah bir aksilik çıkmazsa, hedefimiz gerçekleşecek. Bugüne kadar hiçbir takımda bu kadar fazla sakatlık görmedim. Allah hiçbir takım arkadaşıma ve futbolcuya sakatlık vermesin” diye konuştu. Rüştü ayrıca FANATİK aracılığıyla Beşiktaş ve spor camiasının yeni yılını kutladı. | ||
03-01-2010, 21:43 | #1467 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
A2 takımda sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeken ve gelecek vaadeden isimler arasında gösterilen Necip Uysal Haber1903`ten Murat Özen`in sorularını yanıtlayarak Beşiktaş`taki hedeflerini ve örnek aldığı futbolcuyu taraftarlarımızla paylaştı. İşte genç yetenek Necip Uysal röportajı ; `` ERNST`İ ÖRNEK ALIYORUM`` Beşiktaş kulübünde örnek aldığın isim kimdir ? sorusuna ; `` Beşiktaş kulübünde örnek aldığım isim Ernst`dir.Futbol zekası ve hırsı beni çok etkilemektedir.Zaten onunla aynı mevkide oynuyoruz.Ve bana çok yardımcı oluyor idmanlarda ondan öğrenceğim çok şey olduğuna inanıyorum.`` `` HEDEFİM BEŞİKTAŞ`TA İLK 11 `` Beşiktaş`ta hedefin nedir? sorusuna ; ``Beşiktaş`ta takımda kalıp sonradanda olsa oyuna girip kendimi Beşiktaş kulubüne ispatlamak istiyorum.İlerleyen zamanlarda ilk 11`de oynayıp buradanda Milli takıma gitmek istiyorum`` `` 2011 `DE SÖZLEŞMEM BİTİYOR `` Sözleşmesinin yenilenmesi için yönetimden teklif geldimi? sorusuna ; ``Sözleşmem 2011 de bitiyor.Şuanda Sözleşmemi yenilemem için yönetimden teklif gelmedi.`` diyerek sözlerini tamamladı - HABER1903 - | ||
03-01-2010, 22:30 | #1468 | ||
zɐʎaq ɥɐʎis Üyelik tarihi: Jun 2006 Yaş: 42
Mesajlar: 11.401
Tecrübe Puanı: 40 | Gelen para da zaten yapılan hataları temizlemeye gidiyor sıfıra sıfır elde var sıfır.
__________________ Emre - 1981 - Yeşilköy - Arh + | ||
04-01-2010, 09:59 | #1469 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
İkinci yarı hazırlıklarının İstanbul etabını noktalayan Beşiktaş, dün sabah saatlerinde Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla Antalya’ya ayak bastı. Siyah-Beyazlı kafileyi yaklaşık 100 kişilik bir taraftar grubu, krallar gibi karşıladı. Daha uçak yere inmeden tezahüratlara başlayan Beşiktaşlılar, futbolcular ve teknik heyetin gelişiyle birlikte desteğin dozunu arttırdılar. Siyah-Beyazlı taraftarların en çok ilgi gösterdiği isim ise Nihat Kahveci oldu. Ligin ilk yarısında bekleneni veremeyen Nihat’a kucak açan Antalyalı Beşiktaşlılar, “Beşiktaş’ın çocuğu Nihat Kahveci” tezahüratlarıyla havalimanını inlettiler. Omuzlara aldılar Ayrıca Nihat Kahveci’yi omuzlara alıp, büyük sevgi gösterisinde bulundular. Oyunculardan imza almak için birbirleriyle yarışan futbolseverler, teknik direktör Mustafa Denizli ve takım kaptanı İbrahim Üzülmez’e de çiçek verdiler. Beşiktaş daha sonra otobüs ile kamp yapacağı otele geçti. İkinci yarı hazırlıklarının İstanbul etabını noktalayan Beşiktaş, dün sabah saatlerinde Türk Hava Yolları’nın tarifeli uçağıyla Antalya’ya ayak bastı. Siyah-Beyazlı kafileyi yaklaşık 100 kişilik bir taraftar grubu, krallar gibi karşıladı. Daha uçak yere inmeden tezahüratlara başlayan Beşiktaşlılar, futbolcular ve teknik heyetin gelişiyle birlikte desteğin dozunu arttırdılar. Siyah-Beyazlı taraftarların en çok ilgi gösterdiği isim ise Nihat Kahveci oldu. Ligin ilk yarısında bekleneni veremeyen Nihat’a kucak açan Antalyalı Beşiktaşlılar, “Beşiktaş’ın çocuğu Nihat Kahveci” tezahüratlarıyla havalimanını inlettiler. Omuzlara aldılar Ayrıca Nihat Kahveci’yi omuzlara alıp, büyük sevgi gösterisinde bulundular. Oyunculardan imza almak için birbirleriyle yarışan futbolseverler, teknik direktör Mustafa Denizli ve takım kaptanı İbrahim Üzülmez’e de çiçek verdiler. Beşiktaş daha sonra otobüs ile kamp yapacağı otele geçti. | ||
04-01-2010, 10:00 | #1470 | ||
Üyelik tarihi: Jan 2008 Yaş: 34
Mesajlar: 17.190
Tecrübe Puanı: 56 |
Takımdan ayrılan ve kamp kadrosuna dahil edilmeyen Batuhan Karadeniz, teknik direktör Mustafa Denizli’nin kendisine sahip çıkmadığından yakındı. Omzundaki sakatlık geçtikten sonra hazır hale geldiğini belirten Batuhan, “Hep ikinci sınıf insan muamelesi gördüm. Forvette bana şans verilmedi. Başarılı olacağımdan adım gibi emindim. Eğer üst üste dört-beş maç kesintisiz oynasaydım, şu anda herkes Makukula’yı değil beni konuşuyor olurdu. Ne yapsam yaranamadım. Ben Beşiktaşlıyım. Kişilere kızıp, bunu inkar etmek hainlik olur” diye konuştu. ‘Formayı görmedim bile’ Altyapıdan gelen futbolcuların yüzüne bakılmadığını dile getiren Batuhan, sözlerini şöyle noktaladı: Benimle ne konuşan var, ne de halimi soran. ‘Forma duvarda asılı’ diyorlar. Ama ben hiç görmedim... Bunun için ikinci yarıda oynayıp, seneye çok daha iyi bir noktada geri döneceğim. Trabzon’a ‘hayır’ dedi Anadolu kulüplerinin gözdesi Batuhan’ın son talibi Trabzonspor oldu. Bordo-Mavililer’in sportif direktörü Ünal Karaman genç yıldızı arayarak, “Trabzonspor forması giymeni isteriz” dedi. Batuhan ise, “Teklifinize sevindim ama Rıza hocaya (Çalımbay) verilmiş sözüm var. Eskişehir’e gideceğim” yanıtı verdi. Aslen Karadenizli olan Batuhan’ın babasının ise forvet oyuncusuna Trabzonspor’a gitmesi için baskı yaptığı öğrenildi. | ||
Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın |
Konuyu Toplam 24 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 24 Misafir) | |
| |