Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Taraftar > Atatürk Köşesi

Atatürk Köşesi Büyük Beşiktaşlı Mustafa Kemal Atatürk ve Atamız Hakkında Herşey.

Cevapla
 
LinkBack (1) Seçenekler Stil
Alt 18-04-2008, 12:46   #271
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size. Kabatepe :

Anıtkabir için, yeni Büyük Millet Meclisinin arkasındaki Kabatepe de teklif edilmişti. Bu yeri önerenlerin başında, Çankaya Köşkünü ve Büyük Millet Meclisini yapan ünlü mimar Prof. Holzmeister vardı. Ancak bu yer komisyonca benimsenmedi.

Çankaya :

Anıtkabir için ileri sürülen yerler arasında en çok benimsenen, Çankaya idi. Bu yeri önerenlerin düşünceleri şöyle özetlenebilir : Atatürk, uzun yıllar Çankaya' da oturmuştur. Çankaya O'nun anıları ile doludur. Ata, Çankaya'yı çok severdi. 0, "Benim hatıralarımın yaşayacağı yer Çankaya" demiştir. Bu sözler bir vasiyet sayılmalıdır. Türk Milli Mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ve daha sonraki inkılaplarımızın plan ve programları burada hazırlanmıştır. Bu nedenlerle Anıtkabir Çankaya'da yapılmalı, Ata'nın anıları canlı tutulmalıdır.

Bu öneri, birçok bilim adamı ve yazarlarca destekleniyordu ve Anıtkabir'in Çankaya'da yapılmasına karar verilmek üzereydi.


b. Büyük Komisyonun Teşkili ve Çalışmaları :


Anıtkabir'in kurulacağı yerin kesin olarak tesbiti için Büyük Millet Meclisinde 15 milletvekilinden oluşan bir üst komisyon kuruldu. Bu komisyon; Falih Rıfkı Atay (Ankara), Rasih Kaplan (Antalya), Mazhar Germen (Aydın), Süreyya Örgeevren (Balıkesir), Refet Canıtez (Bursa), İsmet Eker (Çorum), Münir Çağıl (Çorum), Mazhar Müfit Kansu (Denizli), Necip Ali Küçükağa (Denizli), Nafi Atıf Kansu (Erzurum), Saim Ali Dilemre (Erzurum), Salah Çimcoz (İstanbul), Ferit Celal Güven (Seyhan), Tevfik Tarhan (Seyhan) ve Mithat Aydın (Trabzon)'dan oluşuyordu. Komisyon, Başkanlığa Münir Çağıl'ı, raportörlüğe Falih Rıfkı Atay, Süreyya Örgeevren ve Nafi Atıf Kansu'yu, katip üyeliğe Perit Celal Güven'i seçerek ilk toplantısını 5 Ocak 1939 tarihinde yaptı ve Anıtkabir için önerilen dokuz yerin özel komisyonca hazırlanan raporunu inceledi.

İnceleme sonucunda Anitkabir'in ya Çankaya'da, ya da Etnoğrafya Müzesi'nin bulunduğu yerde kurulmasına karar verilmek üzereyken, komisyon başkanı "Teklif edilen yerleri incelediniz. Üye arkadaşlar, başka yerler de arayabilirler" dedi
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:46   #272
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size. Rasattepe :

Trabzon Milletvekili olan Yüksek Mühendis Mithat Aydın, Etlik, Keçiören, Cebeci, Altındağ'ı gezerek Anıtkabir için en uygun yeri arıyordu. En son, o zamanlar üzerinde birkaç küçük yapı bulunan Rasattepe'ye çıktı. Bu tepe, şehrin ortasındaydı ve çevresi boştu. Burada yapılacak Anıtkabir çok uzaklardan görülebilirdi.

Mithat Aydın, komisyonun 17 Ocak 1939 tarihli son toplantısında, Anıtkabir yeri olarak Rasattepe'yi ileri sürdü. Tepenin özelliklerini anlattı. Fakat daha önce Çankaya üzerinde görüş birliğine varmış olan üyeler kararlarından dönmüyorlardı. Bu arada Antalya Milletvekili Rasih Kaplan söz alarak "Arkadaşlar, yurdumuzda birçok eserler ortaya koymuş olan bir mühendis arkadaşımız, bize yeni bir yer gösteriyor. Biz bu yeri görmeden nasıl reddedebiliriz. Yarın Mithat Aydın, genel kurul'da söz alır ve ben bir yer gösterdim, gidip bakmadılar bile derse ne karşılık verirsiniz?" dedi.


Rasih Kaplan'ın bu açıklaması üzerinde komisyonda tartışmalar oldu. Üyelerden büyük çoğunluğunun Rasattepe'yi görmek istemesi üzerine bu yönde karar alındı. Milletvekilleri Rasattepe'ye çıkarak tepeyi değişik yönlerinden incelediler. Vardıkları sonuç olumluydu.

Aynı gün yapılan ikinci toplantıda, birçok üye söz alarak Rasattepe'nin Anıtkabir için uygun olduğu görüşünü bildirdiler. Fakat Çankaya üzerinde kararlı olanlar, düşüncelerinden vazgeçmiyorlardı. En son Süreyya Örgeevren, Rasattepe'nin Anıtkabir için çok elverişli özelliklerini anlatarak sözlerini şöyle bağladı.

"Rasattepe'nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki, hayali genişce olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım. Rasattepe, bugünkü ve yarınki Ankara'nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmen'de öteki ucu Etlik'te olan bir hilal (yarım ay)'in tam ortasında, bir yıldız gibidir. Ankara hilalin gövdesidir. Anıtkabir'in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye'nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış Atatürk'ü kucaklamış olacaktır. Atatürk'ü böylece bayrağımızdaki yarım ayın yıldızının ortasına yatırmış olacağız. Atatürk, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır."

Süreyya Örgeevren'den sonra İçel Milletvekili Emin İnankur söz alarak bir anısını anlattı. Emin İnankur, Atatürk'ün çok sevdiği eski bir öğretmendi. Atatürk onu çok defa yanına alır, şehri birlikte gezerlerdi. Bir gezide yolları Rasattepe'ye düşmüştü. Atatürk şehri buradan seyrettikten sonra Emin İnankur'a dönmüş ve "Bu tepe ne güzel bir anıt yeri" demişti.

