Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi

Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi (http://besiktasforum.net/forum/index.php)
-   Bæsın Yayın (http://besiktasforum.net/forum/forumdisplay.php?f=240)
-   -   Ofset Baskı ve Tanımı (http://besiktasforum.net/forum/showthread.php?t=22088)

imparator 08-02-2007 14:02

Ofset Baskı ve Tanımı
 
GİRİŞ

Amaç

Genel amaç; Ofset Baskının tanımını yapmak ve özelliklerini araştırmak.
Önem

Hangi alanda olursa olsun, alanında uzman olabilmek için bilgi ve becerinin birbirini tamamlaması gerekir. Sadece kendimizi bilinçlendirmek olmamalıdır amaç. Faydalı olacağımız şekilde bireysel değil de, topluma, özellikle de eğitim veren birimlere, kurumlara yönelik hareket etmeli ve bilgi aktarımında bulunup, kaynak olarak sunmalıyız.
Yöntem

Bu bölümde araştırmanın yöntemi, evren, verilerin toplanması, verilerin çözümü, verilerin yorumu, süre ve maliyet belirtilmiştir.
Araştırma Yöntemi

Literatür tarama ve görüşme modeliyle yapılmıştır.
Evren

Ankara İli sınırlarındaki Matbaalar, Renk Ayrımcılarla sınırlıdır.
Verilerin Toplanması

Yazılı kaynaklardan bilgi topladım ve Ankara’da görüştüğüm matbaalardan özellikle kendi matbaamızdan edindiğim teknik bilgilerle destekleyerek konuyu geniş olarak ele aldım. Konuya kavranabilir, anlaşılabilir bir boyut kazandırdım.
Süre

Araştırma 02.12.2001 – 23.12.2001 tarihleri arasında yapılmıştır.
Maliyet

Araştırma 93 milyona malolmuştur.
Fotokopi .......................................... 3.000.000 TL.
Kağıt – Kırtasiye ............................. 4.000.000 TL.

imparator 08-02-2007 14:02

Satın Alınan Kitaplar........................ 15.000.000 TL.
Ulaşım .............................................. 30.000.000 TL.
Bilgisayar ......................................... 13.000.000 TL.
Slayt (44 adet) .................................. 28.000.000 TL.
Sayıltılar

Bu araştırmada veriler aslına uygun olarak gerçeği yansıtmaktadır. Konu, gözlem ve inceleme tekniğiyle araştırma yaptım.
Sınırlılık

Ofsette kullanılan makinalar, ofset baskı sisteminin teknik özellikleri ve kullanılan malzemelerle sınırlıdır.

imparator 08-02-2007 14:02

1. BÖLÜM

1- MATBAACILIĞIN DOĞUŞU VE TARİHÇESİ

İlk insanlar bile meramlarını anlatmak veyahut bir maksat ifade etmek zarureti hissettiklerinden yaşadıkları mağaraların duvarlarına etrafında gördükleri hayvanların, bitkilerin resimlerini çizerek dileklerini, isteklerini ifade ederlerdi.
İlk insanların duydukları bu ihtiyaç, tarihi devreler değiştikçe artarak tekamüle doğru gitmiş ve birtakım işaretler ve resimlerden bir yazı şekli meydana gelmiştir. Bu yazı şekline Hiyeraoglif adı verildi.
Bu işaretler ilk devirlerde kil çamur üzerine, birtakım kalıplarla basılmak veyahut çizilmek suretiyle tespit edilmiş ve bu çamur kitlesi pişirilerek dayanıklı bir şekle konulmuştur.[1]
Ninano’da 1842 de başlayan kazılarda KRAL SARGON’un oyulduktan sonra pişirilmiş tuğlalardan kurulu bir kitaplığı bulunmuştur.[2]
Asırlar geçtikçe yazı şekilleri ve kağıt yapılması gittikçe tekamül ederek (MAMÜSKRİ) yani el ile kitap yazılmaya başlanmış ve bu tarz dahi yüzyıllarca devam etmiş ve nihayet insanlığın bu büyük ihtiyacı on beşinci yüzyıl esnasında son bulmuştur.
Profesör Dr. Helmut Bosser baskı sanatını (TABİ SANATI) Çin’de incelerken, Çinli yetkililerin verdiği malumata uyarak Istampanın tabı sanatının bir müjdecisi, bir ilk keşfi sayılamayacağını ve asıl baskı sanatının harflerin tek tek yapılması mümkün olduktan sonra başladığını beyan etmektedir. Prof Dr. H. B. Guttenberg’ten evvel ( Pi Şeng) adında Çinli Demircinin 1041 tarihinde Çin hurufatını demirden imal ettiğini fakat binlerce hiyeroglif şekilden ibaret olan Çin alfabesiyle kitap metinlerinin tertip edilmesi pek müşkül, hatta mümkün olamayacağından Çinli demircinin bu keşfi de tabı sanatının ıslahında bir rol oynamadığını söyledikten sonra Pi-Şeng’in bu keşiften evvel Türkistan’da yaşayan Uygur milleti tarafından tahtadan yapılmış tek tek harfler hakkında esaslı ve açık malumat mevcut olmadığından Uygur alfabe harflerinin de baskı sanatının ilerisi için kabul edilmez olduğunu kabul etmiştir.[3]

imparator 08-02-2007 14:03

14. asır başlarında Uzak Doğu’dan öğrenilen bu klişe baskısı Hollanda’ya girdi. Fakat tutmadı. 1444 yılında Gutenberg baskıları gördü.[1]
Johan GUTENBERG

Gutenberg Almanya’nın Ren nehri sahilinde Mayens Şehrinde takribi olarak 1400 (H.830) senesinde doğmuş, zengin ve asil bir ailenin çocuğudur. Birkaç sanat tahsili gördükten sonra 35 yaşına kadar muhtelif iş ve mesleklerle meşgul olmuş ve bu yaştan sonra en önemli mesleği olan baskı sanatını almıştır.
Gutenberg 1430 senesinde bir kuyumcu yanında oyma işlerinde çalışırken kafasında doğan, bütün milletlerin hayatına milletlerin hayatına yeni bir istikamet veren ve bu önemli keşif ve icadını uygulama sahasına koymak için mühim bir paraya ihtiyaç olduğunu anlamıştı. Kafasında tasarladıklarını yapabilmek için Strasburg şehrinde yaşayan üç kişinin iştirakiyle bir şirket kurdu. Gutenberg ve ortakları şehirden uzakça ve boş bir manastırın bir kısmını atölye haline koydular, harflerin kalıplarını hazırladılar. Harfleri önce demirden döktüler, demir madeni çok sert olduğu için kağıdı deliyordu, bunun üzerine kurşundan harf döktüler. Bu da pek yumuşak olduğundan çabuk eziliyordu. Baskı esnasında elde edilen tecrübelere göre kurşun antimon ilavesi ile demirden daha yumuşak fakat kromdan daha sert bir maden meydana getirdi.

imparator 08-02-2007 14:03

Gutenberg ilk denemelerini 1436’da Strasburg’da yaptığı sanılmaktadır. 1450’de FAUST ve SCHÖFFER ile birlikte din kitapları, Latince gramerler, lügatlar, takvimler bastılar. Bu yeni buluş Ren vadisinden bütün Avrupa’ya yayıldı. Avrupa’nın çeşitli merkezlerinde basımevleri kuruldu. Matbaanın bulunuşu ve yaygınlaşması toplumların hayatında bir çığır oldu.[1]
II. TÜRKİYEDE MATBAACILIK

Gutenberg’in buluşundan üç yüz sene kadar sonra, devrin sadrazamı olan Nevşehirli İbrahim Paşa, memlekette okuyup yazmanın ilerlemesini ve halkın cehaletten kurtarılmasını isteyen uyanık fikirli bir kişi olduğundan zamanında Paris sefiri olan Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi de babası ile Paris’te bulunduğu için matbaalar açılmasını düşünüyordu.
Şair Mehmet efendi ile tanışan İbrahim Müteferrika adındaki lisan bilir ve bilgili bir zat, Sait Mehmet Efendinin babası Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşanın yardımı ile bir matbaa açmaya karar verdiler.
Nevşehirli İbrahim Paşa softaların halkı ayaklandırıp isyan çıkarmamaları için bir yol buldu. O zamanın en büyük dini reisi olan şeyhülislamdan bir fetva alarak bu işi halletti. Şeyhülislam, açılacak matbaa ancak lügat gibi şeyler basılabileceğine dair fetva verdi. Sait Mehmet Efendi ile İbrahim Müteferrika 1729 senesinde İstanbul’da ilk Türk matbaası açtılar. Bu matbaanın bastığı ilk kitap VANKULU adında bir lügattır.

