Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Bæsın Yayın (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=240)
-   -   Genel Olarak Gazetecilik (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=21989)

imparator 07-02-2007 14:36

MALUMAT
İltifatınıza teşekkür ve eserlerinizle (Malumat) tezeyyin buyuracağınız hakındaki va’dinize karşı beyan ....................... eyler.

KIT’A
Yine cananı bu dem hüzn ile yad eyledi dil
Yine hicriyle hakikat sizin ah eyledi dil
Biraz evvel güzar eylerdi sükunetle zaman
Yine feryat ediyor bilmiyorum neyledi dil
K.Y.
Manzume-i Masumane
Pederim, maderim pinahimdir
Beni onlar sevüp okşarlar
Mihribanlar nik hevahımdır
Gözlerinden ziyade saklarlar

Besliyor şir-i hoşgüvarıyla
Validem merhametli cananım
Büyütüyor sa’y - ı bi şamarıyla
Pederim mütlecayı zişanım

Ağlasam güldürürler evvel anda
Öperek gül gibi yanaklarımı
Bune hisdir o mihribananda
Seviyorlar küçük ayaklarımı

Onların hakkı bende pek çoktur
Kabil olmaz eda yı şükranı
Çocuğa başka mülteca yoktur
Ne büyüktür bu lütfu sübhanı
MANZUME

imparator 07-02-2007 14:36

MUHAVERE
(Hanımlara Mahsus Gazete) nin 30 numaralı nüshasının ikinci sütununda münderic “Bir kadının mesudiyeti acaba nasıl hasıl olabilir? Ünvanlı makaleye münatıftır.

No.: 8 8. Nüsha
Nedamet Sevda
Bu hafta gelen Yunan gazetelerinden (Efimeris) nam ceridede okunduğuna göre Yunanistanın Karatidyu Kuryesi ahalisinden olup Pire Kasabasında oturan bahriyeli bir çavuşun zevcesi kocasına hıyanetle diğerini sevmekte ve onun derdiyle yanıp tutuşmaktaydı. Uzun müddeten beri devam eden bu muhabbet gittikçe efzaiyyetpezir olarak mezburenin damen sabr u kararı çak ve kalb i süzanı son derecelerde endişenan olduğundan zevci meşruiyyeti balettesmim bütün bütün maşukanın ölmeyi tasmim edip bir gün taam sofrasında ve kocasının önünde bulunan yemek tabağına miktar-ı kafi sim vazıg etmişti. Fakat yemeği havi olan tabak mütecasere-i merkumenin önüne tesadüf etmiş, aradan bir kaç dakika geçince kendisinde alaim-ı tasmim nümayan olmuştur.
Zevcesinin uğradığı bu halden sonra adamcağız etibbayı müteaddide celb ederek güç bela karısının hayatını kurtar8mış. Kadın iyileşince itiraf-ı cürm ile talib-i afv eylemiş.
Cinayetin her nev-i şan-ı ademiyyet için şayan olup alel husus refika-i hayat ve ayn-ı hayat ad ve itibar edilen zevcelerin kocalarına karşı olacak hıyanet ve cinayetleri şayan-ı lan ve nefrin-i azim ve mütecasirelereni hiç bir zaman ve mekanda tahallüs-ü giriban edemeyip giriftar azab-ı elem olacakları ve dünyada ondan daha büyük bir cürm ve günah tasavvur edilemeyeceği kocasını tasmiye kalkışan ferdin düçar olduğu hal ile vasıl mertebe ilmel yakin olmuştur.