Emin İnankur'un ve Süreyya Örgeevren'in bu açıklamalarından sonra Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılması oylamaya sunuldu. Sonuçta Anitkabir'in Rasattepe'de yapılması büyük çoğunlukla kararlaştırıldı. Karar hükümete bildirildi ve Rasattepe'de kamulaştırma çalışmalarına 7 Temmuz 1939'da başlandı.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:46   #273
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size. 2. Rasattepe (Anıttepe) :

a. Tarihçesi :

Anıttepe'nin eski adı "Rasattepe" idi. Anıtkabir yapılmadan önce burada, tepenin doruğunda birkaç küçük yapı vardı. Bu yapılar, rasat (meteoroloji) istasyonu olarak kullanılıyordu. "Rasattepe" adı da bundan ötürü verilmişti. Yerli Ankaralılar buraya "Beştepeler" diyorlardı. Bu ad, buradaki tümülüslerden geliyordu.

Anıtkabir'in Rasattepe'de yapılmasına karar verildikten sonra buradaki tümülüslerin kaldırılması gerekiyordu. Bu maksatla, Türk Tarih Kurumunun da yardımı ile Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi doçentlerinden Arkeolog Dr. Tahsin Özgüç'ün başkanlığında bir kurul oluşturuldu. Müzeler Genel Müdürlüğü arkeologlarının da katıldıkları bu kurul, Rasattepe'deki tümülüslerde kazılar yaptı. Yapılan kazılar sonunda bu tümülüslerin Friglere ait olduğu anlaşılmıştır.

Frigler, Anadolu'ya M.Ö. 12 nci Asır başlarında kavim göçleri sırasında gelmişlerdir. Hitit Devletini yıkarak Anadolu'da yeni bir devlet kuran Friglerin başkenti Polatlı yakınında bulunan Gordion şehri idi. Gordion çevresindeki Frig prens, prenses ve krallarına ait tümülüslerde yapılan kazılarda, pek çok eser bulunmuştu.

Rasattepe'deki tümülüslerde Gordion'dakiler gibi, toprağın içine yapılmış oda biçiminde mezarlardı. Odanın içine, ölü ve öteki dünyada kullanacağı düşünülen birçok eşya, silah, yiyecek konulmuş, mezar kalın kalaslarla örtülmüş, sonra da üstüne bir küçük tepe halinde toprak yığılmıştı. Bu tümülüslerden çıkarılan eserler, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.

Click the image to open in full size.
b. Rasattepe'nin Kamulaştırılması :

23 Mayıs 1939 tarihinde Başbakan Refik Saydam, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki bütçe görüşmeleri esnasında yaptığı konuşmada; Rasattepe üzerinde kadastro işlemlerinin yapıldığını, bu arazinin bazı bölümlerinin devlete, belediyeye ve özel şahıslara ait olduğunun belirlendiğini, arazinin kapladığı alan ve sınırlarının tespit edildiğini ve gereken haritaların çizildiğini belirtti. Başbakan ayrıca; Anıtkabir için 205.000 TL. istimlak bedeli, 45.000 TL. uluslararası proje yarışması olmak üzere toplam 250.000 TL. ödenek ayrıldığını ve 287.000 metrekarelik alanın kamulaştırılmasının planlandığını belirtti. 7 Temmuz 1939 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Rasattepe'nin kamulaştırılmasına karar verildi.

Rasattepe'nin kamulaştırılması için hazırlanan plan, Bakanlar Kurulu tarafından kabul edildi. Kamulaştırma işlemi için oluşturulan komisyonun başkanlığına seçilen Başbakanlık Müsteşarı Vehbi Demirel, bu tepenin kamulaştınlması için Ankara Belediyesi'ne tebligatta bulundu.
Anıtkabir sahasının, 1939 yılında 214.878 metrekare, 1940 yılında ise 188.334 metrekaresinin kamulaştırma ilanı Ankara Belediyesi'nce 5 Eylül 1940 tarihli Ulus Gazetesinde yayınlandı.
Bakanlar Kurulunun 20 Nisan 1940 tarih ve 1463 sayılı kararı ile 542.857 metrekare arazinin; 459.845 metrekarelik bölümünün özel şahıslardan, 43.135 metrekarelik bölümünün kapanan yollar ve yeşil alanlardan, 28.312 metrekarelik bölümünün hazineye ait yerlerden, 3.044 metrekarelik bölümünün hazineye ait okul ve karakol yerinden, 8.521 metrekarelik bölümünün özel şahıslardan kamulaştırılması planlandı.

Kamulaştırma işlemlerine, Bakanlar Kurulunun 23 Kasım 1943 gün ve 3/78 sayılı kararı ile 27 Haziran 1947 gün ve 3/671 sayılı kararlarına göre bir bölüm arazi ile devam edildi. 25 Aralık 1947 gün ve 3/6762 sayılı Bakanlar Kurulu kararınca toplam 153.272 metrekare arazinin daha kamulaştırılması planlandı. Bu miktarın; 92.278.50 metrekarelik bölümü özel şahıslara, 6.178 metrekarelik bölümü belediye yollarına, 48.568 metrekarelik bölümü belediyeye ait yeşil sahalara, 6.247.50 metrekarelik bölümü de hazine arsasına aitti.

Anıtkabir sahası olarak belirlenen bölgenin, özel şahıslara ait 92.278.50 metrekarelik bölümünün ödenek yetersizliğinden dolayı 1950 yılına kadar ancak 27.108 metrekarelik bölümü kamulaştırılabildi. Özel şahıslara ait geri kalan 65.120 metrekare arazinin kamulaştırılması, 1.000.000 TL. (Birmilyon TL.) tasarruf sağlanması ve arsa sahiplerinin mağduriyetinin önlenmesi maksadı ile Bakanlar Kurulunun 21 Eylül 1950 gün ve 11928 sayılı kararı gereğince kamulaştırılmasından vazgeçildi.

1964 yılında yapılan arazi kamulaştırması sonucu Akdeniz Caddesi ile Mareşal Fevzi Çakmak Caddesinin kesiştiği yerdeki iki parselden oluşan bölüm ve 1982 yılında Mebus Evleri ile Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi arasında kalan 31.800 metrekarelik alan kamulaştırılarak Anıtkabir sahasına dahil edildi.

Click the image to open in full size.
c. Rasattepe'de Jeolojik İncelemeler :

Rasattepe'nin, takribi ağırlığı 150.000 tona varacak olan yapının basıncına dayanıp dayanamayacağının tesbiti için, modern yöntemlerle "Temel Mekaniği" incelemesine Bayındırlık Bakanlığınca, İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Salih Sayar görevlendirildi. Prof. Sayar çalışmalarının sonucunu bildiren raporunda; 907 rakımlı Rasattepe'nin eski bir alüvyon alanı üzerinde bir taraça kalıntısı olduğunu, Dördüncü Zaman'ın ilk devrelerinde oluştuğunu belirtmiştir. (18 Mayıs 1945).
Anıtkabir alanındaki temel incelemelerinde, 40 metreye kadar inen sondajlar yapılmış, bu sondajlar sırasında tepenin içinde büyük boşluklar (galeriler) bulunmuştur.

