![]() |
"Kalıpta baskı yapma metodu: Serigrafi, ıstampa ile benzerliği vardır. Kare gözenekli bir kumaş üzerine (ipek, naylon kumaş veya madeni örgü) basılacak resme karşılık düşen gözenekler açık bırakılır. Geri kalan kısım yapışkan bir madde ile kapatılır. Bu şekilde hazırlanan kalıp süslenecek nesneye uygulanır. Kalıp içine konan boya kauçuk bir tarakla yayılarak, nesne üzerine geçirilir. Kullanılan en uygun metot budur. Kalıbın hazırlanması son derece çeşitlidir. Kaş yapıştırma, fırça ile kapatma, jelatin uygulama yolları kullanılır. Baskı tekniği çok basittir, herhangi bir destek üzerine (kağıt, maden, plastik, fayans, cam, kumaş) mürekkep veya özel boyalarla tek ve çok renkli baskı uygulanabilir, mürekkepleme ve baskıyı otomatik olarak yapan makineler vardır. Serigrafi metodu kumaş üzerine yapılan baskılardan çok kullanılır. Önce bir el işi olan serigrafi, yarı sanayii bir baskı usulü haline gelerek büyük baskı metotları arasına girmiş önemli bir yer tutmayı başarmıştır."[1] |
Serigrafi baskıda kullanılan ipekler çerçeveye gerilen ve üzerinde görüntüyü taşıyan dokumalardır. Eskiden saf ipek kullanılırdı. Günümüz serigrafisinde ise, organze, polyester, naylon ve metal dokumalarda yapılmaktadır. İpek bez 1 cm2'ye düşen iplik sayısına göre adlandırılır. Küçük numaralı ipeklerde delikler büyük, büyük numaralı ipeklerde ise küçük olur. Serigrafi tekniğinde kalın ve örtücü mürekkepler kullanıldığı için metal, cam, seramik, tahta, plastik kumaş mukavva ve kağıt gibi değişik yüzeyler üzerine yapılabilir ve oldukça net sonuçlar alınır. Bu özelliğinden dolayı afişlerin ve duvar kağıtlarının üretiminde yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca "çok yönlü kullanımı nedeniyle baskı endüstrisinde önemli yer edinmiştir. Özellikle geniş ve parlak, renk yüzeylerine sahip afişlerin basımında serigrafi en iyi seçenektir." |
3.1. Serigrafi Baskının Tarihsel Gelişimi 3.1.1. 1960 Öncesi Serigrafi baskının ilk kez nerede ve nasıl uygulandığını tam olarak bilmek olanaksızdır. Çünkü; diğer baskı çeşitleri gibi insanlığın ilk çağlarına kadar uzanır. "Hawai ve Fuji adalarının ilk sakinlerinin bitki liflerinden yaptıkları örmelerin süslemeleri gibi tarihi buluntuları örnek olarak gösterilir. Arzu duyulan baskı desenleri muz yapraklarından kesilerek elde edilmiş şablona toprak boya maddesi dökülerek baskıların yapıldığı ortaya çıkmıştır.[1] "Kağıt, karton, deri, plastik metal levha vb. yüzeyleri keserek, oyarak yapılan şekillendirmelere şablon ve bu şablonların üzerinden boya geçirmek suretiyle yapılan baskılara da şablon baskı denir.[2] Yüzyıllar önce Çin'de ve Japonya'da kumaşlara baskı yapmakta şablon tekniği kullanılmıştır. Şablon tekniğiyle yine Japonlarda, Çinlilerde, Eski Mısırlılar ve Romalılarda bin yıl kadar öncesine dayanan duvar, yer, tavan süslemeleri ile çömlekçilikte ve dokuma bezlerinde yapılan baskı tekniğini gösteren kanıtların varlığından bahsedilebilir. Orta çağda oyun kartları basımında kullanıldı. 16. asırda dini resimleri çoğaltmada ve el yazması kitapları süslemede, 17. asırda yaygın olarak duvar kağıdı basımında kullanıldı. 1914'de ise Amerika'da John Pilsward çok renkli ipek baskıyı gerçekleştirmiştir. Bu yöntem yaygın şekilde sergi salonları ve dükkan tabelalarında uygulanmaya başlanmıştır. Şablon baskı tekniği ile detaya inmeden yapılan çalışmalarda sonuç alınabilirken detaylı çalışmalarda bu çok zordur. Şablonun başarısı, tasarlanıp kesilen ve oyulan işin üzerinden boya geçtikten sonra istenen yüzeyde bıraktığı görüntüdeki başarıya bağlıdır. |