imparator 07-02-2007 14:37

ANALIK (8. Nüsha)
Bana bir şeyden bahsediyorlar, seni öldürelim diyorlardı. O zaman henüz cemiyet denilen Şukerdebad mesai için atılmış, mukavemet edemediğim bir hareket i devraniyeye tabi olarak fırıl fırıl dönüyorum. Bağçemdeki salıncak kopmuş, ben şimdi kendi kendime sallanıyorum. Havalanıyorum. İhtiyaç ı saika i maişet beni topaç gibi döndürüyor. Uçurtma gibi havalarda gezdiriyor. Ne oyunun lezzeti kaldı, ne evin gürültüsü.
Sabavete veda etmiş, şebabın aguş-u mezahım aludine düşmüş bir avare idim. Ne yapayım? Çalışmak o zaman için için pek ağır geliyor, gezmek, yürümek eğlenmek istiyordum.
Fakat bir terbiye-i mahsusa beni saat başına kitap denilen refik ruh-ı istinase yaklaştırıyor. Okuyorum. Lakin anlamamak, dinlemeye layık bir müphemiyet içindeyim. Gözlerim satırlar içinde gaib oluyor. Başka bir hevese meftunum.
Onun için bana tekalif i izdivaç edildiği zaman derhal kabul ettim. Hiç düşünmedim. Şu cemiyete mülazim olan bir adamın mutlaka izdivaca mecbur olduğunu biliyordum. Hatta onun kavanin i medeniyeye temasından ziyade kavanin tabiye-i hilkate münasebeti dahi akıl etmiştim.
O zaman daha saf daha mütevazi daha sathi nazar ettim. Ne görürsem ona inanır, ne duyarsam bila muhakeme kabul eder, fazla olarak bir de hayal alameni dalarak gördüklerime, duyduklarıma türlü türlü şekiller verirdim. Orbalar, çalgılar, mesretler, itibarlar nazarımda büyüdü. Ba husus bir hane teşkil ederek onda riyaset etmek bütün bütün alu cenabıma muvafık geldi. Herkes babasını, anasını sayıyor, zevcine elinden geldiği kadar hizmet ediyor. Bana da bu muameleler yapılacak değil mi? Bir de her türlü kederime, elemime, zevk ve neşatıma müşterek bir refika kazanacağım. Bu mükafat cümlesine faik değil mi?

imparator 07-02-2007 14:37

Meğer bunların bir kısmı sahih, bir kısmı yalancı imiş. Ben yine bu cemiyet ortasında bazılarını yalnız başıma istimal edecek, yine yalnız çalışacak, yalnız uğraşacak. Başkalarına hadim olacakmışım. Fakat bu hizmetin meşak ve mihnetini tadil edenler var. Başka bir muhabbeti başka bir sevdayı ateşin türlü türlü hevesat ile mali olan gönlümde yer etti. Ben o hevesleri biraz taharirin edecek olsam onların hücumuyla mesut oluyorum. Onlar beni yaşatıyor, onlar beni çalıştırıyor. Onlar beni uğraştırıyor. Fakat neden sonra anladığım için bedayeten hissettiğim havf çabuk çabuk zail olmadı.
Her neyse! Bir gecede söylenilen söze ertesi hafta bir hakikat-i ciddiye tahavvül ederek hazırlanmaya başladık. Hane pürtelaş. Ben pür meserret. Artık bir şey düşünmüyorum. Meserret benim için adeta bir meşguliyet oldu.
Aradan bir ay geçer geçmez ben bilcümle merasim i izdivacıyayı ifa edecek dereceye geldim. Bir gün hayatın ikinci devre -i içtimaiyyesine sevine sevine, güle güle girdim. O zaman felsefemin coşkunluğuna dalarak: Şimdi tamamen bir ferd-i medeni oldum. Diyerek kendi kendimi tebrik eyledim. Bu ayin i mukaddes benim hissiyat-ı kalbiyemi değiştirdi. Hayatımın anam gibi bir hami-i zaifi olduğu halde birde refiki müşfiki oldu. İki nazır-ı tahsisatına ayrı.
Fakat bizim nokta-i maksudunda ..................... bir şefkat ile beni süzüyor, iki kalp hevesatından başka fakat merkez tesirinde müttefik bir muhabbet ile beni seviyor. İki vücut amalime hizmette yekdiğerinden seviyor. İki vücut amalime hizmette yekdiğerinden mütebaat fakat vicdanıma tealıkında hemen müşterek bir tesiri ile beni kamran ediyor.

imparator 07-02-2007 14:37

Ben hayat denilen bu saibul ömür yolunda ikinci merhale i iştifale takrib etmiştim. Aradığıma bakmaya vakit yok. Sabavet bir rüya ki zail olmuş. Hatıraları bile gülünç bir takım uza masumaneden ibaret görünüyor. Ric’at mümkün değil. Yatırmak mümkün değil mümkün mü? Mutlaka yürüyeceğim. Bir takım münazır hayat gedaz karşısında bulunacağım.
Zamangah-ı sürur kah endişe ile geçti. Bir gün anlamadığım bir süre vakıf oldum. Iztırablı bir gecenin seherinde kızım Rasime dünyaya geldi. Cümlemiz sevindik.
O hal, o ana kadar hissettiğim tesirat-ı cihet ve rudandan döndürdü. Tebdil i istikamet ettirdi.
Garip bir hisse tebean o6dada yalnız oturuyorum. Henüz hayata gelecek bir vücut-ı natüvanın müjde-i tulu’una intizar ediyorum. Anasının adem-i abade gitmek muhatırası hatırıma bile gelmiyor. O nev zuhur mütehissi bekliyorum.
Hane pür sükun herkes benim gibi intizarda buhranlı bir zaman geçiriyoruz. Herkesin benzi uçmuş, dudakları ri’şedar. Zihni perişan gözleri yaşlı, kalbi pür ıztırap. Bir gürültü cümlemizi bayıltacak. Korkudan terk i aşiyan ettirecek derecede masur kalacak.