Özellikle, Anıtkabir'in Şeref Holü'nün altında bulunan boşluklar temelde değişik tekniklerin kullanılmasını zorunlu kılıyordu. Yapım işlerini kontrol eden mimar ve mühendislerce mozole kısmının temelinin sağlamlaştırılması için uygun hal tarzlan projelendirilerek Bayındırlık Bakanlığına gönderildi. Bayındırlık Bakanlığı bu projeyi uygun buldu. Bundan başka Anıtkabir temelinin her taraftan demir potrel ve tellerle toprağın içine, bir geminin su altındaki kesimi gibi yerleştirilmesi kararlaştınldı.

Anıtkabir yapısının temel ve inşa durumunu incelemek üzere 12 Şubat 1946 tarihinde Bayındırlık Bakanlığında; Bakanlık yetkilileri, Prof. Emin Onat ve İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden oluşan bir kurul toplantısı yapıldı. Bu toplantıda, Rasattepe'nin Anıtkabir'in inşasına elverişli olduğu, Prof. Onat'ın projesindeki mimari esaslar korunarak, üst yapının zemine yapacağı basıncın azaltılması ve depreme dayanıklılığının arttırılması için kagir ve betonarme bir sistemle inşasının uygun olacağı kararlaştınldı.

Anıtkabir'in depremlere karşı dayanıklı olması gerekiyordu. Bayındırlık Bakanlığı bu durumu, kendi uzmanları ile İstanbul Teknik Üniversitesi profesörlerinden kurduğu bir komisyona inceletti. Bu komisyon, uzun incelemeler sonucunda vardığı sonuçları 12 Aralık 1948 tarihli bir rapor ile adı geçen bakanlığa bildirdi. Bu rapor özet olarak aşağıdaki hususları içeriyordu:

"Şimdi yürürlükte olan deprem haritasında Ankara Şehri, bütünüyle deprem kuşağı dışında bir bölge olarak gösterilmiştir. Bununla birlikte, merkezleri bu bölgeye yakın olan yer sarsıntılarının Ankara'ya yansımasından ötürü Anıtkabir'in gerek kapladığı alanın genişliği ve gerek mimarlık projesinin sismik bakımdan gösterdiği özellikler ve yeri itibariyle, bu yapının deprem etkilerine göre hesaplanması komisyonumuzca uygun görülmüştür. Bu bakımdan;

1. Yapı mümkün olduğu kadar hafif olmalıdır. Özellikle bu durum, yapının yüksek yerlerinde kesin olarak sağlanmalıdır.
2. Anıtkabir'in üzerinde bulunduğu toprak, alüvyondan meydana gelen bir tepe olduğundan, deprem yüzünden yer kayması ihtimal dahilinde görülmektedir. Bundan ötürü, üst yapı ile temel bölümünün yekpare (tek parça) bir kitle teşkil edecek şekilde düzenlenmesi gerekir.

3. Rasattepe'nin yamaç ve eteklerinin ağaçlandırılarak, toprağın aşınmaya karşı korunmasının sağlanması gerekli görülmüştür."

Bütün bu teknik raporlar, Anıtkabir'in dış mimarisinde hiç bir değişiklik yapılmadan, planın yeniden gözden geçirilmesini ve gereken önlemlerin alınmasını zorunlu kılıyordu. Yapının temeli demir-beton karışımı ve üst bölüm tek parça olacaktı. Bu nedenle proje yeniden gözden geçirildi ve teknik raporda ileri sürülen tüm önlemler alındı. Temel incelemeleri sonucunda Bayındırlık Bakanlığına sunulan proje uygulanarak Anıtkabir'in temel kısmı, tıpkı bir geminin su altındaki kısmı gibi toprağın içine yerleştirildi. Böylece anıt, doğal tesirlere dayanıklı duruma getirildi.
__________________
Click the image to open in full size.

Konu HandaN tarafından (19-04-2008 Saat 12:02 ) değiştirilmiştir..
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:48   #274
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
PROJE YARIŞMASI

PROJE YARIŞMASI


Click the image to open in full size. 1. Anıtkabir'in özelliklerinin Belirlenmesi :

Anıtkabir yerinin seçilmesinden sonra Başbakanlık Müsteşarının başkanlığında kurulan komisyon, Anıtkabir'in genel niteliklerini tespit ederek bir bildiri halinde yayınladı. Bu bildiri şöyle özetlenebilir;


"Büyük Türk Ulusunun kalbinde yaşayan Büyük Adamın eserlerini ebediyete mal edecek olan Anıtkabir, aşağıdaki esaslara göre hazırlanmalıdır.


1. Anıtkabir, bir ziyaretgah (ziyaret yeri) olacaktır. Bu ziyaretgaha, büyük bir giriş bölümünden girilecek ziyaretgah binlerce Türk'ün Ata'sı önünde eğilerek saygılarını sunmasına ve bağlılığını bildirerek geçmesine elverişli olacaktır.

2.
Bu anıt, Büyük Ata'nın; asker Mustafa Kemal, devlet adamı Gazi Mustafa Kemal, büyük politika ve bilim adamı, büyük düşünür ve nihayet yaratıcı büyük dehanın vasıflannın, güç ve yeteneklerinin bir timsali (sembolü) olacaktır ve O'nun kişiliği ile oranlı bulunacaktır.

3. Anıtkabir'in yakından görüldüğü kadar uzaktan da görülmesi gerekir. Bu bakımdan, Ulu bir siluet sağlanmalıdır.

4.
Atatürk'ün adı ve kişiliği altında Türk Ulusu sembolize edilmiştir. Türk Ulusuna saygılarını göstermek isteyenler, Büyük Ata'nın katafalkı önünde eğilerek bu isteklerini yerine getireceklerdir.

5. Anıtkabir'in bir şeref bölümü bulunacaktır.

6. Anıtkabir'de bir Atatürk Müzesi olacaktır.

7. Anıtkabir'de bir Şeref Holü yapılacaktır. Atatürk'ün Lahdi buraya konulacağı için Şeref Holü, bu anıtın ruhu ve en önemli bölümü olacaktır. Şeref Holü, başta Türk Ulusu olduğu halde, Ulusumuza saygılannı sunacak yabancı devlet temsilcilerinin Ata'nın Lahdine yönelebilecekleri büyük bir salon olacaktır. Bu holde sağlanacak azamet (ululuk) ve güçlülük tesirleri, yarışmacılara bırakılmıştır. Bundan ötürü holün biçimi, boyutu ve yüksekliği için hiç bir ölçü verilmemiştir.

8. Büyük Atatürk'ün Lahdinin yeri, Şeref Holü'nün ruhunu teşkil etmektedir. Ancak, Lahdin konulacağı yeri de yarışmacılar seçeceklerdir.

