Beşiktaş Forum  ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi


Geri git   Beşiktaş Forum ( 1903 - 2013 ) Taraftarın Sesi > Forum Arşivi > Çöp Kutusu

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13-06-2006, 18:02   #1
 
kyros06 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Exclamation ŞEREF BEY `i Anıyoruz

Ölümünün 74. Yılında Şeref Beyi Anıyoruz Allah rahmet eylesin

Şeref Bey Hakkında bilgilerClick the image to open in full size.Click the image to open in full size.

Beşiktaşımız’ın futbol şubesinin kurucusu Ahmet Şerafettin (Şeref) Bey’in, 73. ölüm yıldönümünde Tarihçi Vala Somalı’nın onun Kulübümüz için önemini gösteren yazısını, her Beşiktaşlı’nın okuması gerektiğine inanıyoruz. Beşiktaş Dergisi’nin Ocak 2002 sayısında çıkan bu yazı, Şeref Bey’in kişisel ve sportif alandaki tüm yaşamını ele almaktadır.
Click the image to open in full size.
İstibdat rejiminin bilhassa genç kuşakları bunalttığı günlerde bir cemiyet, bir kulüp kurmak bir yana, iki kişinin yan yana yürümesinin bile kuşkulu gözlerle takip edildiği bir dönemdi. İkinci Abdülhamit, kılpayı kurtulduğu suikastten sonra daha da sertleşmiş ve saray hafiyelerini en ücra yerlerde bile görevlendirerek, baskısını yoğunlaştırmıştı. 1903 yılının Mart ayı başında, Serencebey’deki şaşaalı Osmanpaşa Konağı’nda Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü kuran gençler, Osmanlı Sarayı mensubu da olsalar, toplu bir faaliyetin içinde oldukları için saray hafiyeleri tarafından tutuklanıp ünlü Hasanpaşa Karakolu’na götürülmüşlerdi. Durum vahimdi. Sorgusuz sualsiz zindana atılmaları ya da Fizana sürülmeleri olasıydı. Bereket, Osmanpaşa’nın yakın akrabası olan Seryaver Mehmet Paşa olayı duyar duymaz atına atlamış ve soluğu Hasanpaşa Karakolu’nda almıştı. Badire atlatılmış, Beşiktaşlı gençlerin bir yanlış anlamanın kurbanı olmaları önlenmişti ama, padişah gelişmeleri duyduğunda çok sinirlenmişti. Seryaver Mehmet Paşa huzura çıkıp Sultan II. Abdülhamit’e işin doğrusunu anlattığında, padişah önemli ölçüde yumuşamış, ayrıca kurucu ve sporcuların saray mensubu ailelerin bireyleri olduklarını öğrendiklerinde, faaliyetlerine bile müsade etmiştir. Ama bir şartla vermişti bu kararını; “Atletizm, jimnastik, boks, güreş, eskrim gibi sporlara diyeceğim yok ama, şu İngilizlerin oynadığı ayak topunu oynamayacaklar” demişti, Seryaver Mehmet Paşa’ya sesini yükselterek, belliydi ki, bir takım dini saplantıları vardı futbol hakkında.
Click the image to open in full size.
Emir büyük yerdendi. Bu yüzden, kuruluş yılı olan 1903 ile İkinci Meşrutiyet’in ilanının gerçekleştiği 1908 yılı arasında Beşiktaş Kulübü bünyesindeki sportif aktiviteler arasında, futbola rastlamak mümkün değildi. 1909 yılında Cemiyetler Kanunu yürürlüğe girip, spor kulüplerine resmen faaliyet imkanı sağlayınca, işin rengi değişmiş ve bu serbestliğin getirdiği hakla, Beşiktaş futbolunun vücut bulması konusunda olumlu adımlar atılmaya başlanmıştı.