Bu alanda yazılmış en eski kitaplardan biri olan 1936(ABD) basımlı Silk Screen Process Production'da "Çin Seddi Devrinin Çinlileri ve Pramitler Devrinin Mısırlıları baskı kalıplarını; eşyalar, kumaşlar üzerine baskıda ve binalarının iç ve dış yüzeylerini süslemede kullandılar" denmektedir.[1] Şablon baskı yapılırken boya geçecek alanların kesimi sırasında parçaların kopmasını, dökülmesini önleyecek köprülerin bırakılmasına gerek vardır. Bu köprücükler karmaşık şekillerde, şeklin özelliğinin bozulmasına neden olabilir. İşte "bu soruna Japonlar (yüzyıllar önce) iyi bir çözüm bularak" bir bakıma bugünkü (bir çerçeveye gerilen ipek-naylon-polyester) eleklerle yapılan baskının ilk örneklerini oluşturdular.[2] Japonya'da önceleri insan saçından yararlanarak yapılan şablon baskı yerini daha sonra saf ipek dokumalı eleklerin alması ile teknik kolaylaşmıştır. İpek baskı da adını ipek dokumalardan almıştır.Teknikteki bu tür değişmeler ve gelişmeler serigrafinin değişik adlarla anılmasına neden olmuştur. "Sergrafi baskının endüstrileşmesinde ilk bulguları 17.'nci yüzyılda görüyoruz. Öncü çalışmalar İngiltere'de ve sonunda Amerika ve nihayet Avrupa'da görülür.İlk serigrafi şablon İngiltere'de 1907'de "Samuel Simon" tarafından alınmış sanayii serigrafi makine patentinin ise Amerikalı "Johl Pılsworth" tarafından alındığını görmekteyiz. |
Amerikalılar saatte 1500 adet baskı yapabilen serigrafi baskı makinesi geliştirdiler, fakat enteresan tarafı, bu tip makineler çok lüks diye satış pazarı bulamadılar ve deney yapılmak üzere serigrafçılara kiralamak zorunda kaldılar. İleriki yıllarda ilk serigraf baskı şirketi 1918 yılında "Edvard A. Owens" tarafından Londra'da kuruldu. Serigrafi baskı sistemi ile ilk tekstil makinesi 1924 yılında "Joseph J. Adajian" tarafından imal edildi. Şablon ipeğine ilk fosfor bronz metali ile örtülmüş baskı ipeğinin patenti 1920 yılında "Dr. Engelmann Sidney" tarafından Amerika'dan alınmıştır.[1] İpek baskı Amerika'da ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde 1930'lara kadar sınırlı olarak ticari ve tekstil bezeme amaçlı çalışmalar için kullanıldı. Geniş kesimlerce çok amaçlı olarak kullanılmaya başlanması 1930'lardan sonra görüldü. "1930 Dünya ekonomik krizi sırasında durgun haldeki Amerikan Piyasasını harekete geçirmek için yaygın ve etkin bir reklam, tanıtım ve propağanda hareketine gerek duyuldu. Bu amaçla içinde ipek baskı üniteleri bulunan WPA baskı Sanatları Projesi oluşturuldu. Bu proje çalışmaları ile iki yıl içinde kendini kabul ettirdi. New York şehri WPA içindeki ipek baskı bölümü ayrıldı. Bölüm Antony Welonis başkanlığında ve onun önayak olması ile teknik ve estetik başarılar kazandı.[2] Serigrafi-ipek baskı ile ilk bilimsel eser yine Antony Welonis tarafından 1930'larda yazıldı.[3] |