9. Bunlardan başka, Anıtkabir'i ziyaret edecek büyüklerimizin ve yabancı devlet temsilcilerinin duygu ve düşüncelerini yazacakları bir özel defter bulundurulacaktır.

10. Atatürk'ün Müzesi, Ata'nın hayatının türlü devirlerine ait fotoğrafları ile kıyafetleri ve el yazıları, imzaları, bazı eşyaları ile okuduğu incelediği kitapların sergilenmesine elverişli olacaktır."
Anıtkabir komisyonunca hazırlanan bu açıklama, özellikle yarışmaya girecek olan sanatçıların serbestçe çalışmalarına imkan vermesi bakımından memnunlukla karşılanmıştı.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:49   #275
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

2. Proje Yarışmasının Esasları :

Anıtkabir komisyonunun ortaya koyduğu ilkeler, Anıtkabir proje yarışması şartnamesinin temeli oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26 Mart 1940 günkü oturumunda konuşan Başbakan Refik Saydam, Anıtkabir proje yarışmasının açılacağını ve yarışma şartnamesinin uluslararası mimarlar tüzüğüne uygun olarak hazırlandığını belirtti. Başbakanlık tebliği 18 Şubat 1941 tarihinde basında yayınlandı. Bu tebliğ şöyle özetlenebilir :

1. Ebedi Şef için gerçekleştirilmesi kararlaştırılmış Anıtkabir projesinin yarışması hakkında bugüne kadar yapılmış olan inceleme ve girişimler sonucunda, uluslararası bir yarışmanın yapılması imkan dahilinde görülmediğinden, yerli ve yabancı mühendis, mimar ve heykeltraşlar arasında serbest bir yarışma yapılmasına karar verilmiştir.


2.
Yapılacak anıt ve ek binalarının inşaat programı, yanşma talimatnamesi ve inşaat yerinin haritası, sondaj planları ve diğer fen raporları hazır edilmiş olup, böyle önemli inşaat meydana getirmiş olduklarını belgelerle ispat edenlere adı geçen evrak ücretsiz verilir.

3. İlgililerin belgelerini bir dilekçe ile birlikte "Başbakanlıkta kurulmuş Anıtkabir Komisyonu Başkanlığına" göndermeleri gerekir. Komisyon yeterliliğini kafi gördüğü kimselere en kısa zamanda yarışma evrakını oluşturan dosyanın bir örneğini gönderecektir. Yeteneği kafi görülmeyenlerin evrakları iade olunur.
4. "Yanşma 31 Ekim 1941 akşamı hitam bulacağından, yanşmacıların teklif projelerini o tarihe kadar komisyona göndermiş olmaları şarttır." Anıtkabir serbest proje yarışması şartnamesi Türkçe ve Fransızca olarak hazırlandı ve hükümet tarafından 1 Mart 1941 tarihinde yarışma açıldı. Bu yanşma, basında bir ilanla da duyurulmuştu.

Yarışmanın açıldığı yıl, İkinci Dünya Savaşının en kanlı, en çetin zamanıydı. Avrupa'nın, Asya'nın ve Afrika'nın bir kısmı bu savaşın içindeydi. Yarışma süresi 8 aydı. Bu kısa zamanda Anıtkabir projesinin yetiştirilemiyeceği anlaşılıyordu. Komisyona, bu anlamda birçok "Müddet uzatma" teklifleri geldi. Bunun üzerine yeni bir Bakanlar Kurulu kararı alınarak yarışma müddeti dört ay daha uzatıldı. Bu konudaki bakanlar kurulu kararı aşağıdaki hususları içermektedir :

1. Yarışma süresi 2 Mart 1942 tarihi akşamına kadar uzatılmıştır.

2. Türkiye'de bulunan yanşmacılar, projelerini bu tarihe kadar Anıtkabir Komisyonu'na ulaşmış olmasını sağlayacaklardır. Türkiye dışında bulunan yanşmacılar ise, ya Türkiye dahilindeki gibi projelerinin aynı tarihe kadar komisyona ulaşmasını temin edecekler veyahut 2 Şubat 1942 akşamına kadar projelerini bulundukları memleketteki Türkiye Büyükelçiliği'ne teslim etmiş olacaklardır.

3. Yarışmanın talimatname ve programıyla, diğer evrak ve şartlannda başkaca hiç bir değişiklik yoktur.

Hükümet Anitkabir proje yarışması şartları kapsamında önemli bir karar aldı ve bu kararı çeşitli dillerde yayınladı. Anıtkabir proje yarışmasına katılan sanatçıların eserleri, uluslararası bir jüri tarafından değerlendirilecekti. Bu karar, kamuoyunda büyük memnuniyet uyandırdı. Yarışma sonucunda jüri üç proje seçecekti. Birinciye verilecek ödül, inşaatın kontrol hakkı (% 3) olacaktı. Diğer iki projenin her ikisi de yarışmada ikinciliği kazanmış sayılacağından her birine 3000 TL. ödenecek, ayrıca jüri heyetinin teklifi ile bir veya bir kaçına 1000 TL. değerinde mansiyon ödülü verilecekti.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:49   #276
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

3. Anıtkabir Proje Yarışmasının Sonuçlandırılması :
Hükümetçe kurulan tarafsız jüride, o zamanlar Avrupa'nın ünlü sanatçılarından olan Alman Prof. Paul Bonatz, İsviçreli Prof. İvar Tengbom ve Macar Prof. Karoly Wichinger ile ünlü Türk sanatçıları Prof. Arif Hikmet Holtay, Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve imar işleri Reisi Yüksek Mimar Muammer Çavuşoğlu ve Ankara imar Müdürü Yüksek Mimar Muhlis Sertel vardı.

Yarışma umulandan çok fazla ilgi uyandırdı. İkinci Dünya Savaşının en çetin zamanı olmasına rağmen yarışmaya, Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya'dan toplam 49 proje katılmıştı. Yarışmaya gönderilen projelerin kabul işlemi, uluslararası yarışma esaslarına göre yapılıyordu. Projelerin üzerlerinde ad ve adres olmadığından, eserlerin kimlere ait olduğu bilinmiyordu.

Yarışmaya müracaat süresi bittikten sonra 12 Mart 1942 tarihinde jüri üyeleri, Başbakanlıkta toplandılar. Ankara Sergi Evi jüri çalışmaları için tahsis edildi. Jüri, ilk toplantısında Prof. P. Bonatz'ı heyet başkanlığına, Yüksek Mühendis M. Sertel'i de raportörlüğe seçti. Jüri üyeleri ilk toplantısından sonra Etnoğrafya Müzesi'nde Atatürk'ün geçici kabrini ziyaret edip, Zafer Anıtı'na çelenk koymayı müteakip Rasattepe'ye giderek incelemelerde bulundular.