Ülke rejimindeki bu değişim gerçekleşinceye kadar, Beşiktaş’ta en ufak bir futbol hareketi olmamıştı ama, kaza sınırları içinde özbeöz Beşiktaşlı gençler tarafından gayri federe olarak meydana getirilmiş bir sürü semt takımları, birbirleriyle iddialı maçlar yapıyorlardı. İlçenin en yetenekli futbolcularını bünyesinde toplamaya muvaffak olan “Valdeçeşme” ile “Basiret” takımları, aralarındaki en güçlü iki gençlik teşekkülüydü.
Click the image to open in full size.
Beşiktaş Futbolu ve Şeref Bey

Akaretler’in en önemli semti olan Valdeçeşme o dönemde bünyesinde topladığı ünlü ve köklü aileleri ile olduğu kadar, artık adını taşıyan futbol takımıyla da anılmaya başlanmıştır. Takımın santrforu, kaptanı ve idarecisi Şeref Bey, arkadaşlarını etrafına toplamış, tarihi kararını şu sözcüklerle ifade etmiştir:
“Değerli arkadaşlarım, belki duymuşsunuzdur ülkemizin ve ilçemizin ilk resmi spor teşekkülü, Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü’nde devrin şartları gereği futbol şubesi yoktu bugüne kadar. Kulüp büyüklerinden Ahmet Fetgeri Bey ve Fuat Bey ile konuşarak anlaştım, Basiret’te oynayan bazı arkadaşlar da bize katılacaklar. Böylece hep birlikte bu büyük kulübe dahil olup, onun futbol şubesini meydana getireceğiz.”

Karar coşkuyla karşılanmıştı gençler arasında. Ertesi gün Şeref Bey’in önderlik ettiği futbol kafilesi, doğruca Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün yolunu tutmuş ve gereken işlemlerin tamamlanması sonucunda da o zamanki renkleri ile “Kırmızı-Beyaz” futbol şubesi yaşama geçirilmişti. Daha henüz ortaokul talebesi iken bile, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ndeki her türlü sportif ve sosyal faaliyetleri yakından takip etmeyi hobisi haline getirmiş olan Şeref Bey, Galatasaray, Fenerbahçe hatta Altınordu gibi spor yaşamlarını sadece futbol ile sürdüren kulüplerin, bu popüler spor dalı sayesinde en az 7-8 branşta faaliyet gösteren Beşiktaş’tan daha fazla dikkat çektiğini, bu sayede taraftarlar kazandığını teşhis etmişti. Aşırı bağlılık duyduğu Beşiktaş’taki bu eksikliği ilk fırsatta telafi etmek, lise çağına geldiğinde onun için artık tek amaç haline gelmişti. İşte nihayet bu idealini gerçekleştirmişti söz konusu gençlik hareketiyle. Nitekim gelecek zaman, futbolda kazanılan başarılar ve şampiyonluklar doğrultusunda Beşiktaş’ı ülkenin en önemli kulüplerinden biri yaparken, Şeref Bey’in, futbolu siyah-beyazlı yuvaya taşımakla ne derece isabetli bir karar verdiğini, daha o zamandan ileriyi gördüğüne somut bir örnek teşkil edecekti. Şeref Bey ne yazıktır ki, en verimli çağında ve henüz 39 yaşında olduğu bir dönemde amansız bir hastalığa yakalanarak yaşamını yitirdi. Yalnız Beşiktaş’a değil, Türk futboluna da verebileceği gelecek ile ilgili mükemmel projelerini henüz tamamlayamamıştı ama, yine de kısa ömrüne birçok güzellikler sığdırarak aramızdan ayrılmıştı. Onun dev portresini ve ölümsüz ismini şu ana başlıklar ile gözler önüne sermek bizler için gazetecilik görevi olduğu kadar bir insanlık görevidir de.

Şeref Bey...