imparator 07-02-2007 14:38

Ortalık ağarıyor. Sabahın açık mavi renkli ziya yı hazini sofalara yayılıyor. Pencerelere bulaşıyor. Iztırap cümlemizin uykusunu kaçırmış. Bir kişi doğacak. Beş on kişi kederinden ölecek gibi endişeli güya hayat ile memat birleşiyor.
Aşağıda bir sada, koptu. Müjde müjde diyorlar. Ser a pa tüylerim ürperdi. Kalbim hücum-ı mesrenden taşacak bir hale geldi. Zihnimde yer eden hayalat ve tasavvurat-ı müthişenin cümlesi bir tarafa kaçtı. Beynim bir vücudun şekl-i oluşunu hifzetmeye hazırlanmış gibi tenhalaştı. Ne oluyorum? O zaman dışarıya fırladım. Zavallı ana! Bir yatağa yatmış. Baygın bir halde bulunuyor. Küçük, henüz ilk libasını giyiyor. O da tesirat-ı hariciyenin temasından, hayatın mihacime-i evlasından şaşırmış gibi pür sükun duruyor. Daha bir şey bilmiyor. Henüz ciğerleri bu havayı müte’iffenin beş on defa duhulünden acır acımaz bir feryad-ı garip kopardı. Hayatından nişan verdi.
O vakit bir manzara-i müessire karşısında bulunuyordum. Bu feryad sofanın duvarlarına aksetmeden azarde ruh bir halde yanan validesinin güş-i himayetine çarpmış. Dünyada şiddet ve tesiri en müthiş acılar arasında ezilen o vücut nim zinde kızının feryadına karşı:
“-Aman çocuğum!”
diye bir istimdat-ı zebu namede bulundu. Odaya ağlaya ağlaya girerek bu hissi soracak bir hekim zü-fünün arıyormuşum gibi perişan hatıramı toplamaya başladım.
Ahmed RASİM

imparator 07-02-2007 14:38

No.: 9 Sayfa 7
5 Aoüt 1895 - 24 Safer 1313
Hanımlara Ta’lim Kitabet
Mukademe
Ne demek! Usul-i kitabet kadınlara başka erkeklere başka yolda mı talim edilür?
Kitabet kitabettir. Bunun gerek erkeğe, gerek kadına talimi birdir. Tefriki caiz olamaz denilmemelidir. Çünkü her lisanın özü ve esası kadınlardadır. Ana lisanı denildiği bunun içindir.
Hangi lisana olur ise olsun o lisanın sahibi olan ............ kadınları, erkeklerinden daha güzel ve düzgün konuşuyorlar.
Usan uleması kadınların bu babdaki dahil ve tesirlerini tetkik edip ehemmiyeti fevkalade olduğunu anladıklarından onları (ümmüllisan) telkiine şayan görmüşlerdir. Evet! Çocuk anasının mensup ve mütekellim olduğu lisanı öğrenmektedir, Hem de pek sade ve güteranazade bir halde ihza edebildiği cihetle lisan mader zadenden gayrısını o kadar güzel öğrenmemektedir. Bundan nasi değil midir ki ecnebi bir lisanı gayet mükemmel bir surette tekellüm edenleri tavsif için ona lisanı gibi bilir denir.
Binaenaleyh, kadınların talim ve talim-i lisanda erkeklere takdim ve onlardan güzel tekellümleri şayittir.
Haydi böyle de olsun, yani ehaz ve tekellümde ve kadın biraz ayrılsın. Ya.............. lisan nevaniye ne diyelim? Nizaket-i mahsusa ve letafet sutiyelerini nasıl inkar edelim?