imparator 08-02-2007 14:03

“Matbaa makinesini Türklere Kazandıran İbrahim Müteferrika (1674-1745); Macaristan’ın Kolazsuar kentinde doğmuş, 1692 yılında Macar kralı Thölköly’nin isyanı sırasında Türklere esir düşmüştür. Türkçe öğrenip Müslüman olmuş, aydın kişiliğiyle kendini kabul ettirmesini bilmiştir. Padişahın özel hizmetine geçmiştir. “Risale-i İslamiye” başlıklı Müslüman inançlarından söz eden küçük bir kitap yazmıştır. III. Ahmet’in bir mektubunu Viyana’ya Prens Eugen’e götürmüş 1716’da Avusturyalılara karşı ayaklanan Macarların tercümanı olarak Belgrat’ta bulunmuştur. İstanbul’da bir matbaa kurmak isteyen Sait Efendi ile tanıştıktan sonra bu işin gerçekleşmesi için çalışmıştır.[1]
Makine ile kalıpları yurt dışından getirilen ilk matbaa, Müteferrika’nın Sultanahmet’teki evinde faaliyete başlamıştır. Bu çalışmalara devam eden Müteferrika bir ara Sadrazamın gözünden düşmüş ve sürgüne gönderilmiştir. 1745’de yoksulluk içinde ölmüştür.[2]
Müteferrika hayatta iken 16 kitap daha bastı. Onun basımevinde genellikle 16-18 punto arası harfler kullanılmıştır. İkinci büyük basımevi 1796’da Hasköy Mühendishane’de, devletin yardımıyla Hendese Hocası Abdurrahman Efendinin nezaretinde kuruldu. Bu basımevi 1. Dünya Savaşına kadar çalışmalarını sürdürdü.
1802’de Üsküdar’da yine aynı kişinin nezaretinde üçüncü basımevi açıldı. Bu basımevi yeterince geliştikten sonra genel yayınlara başladı. 1831’de Takvim-i Vakayi gazetesini basmak üzere bir basımevi daha kurulmuştur. 1828’de Kavalalı Mehmet ali Paşa Kahire’de Bulak Basımevini kurdu.

imparator 08-02-2007 14:03

1840’da Abdülmecit’in izniyle özel basımevlerinin kurulması teşvik edildi. Bundan sonra bir çok özel basımevi kuruldu. Tanzimat’a kadar (1839) Türkçe olarak basılan kitapların sayısı yaklaşık 200 kadardı. 1864’de Darüttıbaa ile Takvim-i Vakayı basımevleri birleştirildi. 1901’de kapatılan bu basımevi II. Meşrutiyetten sonra tekrar açıldı. Cumhuriyet devrinden önce “Milli Matbaa” daha sonra “Devlet Matbaası” adını aldı. 1939’da MEB emrine verildi. Son yıllarda geliştirilerek büyük ve mükemmel bir basımevi haline getirildi. Ankara’da Başbakanlığa bağlı üç basımevi olan Devlet Matbaası, Askeri Matbaa ve Maarif Matbaası birleştirildi. Ankara ve İstanbul’da resmi ve özel matbaalar birbiri ardına açılmaya başladı. 3 Kasım 1928’de yeni harflerin kabulünden sonra Linotype (dizgi) ve baskı makineleri dış ülkelerden getirilerek gazete ve kitap basımına geçildi.[1]
III. TÜRK BASINININ OFSETE GEÇİŞİ

Türk basınının teknolojik gelişmeleri iki ayrı dönemde olmuştur. Bu gelişmelerden birincisi 1960’lı yılların sonlarında ve 1970’li yılların başlarında tipo baskıdan sıcak dizgiden ofset basıma ve elektronik dizgiciliğe geçmekle gerçekleşmiştir. İkincisi ise 1980’li yıllarda bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerin, basın sektörüne yansıması ve bu yansımaların doğurduğu gelişmelerin Türk Basınını etkileyerek Türk Basınını editöryel ve üretim aşamalarında bilgisayara geçilmesidir.[2]
Türk Basınına ilk ofset makineyi 1967 yılında Haldun Simavi getirmiş ve bu makineden temiz baskılı ve yazı ile fotoğrafların bulunduğu gazete (Günaydın) basılmıştır. Bu gazete çok rağbet görmüş ve iyi bir traj yapmıştır.

imparator 08-02-2007 14:03

Bu durum diğer gazeteler için itici bir faktör olmuş, gazeteler birbirini izleyerek ofset baskıya geçmeye başlamıştır. 1960’lı yılların sonlarında Hürriyet ile Web ofset arasında bir rekabet oluşmuştur. Çünkü Haldun Simavi, Hürriyet grubundan ayrılarak son gazetesini ve daha sonra da Günaydın’ı çıkarmış, bu rekabet bir ağabey-kardeş yarışmasına dönüşmüştür.
Haldun Simavi “ben babama dayanmadan da iş yaparım” diyerek, Hürriyet’i kardeşine bırakmış ve kendisi yeni bir müessese yaratmıştır.
Bu yarışma daha sonra Hürriyet’in de teknolojik hamle yapmasına neden olurken, Hürriyet’i takiben 1972’lerde Milliyet ve Tercüman, 1982’de Cumhuriyet ofsete geçmiştir. Başkurt Okaygün, Türk Basınında ofset teknolojiye geçişi şöyle anlatmaktadır.
“Babıali’ye ofset rotatiflerin girişi 1960’lı yılların başındadır. İlk olarak Simavi ailesi ‘Web Ofset İleri Matbaacılık A.Ş.’yi kurdu. Başlangıçta bir gazete çıkarmayı düşünmemişlerdi bu tesislerde. Yani gazete basmak için getirmemişlerdi. Ofset, o yıllarda dünyada da çok yeni bir teknikti. Sadece Amerika’da kullanılıyordu. Haldun Simavi, bir Amerika sırasında görmüştü bu tekniği. Ülkemize de böyle geldi. Bir rastlantıyla... galiba 1964 yılındaydı, ilk olarak “Foto Roman” diye haftalık bir dergi çıkarttılar bu tesislerde. Sonra da “Yeni Gazeteyi”. Yeni Gazete siyah beyaz, temiz baskılı ciddi bir gazeteydi. Haftada bir iki kez de renkli resim basarlardı. Ama bu gazete tutmadı. Daha sonra “Son” diye bir akşam gazetesi çıkarttılar bu tesislerde. Bu ara iki kardeş ayrıldılar. Web Ofset grubu Haldun Simavi’de kaldı. Haldun Bey’de 1968’de Son’u kapatıp Günaydın’ı kurdu”. Bu arada Dinç Bilgin’in Demirtaş Ceyhun’a belirttiğine göre Yeni Asır 1967 yılında, yani Günaydın’dan önce ofset teknolojiyle basılmaya başlamıştı. Türk Basınında ofsete geçiş gibi, hızlı bir teknik sıçramaya niçin gereksinim duyulmuştu? Bunu Hasan Pulur şöyle anlatmaktadır.

imparator 08-02-2007 14:04

“Gazetelerimizin ofset sistemine geçmesinin temel nedeni bence 1950-60 arasında uygulanan karayolu politikasıdır. Bu politikayla kısa süre içinde yapılan karayolları, 60’lı yıllarda artık, ülkenin hemen hemen her yerine ulaşma olanağı getirdi. Şayet bu kara yolları yapılmamış olsaydı, gene öteki büyük kentlerimiz Ankara, İzmir ve Adana’nın İstanbul ile düzenli uçak bağlantıları kurulmamış olsaydı ne böylesine büyük yatırımlara gidilirdi, ne de bu büyük teknik değişim gerçekleşirdi”.
Recep Bilginer ise ofsete geçişteki teknik sıçramayı şöyle yorumluyor:
“Babıali’nin bu kadar süre içinde gerçekleştirdiği bu büyük teknik sıçramayı bence birazda özel sektörün reklam kampanyalarının başlaması ve hızla artması zorunlu kıldı. Yani reklamların daha temiz, daha güzel, daha renkli basılabilmesi için de daha çok satmaya uğraştılar. Dolayısıyla daha çok satabilmek için magazinleştiler. Böylece bir kısa döngünün içine düştüler.[1]
II. BÖLÜM