1894 yılında Beşiktaş Valdeçeşme’nin Dibek sokağında ve 14 numaralı evde dünyaya geldi. Elazığlı Hacı Yusufzadelerden Mehmet Bey’in oğludur. 7 yaşında Bedia İrgan Mektebi’ni, 10 yaşında Beşiktaş Mülkiye Rüştüyesi’ni, 13 yaşında da Mercan İdadisi’ni bitirerek iyi dereceler ile diploma aldı. İki yıl Fransız Mektebi’ne devam ettikten sonra, Darülfünun edebiyat bölümüne müracat etti. Yaşı küçük olduğu için reddedilmek üzereyken, Maarif Vekili’nin müdahalesi sonucunda okula kaydı yapılabildi. 20 yaşında buradan mezun oldu. Mezuniyet gününde başarılarından dolayı hocaları Hüseyin Cahit Yalçın ve Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından merasimle arkadaşlarına “örnek talebe” olarak takdim edilen Şeref Bey, bilahere Eyüp ilçesindeki Meşriki Füyuzat ve Reşadiye mekteplerine “hoca” aynı zamanda müdür muavini tayin edildi.

Sporcu İdareci Şeref Bey

Şeref Bey, 1910 yılının Ağustosunda Valdeçeşme Spor Kulübü’nü kurarak, sporcu arkadaşlarını bir çatı altında topladı. Kıvrak zekası, futbol bilgisi ve uzun boyu ile kendisi de tipik bir santrfordu. Takım arkadaşları arasında “ileride Beşiktaş ilk 11’inde yer alacak olan” Şair Kazım, Asım, Doktor Mehmet, Askeri Hakem Hakkı, Alaeddin ve Selahattin gibi çok yetenekli oyuncular Valdeçeşme’nin iskeletini oluşturuyorlardı.

En önemli rakipleri ve komşuları “Basiret Kulübü” de güç açısından onlardan aşağı değildi. Bir adı da “Bay Münir’in takımı” olan bu ekipte de Nuri, Rüştü Erkuş kardeşler, Küçük ve Büyük Hakkı, Ziya, Hafız Mustafa ve Refik Osman Top gibi gençler futbolları ile göz dolduruyorlardı. Sonuçta Şeref Bey’in gayretleri ile bu iki kulüp birleştiler ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne iltihak ederek, Kara-Kartal yuvasının futboldaki temelini oluşturdular.

1904 yılında James Lafontaine isimli İngiliz futbolcusu “İstanbul Futbol Ligi” namı ile anılan bir lig kurmuştu. Bir adı da "Pazar Ligi" olan bu organizasyona zamanla Galatasaray, Fenerbahçe ve Altınordu takımları da katıldılar. Çoğunlukla İngiliz, Rum ve Ermeni azınlık takımlarının yer aldığı bu ligde, zaman zaman bir takım anlaşmazlıklar oldu ve Fenerbahçe bu gruptan koparak, İstanbul Ligi Şampiyonluğunu kurdu. Bir zaman sonra Cuma günleri oynanmaya başlandığı için turnuvanın adı “Pazar Ligi”nden “Cuma Ligi”ne çevrilmişti. Beşiktaş genel kaptanı Şeref Bey, en az 8-9 defa müracat ettiği halde, siyah-beyazlı takımı bu grup içine sokamamıştı. Herhalde diğer branşlardaki ihtişamından olsa gerek, organizasyon ilgilileri Beşiktaş’ı futbolda da başlarına bela etmek istemiyorlardı.