"WPA (Works Progress Administration) İş Geliştirme Dairesinin baskı işlerine ve tasarımlarına gösterdiği ilgi baskıya ve baskı atölyelerine olan yönelimi artırdı. Ayrıca savaş yıllarında sığınmış göçmen sanatçıların bir arada bulunduğu New York'ta başlayan kaynaşma Amerikan sanatının her boyutuna taştı. İngiliz Hayter, Arjantinli Lasansky, Macar Peterdi atölyeler açtılar. Öğretmenlik yaptılar, bu konuda yazdılar ve işi kolaylaştırdılar."[1] Baskı çeşitleri ve baskının ürünleri ucuz olmasından dolayı resim ve heykelden daha geniş bir izleyici kitlesine sesleniyordu. Baskıların taşınması ve sergilenmesi de çok kolaydı. Philadelphia Sanat Müzesi baskılarından sorumlu baskı bölümü müdürü Carl Zigrosser tarafından serigrafi adı verilen ipek baskının Birleşik Devletlerinin her yanına yayılması ve gelişmesi için pek çok insan bireysel ve örgütler halinde çalışmalar yaptılar. Antony Welonis, Guy Maccoy, Elisabeth Olds ve daha pek çok sanatçı bu alanın önderleri oldular."[2] Böylece sadece tüketim reklamlarının gereksinimi olarak başlayan bu hareket, sanat ortamının da bir yöntemi olmaya başladı.[3] Yine bu yöntem Amerika'da günümüze kadar bir sanat hareketi olarak Roy Linchtenstein, Andy Warhol, Robert Rouschenberg, Tom Wesselman vb. dünyaca ünlü sanatçılarca resim üretiminde kullanıldı. İpek baskı ile ürün veren sanatçılar arasında Leper, Hans Arp, Mortenscu Wasarely sayılabilir. 1950 yıllarında baskı alanındaki büyük gelişmeleri, baskı alanında uzman olan sanatçılar yürüttüler. Bu kişiler sadece sanatçı değil, bu mesleğin yayılmasını sağlayan öğretmen ve örgütleyicilerdi. |
"İpek baskı-serigrafi Amerika'da bu gelişmeleri yaşarken Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde de paralel bir gelişme ile hem işlevsel amaçlı üretimlerde hem de sanatçılarca sanatsal çalışmalarda kullanılmaya başlanmıştı. Örneğin I. Dünya Savaşından hemen sonra İngiltere'de Francis Carr tekniğine yeni katkılar getirdi. Alman sanatçı Fritz Winter'in de içinde bulunduğu sanatçılarca bu yenilikler paralelinde baskılar üretildi. "Fransa'da 1947'de Matisse'nin Jazz adlı kitabında renkli ipek baskılar kullanıldı."[1] Geniş ve cesur renk alanları ile Hans Arp, Mortenscu, Wasarely" ve leper ipek baskı yöntemi ile ürünler veren sanatçılardan bazılarıdır.[2] Fernand Leper (1881-1955) Argenton, Normandy'de doğmuştur. 1909'da kübistlerle birleşmiştir. 1955'te Sao Paulo bienalinde büyük ödülü kazanmıştır. |
1951'de yapmış olduğu bu çalışmasında Leper, hacimli figürler kullanmıştır. Anıtsal boyutlu tablolar yapmıştır. Geniş ve cesur renk anlayışını çalışmalarında ustaca kullanmıştır ve izleyiciye yine çalışmalarını kübik bir şekilde sunmuştur. Bu sanatçılar arasından (1869, Le Cateau-Cambresis doğumlu) Henry Matisse'de vardır. 1954 yılında Vence'ta öldü. Hukuk öğrenimi görmüştür. 1905 ve 1906'da Salon d'Automne'da kendilerine Fovlar adını veren diğer sanatçılarla birlikte yapıtlarını sergilemiştir. Matisse'nin yukarıda gösterilmiş olan çalışmasında bir takım süssel basitleştirme yollarına gitmiştir. Doğu halıların renksel kalıplarını inceleyerek modern çizimi etkileyecek bir üslup geliştirmiştir. Onun vazgeçilmez yanı olarak çalışmalarında çocuk resimlerinin süssel etkisinden hiç kurtulamadığı görülür. Küçük fırça darbeleriyle, geniş ve tek defada oluşmuş renk lekeleri oluşturma çabası gütmüştür. 3.1.2. 1960 Sonrası 1960 sonrasında Serigrafinin sanatsal amaçla yaygınlaşmasında sanatçıların 60 öncesindeki yaptıkları girişimler hızla devam etmiştir. İngiltere'de ipek baskı ile ilgili olarak bilinen ilk kitap (ilk baskısı 1936 yılında Amerika'da yapılan) Silk Screen Proces Production adlı eserin 1946'daki basımıdır. Bu kitap 4. basımını 1960 yılında yaptı. Yine 1960'larda İngiltere'nin uluslararası üne sahip ipek baskı sanatçısı Christ Prater eşinin de yardımı ile KELPRA Stüdyo'yu açtı. 1965'e kadar bu stüdyodaki çalışmalar ipek baskı ile ilgilenenlere yol gösterici olmuş ve Londra sanat dünyasında uzun süre söz edilmiştir.[1] |