1. OFSET BASKI SİSTEMİNİN TARİHİ GELİŞİMİ

Düz baskıyı Alois Senefelder adlı bir Alman bulmuştur. Senefgelder, 1771’de Prag’da doğmuş, öğrenciliğinde tiyatro oyunları yazmış ve bunları tipo matbaacısına bastırıştır. Ancak matbaacının zaman zaman kendisini oyalamasına kızmış ve kendi baskısını yapmak isteyerek çalışmalara başlamış ve tesadüfü taş baskıyı bulmuştur.[2] Bu taş baskıyı tarih olarak 1799’da bulduğu belirlenmiştir.[3]

imparator 08-02-2007 14:04

Sedefelder daha önceki eserlerini bakır plaka üzerine yazıyor ve bu plakadaki yazıları asitle indirip baskı yapıyordu. Ancak plakalar basıldıkça yıpranıyor ve inceliyordu. Bunun üzerine taş üzerinde aynı işlemi uyguladı. Ancak boyaların taş üzerinden temizlenmesi oldukça zaman alıyordu. Bir gün sabun, balmumu ve is karışımı ile yaptığı bir nevi boya ile taş üzerine yazılar yazdı ve nitrik asitle taşı indirdi. Böylece bir çeşit tipo kalıbı hazırlayıp ters baskı yaptı. Bu çalışmalar onun başarıya giden ikinci etabını teşkil etti.[1] Sonra gözenekli bir kiraç taşı üzerine yağlı mürekkeple bir şey yazıldığı zaman suda eritilmiş Arap zamkı ile yağlı mürekkebin yayılması önlenebiliyordu. Gerek yağlı mürekkep ve gerekse zamk çözeltisinin bir miktarı taşa nüfuz esiyordu. Kuruduktan sonra taşın yüzeyi temizlenip daha sonra bir sünger ile ıslatılır ve üzerinde mürekkeplendirilmiş bir merdane ile geçirilirse merdanedeki yağlı mürekkep taşın yüzeyinin yüzeyindeki birinci işlemde mürekkeple işaretlenmiş ve mürekkep emmiş kısmı tarafından kabul edilir. Taşın ıslak olan diğer kısımları mürekkebi reddeder. Bu suretle taşın üzerinde yapılmış olan ilk şekil tekrar meydana gelir. Bu şekil baskı yolu ile bir kağıda nakledilir. Bu taş baskı sistemi baskının temelini oluşturdu.[2]
1905 yılında Amerikalı Ruber bir tesadüf sonucu ofset baskıyı bulmuştur. Rubel taş baskı sistemine benzeyen ters şekilli çinko kalıp ile çalışan rotatif makine üstünde çalışırken düz baskıyı bulmuştur.

imparator 08-02-2007 14:04

Diğer taraftan 1907 yılında Batı Almanya’da CASPAR HAERMANN, ilk tabaka ofset ve rotatif ofset makine planlarını üç silindir planlarına göre hazırlamıştır.
VOMAG, MAN VE FRENEKNTHAL gibi fabrikalarda tabaka ve rotatif ofset baskı makinelerini imal ettiler ancak 1. Dünya Savaşı çıkınca bu yöndeki gelişmeler durdu.
Ofset baskıda çinko kalıştaki düz “şekiller” kauçuğa ters olarak basılır. Kauçuktaki ters şekiller kağıda düz olarak geçer. Kauçuk yumuşak olduğu için hem kağıdı zedelemez hem de tüm detayların kağıda geçmesine katkıda bulunur.
Bu sistemde basan ve basmayan kısımlar aynı yükseklikte olduğu için adına düz baskı denir. 1909’da ilk pozitif çinko kalıp kopyasının patenti alındı. Yıllarca önce taş ve çinko kalıplarda albumuin kopya uygulanmaktaydı. Kalıpların kalite ve dayanıklılığı da zamanla artmaktaydı. Yine kağıt ve boya kalitesi de düzelmekteydi. Kalışların daha ince grenlenmesi ve baskı makinelerinin daha hassas çalışması önemli bir avantaj getirmiştir.

imparator 08-02-2007 14:04

1. Ofset Baskı Sitesinin Tanıtımı

Ofset basım günümüzde en çok kullanılan basım yöntemidir. Ofset baskıda çukur veya çıkıntı mevcut olmayıp, kağıda mürekkep verecek ve vermeyecek yüzeyler aynı seviyede tutulmuştur. Baskı yapılacak kısımlar mürekkebi almakta, diğer kısımlar ise mürekkebi itmektedir. Yağlı mürekkebin suyu itmesi, sulu alanların mürekkebi kabul etmemesi prensibinden yararlanılarak baskı yapma ilkesine dayanır.[1]
Günümüzde ofset basımda genellikle alüminyumdan yapılmış metal levhalar olan kalıplar kullanılır. Işığa duyarlı kimyasal bir madde ile kaplı olan bu alüminyum levhalar, vakumlu bir kontakt kopya cihazına, basılacak sayfaların filmleriyle üst üste konur ve kuvvetli bir ışık kaynağının yardımıyla film üzerindeki görüntüler levha yüzeyine aktarılır. Levha banyo (developman) edildiğinde üzerindeki ışığa duyarlı kimyasal kaplama yalnızca baskıda mürekkep alması istenen alanlarda kalır. Pozitif-ofset kalıbı denen bu yer yer kaplamalı alüminyum levhada, kaplamanın olduğu alanlar su tutmaz.
Ofset baskı makinesinin ana parçaları şunlardır. Üzerine kalıbın takıldığı silindir(kalıp kazanı); bu silindirin yüzeyini önce ıslatan sonra mürekkepleyen bir merdane düzeneği; kalıp silindirdeki mürekkebi kendi üzerine alarak kağıda aktaran kauçuk silindir (kauçuk kazanı); mürekkebin kağıda aktarılmasını sağlayan yani baskıyı yapan ve baskı anında kağıdın kauçuk silindir ile kendi arasından geçtiği baskı silindirinden (baskı kazanı) oluşur.

imparator 08-02-2007 14:05

Kalıbın çevresine takıldığı silindir dönünce, kağıt önce su merdaneleri ile temasa gelir ve kalıp üzerindeki kaplamasız alanlar ıslanır. Kalıbın kaplamalı alanları yani filmde görüntü olan alanlar su tutmadığı için ıslanmaz. Dönem silindirin yüzeyi daha sonra mürekkep merdaneleriyle temasa gelir ve yağlı yapıdaki mürekkep, kalıbın su almamış kaplamalı bölümlerine sürülür. Kalıp silindire değerek dönen kauçuk silindir, kalıp silindirin üzerindeki mürekkepli görüntüyü, silindirin kauçuk kaplamasının üzerine alır, buradan da bu silindirin üzerinde döndüğü baskı silindiri ile her ikisinin arasından geçen kağıda görüntü çıkarılmış olur.[1]
Ofset baskı özellikle yüksek tirajlı ve çok renkli işlerde olumlu sonuçlar vermektedir. Merdanelerin yönü aynı doğrultuda olduğundan ofset baskının hızı da yüksektir. Ofset baskı dört renkte yapılacaksa dört ayrı film montajı ve bu filmlerden dört ayrı ofset kalıbı yapılır. Sonra her kalıp kendi mürekkebi ile üst üste basılır. Kullanılan sıra: sarı, kırmızı, mavi ve siyahtır. Son zamanlarda bazı matbaalarda maviden başlayan bir sistem uygulanmaktadır. Mavi, sarı, kırmızı ve siyah tercih edilmektedir.[2]
A. Ofset Baskının Tekniğinin Özellikleri

a. Çeşitli boyutlardaki siyah-beyaz ve renkli çalışmalar, ofset baskı tekniğiyle ekonomik olarak basılır.
b. Ofset baskı tekniği, standart bir baskı kalitesinin sağlanmasında tipografik ya da tifdruk baskı tekniğine göre daha fazla özen ve dikkat gerektirir.
c. Kalıp kopyalama işlemi diğer baskı tekniklerine göre daha ucuzdur.
d. Montajın negatif ya da pozitif filmle yapılmasına bağlı olarak, baskı kalıbı da pozitif yada negatif olarak hazırlanabilir.