Şeref Bey Kendi Ligini Kuruyor

Şeref Bey 1919 yılında Vefa, Darüşşafaka ve Türkgücü gibi bir kısım İstanbul kulüplerini bir araya getirerek “İstanbul Türk İdman Birliği Ligi” adı altında yeni bir lig kurmuştu. 1919-20 ve 1920-21 karşılaşmaları sonucunda Beşiktaş bu ligde üst üste iki kez şampiyon oldu. 1920 yılında Altınordu’nun kurucusu Aydın oğlu Raşit Bey ile birlikte hareket ederek “Pazar Ligi”ni yeniden hayata geçirdi. Bu defa da bu organizasyonda Beşiktaş ile Aydın oğlu Raşit’in yeni takımı İttihatspor’a karşı Pera, Macabi, Enosis (AEK), Stella, Stogles ve Ermeni İttihat gibi azınlık takımları adeta karşı bir grup oluşturuyorlardı. “Pazar Ligi”nin 1920-21 karşılaşmaları sonucunda İttihatspor birinci, Beşiktaş da ikinci olmuşlar, 1921-22 sezonu maçları sonucunda ise şampiyonluğu Beşiktaş kazanmıştı.

1923 yılında Cumhuriyet ilan edilince Pazar Ligi, Cuma Ligi ve Türk İdman Birliği Ligi gibi özel şampiyonalar nihayet tarihe karışmışlar başta Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe olmak üzere tüm İstanbul kulüpleri, Türk Futbol Federasyonu’nun idaresindeki resmi İstanbul Ligi’nde aynı çatı altında toplanmışlardı.

Beşiktaş’ı bir ara bu ligden de ekarte etmek istemişlerdi. Başta Şeref Bey olmak üzere Beşiktaş yönetimi direnince ve Genelkurmay Başkanlığı olaya ağırlığını koyunca plan suya düşmüştür. Sonuçta, ezeli rakiplerinin beğenmediği Beşiktaş, bu ilk resmi İstanbul Ligi’nde de “Şampiyon” olunca muarızlarına söyleyebilecekleri tek söz bile bırakmamıştır. O Türk hakem camiasının da yüzakıydı. 1928 yılında FIFA’nın direktifleri ile Prag’a giderek Prag-Peşte karmaları maçlarını yönetmişti. Uluslararası hakemliğinin yanı sıra ülkemizdeki ilk hakem hocalarından biridir. 1923 ile 1933 yılları arasında üç büyük kulübümüzün şampiyonluğa tesir edecek en önemli maçlarında ya da Avrupa takımları ile oynadıkları karşılaşmalarda, ısrarla maçı idare etmesi istenen ilk isim hep o oluyordu.

“Şeref Stadı” Uğruna Hastalığını İhmal Etmişti

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, “ilk resmi İstanbul Ligi” şampiyonu olan Beşiktaş’ın o yıllarda devamlı yararlanabileceği bir futbol sahası bile yoktu ne yazık ki... 1929 yılı Ağustosunda Taksim Stadı’nın Galatasaray’a ait bir hissesi 5000 TL karşılığında satın alınarak, 1933 yılına kadar bu ihtiyaç giderildi. Futbol şubesi sorumlusu Şeref Bey’in çabaları ile, bir dönem için halledilen bu handikap, yine bu ileri görüşlü spor adamının yaptığı planlı çalışmalar sonucunda nihayet toptan halledilmek üzereydi. 1930’lu yıllar ile birlikte iz sürmeye başlayan Şeref Bey, Beşiktaş’ın geleceğini teminat altına alacak yeni bir mülkün peşine düşmüştür. Evvelce yanmış ve büyük tahribat görmüş tarihi Çırağan Sarayı ile moloz yığınlarının dolu olduğu bahçesini Beşiktaş’a stad olarak tahsisi gerçekleştirmek üzereydi. Mevsim kıştı. Ankara’da İstanbul, İzmir ve Ankara karmaları arasındaki maçları idare etmesi için federasyon tarafından görevlendirilmişti. Aksilik bu ya, birkaç günden beri, vücudunu saran bir illetin verdiği ağrılarla kıvranıyordu. Doktorlar, erken tedaviye girmesinin faydalarını önüne sermelerine rağmen o, stad işini garantiye almak düşüncesiyle, görevlendirildiği maçları idare etmeyi düşünüyordu. Öyle de yaptı zaten... Sonuçta, Ankara’nın kara kışında yönettiği maçlarda vücudunun daha da zayıf düşmesine neden oldu ve yatağa mahkum oldu ne yazık ki... Kulüp başkanı Fuat Balkan’ın da yapıcı teşübbüsleri ve o dönemin en önemli devlet adamlarından biri olan Beşiktaşlı Recep Peker’in delaleti ile tüm formaliteler tamamlanmıştı ama, Şeref Bey bu dünyada yoktu artık.