imparator 07-02-2007 14:38

Bir kadın hiç bir vakitte erkek gibi dik dik ses çıkarıp konuşmaz; Söylediği söz her neye dair olursa olsun mutlaka kendisine mahsus dikkat ve nezaketi haizdir. Recası her kalbi mütehassis edecek bir şive-i masumanede ve iştikası aciz fatrbes ile mütenasib ve kendilerine amir olan erkeklerin merhametini celb olacak bir tarz hakperes olur.
Anni hezeyandır. Nevazişi dilenişindir. Şeker anı latiftir, serzenişi müessir ve zarif hasılı her his ve hale göre tekellüm ve ifadesi erkeğin tekellüm ve ifadesinden başkadır. Şu hale göre kitabeti de başkadır. Fakat bu başkalık mufaf ve mufaf ile, müpteda ve haber gibi kavaid sarfine ait tahriyeye değildir. O gibi kavaid layüteffirdir.
Ben kadınlara talim kitabı diye yazdığım bu kitapta o kaideleri de yazacağım. Fakat bir takım edebiyat kitapları gibi türce anlatılır meseleler ve dersler halinde yazamayacağım.
Gayet sade bir tarzda yazacağım. Açık açık mütalalar içinde talime çalışacağım. Bu babda esas fikrim ise kitabetin ancak bir ifade-i tahririyeden başka bir şey olmadığını anlatmaktır.
Şifahı ifademizin yani konuşmanın tahrire alınması demek olan bu kitabetin tahsilinde hiç bir güçlük yoktur. Şöyle ki sözleri bir kağıda yazacağız. Sonra onların tertip ve tanzimine ibtılar edeceğiz. Cümlelere ayıracağız ki kitabetin bu yolda talimi kolay ve muvaffakiyyet bir tarik olunamaz.

imparator 07-02-2007 14:39

Hazret Abdulhamid Han Gazi de yer yer açılan mektuplarında mukaddematı ulum ve fünunu tahsil etmiş olan hanımlar şayan-ı fahr olacak adde okuyup yazacağı öğrenmiş bulunduklarından ifşa ve kitabete daire vereceğimiz şu derslerin kendilerince müfit ve nafic bir eser olarak telakki edileceğinden eminiz. Baki devam ve muvaffakiyet.
Nazif Serveri

24 Safer
Edebiyat Hikaye
Bir Validenin Meyusiyyeti
Güneş henüz tulua başlamış. İlk ............. ile dağların tepeleri altun gibi yaldızlara müstağrak ettiği bir zamanda bir genç kadın babasının liman ağaçları altındaki tahta konepenin üstüne gelişi güzel uzanmıştı. Derin bir ................ lışdı.
Babaları ................ anesini tekrar etmekte ve zan olan hafif bir bir rüzgar için ............................................... raihaları etrafına satmakta idi. Halbuki genç kadın bu nazar ve baştarelerin hiç birine dikkat etmiyor. Muttasil masum güzelleriyle bulutlara bakıyor. Hafif beyaz bulutların üstünde bir şeyi görmek istiyor idi.
İki damla göz yaşı göz kapaklarından süzüldü. Ateş gibi har yanakları üzerine parlayacak gibi yuvarlanarak indi, gitti. Öte tarafından hafif bir “Anaben geldim” sada-yı ma’sumanesi işitti. Şedid bir hareket ile arkasına baktı. Henüz üç yaşlarında bulunan bu masum, iri kara gözlerini validesine dikmiş, dudaklarında da melekane bir tebesüm olduğu halde bunların üstünde ayakta duruyor. Validesinin tatlı bir tebessümünü bekliyor idi. Genç kadın bu masuma baktı. Seriyle nazarını başka bir tarafa ithaf etdi. Renkli günü soldu. Mücebba evradene gördü.

imparator 07-02-2007 14:39

Dört gün makdum bece dehşetin acele teslim işi olduğu cigerparesini sevgili yavrusunu dadısının kucağında tombul beyaz kollarını kendisine uzanmış olduğu halde gördü. Birden yerinden fırladı. Sedid bir hıçkırık boğazına tıkıldı. Kollarını uzattı. Beybeyaz olmuş dudaklarından bir ah ciğer sözü müteakip, kanepenin üstüne düştü. Başını arkaya temayül etti. Gözleri kapandı.
Bir dakika sonra gözlerini açtı, doğruldu. Sevgili ciğer paresine bakmak istedi. Heyhat!...
O bir haya idi ki zaman gibi geldi geçti. Hep o ağaçlar, o dağlar, o tepeler, o bağçeler, hatta o masumcağızda orada fakat ah öteki.... öteki yok idi...
Hafifçe vezan olan nesim-i ruh perver tesiriyle ihtizaz iden limon ağacının bir dalına temas etmekle tefekkürden ikaz etti. Zihnini topladı. Hala validesinin bir tebessümü ile tatlı sözlerini bekleyen sevgili masumu kaptı, dizleri üzerine aldı, hıçkıra hıçkıra ağlayarak:


Türkiye`de Saat: 06:02 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580