imparator 08-02-2007 14:05

e. ofset baskı tekniği ile parlak ve düzgün yüzeyli kağıtlarda en yüksek baskı kalitesine ulaşılır. Bunun yanında, mat ve kaba grenli kağıtlarda da iyi sonuçlar alınabilmektedir.
f. Baskı aşamasında yapılan her düzeltme, yeni bir kalıbın hazırlanmasını gerektirir. Ama ofset kalıpları tipoğrafi ya da tifdruk kalıpları kadar pahalı değildir.
g. Prova baskılar, özel prova preslerinde ya da standart ofset preslerinde yapılmalıdır. Seri üretime yönelik ofset preslerinde prova baskının maliyetini yükseltir.
h. Ofset baskı tekniği, yaratıcı düşüncelerin kağıda aktarılmasında grafik tasarımcıya geniş olanaklar sunar. Zemin renkleri, çizgisel ve ara renkli tonlu görsel unsurlar bu baskı tekniğinde aslına oldukça yakın olarak elde edilir.
i. Tipoğrafik ve tifdruk baskı kalıplarına ters olarak aktarılan imge, ofset baskı kalıbına düz olarak aktarılır. [1]
B. Ofset Baskı Makineleri

Ofset baskı makinaları iki ayrı bölümde öncelemek gerekir. Tabaka kağıda baskı yapan makinalar ve rulo kağıda baskı yapan makinalar olarak.
Tabaka kağıda baskı yapan makinalar; “tabaka ofset” olarak tanımlanmaktadırlar. Bu makinaların 46x64 cm’den küçük baskı alanına sahip olanlarına Küçük Ofset makinaları denilmektedir (Resim 1). Bu gruba giren ofsetlerin en küçükleri, büro teksir makinası olarak kullanılmaktadır. Ancak bu makinalarla teksirden öte; kitap, broşür, takvim, küçük ilan vb. işler yapılabilmektedir.

imparator 08-02-2007 14:05

50x70 cm ve 110x160 cm. boyutlarındaki kağıtlara baskı yapabilen makinalara Büyük ofset Makinaları denilmektedir. Ofset baskı makinaları genel olarak üç silindir sistemiyle çalışır. Bu silindirler; kalıp silindiri, kauçuk silindiri ve baskı kazanı silindiridir. Bu silindirler aynı büyüklükte olabildiği gibi, farklı da olabilmektedir (Resim 2).
Üç silindir sistemiyle tek renk baskı yapan bir makine ortama yaratılmıştır.

Bu sistem içerisindeki makinalar küçük hacimli basımevlerinde ekonomik olarak çalışmalarını sürdürmektedirler. 1970 yılına kadar bu tür makinalar çoğunlukla kullanılırken daha sonraki yıllarda büyük hacimli basımevleri aynı sistemin yan yana çoğaltılmasıyla oluşturulan komple sistemli makinaları kullanmaya başladılar. Böylelikle aynı sistem içinde birden fazla renk baskısını gerçekleştirme olanağı doğdu ve baskı hızı da aitmiş oldu. Kalıp kauçuk ve baskı kazanlarının değişik düzenlemeleriyle çeşitli amaçlara hizmet eden makinalar da üretilmiştir. İki kalıp ve iki kauçuk kazanı arasına bir baskı kazanı şerleştirilerek, iki renk baskıyı aynı anda yapabilen makinalar; iki kalıp ve iki kauçuk kazam bir araya getirilerek ve baskı kazanı ortadan kaldırılarak kağıdın ön ve arkasına aynı anda baskı yapabilen makinalar matbaalara girmiştir. Aynı anda kağıdın her iki yüzüne baskı yapan makinalarda iki kauçuk kazan karşılıklı getirilerek, kağıt bu iki kazan arasından geçerken baskı yemekte, bu iki kazan aynı zamanda baskı kazanı görevini de üstlenmektedir[1] (Resim 3-4)

imparator 08-02-2007 14:05

C- Webb Ofset Nedir

Ofset baskı sisteminin gelişmiş bir şeklidir. Bugün baskı sahasında büyük yer işgal etmektedir. Bu sistemin yüksek tirajlı işler için arz ettiği avantajlar çok büyüktür. Web ofsetin en büyük özelliği rulo halinde sarılmış kağıda baskı yapabilmesidir. Baskı sistemi olarak webb ofset makinaları tabaka halinde kağıtlara baskı yapan makinalardan pek farklı değildir. Webb ofset geçebilmek için ofset sisteminin iyi bilinmesi gerekmektedir. Belli başlı özellikler aynıdır. Webb ofset teknik bir problemden ziyade ticaridir. En büyük problem büyük kapasitesini işler vaziyette tutabilecek iş imkanları sağlamaktır. Bu makinalar muayyen bir işi görmek için imal edildiklerinden işin icap ettirdiği özel tertibatlarda ilave edilmektedir. Katlama, kesme, harmanlama, paketleme, kurutma yapabilecek cihazlar yerleştirebilmektedir (Şekil 2). [1]
Genellikle 4-6 üniteli Webb ofset makinaları basım evlerinde çalışmaktadırlar. Ayrıca istenen sayfa ve renk adedine göre türlü kombinasyonlar yapılabilmektedir.
Boyutları genişletilmiş iki çıkışlı Webb ofset makinaları ile daha hızlı ve yüksek tirajda baskı gerçekleştirilebilmektedir.
Bu sistem pek çok kolaylıklar sağlarken, karmaşık üniteler oluşturmasından dolayı yetişmiş eleman yönünden sıkıntılar yaşanmaktadır. [2]

imparator 08-02-2007 14:06

Rulo kağıtlara baskı yapan ilk ofset makinasının patenti casper Hermann tarafından 1908'de alınmıştır. Bu yeni makina 1939 yılına kadar Almanya'da üretilmiştir. Üretimi Heilderberg fabrikası yapmıştır ve günümüzde son sistem makinalar üretmeye devam etmektedir.[1]
1960'lı yıllarda Avrupa'ya yeniden dönen gelişmiş rotasyon ofset makinası, ülkemize 1964 yılında gelmiştir. Daha çok gazetecilik sektöründe kullanılan bu makinalara, baskı hızım düşürmemek için otomatik bobin değiştirme sistemleri eklenmiştir. Bir bobin bitince ikinci bobin otomatik olarak devreye girebilmektedir.
D- Webb Ofsette Sisteminin işlevselliği ve Gelişimi

Webb ofset diğer baskı metotlarına nazaran arz ettiği avantajlar dolayısıyla bu baskıya gösterilen ilginin sebebi diğer baskı metotlarına nazaran litografideki büyük gelişmede aramak lazımdır. Litografı sanatındaki en büyük gelişmenin en büyük amili malzeme ve teknik gelişmedir. Bu baskıda en büyük gelişmeyi klişe ve kağıtta görürüz. Ofset ve tipo kağıtlarında umumiyetle ofset kağıtlarının suya dayanıklı olma özelliği dolayısıyla %13 e yaklaşan bir fiyat farkı mevcuttur.
Kağıttaki fiyat farkını azaltmak veya tamamen kaldırmak ofset ile meşgul olanların başlıca gayesi olmuştur. Ofset kağıt mevzuundaki en mühim gelişme baskı vasıtası ile mümkün olmuştur. Modem klişelerin (kalıpların) temizlenmesi için çok az suya ihtiyaç vardır. Bu özellikle ofset kağıtlarında en mühim maliyet unsurunu teşkil eden suya dayanıklılığın azaltılmasına yol açmıştır.

imparator 08-02-2007 14:06

Webb Ofset Makinalarının Ana Üniteleri
a) Bobin ünitesi:
Makinanın cins ve kapasitesine göre tek, çift veya üç bobin kapasitelidir. Bobinin biri biterken, diğeri otomatik olarak boşalan bobine, yapıştırılarak bağlanır. Bunun için makinanın durdurulmasına gerek yoktur.

b) Klima ünitesi:
Bobin teşkilatının hemen yanında yer alır. Bobinden çıkan kağıt, üst ve altta dizilmiş olan bir seri merdaneler arasından ondüle biçiminde inip çıkarak zikzaklar meydana getirir. Böylece baskıya girmeden önce bobin kağıdın 30-40 metrelik bir bölümü havalandırılmış olur. Baskı için kondisyon kazanır. Bu arada tozları temizlenmiş olur. Ayrıca kağıttaki statik elektrik de boşaltılır.
c) Baskı Üniteleri:
İki yan duvarların iç kısmına yerleştirilmiş olan kalıp ve kauçuk kazanları ve bunlara bağlı boya ve su merdane topluluklarından oluşur. Bazı baskı üniteleri dikey bir kibrit kutusu biçiminde olurken, bazıları köprü şeklindedir. Her bir ünite asgari iki, azami dört renk baskı yapar. Bir baskı makinasında bu baskı ünitelerinden bir çoğu yan yana dizilir. Kullanılan plakaların kalınlığı takriben 0,20 - 0,30 mm’dir. Kauçuklar, kazana iki kenarından gerilerek takılır. Baskı ünitelerinde ayarlı baskının sağlanması için kazan çevresi yönünde ve yan tarafa yönelik ayarlar el ile veya tuşa basmak sureti ile yapılır.