"1960'larda başkanlığını ünlü sanat adamı Herbert READ'ın yaptığı "ICA (The Institute of Contemporary Arts) bu alana ilgi duydu ve Kelpra Studya -Christopher Prater- ile işbirliği yaparak 20 ünlü ressamı ipek baskı çalışmaya davet etti. Eduardo Paolozzi, Richard Smith, Joe Tilson, David Hokney, R.B. Kitaj, Richard Hamilton gibi sanatçıların çalışmaları ile 1964 sonlarında sergiler düzenlendi.[1] Roy Lichtenstein'de çalışmalarıyla bu dönemde yerini alıyordu. 1923 New York doğumlu Roy Lichtenstein çalışmalarında çizgi romanlardan bir kesit alarak onu büyütmüştür. Güncel ve popüler konu, olay ve kahramanları yalınlık içinde sunmuştur. Çalışmalarında kesin, kalın çizgi ve genk renk alanlarına yer vermiştir. 1967 yılında yaptığı Brushstroken adlı çalışmasında da görüyoruz. Serigrafının günümüze kadar bir sanat hareketi olarak gelişmesinde katkısı büyük olan sanatçı Andy Warhol'dur. Marilyn Monroe serileriyle tanınmıştır. 1959 ve 1960'ta reklamcılıktan sanata geçmiştir. Yapıtlarında endüstriyel serigrafi tekniğini kullanmıştır. Varhol, sanatsal yaratı ile maddesel üretimi birbirinden ayırmıştır Warhol, serigrafiyi değişik malzemeler üzerine de denemiştir. Gündelik yaşamı ve tüketim toplumunu yansıtan konulara yöneldiği ve bunları seriler halinde yaptığı görülür. |
Roschenber'in çalışmaları gündelik yaşamın gerçekliğinden arınmış nesnelerin ve resimsel olarak işlenmiş yüzeylerin bir karışımıdır Yine Rouschenberg'in yapıtların içine kent yaşantısından giren imgelerin kurgulanmış olduğu da görülmektedir. "İpek baskı alman grafik ve baskı resim sanatında öteki Avrupa ülkelerine göre daha büyük bir gelişme gösterir. Alman grafik sanatlarını temsilen yurt dışında açılan sergilerde eserlerin çoğunluğunun ipek baskı resimlerin oluşturduğu görülür. 1974 yılında "Almanya Federal Cumhuriyetindeki çağdaş grafik sanatını düzenli bir sergi dizisi biçiminde kuşbakışı yansıtmayı amaçlayan bir serginin katalogundaki tanıtım yazısında ipek baskının Alman baskı sanatı içindeki yerini ve önemini somut olarak görmek mümkündür."[1] "Günümüzde sanatsal baskı (grafik) pazarının yüzde yetmişi elek baskılardan oluştuğuna göre sergimizde ağırlığın bu tekniğe kaymış olması Alman grafik pazarının gerçeklerini yansıtmaktadır. Böylesine geniş ve yoğun bir yayılımı olmasına karşın ipek baskı birçok tutucu grafik severin gözünde ... katıksız bir çoğalma tekniği sayılmakta, ağaç baskı, gravür, bakır baskı ya da taş baskı gibi klasik grafik teknikleri ile bir düzeyde sayılmaya değer görülmemektedir. Ama grafik teknikleri tarihinde her tekniğin önce sanatsal iddiası olmayan bir ikiletme (röprodüksiyon tekniği olarak başlaması ve var olan resimler ile siyasal, dinsel, genel ahlaksal görüşleri yaymada kullanılması bir yasa görünümündedir. Çünkü başlangıçta yayıncılar için sanatsal kullanımdan çok resmin çoğaltılması ve yayılması önem taşımaktadır. |
Türkiye`de Saat: 19:45 . |
Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2