Ankara Sergi Evi'nde çalışmalarına başlayan jüri üyeleri yarışmaya gönderilen projeleri incelediler. Her üye, üzerinde rumuz (işaret) olarak rakamlar konulmuş olan projeleri inceliyor ve gizli olarak not veriyordu. Jüri, çalışmalarını 20 Mart 1942'de tamamlamış ve projelere ait değerlendirmelerini içeren raporu Başbakanlığa sunmuştur. 21 Mart 1942 tarihinde jüri üyeleri ülkelerine dönmüşlerdir.

Başbakanlık Anıtkabir Komisyonu, 23 Mart 1942 tarihinde jüri üyelerinin on günlük çalışmalarının sonuçlannı bir tebliğ yayınlayarak kamuoyuna duyurdu. Bu tebliğ şöyle özetlenebilir.

1. Ebedi Şef Atatürk için, Rasattepe'de yapılması kararlaştırılmış olan Anıtkabir'e ait uluslararası serbest proje yarışmasına 49 proje katılmıştır.

2. Bu projelerden bir tanesi yarışma süresi bittikten sonra komisyona vardığından, diğeri de projenin ambalajı üzerinde sahibinin kimliği yazılı bulunmadığından, yarışma talimatnamesinin yedinci maddesi gereğince jüri heyeti tarafından yarışma dışı bırakılmış ve incelemeler 47 proje üzerinden yapılmıştır.

3. Bu 47 projenin 17'si jüri tarafından yarışmanın yüksek amacını karşılayacak nitelikte görülmeyerek ilk incelemede reddedilmiştir.

4. Geriye kalan 30 proje ikinci elemeye tabi tutularak, bunlardan 19'u jüri heyeti raporunda açıklanan sebeplerden dolayı kabul edilmemiştir.

5. Bu suretle ilk iki incelemede seçilip, son bir incelemeye bırakılan 11 projeden 3'ü jürice mükafata layık görülmüş ve 5 tanesi de takdire değer görülerek satın alınması hükümete teklif edilmiştir.
6. Jüri heyetince ödüle layık görülen projeler müracaat sıra numarasına göre şunlardır.
SIRA NOHÜVİYET NOPROJE SAHİBİ921472Prof. Johannes Kruger2560927Prof. Emin Onat - Doç. Orhan Arda4414916Prof. Arnaldo Foschini
7. Jüri heteti tarafından takdire değer görülüp satın alınması hükümete teklif olunan 5 proje, jürinin tespit ettiği liyakat derecelerine göre şunlardır.
SIRA NOHÜVİYET NOPROJE SAHİBİ4211119Mimar Ronald Rohn4163636Mimar Giovanni Muzio45
87541
Mimar Guiseppe Vaccaro - Mimar Gino Franzi
2422218Mimar Hamit Kemali Söylemezoğlu - Mimar Kemal Ahmet Aru -
Mimar Recai Akçay
2912898Mimar Feridun Akozan - Mimar M.Ali Handan
8. Bütün bu kararlar jüri heyeti tarafından oybirliği ile verilmiştir.

9. Gerek ödül kazanan, gerek takdire değer görülen 6 ncı ve 7 nci maddede yazılı 8 proje, yarışma talimatnamesinin 19 ncu maddesi gereğince hükümetin malıdır.

10. Jüri heyetinin raporu aynen yayınlanacak ve ayrıca yarışmaya katılmış olanlara da gönderilecektir.

11. İkinci madde gereğince yarışmaya katılma hakkını kazanan 47 proje 24 Mart 1942 sabahından, 31 Mart 1942 akşamına kadar Ankara Sergi Evi'nde halka teşhir edilecektir."

Komisyonun sonuçları açıklaması üzerine ödüle layık görülen üç eserden birinin sahibi olan Türk Mimarı Prof. Emin Onat, projesi hakkında şu açıklamada bulunmuştur.

"Çeşitli ülkelerin katıldığı bu yarışmada kazandığımız sonuçtan dolayı çok sevindim. Özellikle Ebedi Şefimiz Atatürk için yapılacak olan anıt olması, sevincimi bir kat daha artırmıştır. Bu yarışma için diğer arkadaşlarım gibi çok çalıştım ve başarılı olmak istedim. Yarışmanın Türk mimarlarının başarılarına bir kat daha fazla kıymet vermiş bulunduğuna hiç şüphe yoktur. Türk mimarisi çok ilerlemiş ve yükselmiştir. Avrupa'nın çok kıymetli şahsiyetlerinden kurulu olan jürinin böyle bir karar vermiş olması Türk mimarlığı açısından iftihar edilecek bir başarıdır."
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:50   #277
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLEN ESERLER:

ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLEN ESERLER:

Buraya kadar açıklandığı gibi jüri, Anitkabir proje yarışmasına gönderilen 49 eserden 3 tanesini "ödül verilmeye değer" bulmuştu. Bunlardan biri ünlü Tannenberg Anıtını yapan Alman Prof. Johannes Kruger'in, biri İtalyan Prof. Arnaldo Foschini'nin, biri de İstanbul Mimarlık Fakültesi Profesörü Emin Onat ile Doçent Orhan Arda'nın eserleriydi.
Jüri, bu üç proje hakkında oybirliği ile karar vermiş, ancak bu eserlerden hiç birini ötekine üstün görmemişti. Jüri, bu üç eseri ayrı ayrı eleştirmiş, her üçünde de bazı değişiklikler yapılmasını öğütlemişti. Bu eleştiriler ve öğütler Anıtkabir Proje Müsabakası hakkında jüri raporu kitapçığına göre şöyle özetlenebilir:

a. 9 Numaralı Proje : Prof. Johannes Kruger

"Mozole kısmının pozisyonu ve silueti iyidir. Böylece, toplantı yeri olarak düşünülen ön meydanın ve bütün yan binaların durumu uygundur. Bu meydanın ön tarafı tamamen, yanları ise arkadlar yapılmak suretiyle açık bırakılmıştır. Yapının uzaktan görünüşü sadelik içinde açık ve tesirlidir. Yüksek tavanlı bina içinin, sade ve düzenli işleme tarzı ve lahdin önü güneybatıya doğru ufuklara açılan ve bir dereceye kadar alçak tavanlı bir girinti içine konmasıyla, ağırbaşlı ve şerefli hava yaratılmaktadır. Ne yazık ki dış aksama ait ayrıntının işleme tarzı, aynı güzelliğe sahip değildir. Cephe detayları üslup arzetmemektedir. Çatıya ait problemler de uygun bir surette halledilmelidir."