imparator 08-02-2007 14:06

a) Boya Ünitesi:
Birkaç sentetik kaplama çelik vargel ve bir o kadar da kauçuk vargel, boyanın ezilmesini sağlarlar. Bunların çaplan değişiktir. Çelik vargellerin içindeki soğutucular, boya ünitesindeki ısınmayı önler. Aksi halde çok hızlı dönen silindirler, aşarı derecede ısındığı için, çabuk kuruma özelliğinde olan boya merdane üzerinde kuruyabilir. Kalıp ile temas halindeki verici boya merdaneleri iki veya üç adettir. Bu merdanelerin çaplan değişiktir. Hassas ayarları el ile yapılır. Kalıba temas ettirilmesi veya kalıptan çekilmesi merkezi kumanda tablasından pnömatik veya hidrolik olarak yapılır. Boya haznesi içindeki ana verici silindirin, hızlı ayarlanabilir. Burada boyayı alarak vargellere veren boya silindiri bu işi ileri - geri hareket ederek yapmak, Bu tür taşımı sistemi tabaka ofsetlere has bir sistemdir.
b) Nemlendirme Ünitesi:
Hazne, hazne içinde dönen, verici su silindiri, taşıyıcı silindir ve kalıba su verici merdaneden oluşur. Taşıma silindiri ileri geri hareket etmez, diğer silindirlerle sürekli irtibat halindedir. Çünkü webb’lerin sürati çok yüksektir ve gidiş gelişler bu sürate ayak uyduramaz. Bu nemlendirme sistemi klasik sistemdir. Bazı webb ofset makinalarında daha modern nemlendirme sistemleri uygulanmaktadır.
Püskürtme Sistemi: Haznedeki su, ezici veya inceltici silindirin üzerine eşit yoğunlukta püskürtülür. Bu silindir, suyu kalıpla temas halindeki merdaneye aktarır. Avantajı basit ve kolay uygulanabilmesidir. En önemlisi ise kağıdın toz ve pisliğinin hazneye gelip suyu kirletmemesidir.

imparator 08-02-2007 14:06

Dahlgren Sistemi: Bu sistemde su, ya hazne içindeki ana su silindiri ile ezici silindire verilir veya püskürtme yapılır. Önemli özellik kalıpla temas halindeki su verici merdanelerdedir. Bu merdanenin hem suyu, hem de boyayı kalıba vermek gibi iki görevi vardır. Çünkü burada bütün boya ve su merdaneleri birbirleriyle temas halindedir. Kullanılan hazne suyunda önemli ölçüde alkol mevcuttur. Alkolün uçarak boyayı çabuk kurutma, kağıdın açmasını önlemek gibi görevlerden başka daha yumuşak boya kullanımına imkan sağlanma gibi bir özelliği vardır.
a) Kağıt yakalama Ünitesi:
Baskı, esnasında kağıt koparsa makinalar hemen otomatik olarak durur. Ancak kağıtların bir bölümü kazanlar arasında sıkışıp birikimlere yol açabilir. Kağıt kurutma bölümünde veya katlama bölümünde koparsa, baskı ünitelerinin sonundaki kağıt yakalama ünitesi tarafından otomatikman tutulur.
b) Kurutma Fırını:
Kağıdın fırından geçişi, makinanın baskı sürati kadar çabuk olur. Aksi halde kağıt fırında kavrulur. Kurutma ünitesinde kuruyan boya sertleşir, parlaklık kazanır. Daha sonra kağıdın katlama ünitesinde katlanması kolaylamış olur. Kurutma ünitesi iyi cins ve komple teşkilatlı webb ofset makinalarında bulunur. Basit makinalarda basılan gazete kağıtlarında boyanın kuruması, yalnızca boyanın kağıt içinde derinlemesine yayılması ile ve hava oksijenin yardımı ile olur. Özellikle kötü, geç kuruyan boya kullanılırsa, katlanıp makinadan çıkan ve hala kurumamış olan boya, okuyucunun elini kirleterek tabii olarak kurur.

imparator 08-02-2007 14:06

a) Katlama ve Kesim Ünitesi:
Soğutucu silindirlerden geçen kağıt bir dizi silindir arasından daha geçerek tam merkeze gelecek şekilde yönlendirilir ve atlama ünitesinde diğer rulolarla birleşir, katlanır, kesilir ve istif asansörü vasıtası ile pakete gönderilir.
Katlama ünitesi kendine göre özellikleri olan, makina içinde ayarlı bir makinadır. Bir, iki, üç hatta dört kata kadar katlama yapabilen üniteler mevcuttur.
Katlamalar haç şeklinde olabileceği gibi paralel veya zik - zak katlama şeklinde olabilir. İlk katlama huni şeklindedir. Daha sonrakiler ise cep biçimindedir. Katlama ünitesinin webb ofsette önemi büyüktür. Webb ofset makinalarının silindir ebatlarını değişken hale getirmek henüz mümkün değildir.

imparator 08-02-2007 14:06

Webb Ofset Baskı Mürekkebi

Webb ofset mürekkeplerinin en fazla ilgilendiren özelliği kurumasıdır. Mürekkep öyle bir şekilde formüle edilmelidir ki, kağıt üzerinde renk değiştirmeden derhal kururken silindirler üzerinde de çalışmayı aksatmayacak şekilde kendini muhafaza etmelidir. Kağıt ofset met****un icap ettirdiği özellikleri ihtiva ederken müessir bir kuruma sisteminde dayanıklı olmalıdır. Bugün webb ofsette sıcakta sabitleşen mürekkepler kullanılmaktadır. Mürekkep tabakasının kurutulması son baskı ile katlama arasında kurumayı sağlamak üzere fırın veya tüneller kullanılmaktadır. Fırınlarda kurumayı sağlamak üzere münferiden veya kombine edilerek kullanılan çeşitli teknikler arasında en fazla revaçta olan açık gaz alevidir.[1]
Tercih edilen diğer bir sistemde kağıda ısıtılmış hava tatbikidir. Mürekkebin kuruması için ısıya ihtiyaç olduğu nispette katlamadan önce baskının soğutulması da zaruridir. Aksi takdirde kırılmalar önlenemez. Mürekkep mevzuunda çalışmaların geliştiği önemli bir konuda hazne üzerindeki mürekkebin durumudur. Mürekkep haznelerinde yüksek süratten doğan ısı artışı olmaktadır. Bilinmesi icap eden nokta kaç derecelik ısının uygun olacağıdır.[2]

imparator 08-02-2007 14:07

Webb sisteminde her ünite iki kalıp ve iki kauçuk kazandan ibarettir. Baskı kauçuk - kauçuktan olur. Bobin kağıt iki kauçuk arasından geçerek bir kauçuk üst baskıyı diğer kauçukta alt baskıyı gerçekleştirir. Bu sistemde baskı kazanı yerine iki kauçuk kazanın bir birlerine tazyikleri neticesinde görüntü elde edilir. Yapılan işin mahiyetine göre birden fazla ünite yan yana getirilerek değişik bir çalışma ortamı yaratılır.

