AYNI LAMBALAR Kibritle oynarken yangın çıkaran sarsak yıllar Bir daha hiç geçit vermeyen veda sözleri Yılların sıradağlarında uzaklaştı bizden Yüreğimizden kopup giden ayrılık trenleri Biliyorum aynı lambaların aydınlattığı yalnızlıkta geçti Aldatılmış duygulardan ayrı ayrı geçerek vardığımız korunaklı siperler Senin içini ürperten geceleri ben duymadım mı içimde? Hayat herşeyi alır sanırken Oyunlarımızı ıslatan yağmurlarda kaldı Bir bizim icat ettiğimiz saatler İlk öğrenilen yalnızlık aslında geç keşfedilir Dalgın resimlerin derinleştirdiği mazi Gün gelip bütün zamanları ele geçirdiğinde Anlarsın başkalarına giden bizden çalınmış günler Ne zamandır buradayım Gel öp beni Neredeysen ve nasılsan önemi yok gel öp beni Suyunu,uykunu,azığını uzun tut gel öp beni Birbirimizi bağışlayacak,birbirimize yeni sözcükler bulacak, Ölmeden önce yeniden görüşüp konuşacak yaşa gelmedik mi? İkinci ufkun saatindeyiz şimdi Gözlerim trenlerde,gel öp beni. Mx2 |
"bir uzak sabah denizidir gittigin kapi ellerinde rüzgarin tasinmaz çamurlari var köpürmüs soylarimi toplarken çürüyen yanlarimdan inan batmis sehirler gibi onarilmaz anilar gözlerinde unuttugum o eski aciz miras almaya gelsem solugumda dalgin yosun kokusu biliyorum artik hiçbir gemi beni tasimaz ve yeniden büyür içimde magrur bir zakkum gibi terkedilmek korkusu hüznünü ver bana yeter, gizli hüznünü kollari bagli hüzün olsun dört yanim iragina vurma beni kirvem, aglarim, delirirsin sonra derler haklidir sevdasi geç olur ki artik onarmaz rakilar geç olur bir yaraya rakinin dagilmasi sen sehre sirtini dönen uykusuz dagli gemiler nerde (ki çogu hüviyetidir melankolinin) nerde aykiri mavzerler (onlara sigdiramazsin ki öfkelerini) barut esmeri tenine sevdalarimi sürdügüm nasil tasidin bunca yil delirmis saçlarinda o eski sark yelini biliyorum dokunsam parmaklarim kirilir dokunmasam eskiya uykusuzlugu çetin silahlar gibi" |
ayşecim bildiğim ve çok sevdiğim tek şiir ümit yaşar oğuzcan " sevi şiiri " dir :) |
Alıntı:
|
Duygu BAStı şimdi Beni :) |
Kırılgan Kırılgan bir çocuğum ben Yüreğim cam kırığı Bütün duygulardan önce Öğrendim ayrılığı Saldırgan diyorlar bana Oysa kırılganım ben Gözyaşlarım mücevher Saklıyorum herkesten Ürküyorlar gözümdeki ateşten Ürküyorlar dilimdeki zehirden Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum, Bir yanı çılgın dağ doruğu. Oysa böyle yapmasam ben Nasıl korurum içimdeki çocuğu? Bir yanım çılgın nar ağacı Bir yanım buz sarayı. |
MASKELİ BALO Yaredir sinede eski sevgili Eski sevgili eski günler Hayata baksana takmıyor kimseyi Hiçbir şey diriltmez artık geçmişi Yaredir yine de Yaktın gemilerimi Dönüş yok artık geri Tak etti canıma bu maskeli balo Bu maskeli balo Ve onun sahte yüzleri Yaredir sinede eski sevgili Ne yapsan kolay unutulmaz Ağlama geçmişe yaşadık bitti Anılar bizi yalnız bırakmaz Yalnızız yine de |
Olmasa mektubun, Yazdıkların olmasa Kim inanırdı Senle ayrıldığımıza. Sanma unutulur, Kalp ağrısı zamanla Herşeyi unutarak Yaşanır sanma. Neydi bir arada tutan şey ikimizi Birleştiren neydi ellerimizi Bırak bana anlatma imkansız sevgimizi Sevmek birçok şeyi göze almaktır. Baksana geçmişe, Ne çok anıyla yüklü Nerde o taverna, Nerde sinema Harcanmış zamanla Yeniden yaşanmaz ki; Geç kaldıktan sonra Arama boşa! |