Click the image to open in full size.
9. No.lu projenin cepheden görünüşüClick the image to open in full size.
9. No.lu projenin iç görünüşü

"9 no.lu projenin seçilmesine anıtın; yerine konuluştaki isabet, uzaktan görünüşteki güzellik, bina içindeki ağırbaşlılık ve resmiyet neden olmuştur. Anıtın ve özellikle esas anıta bağlı yan kısımların, dış mimarinin işlenişinde daha fazla sadelik ve olgunluk teminine çalışılmalıdır."


Click the image to open in full size.
9. No.lu projenin genel görünüşü



b. 25 Numaralı Proje : Prof.Emin Onat-Doç.Orhan Arda

"Devamlı kademeler teşkil eden teraslar üstünde etrafı kolonatla çevrilmiş geniş bir esas bina yükselmektedir. Kütlelerin bu şekilde geniş kademeler teşkil etmesi sayesinde, tepenin tesiri artırılmakta ve üstü azametli bir surette taçlanmaktadır. Park kısmının geometrik şekilde bölünmesiyle, tepenin arızaları pek göz önünde bulundurulmamıştır. Ne yazık ki binanın içi, dıç üslupla aynı karakterde değildir. Plan düzeninde, girişler pek önemsiz kalmaktadır. Esas anıtın etrafının çok fazla ayrıntıyla doldurulmuş olması, plana zarar vermektedir. Parkı çeviren duvar ve diğer aksamın sadeleştirilmesi iyi olur."

Click the image to open in full size.
25 no.lu projenin iç görünüşü


Click the image to open in full size.
25 no.lu projenin cepheden görünüşü
Click the image to open in full size.
25 no.lu projenin genel görünüşü

"25 No.lu projenin cazibesi, tepeyi güzel bir surette taçlandırmasındadır. Düşey bir kütle teşkil eden 9 ve 44 No.lu projelerin aksine, bu projede yatay bir görünüm söz konusudur. Anıtın etrafını çevreleyen kolonat, projeye özel bir güzellik vermektedir. Asıl anıt kısmını çevreleyen, yan taraflardaki aynntılar ortadan kaldırıldığı takdirde, daha açık ve belirgin bir mimarinin elde edilip edilmeyeceği konusu incelemeye değer. Anıtın iç ve dış mimarisi birbirine uygun bir stilde yapılmalıdır."

Click the image to open in full size.
25 no.lu projenin genel görünüşü



c. 44 Numaralı Proje : Prof.Arnaldo Foschini
"Bu proje olgun ve güzel bir eserdir. Anıt, tepenin büyük bir teras haline getirilmiş en yüksek kısmına konulmuş ve kare bir plan üzerinde yükselen bir bina kütlesinden ibarettir. Binanın ölçülerinde tam bir isabet vardır. Mozolenin gövdesi, hiçbir yan bina aksamı tarafından bozulmaksızın bütün açık ve saflığıyla ortaya çıkmaktadır. Müze, muhafızlar dairesi ve buna bağlı diğer bütün yan ihtiyaçları içeren binalar genel bütünlüğü bozmayan, özellikle kuvvetlendiren bir tarzda anıtın ayak ucuna, sol hizasına yerleştirilmiştir. Anıtın içindeki dikine konmuş lahit kısmı tatmin edici değildir.
Bir lahit ancak zemin üzerine konulduğu takdirde azami tesir arz eder. İç kısmın işleme tarzında da fazla bir sadelik gerekirdi. Durum planında bahçe düzenlemesi gereğinden fazla geniş tutulmuş, esas teras fazla şekilperestlik arz etmektedir."


Click the image to open in full size.

44 no.lu projenin iç görünüşü
Click the image to open in full size.
44 no.lu projenin cepheden görünüşü



"44 no.lu projenin seçilmesine neden olan esas, anıt gövdesindeki güzellik ve siluetteki belirginliktir. Bina anıtsal bir karakterde olup, tepeyi fazla zorlamadan ona hakim olmaktadır. Sol hizasına yerleştirilmiş olan müze ve diğer yan binalar programda belirtildiği üzere esas mozoleyle daha sıkı irtibata getirilmelidir. Anıt kısmının daha sade ve ciddi olması gerekirdi."
__________________
Click the image to open in full size.

Konu HandaN tarafından (19-04-2008 Saat 12:06 ) değiştirilmiştir..
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:51   #278
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

5. Mansiyon ödülüne Layık Görülen Eserler :


Jüri, Anıtkabir proje yanşmasına gönderilen eserlerden beş tanesini de "mansiyon ödülü verilmeye değer" bulmuştu. Bunlar; İsviçre'li mimar Ronald Rohn, İtalyan mimar Giovanni Muzio, İtayan mimarları Giuseppe Vaccaro-Gino Franzi, Türk mimarlan Hamit Kemali Söylemezoğlu -Kemal Ahmet Aru-Recai Akçay ile Feridun Akozan -M.Ali Handan'ın eserleriydi.

Ayrıca Jüri raporunda bu beş eseri de zayıf ve kuvvetli yönleri ile ayrı ayrı eleştirmiştir. Bu eleştiriler şöyle özetlenebilir :


Click the image to open in full size.
42 no.lu projenin yandan görünüşü


a. 42 Numaralı Proje : Ronald Rohn
"İsviçreli mimarın projesi, kompozisyon bakımından diğerlerinden farklıdır. Anıt arazisinin icaplarına tamamen uygun bir şekilde tertiplenmiştir. Mozole, müze ve diğer teferruat ayrı ayrı tanzim edilmiş ve bunlar iyi karıştırılmıştır. Fakat eserde bir abideye lazım olan azamet ve anıtsal tesirler yoktur. Buna rağmen fikir kuvvetlidir."

Click the image to open in full size.
42 no.lu projenin genel görünüşü



b. 41 Numaralı Proje : Giovanni Muzio


"Projede dış mimari itibariyle en eski abide ve mezar şekillerinden ilham alınmıştır. Altı köşeli plan üzerindeki piramit, taş inşaata çok uygun görülüyorsa da, mimar bu satıhları o kadar çok pencereler ile doldurmuştur ki, ancak betonarme ve zor bir inşaat sistemine muhtaçtır. Bir piramit olan esas kitle ile diğer ayrıntı arasında uyumsuzluk vardır."