III. BÖLÜM

III. OFSET BASKI MAKİNALARININ ÜNİTELERİ NELERDİR?

1. Ofset Baskı Sisteminde Silindir (Kazan) Ünitesi

A) Plaka Kazanı (Silindir)

Baskı plakasının takıldığı üzerinde plaka bağlantı laması, germe vidaları, ayar göstergeleri bulunan mürekkep ve su merdanelerinin temas ettiği kazandır. Plaka üzerindeki şeklin veya yazının kauçuğa transferlerini temin etmek için bir takım önemli ayarların gerçekleştirilmesi gereklidir. (Şekil 3)
- Makina baskı durumunda durdurulur.
- Plaka Silindirinin her iki başında bulunan işaretlenmiş veya numaralandırılmış ayar göstergeleri gevşetilir.
- Sıfır 10 mm kalınlığındaki çelik şerit plaka kazanının başıyla kauçuk kazanının başı arasına sokulur.
- Ayar gösterge + veya - yönde çevrilerek çelik şeridin tatlı bir sürtünme ile çekilmesi temin edilmelidir.

imparator 08-02-2007 14:07

- Ayar gösterge sıkılarak sabitleştirilir.
- Aksi yöndeki ayar göstergesi bir öncekinin durumuna getirilerek eşitlenir.
- Bu suretle plaka silindirinin kauçuk silindirine her yönden paralelliği eşitlenir.
- Paralelliği eşitlenmiş silindir satıhlarının birbirine temas ettikleri her nokta tazyikleri de eşitlenmiş olur.
- Plaka ve kauçuk kazan başlıkları arasında baskı anındaki boşluk sıfır on mm. ye ayarlandıktan sonra.
- Kullanılan plaka ve altına konan besleme kartonunun kalınlığı ile yükseklik sıfır yetmiş mm. denkleştirilir.
- Elde edilen bu ölçülerde plaka üzerinde boya verici merdanelerin iz kalınlıkları üç mm.ye ayarlanır.
- Dikkat edilecek en önemli nokta sıfır on mm.lik mesafenin sabit tutulmasıdır. Bu değer asla bozulmamalıdır. Çünkü plaka ve plaka altı besleme yüksekliğini, merdane izlerinin kalınlığım bu ölçünün hudutları içersinde denkleştiririz.[1]
B) Baskı Kazanı

Üzerine hiçbir madde bulunmayan çıplak satıhlı silindirdir. Ara makastan veya doğrudan, tabladan kağıdı alması için kağıt tutucu makasları vardır. Kağıt kauçukla baskı silindiri arasından geçerken presleme görevini yapar. Kullanılan kağıda tatbik edilen forsa gücü, numaralandırılmış ayar göstergesiyle kauçuk kazanına tatbik edilecek güç kadar yaklaştırılır veya uzaklaştırarak elde edilir (Şekil 10).

imparator 08-02-2007 14:07

C) Kauçuk Kazanı (Silindir)

Kauçuğun sarılarak takıldığı kazandır. Üzerinde, kauçuk bağlantı mili, kauçuk gerdirme veya gevşetme vidası bulunur. Baskı anında plakayla temas halindedir. Plakadaki şeklin veya yazının kauçuğa, kauçuktaki resmin veya yazının kağıda transferinde bir takım önemli ayarların yapılması zorunludur.
- Makina baskı durumunda durdurulur.
- 0,35 mm kalınlığındaki çelik şerit kauçuk kazan başı ile baskı kazam başı arasına konur.
- Ayar göstergesi + veya - yönde çevrilerek çelik şeridin tatlı bir sürtünme ile çekilmesi temin edilir.
- Aksi yöndeki ayar göstergesi de bir öncekinin durumuna getirilir ve her iki baş eşitlenir.
- Bu suretle kauçuk silindir sathı ile baskı silindirinin sathı her yönden paralelliği eşitlenmiş olur.
- Kazan başlıkları 0,35 mm.ye ayarladıktan sonra kauçuk ve kauçuk altı beslemesi ile elde edilecek kalınlık 3,25 mm. ile 3.50 mm. arasında denkleştirilir.(Şekil 4)[1]
Ofset baskı makinaları 3 ana kazandan oluşmaktadır.
1. Kazan, kauçuk takılan, kauçuk kazanı,
2. Kazan kalıp taktığımız, kalıp kazam,
3. Alt kazan dediğimiz kazan.

imparator 08-02-2007 14:07

Kalıp kazanı boya merdanesi ile buluştuktan sonra kauçuk kazanma baskıyı yapar, kağıt kauçuk kazanı ile alt kazan arasından geçer iken baskı işlemi gerçekleşmiş olur.
Makinada kazanlar çok güçlü olmalıdır, makinanın asıl baskı kalitesi ise güçlü ve sağlam kazanlarla söz konusu olmaktadır. Kazanların bakımları iyi yapılmalı ve temizlenmelidir.[1]
2. Çift Kağıt Kontrol Kontağı

Birden fazla kağıdın baskıya girişini engelleyen "elektro mekanik bir sistem”dir. Mekanizma görevini yaptığında çıkış silindirine birden fazla kağıt geldiği anda makinayı baskı durumundan kurtardığı gibi arka yüklükteki bütün hareketi durdurur, kağıt alınmaz. Bu tertibatın ayarı kullanılan kağıdın gramajına göre değişir. Lastik tekerlek, çıkış silindiri arasından geçen kağıt vasıtasıyla dönüş hareketini gerçekleştirir. Lastik tekerlek ile çıkış silindiri arasındaki mesafe, baskısı yapılan kağıdın iki kat kalınlığından az olmalıdır.

imparator 08-02-2007 14:08

Çubuk kontaktlar, Mekanik olarak hareketini tamamlayan bir mekanizmadır. Kontakt vazifesini yapan çelik çubuk, mekaniksel hareketini yapabilmesi için mil ve tabla üzerinde siperlere yakın yerlere minimum ve maksimum kağıt ebatlarına uyacak şekilde delinmiş çubuk başlarının gireceği delik yerler vardır. Çubuk ucu hafif kıvrık olup, arkasında çubuğun tabla üzerindeki sürtünme basıncını ayarlayan ayar somunları vardır. Kağıt muntazam olarak siperlere indiğinde, çubuk uçla tabla arasındadır. Bu suretle baskının sürekli ve ayarlı olması sağlanır. Eğer, kağıt siperlere geç, ayarsız veya yırtık geldiği takdirde çubuk ucu kağıda temas etmeyerek, delik içerisine girecek ve makinayı baskıdan kurtararak stop etmesini sağlayacaktır (Şekil 12).[1]
A - Kağıt İlerletme Tekerleği

Taşıyıcı vantuzların getirdiği kağıtlar çıkış silindirinin dönüşüyle birlikte kağıt tablasına vermeye yararlar. 2 veya daha fazla olabilir. Makaralar dönüş hareketlerini çıkış silindirinden alırlar. Vantuzların makaralara getirdiği kağıt, çıkış silindirinin arasına girer. Kağıt geldiği anda makaralar silindire temas haline gelmiştir. Ayarlanan bir mekanizma olup kağıda tatbik edilen tazyik gücü hepsinde eşit olmalıdır. Basınç farkı kağıdın ayarsız gidişine sebep olur (Şekil 13).
B- Kağıdı Baskıya Yollayan Ara Makaslar

Kağıdı pozalardan tam ayarlı olarak alır ve basık kazanına getirerek kazan makaslarına teslim ederler. Bazı makinalarda. baskı kazam presleri vasıtasıyla kağıdı doğrudan doğruya tabladan alır. Bir başka tip makinada ise ara makaslar kağıdı tabladan alıp baskı silindiri makaslarına iletirler. Bu iki tertibat arasında önemli farklar vardır. Birinci halde makaslar çok kısa bir zamanda uygun bir hızla alır. Makasların ağız mesafeleri değişen kağıt kalınlıklarına göre ayarlanma imkanına sahiptir. Baskı kazanı makaslarının görevi, kağıdı doğrudan tabladan veya ara makaslardan almak ve baskıya sokmak oradan da çıkış makaslarına vermektir. Ağız açılma hızı makina hızıyla orantılıdır. Pensin kağıdı tutan kısmı 5 ile 8 mm arasında değişir.

imparator 08-02-2007 14:08

Makas ayarları şu sebeplerden dolayı yapılır.
- Kağıdı her noktada aynı şiddetle tutmaz ise,
- Kağıt iyi bir basınç uygulanamaz ise,
- Aynı mesafede açılma olmayabilir.
- Köşelerden kağıda iyi bir basınç uygulanmaz ise kağıt yırtılır.
Eski makinalarda bütün pensler tek tek ayarlanır. Modem makinalarda ise ayar yapmak için bütün pensler serbest bırakılır. Baskısı yapılacak kağıt bir pensin arasına konur. Ayar kumada göstergesiyle tek pensin ayarı yapıldığında bütün penslere eşit tazyik uygulanmış olur, ayar halkası sıkılır. Değişen kağıt kalınlıklarına göre pens ayarlarının kontrolü yapılmalıdır. Bu makasların her biri öne poza mesafesine geldiğinde "kağıdı alış durumunda" bulunduğu an bütün ağızların aynı mesafede açık olması lazımdır. Bunlardan herhangi birinin ayarsızlığı "ağızlarının kapalı olması halinde" ise kağıdın kenarına dayanarak kırıştırıp arkaya doğru iter. Bu durumda diğer makaslar kağıdı alsa dahi baskıdan kağıdın katlanarak çıktığı görülür. Bunun aksine olabilir. Ağız mesafeleri fazla açılsa kağıdı iyi tutmayacak ve baskı kazan makaslarına kaydırarak iletecektir. Bu durumda da kağıdın ayarsız basılmasına neden olacaktır (Şekil 14).[1]