İnce L LaLeNa Eski sular, silahsız akşamlar, erken vurulmalar sığırcıklar ötüyor bir yerlerde gün düşüyor çılgın bir portakal gibi bir yolculuk defterinin içine tundraların gizlediği izlerden Bak yine eşiğine geldim İnce L, Lalena izin ver inine sokulayım bu gece Bak safkan geldim gittiğim uzaklardan Yaşadıklarım işlememiş hiçbir yerime şuracıkta kıvrılayım, teninin tarçın gökleri altında temiz bir çarşaf ser; beyaz, yumuşak bir yastık rüya istemem sobanın üzerinde kaynayan çaydanlığın huzurundan başka köşedeki mindere otur eski günlerdeki gibi, usul sesle bir şeyler anlat bana, bana bir şeyler söyle herşey eskisi gibi olsun ben hiç gitmemiş olayım sen evlenmemiş ol, ölmemiş ol Lalena İnmem gerektiği söylenen düşlerden indiğim gecelerde kaç kez sardın yaralı bedenimi kaç kez yeniledin ertesi gün sokaklarına kendimi bulurdum başka terkilerde derdim yaşam elimden kaçmamış daha uyardım kurallarına, kısık ışıklarına senin koyduğun bütün sessizliğin bilirdim kelimelerle bile paylaşılamayacak kadar derinde 'Lalena'yı dinlerken sokulgan bir kedi gibi bırakırdın kendini beni bile unutarak benim göğsümde neyi sevsem kime dokunsam saçların akıyor yıllardır parmaklarımın arasından ben kendime ne yaptım, sana ne yaptım Lalena? hatırlıyor musun ne aptalca şeylere güler sonra mutluluktan ağlardık sevişirken aşkın ve birbirimizin derin kucağında San Fransisco'ya giderken olmasa da Doors dinlerken bir çiçek takardın saçlarına Nasıl dönerdik ortancalar vadisinden daha silah sesleri gelmezken hüzünlü tepelerinden daha başkalarına kıymanın bilgisi bulaşmamışken parmak izlerime nasıl kaygısızdık ve nasıl farkında bile değildik içinden geçtiğimiz zamanın masum şehvetini kendimizden ayırt edemezken hem zayıf, hem korkak, hem maço korurum kendimi sanır kaçtığı uzaklarda hiçbir şey vurma yüzüme, hiçbir şey söyleme eksileceğim kadar eksildim dönüşün yollarında buraya gelirken geriye pek bir şey kalmamış aşkın bütün imkanlarını sende tüketmişim ben yol bitiyor işte, bir kaç adım kaldı eşiğine varmya şimdi herkes Doors dinliyor yeniden seninse saçlarındaki çiçek duruyor mu hala Orada mısın? Bu şiiri okuyor musun? İnce L duruyor mu şarkının kaldığımız yerinde? Orada ol Evlenmemiş ol Ölmemiş ol Hiçbir şey olmamış olsun sana n'olur n'olur n'olur Lalena Not: En sevdigim çok çok sevdigim şiirlerinden biridir... ahhh ahhh |
Mırıldandıklarım Kırdın mı incittin mi birilerini Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler. Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları, Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hala sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum "içtenliğin" ya da "dünya görüşünün" kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hala bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz Sadece rüzgarlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim senin ve benim, yani bizim için... |
Türkiye`de Saat: 10:42 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2