Click the image to open in full size.
41 no.lu projenin cepheden görünüşü
Click the image to open in full size.
41 no.lu projenin iç görünüşü

c. 45 Numaralı Proje : Giuseppe Vaccaro-Gino Franzi "Bu proje ağır ve klasik tesirden ziyade, dekoratif bir iç mimariyi ve hiç lüzum olmadığı halde zor bir inşa tarzını icap ettirmektedir. Sadece dört adet köşe ayağı üzerinde duran anıt, ancak betonarme iskelet olarak inşa edilip, dış yüzü taş plakalarla kaplamak suretiyle yapılabilirdi. Sonsuza kadar kalması düşünülen böyle bir anıt için bu inşa tarzının garanti temin edeceği şüphelidir."
Click the image to open in full size.
45 no.lu projenin cepheden görünüşü

Click the image to open in full size.
45 no.lu projenin iç görünüşü



d. 24 Numaralı Proje : K.Söylemezoğlu-K.Ahmet Aru-R.Akçay


"Kare bir plan üzerinde yükselen ve köşe yapılarıyla takviye edilen anıt, kuvvet ifade etmektedir. Dış görünüşünün tesirli olması için köşe yapıları, dar olan esas girişe oranla abartılı düşmüştür. Ancak piramit çatının burada uygun olup olmadığı kuşkuludur. Fazla miktarda konulan küçük pencereler bir mozoleden çok kaleyi andırmaktadır."
Click the image to open in full size.

24 no.lu projenin cepheden görünüşü
Click the image to open in full size.

24 no.lu projenin iç görünüşü

e. 29 Numaralı Proje : Feridun Akozan-M.Ali Handan

"Bu proje dört tarafına yapılan eklemelerle genişletilmiş basit küp biçiminden oluşmaktadır. Bu dört ilavenin ancak üçü abide içinde birer yuva teşkil etmekteyse de, ne yazık ki giriş tarafına isabet eden dördüncü duvarla kaplanmıştır. Duvarların içte ve dışta hafif biçimde eğimli oluşu uygun görülür. Ancak tavanın taş levhalarıyla kaplanması inşai bir mesele teşkil eder."

Click the image to open in full size.

29 no.lu projenin iç görünüşü
Click the image to open in full size.
29 no.lu projenin cepheden görünüşü
__________________
Click the image to open in full size.

Konu HandaN tarafından (19-04-2008 Saat 12:07 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Mansiyon ödülüne Layık Görülen Eserler
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:54   #279
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

ANITKABİR İÇİN UYGULANACAK PROJENİN SEÇİMİ :
Jüri, "ödül verilmeye değer" bulduğu 3 eserden hiç birini ötekinden üstün tutrnamıştı. "Anıtkabir Proje Yarışması Şartları" içindeki bir maddede; "Jüri Heyetinin en iyi addettiği üç projeden birinin kati olarak intihap keyfiyeti, doğrudan doğruya Türkİye Cumhuriyeti Hükümetine aittir" deniliyordu. Buna göre jürinin ödüle değer bulduğu üç eserden birini seçme yetkisi hükümete aitti.

Hükümet bu konuda, yetkili birçok kişilerin düşüncelerini dikkate alarak, Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda'nın eserini uygulamaya karar verdi. Bu kararın dayandığı düşünceler şunlardı : Yarışmayı kazanan üç proje birçok yönlerden aynı değerdedir. Fakat bunlar içinde, iki Türk'ün yaptığı eser bu milli konuyu daha başarılı olarak ifade etmiştir. Jüri raporunda belirttiği gibi, bu projenin araziye uygunluğu öteki projelerden çok üstündür.

Hükümet, jürinin öğütlediği değişiklikleri de göz önünde bulundurarak, 7 Mayıs 1942'de Türk sanatçıların eserlerinin uygulanmasına karar verdi. Hükümetin 9 Haziran 1942 tarihinde yayınladığı bu kararını açıklayan tebliğ, özet olarak şu hususlan içeriyordu :

1. Ebedi Şef Atatürk için Anıtkabir projesini inceleyen jüri heyetince ödüle layık görülen üç projeden;

a. Prof.Emin Onat ile Doç.Orhan Arda'ya ait projenin birinci olarak seçilmesine,
b. Alman Profesörü J.Kruger'e, İtalyan Profesörü A.Foschini'ye ait iki projenin de ikinci sayılmasına,

2. Bu üç projeden hiçbirinin doğrudan doğruya uygulamaya elverişli olmadığına ve değişikliğe ihtiyaç olduğuna, birinci seçilen projenin jüri heyeti raporunda ön görülen değişikliklerin yapıldıktan sonra uygulanmasına,

3. Öngörülen değişikliğin, Anıtkabir projesi yarışmasında birinciliği kazanan proje sahibinin de dahil olacağı bir uzman heyete yaptırılmasına karar verilmiştir.

Türk sanatçıların eseri kabul edildikten sonra, jüri heyeti raporunda öngörülen değişikliklerin yapılması için 28 Ekim 1943 tarihinde yeni bir komisyon kuruldu. Komisyon, Milli Eğitim Bakanlığı emrinde çalışan Prof. Paul Bonatz ile Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Başkanı Sırrı Sayarı ve Güzel Sanatlar Akademisi Mimari Şubesi Şefi Prof. Sedat Eldem'den oluşuyordu. Projede yapılacak değişiklikler, sanatçılarla da görüşülerek kararlaştırıldı. Projede, kale ekseni ve Şeref Holü'nün etrafındaki odalar binanın anıtsal niteliğini kaybettirdiğinden eleştiri konusu oluyordu. Projede öngörülen değişiklikler bu bölümlerin iyileştirilmesini içeriyordu. Emin Onat ile Orhan Arda 5 Nisan 1943'de başlattıkları çalışmalarını 7 Ekim 1943 'de tamamlayarak komisyona teslim ettiler. Şartnameye göre yarışmayı kazanan projenin uygulanması ve kontrolü hakları, eser sahibine aitti. Bunun için komisyon, asıl anıt projesi ile anıt sahasına ait park planı ve bu bütünlüğün Ankara Şehri imar planı ile olan ilişkisi hakkındaki düşüncelerini içeren bir karar alarak, bu hakları 18 Kasım 1943 tarihinde Emin Onat'la Orhan Arda'ya verdi. Komisyonun hazırladığı rapor, proje ve maketler Bakanlar Kurulu toplantısında incelenerek projenin uygulanmasına 18 Kasım 1943 tarihinde karar verildi.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Alt 18-04-2008, 12:54   #280
hüngürella
 
HandaN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Click the image to open in full size.
Sanatçının Eserini Açıklaması :

Anıtkabir projesinin nasıl meydana getirildiğini Prof. Emin Onat şöyle açıklamıştır :

"Atatürk'ün başardığı devrimlerin en önemlilerinden biri, şüphesiz bize, geçmişin gerçek değerini göstermek olmuştur. Osmanlı devri şereflerle dolu bir devir olmakla beraber, itiraf etmek gerekir ki skolastik ruhun hüküm sürdüğü kapalı bir alemden ibaretti. Gerçekte ise tarihimiz, bir zamanlar Ziya Gökalp'in "Ümmet devri" dediği bir içe kapanmış medeniyetten ibaret değildi. Akdeniz milletlerinden birçoğu gibi, tarihimiz binlerce yıl önceye gidiyor. Sümerlerden ve Hititlerden başlıyor ve Orta Asya'dan Avrupa içlerine kadar birçok kavimlerin hayatlarına karışıyor, Akdeniz medeniyetinin klasik geleneğinin en büyük köklerinden birini teşkil ediyordu. Atatürk, bize bu zengin ve verimli tarih zevkini aşılarken, ufuklarımızı genişletti. Bizi ortaçağdan kurtarmak için yapılmış hamlelerden en büyüğünü yaptı. Gerçek geçmişimizin ortaçağ değil, dünya klasiklerinin ortak kaynaklarında olduğunu gösterdi.