.

imparator 08-02-2007 14:08

3- Poza

Bağlantı mili üzerinde çalışma sahası tespit edilen kağıdın yanlamasına ayarlanmasında kullanılan ve mekanik olarak hareketini tamamlayan ve aynı zamanda hassas olarak ayarlanabilen bir mekanizmadır. Poza ya itici yada çekici olarak görevini yapar. Kağıt siperlere yerleşip makaslar tarafından alınmadan poza vasıtasıyla yanlamasına ayan tamamlanır. Bu suretle kağıt ayarlı olarak baskıya girer. Makinanın her iki yönde olmak üzere iki adettir. Kullanılmayan poza kağıt boyutunun dışına çıkartılır. Rozalara gelen kağıt lastik tekerlek ile kızak arasındadır. (Şekil 15)
A- Poza’nın Ayarı

a) Poza’nın yanlamasına olan takribi ayarı:
Bir kağıt siperlere gönderilir ve makina durdurulur. Kağıdın kenarı ile poza yan yüzeyi arasında 0,5 mm olacak şekilde ayarlanır. Sıkılarak sabitleştirilir.
b) Poza kapağının mesafe ayarı:
Aşağı yukarı kullanılan kağıdın iki katı kalınlığında olmalıdır. Poza kapağı ayar halkası ile bu mesafe ayarlanır. Poza kapağı hareketi çekici lastik tekerlekte müşterek uyum içerisindedir. Hareketlerini birlikte tamamlarlar. Bazı makinalarda en ince kağıttan en kalın kağıtlara uyacak şekilde sabittir.
c) Poza lastik tekerleğin tazyik ayarı:
Lastik çekici tekerlek kağıdı poza yan yüzeyine çektiğinde kağıtta bir dalgalanma yapmayacak şekilde çekmesi gerekir. Bu ayar makina çalıştırılarak kağıt göndererek ameli olarak yapılır. Her değişen kağıt gramajına göre tazyik ayarlarında birbirinden farklı olur.

imparator 08-02-2007 14:08

d) Poza milimetrik ayarı:
Baskının yanlamasına milimetrik ince ayar farklarının düzeltilmesini sağlar istenilen ayara farkı kadar gösterge üzerinde poza sabit durumu bozulmadan milimetrik ayar halkası ile ileri veya geri çekilerek işlem tamamlanır. Gösterge sıfır orta noktasından 5 mm. Sağa ve sola oynama imkanı verir.[1]

IV. BÖLÜM

I. RENK AYRIMI

Çok renkli bir özgün grafiğin baskı makineleriyle çoğalması isteniyorsa renk ayrımı; ya da renk süzümü denilen işlemden geçirilmesi gerekir. Eğer bu grafikler düz renklerden oluşmaktaysa, her düz renk için ayrı bir film üretilmesine dayanan spot renk ayrımı yeterli olacaktır.Ancak renk tonları birbirine karışmış resim, fotoğraf ve illüstrasyonları baskı ile çoğaltmak için proses renkleri kullanmak ve dört renkli baskı yapmak zorunludur.İşte dört renkli bu baskıyı sağlayan hazırlanması için gerekli olan filmlerin elde edilmesi işlemine ‘’renk ayrımı’’ denilmektedir.
Aslında renk; objeler üzerine çarparak yansıyan ışıkların gözümüzde meydana getirdiği duyumlardır.Yani renk bir ışıktır.Beyaz ışık; sarı kırmızı ve mavi ana renklerin karışımından oluşmaktadır. Doğadaki tüm renkler ve onların milyonlarca tonları da bu üç ana rengin karışımından ortaya çıkar.Gelişmiş bir kamaraya benzeyen gözde birbirinden ayrı üç alıcı vardır.Bu alıcılar ,maviye, yeşile ve kırmızıya karşı algılanırlar.Gözlerin uyarılma gücü sıfır ise görülen renk siyahtır.Eğer üç alıcı da aynı güçte uyarılıyorsa, griden beyaza kadar tüm renkler görülecektir. Bu alıcıların farklı şiddetlerde uyarılması, farklı tonlarda renkleri görmeyi sağlayacaktır.

imparator 08-02-2007 14:08

Terimde de anlaşılacağı gibi renk ayrımı; imgeyi sarı, magenta, cyan ve siyah olmak üzere dört standart renge bölme işlemidir.Ara tonlu ve çok imgelerin reprodüksiyonundaki ilk basamak; renk ayrımıdır.Renk ayrımı işleminde iki yöntemden yararlanılmaktadır.
A. FOTOĞRAFİK RENK AYRIMI

Fotografik renk ayrımın da kamera ,agrandizör ya da kontakt pozlandırıcılardan yararlanılır.Bu işlem sırasında imge, özel filtrelerle dört kez filme alınır. Böylelikle, her bir basılacak imge üzerindeki renkleri taşıyan dört adet negatif film elde edilmiş olur. Mavi filtre sarı kalıbın, yeşil filtre magenta kalıbın, kırmızı filtre cyan kalıbın ve modifike filtre ise siyah kalıbın hazırlanmasında kullanılır. Dört renkli baskı tekniği yarım ton reprodiksiyon ilkelerine dayandığından, baskı kalıplarının hazırlanabilmesi için bütün renk ayrımı filmlerim tramlanması gerekir. Tram noktacıklarının baskı sırasında üst üste gelmelerini önlemek için dört negatif filmin her biri değişik açılarda tramlanır.

imparator 08-02-2007 14:09

Genellikle hem renk arasında 30 derecelik açı en açık renk olan sarı için tercih edilir. İki renkli baskı tekniğinde ise siyah kalıp 45 derecelik bir açıda tramlanırken, ikinci renk 75 derecelik bir açıda tramlanmalıdır. Baskıda üç renk kullanıldığında; siyahın 45, ikinci rengin 75, üçüncü renk ise 105 derecelik bir açı ile tramlanmalıdır.
Dört renkli baskı tekniğinde bazı renkler için kullanılan tram açıları değişkenlik gösterir.
Siyah kalıp: 45,75.105
Magenta kalıp:75,15,75
Sarı kalıp:90,90,90
Cyan kalıp:105/15,75,45 [1]
İki ya da daha çok renkli baskılarda her renk kalıbı farklı ve belirli bir açıda tramlanmalıdır. Tramlama sırasında yanlış açılar kullanıldığında, baskı yüzeyinde istenmeyen doku ve motifler oluşur. Bu dokulara “moire” adı verilmektedir.
Renk ayırımı işleminden sonra reprodiksiyon boyutunda yapılacak herhangi bir değişiklik, renk ayırımı ve tramlama işleminin tekrarlanmasını gerektirir. Çünkü tramlanmış bir negatifin büyültülmesi ya da küçültülmesi, tram noktacıklarının görsel kalitesini olumsuz yönde etkiler.[2]

imparator 08-02-2007 14:10

B. Elektronik Renk Ayırımı

Bu sistemde klasik tramlama yerine, elektronik tramlama kullanılmaktadır. Buna uygun tram açıları ve büyüklükleri cihazla programlanmaktadır. Scanner’lerin önemli bir özelliği renk düzenleme ünitelerinin olmasıdır. Color computerle donatılmış bir makine, bozuk ve yetersiz tonları düzeltebilmekte, renkleri arşivleyebilmektedir.
Orijinaller taranması; hem yatay yönde, hem de düşey yönde silindirler dönerken sağlanmaktadır. Orijinalden, istendiği zaman daha büyülterek, istenirse küçülterek bazı kısımlar alınıp bazıları dışında bırakılarak renk ayırımı filmleri alınabilmesi olanağı bulunmaktadır.[1]