Beşiktaş “Şeref” Stadı

Evet... 1932 senesinde “Çırağan Sarayı bahçesinin” Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne “stad” olarak tahsisi nihayet gerçekleşmiş ve Maliye Bakanlığı bu tarihi mülkü 10 lira gibi sembolik bir aylıkla tam 99 yıllığına Beşiktaş’a kiralamıştı. Çırağan bahçesini molozlardan temizlemek, toprak zeminin drenajını yaptırıp futbol oynanacak duruma getirme görevini, Şeref Bey’in en yakın dostu Nuri Çapa üstlenmişti. Bu işleri yapmak için ilgili firma astronomik bir ücret isteyince çok öfkelenmiş ve fabrikasındaki işçileri devreye sokarak maliyeti asgariye düşürmüştü.

Zamanın şartlarına göre Beşiktaş futbol şubesi, toprak ama düzgün bir zeminde antrenman yapma olanağına kavuşmuştu. Stadın komple inşaatı, 1940’lı yılların başına kadar sürdü. Altı bin kişilik kapalı, dört bin kişilik açık tribün tam on bin kişilik seyirci kapasitesi stadın, giriş kapıları, soyunma odaları ve nizami yüzme havuzu da dahil olmak üzere toplam inşaatı 42 bin TL’ye malolmuştu. Stadın adı, muhalefet edenler olmasına rağmen Şeref Bey’in ismi ile anılacaktı artık. Kongre kararı ile tesise “Beşiktaş Şeref Stadı” adı verilmişti. Stadın resmi küşadı çok görkemli olmuştu. Ertesi günkü gazete ve dergiler, bir zamanlar “Beşiktaş Çöplüğü” diye isim taktıkları bu yer için bu defa “Balkanlar’ın en güzel stadı hizmete açıldı” başlığı altında haberi okuyucularına duyurmuşlardı. Beşiktaş futbol tarihi içinde Şeref Stadı’nın önemi çok büyüktür. Kulübün asırlık tarihine damgasını vuran, “en muhteşem Hakkı’lı, Şeref’li ve Şükrü’lü kadrosu” bu stadın getirdiği imkanlarla yetişip güçlenmiş ve rakiplerinin korkulu rüyası olmuştur. Stad tam yedi yıl boyunca (1940-1947) sportif açıdan olduğu kadar, ekonomik açından da Beşiktaş’a büyük güç kazandırmış ve elverişli bir spor tesisin bir kulübün ayakta kalmasındaki önemini ortaya koymuştur. Şeref Stadı yedi yıl boyunca, İstanbul Ligi, Milli Küme, Kupa ve Şilt karşılaşmalarına sahne olmuştur, 1948’de İnönü Stadı’nın devreye girmesiyle etkinliğini yitirmiştir.

Beşiktaş’ın tarihinde çok önemli bir yere sahip olan, Beşiktaş’ta Futbol Şubesi’nin kurucusu Şeref Bey, her yıl sezon açılışının yapıldığı gün Yahya Efendi Türbesi’ndeki mezarı başında anılmaktadır.
kyros06 Ofline  
 

Bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık




Türkiye`de Saat: 08:39 .

Powered by vBulletin® Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.3.2

Sitemiz CSS Standartlarına uygundur. Sitemiz XHTML Standartlarına uygundur

Oracle DBA | Kadife | Oracle Danışmanlık



1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437 438 439 440 441 442 443 444 445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491 492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546 547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580