Gerçek milliyetçiliğin, içe kapanmış bir ortaçağ gelenekçiliğinden asla kuvvet almayacağını, onun yalnız ortak ve eski medeniyet köklerine inmekle canlanabileceğini anlattı. Avrupalılaşmakla, medenileşmekle, millileşmenin aynı şey olduğunu, bundan iyi hangi fikir ifade edebilirdi ?

Bunun içindir ki biz, Türk milletinin skolastikten uyanma, Ortaçağ'dan kurtulma yolunda yaptığı devrimin Büyük Önder için kurmak istediğimiz anıtın, O'nun getirdiği yeni ruhu ifade etmesini istedik. Bu ruh, milletin içinden geçtiği medeniyetlerden birine ait, ölümlü bir ruh olamazdı. Atatürk'ün dehası bize gösterdi ki, dünyanın en büyük medeniyeti olan Sümer medeniyeti, Türkler tarafından yaratılmıştır. 0 önce Akdeniz medeniyetinin temeli olduğu gibi, zamanımızda, dünya medeniyetinin köklerini aynı yerde bulacaklardır. İşte bunun içindir ki batılılaşma yolunda en büyük hamlemizi yapan Ata'nın Anıtkabirini, bir sultan veya veli türbesi ruhundan tamamen ayrı, yedibin yıllık bir medeniyetin, rasyonel çizgilerine dayanan klasik bir ruh içinde kurmak istedik.

Uzun yıllar dayanabilecek yapılar kurulmak istenilirse tabiatın vergisinden başka bir şeye gitmemek gerekir. Ancak tabiatın taşıdır ki vakar ile ihtiyarlar. Bu itibarla anıtın taştan yapılması düşünülmüştür. Anıtın mimari kuvveti her taraftan görünüşün aynı olması ile husule geleceğinden, bu nokta gözönünde tutulmuş, binanın dışının bir maske halinde olmayıp, içinin bir ifadesi olarak yaratılması önemle dikkate alınmıştır.

Atatürk'ün Lahdi'ni ihtiva eden Şeref Holü, dış mimariden kuvvetle görünecek ve abideye etki verecek şekilde bütün kitle arasından yükseltilmiştir. Bu holün etrafı birinci katta müzelerle Atatürk'ün hatıralarıyla sarılmıştır. Abide, meydandan merdivenler vasıtası ile altı metre kadar yükseltilmiş bir platform üzerine oturtulmuş, zemin kapalı ve küçük pencereli masif bir duvar şeklinde tutularak, bunun üzeri, Ankara'nın güneşli ikliminde büyük ışık ve gölge kontrasları yapacak taş kolonlarla çevrilmiştir. Programda istenen, uzaktan görünüşteki azamet ve kudret ifade edilmiştir. Kolonadın üzerinden taşan ve tabutu andıran kitlenin dış duvarları İstiklal Savaşı ve büyük Türk İnkılabını canlandıran rölyeflerle süslenmiştir.

Anıtın doğu girişi, Aslanlı Yolun başındadır. Bu yolun başlangıcında iki nöbetçi ile kuvvetlendirilmiş olan giriş kısmına, dört metre yüksekliğinde merdivenle çıkılır. Anıtın doğu girişi burasıdır. İhata duvarlarının anıtın altına alınması sayesinde ona, her taraftan yüksek kaide teşkil edilmiş ve Rasattepe ifadesi kuvvetli olmayan, yumuşak bir tepe olmaktan kurtarılarak, burası bir çeşit yüksek kale haline getirilmiştir.

Anıtın tepe üzerine yerleştirilmesinde, birbirini dikine kesen iki kuvvetli mihver esas olarak alınmıştır. Bu mihverlerden biri, Ankara Kalesi'nden, diğeri Büyük Millet Meclisinden geçer. Birincisi, kale karekteriyle başlangıçtaki hamleyi temsil ederek şehrin siluetinden kıymetli bir varlık alırken, diğerinin uzandığı istikamet bu inkılabı koruyanların ve sürdürenlerin bulunduklan yeri, Çankaya'yı göstermektedir. Bu iki mihverin birleştiği mahal, Tören Meydanının mimari merkezini teşkil ettiği kadar, başlangıç ile devamın heyecanına sürükleyen bir mevki olarak bu tekatu (kesişme) hal kazandırmaktadır.

Şeref antresinden girilince, 180 metre uzunluğunda bir platform vardır. Bunun iki tarafına dört sıra kavaklar dikilmiştir. Bu vakarlı methal, herkesi sükünete ve ciddiliğe davet edecektir. Buradaki yürüyüş esnasında, tazim ziyaretine hazırlayan bir atmosfer yaratılması düşünülmüştür. Bu Aslanlı Yolun sonunda döşemeli bir ön avlu vardır. Bu avlunun üç tarafı taş ayaklıklı bir galeri ile çevrilidir. Bu taş avlunun giriş istikametinden Bakanlıklar, Çankaya ve Meclis görülmektedir.

Avlunun sol tarafında kale istikametinde, Anıtkabir'in platformuna götüren geniş bir merdiven başlamaktadır. Buradan Şeref Holü'ne gidilir. Esas abideye gelmeden önce ziyaretçinin ruhunda uyanmakta olan sabırsızlık ve vecdi meydana getiren hazırlık ve bekleme devresi burada son bulmaktadır. Bu açık merdivenin üstünde çok dik şekilde, büyük taş ayaklı galeri ile çevrilmiş bir Şeref Holü yükselmektedir.
__________________
Click the image to open in full size.
HandaN Ofline   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: http://besiktasforum.net/forum/ataturk-kosesi/5689-ataturk-kosesi/
Mesaj Yazan For Type Tarih
Atatrk Kesi [Arşiv] - Sayfa 2 - Beikta Forum ( 1903 - 2008 ) Taraftarn Sesi !. This thread Refback 08-03-2008 22:46

Konuyu Toplam 6 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 6 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 12:45 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580