C. Renk Ayırımı Yapılırken Nelere Dikkat Edilmelidir?

Ayırımı yapacağımız öge (pozitif veya opak) renk ayırımının kaliteli sonuç vermesinde doğrudan doğruya etkileyebileceği tartışılmaz önce tarama yapacağımız şablonun, özellikle dia ise temizlemeliyiz. Sonra tarama ayarını hassaslaştırmalıyız. Bu opkik okuyucunun en ince noktayı ve renk hissederek tarama işlemini gerçekleştiririz. Çıkış’ta üzerine duracağımız nokta ise banyolarının taze ve oranlarının iyi hazırlanması, renk ayırımının kalitesini şüphesiz artırır. Bu arada kullanılan filmlerinde kalite olması gerekmektedir. Renk ayrımı cihazlar, kullanılan banyo ve filmlerle doğru orantılıdır.[2]

.

imparator 08-02-2007 14:10

Kaliteli bir renk ayırımı sizce nasıl yapılmalıdır?
Taramasını yapacağımız dianın iyi çekilmiş olması gerekmektedir. Buradaki görüntü, çekim kaliteli olursa bizim işimiz biraz daha kolaylaşmış sayılır. Dia’yı tararken yüksek amp.’da taramalıyız. Yani her bir cm2 deki nokta sayısını çoğaltmak, noktaları mümkün mertebe küçültmeliyiz, sonra ekranımızda görüntünün üzerinde yapılması gereken değişiklikleri yaparız ve çıkışa göndeririz. Burada banyonun ve filmin hassasiyetine ve tazeliğine göre alacağımız film çıkışları değişkenlik gösterecektir.
Kullandığımız malzeme ne kadar kaliteli ise çok iyi renk ayırımları elde etmemiz için hiçbir engel kalmayacaktır. Renk ayırımı teknolojinin gelişimi ile d.p.a.’sı yüksek scannerlerle daha net, orijinale daha uygun, büyültme ve küçültmede minimum değer kaybı ile çalışan scannerler piyasaya girdiği için ofset baskı kalitesi de buna bağlı olarak artmıştır.[1]



imparator 08-02-2007 14:10

V. BÖLÜM

SONUÇ

Grafik tasarımcısı için sorunun bir boyutu, özgün grafiğin istenen mesajı hedef kitleye ulaştıracak şekilde hazırlamak ise; bir başka boyutu da özgün grafiğin aslına uygun şekilde çoğaltılmasıdır. Zira mesaj ne kadar çoğaltılırsa, hedef kitleye ulaşması da o kadar isabetli olacaktır.[1]
Yapılan bir tasarımın çoğaltılması çeşitli baskı teknikleriyle yapılması söz konusudur. Tasarımcı adayı, yaptığı tasarımın orijinaline çok yakın, ekonomik olarak çoğaltacağı baskı tekniğini seçmesi gerekir. Çeşitli baskı tenkitleri vardır. Bunların avantaj ve dezavantajlarını inceleyelim;
Tipoğrafi Baskı:
Yüksek baskı sistemine girmektedir. Yapılan orijinalin filmi alındıktan sonra klişesi yapılır ve sonra baskı işlemi yapılır. Baskıda forsadan dolayı kağıtta bir kabarıklık söz, konusudur. Yapılan klişe maliyet açısından düşünürsek pekte ekonomik sayılmaz. Trikromi işler için uygun değildir.

imparator 08-02-2007 14:10

Tifduruk Baskı:
Çukur baskı grubuna girmektedir. Yüksek baskının u.m aksine olarak basılacak kalıp çukurdur. Boya çukurlara dolar. Fazla boya rakle ile sıyrılır ve baskı yapılır.[1]
Tifduruk Baskı Tekniği:
Çukur baskı tekniğine girer, diğer baskı tekniklerinden ayrılan en önemli özelliği; tram noktacıklarının kalıp üzerinde rölyef olarak değil, alçak rölyef olarak yer almasıdır.
- Tifdruk kalıpları ve silindirleri, tipografı ve ofset baskı tekniğinde kullanılanlardan daha pahalıdır.
- Tifdruk baskı tekniğinde düzeltmeler çok pahalıya mal olur. Çünkü her düzeltme için yeni bir baskı kalıbının hazırlanması gerekir.
- Prova baskı, tipografi ve ofset baskı tekniğine oranla daha pahalıya mal olur.[2]
Serigrafi Baskı:
Elek baskı türüne girer. Daha çok farklı satıhlara baskı yapmak için kullanılan bir tekniktir. Kağıt basık olarak değerlendirirsek, zaman açısından olumsuz yönde etkileniriz. Kullanılan mürekkep ve maddeleri de oldukça pahalıdır. Düz kağıt baskılarda pek tercih edilmez.[3]

imparator 08-02-2007 14:11

Ofset Baskı:
- Çeşitli boyutlardaki Siyah - beyaz ve renkli çalışmalar, ofset baskı tekniğiyle ekonomik olarak basılır.
- Kalıp kopyalama işlemi diğer baskı tekniklerine göre daha ucuzdur.
- Ofset baskı tekniği ile parlak ve düzgün yüzeyli kağıtlarda en yüksek baskı kalitesine ulaşır. Bunun yanında, mat ve kaba grenli kağıtlarda da iyi sonuçlar alınabilmektedir.
- Baskı aşamasında yapılan her düzeltme, yeni bir kalıbın hazırlanmasını gerektirir. Ama ofset kalıpları tipografi ya da tifdruk kalıpları kadar pahalı değildir.
Ofset baskı tekniği, yaratıcı düşüncelerin kağıda aktarılmasında grafik tasarımcısına geniş olanaklar sunar. Zemin renkleri, çizgisel ve ara tonlu görsel unsurlar bu baskı tekniğinde aslına oldukça yakın olarak elde edilebilir.[1]
Grafik tasarımcısı tasarımı yaparken, çoğaltmak için kullanacağı baskı tekniğini bilmesi gerekir. Çünkü yapacağı tasarımı baskı tekniğine göre hazırlaması gerekmektedir. Tasarımı yaparken en kaliteli çoğaltma yöntemini ve en ekonomik olanını tercih etmelidir. Yukarıda da açıkladığımız gibi reprödüksiyon tekniğinin olanakları ile ekonomik, seri, orijinale en yakın sonuç için ofset baskı tekniği, diğer baskı tekniklerine göre en idealidir.

imparator 08-02-2007 14:11

TANIMLAR

Agitation : Çalkalama
Bimetal Plaka : iki metalli plaka
Daylight : Gün ışığı
Develope : Banyo işlemi
Desensitize : Hassas olmayan
Densite : Işık geçirgenliği
Emülsion : Hassas yüzey
Etek : Kağıdın baskıdan çıktığı yer ve yönüdür.
Forsa : Silindirlerin birbirine ve kağıda tatbik edilen basma presleme gücü.
Horizontal : Yatay
High – Light : Işıklı saha
Lif : Kağıt hamuru
Negatif Film : İş olan aksamların beyaz (şeffaf), iş olmayan kısımların siyah olarak
hazırlanmış şeklidir.
Oksitlenmek : Metal bir cismin oksijenle birleşmesinden meydana gelen bileşik.
Opak : Işığı yansıtan

imparator 08-02-2007 14:11

Pigment : Öz
Poza : Aynı yerde sabitleme
Reprödüksiyon : Benzeri şekilde üretme
Siper: Engelleme, durmam
Tipografi : Yüksek baskı tekniği
Tiksotropi : Sükunet halinde sert ve kıvamlı durumda bulunan bir kütlenin mekanik bir
hareket ile karıştırılması ile ince akıcı bir karakter kazanması
Trimetal Plaka : Üç metalli plaka
Transparan : Işığı geçiren
Vertical : Düşey

imparator 08-02-2007 14:12

ÖNERİLER

- Reprödüksiyon tekniğinin yardımlarıyla filmler hazırlanmalıdır.
-Ofset baskı için ideal kalıba, film kopyalanmalıdır.
- Kullanacağımız kağıdı uygun seçmeliyiz.
- Kullanacağımız mürekkebin işimize uygun olmasına dikkat etmeliyiz.
- Merdanelerin temiz olmasına özen göstermeliyiz.
- Forsa ayarım ayarlamalıyız.
- Poza ayarını itina ile ayarlamalıyız.
- Uygun kauçuk seçilmeli ve makinaya takılmalıdır.
- Boya haznesini işe uygun olarak ayarlamalıyız.
- Su ünitesini, hazne suyu katkı maddelerini uygun şekilde hazırlamalıyız.
- Hazne suyunun " PH" derecesini ölçmeliyiz
Bu işlemleri tamamladıktan sonra bir grafik tasarımını en iyi şekilde çoğaltma olanağı sağlamış oluruz.


Türkiye`de Saat: 23:52 .

Powered by: vBulletin Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580